Son Dakika :
CHP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
CHP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Protestocu Muhtardan Yeni Eylem

Gönderen: Unknown on 1 Mart 2012 Perşembe | 02:56



Eşekle, keçilerle, köpeklerle üst geçit duasına çıkan imam ile yaptığı eylemlerle sesini duyuran muhtarın son konukları, Kemal Kılıçdaroğlu ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Mustafa Akaydın'ı temsil eden cansız mankenler oldu.

Protestocu muhtar olarak adını duyuran Antalya'nın Etiler Mahallesi Muhtarı Mehmet Öztürk, yaklaşık 2 yıldır yürüyen merdiveni çalışmayan mahallesindeki üst geçit için yeni bir eylem gerçekleştirdi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Akaydın'ı temsil ettiğini belirttiği iki cansız mankeni çalışmayan yürüyen merdivenler önüne getiren muhtar Mehmet Öztürk, mahalleliyi de üst geçit önüne davet etti. Cansız mankenlerin eline kurdele bağlayan Öztürk, çalışmayan üst geçidin açılışını kurdeleyi makasla keserek gerçekleştirdi.

Kılıçdaroğlu: Güçlü Bir Lider Çıkarsa Koltuğu Bırakırım

Gönderen: Unknown on 28 Şubat 2012 Salı | 17:58



Kemal Kılıçdaroğlu kurultay sonrası Habertürk'ün sorularını yanıtladı...

GALİP:


Tek galip vardır o da parti içi demokrasidir. Bu başarı bana ait değil, örgüte aittir. Örgüt son derece tutarlı, kararlı bir politika izlemiştir. Partiye demokrasiyi getiren örgütün kendisidir.

EKSEN:


CHP’nin ekse ni, kökleri, tarihi bellidir. CHP, halkın partisi olmak, halkın değererine saygı göstermek zorundadır. Sağa kayması diye bir sorun söz konusu değil.

YENİ YOL:

Biz “Her kes için CHP” diyorsak, o zaman geniş kitlelere ulaşmak, onları kucaklamak zorundayız. İnsanları tasnif ederek, ayırarak değil, herkesi kucaklayarak CHP’nin iktidar olmasının yolunu açmalıyız, ana hedefimiz budur. Geçmişteki dar siyasi kalıplardan da partiyi kurtarmak zorundayız.

YARIN YOK:

(Önder Sav “CHP’de ev sahibi biziz” dedi) CHP’nin ev sahi bi halktır. Yöneticileri, gelip geçicidir. Kurumsal yapı CHP’dir, hepimiz gelip geçiciyiz. Önemli olan kendi ideolojisini sürekli yenileyerek, geliştirerek, dünyaya bakışını sürekli yenileyerek yola devam etmektir. Yarın daha güçlü bir genel başkan adayı çıkacaktır; ben koltuğu ona terk edeceğim. Başka gün başkası çıkacak, o da ona terk ede cek.

TEK ADAM:


“Kurultaylarla tek adam olduğunuzu ilan mı ettiniz?”

Hayır, ben tek adam değilim. Biz bir siyasal partiyiz, o siyasal parti içerisinde oturacağız, birlikte karar vereceğiz. Yeni tüzükle, daha katılımcı ve özgür bir yapılanmaya geçiyoruz. Kendi aramızda tartışacağız ama hiç bir zaman kendi için de tartışmalı olan bir parti görüntüsü vermeyeceğiz.

DİSİPLİN UYARISI:

Artık kendi içimizdeki tartışmaları bir tarafa bırakacağız. Türkiye’nin ciddi sorunları var, o sorunlara kilitleneceğiz. CHP’nin kendi içinde disiplini olacaktır.

‘Baykal kurultaylara gelse mutlu olurdum’

(Baykal’ın kurultaya gelmemesi) Baykal’ın iki kurultaya katılmasını çok arzu ederdim, ama gelmedi. Gelmesi beni mutlu ederdi.
Nisanda Arap Baharı’nın Ortadoğu ve Afrika’ya neler getirip götürdüğünü Türkiye’de tartışacağız. O ülkelerdeki sosyal demokrat ve sosyalist partilerin katılımıyla yapacağız bunu. Bu CHP’nin sağa kaydığını mı, yoksa CHP’nin evrensel sosyal demokrasinin kurallarını sadece Türkiye’ye değil, dünyaya yaymakta olduğunu mu gösterir? Bu toplantıya Nobel Barış Ödülü alanlar da katılacak. Bunu iktidar gerçekleştiremiyor, çünkü o kendi statükosunu düşünüyor. Ama biz Türkiye’yi, Ortadoğu’yu, dünyayı düşünüyoruz.

‘Yarın güçlü bir lider çıkar koltuğu ona terk ederim’



Çifte kurultaydan zaferle çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk'e konuştu.

GALİP

Tek galip vardır o da parti içi demokrasidir. Bu başarı bana ait değil, örgüte aittir. Örgüt son derece tutarlı, kararlı bir politika izlemiştir. Partiye demokrasiyi getiren örgütün kendisidir. CHP’nin ekse ni, kökleri, tarihi bellidir. CHP, halkın partisi olmak, halkın değererine saygı göstermek zorundadır. Sağa kayması diye bir sorun söz konusu değil.

YENİ YOL

Biz “Her kes için CHP” diyorsak, o zaman geniş kitlelere ulaşmak, onları kucaklamak zorundayız. İnsanları tasnif ederek, ayırarak değil, herkesi kucaklayarak CHP’nin iktidar olmasının yolunu açmalıyız, ana hedefimiz budur. Geçmişteki dar siyasi kalıplardan da partiyi kurtarmak zorundayız.

YARIN YOK

Önder Sav “CHP’de ev sahibi biziz” dedi) CHP’nin ev sahi bi halktır. Yöneticileri, gelip geçicidir. Kurumsal yapı CHP’dir, hepimiz gelip geçiciyiz. Önemli olan kendi ideolojisini sürekli yenileyerek, geliştirerek, dünyaya bakışını sürekli yenileyerek yola devam etmektir. Yarın daha güçlü bir genel başkan adayı çıkacaktır; ben koltuğu ona terk edeceğim. Başka gün başkası çıkacak, o da ona terk ede cek.

TEK ADAM

Kurultaylarla tek adam olduğunuzu ilan mı ettiniz?”Hayır, ben tek adam değilim. Biz bir siyasal partiyiz, o siyasal parti içerisinde oturacağız, birlikte karar vereceğiz. Yeni tüzükle, daha katılımcı ve özgür bir yapılanmaya geçiyoruz. Kendi aramızda tartışacağız ama hiç bir zaman kendi için de tartışmalı olan bir parti görüntüsü vermeyeceğiz.

DİSİPLİN UYARISI

Artık kendi içimizdeki tartışmaları bir tarafa bırakacağız. Türkiye’nin ciddi sorunları var, o sorunlara kilitleneceğiz. CHP’nin kendi içinde disiplini olacaktır.

‘Baykal kurultaylara gelse mutlu olurdum’(Baykal’ın kurultaya gelmemesi) Baykal’ın iki kurultaya katılmasını çok arzu ederdim, ama gelmedi. Gelmesi beni mutlu ederdi.Nisanda Arap Baharı’nın Ortadoğu ve Afrika’ya neler getirip götürdüğünü Türkiye’de tartışacağız. O ülkelerdeki sosyal demokrat ve sosyalist partilerin katılımıyla yapacağız bunu. Bu CHP’nin sağa kaydığını mı, yoksa CHP’nin evrensel sosyal demokrasinin kurallarını sadece Türkiye’ye değil, dünyaya yaymakta olduğunu mu gösterir? Bu toplantıya Nobel Barış Ödülü alanlar da katılacak. Bunu iktidar gerçekleştiremiyor, çünkü o kendi statükosunu düşünüyor. Ama biz Türkiye’yi, Ortadoğu’yu, dünyayı düşünüyoruz.Habertürk

İsa Gök: "Dilekçe vermenin karşılığı dayak, linç olamaz"



CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, 17. Olağanüstü Kurultay'ın yapıldığı Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'na gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tüzük kurultayının bir hukuk kurultayı olduğunu belirten Gök, kurultaylarda hukukun egemen olması gerektiğini söyledi. Dün Ankara Spor Salonu'nda yapılan 16. Olağanüstü Kurultay'da kendisinin en demokratik hakkını kullanmak istediğini anımsatan Gök, şöyle konuştu: ''Parti Meclisi üyesi milletvekili olarak dilekçe verme hakkımı kullanmak istedim. Dosyam parçalandı, üstüm başım yırtıldı. Linç edilmeye çalışıldım. Bir hukuk kurultayında hukuksuzluk ancak bu kadar olur. Bu kabul edilemez. Bunun adı da demokrasi kurultayı oldu. Şimdi bunun, AKP'nin ileri demokrasisinden parti içi hukukumuzun ne farkı kaldı. Biz kimi nasıl eleştireceğiz. Dün olan tam bir garabetti. Verdiğim dilekçe partimizin bir hukuk dışı yapılanmaya, bir hukuk dışı ortama gitmesini engellemeye dönüktü. Kanun dışında bir şey yapılmasın diye uyarı önergesi vermeye çalıştım. Çünkü sayı toplanmamış. Genel Başkana verilen bilgi de yanlış, uyarmaya çalışıyorum. Dilekçe vermenin karşılığı dayak, linç etme, dilekçeleri kabul etmeme olamaz.''İsa Gök, dün kendisine yapılanlar karşısında salonda bulunan CHP milletvekillerinin hiçbir şey söylememesine de kırıldığını kaydetti. Kendisine Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun önünde linç girişiminde bulunulduğunu ifade eden Gök, Genel Başkanın da bu duruma müdahale etmek yerine 'kimse huzuru bozamaz' diyerek adeta onayladığını savundu. Gök, ''Olayı hukuki zemine taşıyacak mısınız?'' sorusu üzerine de değerlendirdiklerini, önümüzdeki günlerde karar vereceklerini söyledi. İsa Gök, Divan'a verdiği dilekçedeki gerekçeler hakkında da gazetecilere bilgi verdi. Kendisine yapılanları ''CHP'lilerin değil, bir saldırı timinin gerçekleştirdiğini'' iddia eden Gök, konunun mutlaka irdelenmesi gerektiğini belirtti. Açıklamalarının ardından yanındaki bir grupla salona giren Gök, tribünde delegeler için ayrılan bölümün arka sırasına oturdu. AA

Baykal'dan Kılıçdaroğlu'na Sert Sözler



Baykal, CHP'nin 16 ve 17. olağanüstü kurultaylarına ilişkin TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Her iki kurultayın da hayırlı olmasını temenni eden Kılıçdaroğlu, yönetimdeki arkadaşlarına başarılar diledi.

Şimdi artık kurultayların arkada kaldığını ifade eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Önümüzde yeni bir dönem var. Herkesin kurultayı artık kafasından çıkarması gerektiğine inanıyorum. Kurultayda yaşanan gerginlikleri, buna üzülen arkadaşlarımız unutsunlar. Kurultaydan yapay sevinç çıkarmaya çalışanlar, bunu fazla mıncıklamasınlar.

Önümüzde ciddi görevler var, bu görevlere hazırlanmalıyız. Herkesin, hepimizin görevi CHP'yi önümüzdeki dönemde daha başarılı noktaya taşımaktır. Bu konuda üzerimize düşen her görevi, sorumluluğu yerine getirmektir. Bu doğrultuda bir anlayışın, tüm partimizine egemen olacağını umut ediyorum. Ben elimden geldiğince bu anlayışın oturması için üzerime düşeni yapmaya çalışacağım. Bu kurultayları öyle düzenleyen, bu sonuçtan mutlu olan arkadaşlara, bunun hayırlı olmasını ifade ediyorum. Partimizin, önümüzdeki dönemde başarılı olması için herkesin artık geçmişi bırakıp, geleceğe yönelmesi gerektiğini düşünüyorum.''


Baykal'ın kurultaylardan sonraki sözleri



Eski CHP Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal, artık herkesin kurultayı kafasından çıkarması gerektiğini ifade ederek, ''Partimizin, önümüzdeki dönemde başarılı olması için herkesin artık geçmişi bırakıp, geleceğe yönelmesi gerekir'' dedi.Baykal, CHP'nin 16 ve 17. olağanüstü kurultaylarına ilişkin TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtladı.Her iki kurultayın da hayırlı olmasını temenni eden Baykal, yönetimdeki arkadaşlarına başarılar diledi. Şimdi artık kurultayların arkada kaldığını ifade eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:''Önümüzde yeni bir dönem var. Herkesin kurultayı artık kafasından çıkarması gerektiğine inanıyorum. Kurultayda yaşanan gerginlikleri, buna üzülen arkadaşlarımız unutsunlar. Kurultaydan yapay sevinç çıkarmaya çalışanlar, bunu fazla mıncıklamasınlar. Önümüzde ciddi görevler var, bu görevlere hazırlanmalıyız. Herkesin, hepimizin görevi CHP'yi önümüzdeki dönemde daha başarılı noktaya taşımaktır. Bu konuda üzerimize düşen her görevi, sorumluluğu yerine getirmektir. Bu doğrultuda bir anlayışın, tüm partimizine egemen olacağını umut ediyorum. Ben elimden geldiğince bu anlayışın oturması için üzerime düşeni yapmaya çalışacağım. Bu kurultayları öyle düzenleyen, bu sonuçtan mutlu olan arkadaşlara, bunun hayırlı olmasını ifade ediyorum. Partimizin, önümüzdeki dönemde başarılı olması için herkesin artık geçmişi bırakıp, geleceğe yönelmesi gerektiğini düşünüyorum.''AA

Başbakan 4+4+4'ü savundu, TÜSİAD'a sert çıktı



Başbakan Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısında partililere seslendi. Başbakan, ikinci ameliyatı sonrasında pazar akşamı Ankara'ya gelmişti. Ameliyat sonrası ise ilk kez grup toplantısına katıldı.

Konuşmasına ameliyatı sonrasında kendisine geçmiş olsun dileklerini ileten herkese teşekkür ederek başlayan Başbakan Erdoğan, 28 Şubat, yeni eğitim sistemi, CHP'nin kurultayları ve terörle mücadele konularına değindi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve TÜSİAD'a çok sert eleştiriler yöneltti.

Başbakan Erdoğan, bin yıl sürecek denilen 28 Şubat sürecinin mimarlarının 15 yılda tarihten silindiğini ancak kendilerinin, dönemin mağdurlarının ve TBMM'nin "dimdik ve onurlu bir şekilde" ayakta olduklarını belirtti. 28 Şubat'ın, Türkiye'nin hem demokrasisinde hem de ekonomisinde büyük tahribata yol açtığını belirten Başbakan, 28 Şubat'ın demokrasi tarihimizdeki kara bir leke olduğunu söyledi.

CHP'nin pazar ve pazartesi günleri gerçekleştirdiği kurultaylara da değinen Erdoğan, 'Demokrasi şöleni' sloganıyla yapılan kurultaylarda bile demokrasi olmadığını iddia etti. CHP milletvekili İsa Gök'ün kürsü önünde tartaklandığını ancak Kılıçdaroğlu'nun bir müdahalede bulunmadığını söyleyen Erdoğan, "Millet dizi izlemeyi bıraktı CHP'yi izliyor. Entirika, kumpas ne ararsanız var" dedi.

Eğitim sistemindeki 4+4+4 sistemine getirilen eleştirilere ise çok sert cevaplar veren Başbakan Tayyip Erdoğan, "Kız çocukları okula gidemeyecek" eleştirisi yapan TÜSİAD'a ise "Kusura bakma TÜSİAD senin değil milletin arzusu gerçekleşecek" dedi. Erdoğan ayrıca TÜSİAD'ı 28 Şubat sürecindeki ve ekomik krizdeki rolünü sorgulamaya çağırdı.

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde;

"DİK DURDUK DİKLEŞMEDİK"

Ameliyatımdan sonra geçmiş olsun dileklerini ileten, sevgi mesajlarını gönderen herkese kalpten muhabbetlerimi gönderiyorum.

Gençlerimiz Ankara'ya gelişimde bir mesaj verdiler sloganlarıyla, 'Dik dur eğilme bu gençlik seninle' Milletimin bu güveni boşa çıkmayacak, hepsinin içi ferah olsun. Bugüne kadar hep dik durduk, dikleşmedik. Bu can bu bedende olduğu sürece hizmete devam edeceğiz.

Biz aldığımız oyla değil kazandığımız gönüllerle hareket eden bir partiyiz.

HOCALI MİTİNGİNDEKİ IRKÇI PANKARTVE SLOGANLAR

Pazar günü Hocalı katliamını tekrar protesto ettik. Hocalı'da katledilen kardeşlerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyoruz. Burdan bir kez daha Azeri kardeşlerimize desteğimizi iletiyoruz. İstanbul'daki mitingde marjinal bazı slogan ve pankartların olması Hocalı'ya dair görüşlerimizi değiştirmez. O acıyı anmamızı engellemez.

Türkiye'nin bütün vatandaşları etnik kimliğine, dinine ve kökenine bakılmadan eşittir. Taksim'deki mitingde marjinal fikirlerini öne çıkarmak isteyenlere karşı da tetikte olmaya devam edeceğiz.

Merhum Hocamız Necmettin Erbakın'ı da seneyi devriyesinde rahmetle anıyor, mekanı cennet olsun diyorum.

DIŞ POLİTİKA

Haftaiçi birçok dış politika görüşmesi yaptık. Türkiye'nin yoğun çalışmaları neticesinde Somali dünya gündemindeki yerini koruyor. Bizim öncülüğümüzde Londra'da konferans toplandı. Yine haftaiçinde Tunus'ta 60'dan fazla ülkenin katılımıyla Suriye'nin Dostları grubu toplandı. Burada da aktif rol oynadık. Mart ayı içerisinde de İstanbul'da bir toplantı düzenlenecek.

"28 ŞUBAT DEMOKRASİ TARİHİMİZDEKİ KARA BİR LEKEDİR"

Ülkemizin yakın tarihinde maalesef milletçe hatırlamak istemediğimiz tarihler var. 27 Mayıs, 12 Eylül gibi bugün de bir demokrasi faciasının yıldönümünde grup toplantımızı gerçekleştiriyoruz. 28 Şubat demokrasi tarimize bir kara leke olarak yazılmıştır.

28 Şubat müdahalesi 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül'ün devamı niteliğinde, aynı ideolojinin yaptığı bir müdahaledir. Milletin iradesi ve milletin kendisi hedef alınmıştır.

"28 ŞUBAT'IN MAĞDURLARI DİMDİK AYAKTA MİMARLARI TOPLUM İÇİNE ÇIKAMIYOR"

28 Şubat ardından çok büyük bir enkaz bırakmıştır. En başta demokrasi ve ekonomi çok büyük yara almıştır. Türkiye yoksulluğa, yoksunluğa ve yokluğa mahkum edilmiştir. Yüzlerce insan görüşleri, inançları, kıyafetleri nendeniyle suçlu ilan edilmiştir. Binlerce insan fişlenmiştir. Bürokraside cadı avı başlatılmıştır. Toplum mühendisliği yapılmıştır. Üniversite kapılarında milletin evlatları rencide edilmiştir. Kılık kıyafettinden dolayı eğitim hakkından mahrum bırakılmıştır.

Bizler bugün 28 Şubat'ın mağdurları olarak ayaktayız; onurla ve gururla ayaktayız. TBMM 28 Şubat'ın mağduru olarak burada onurlu bir şekilde ayakta. Ama inanın 28 Şubat'ın mimarları toplum karşısına çıkmaktan utanıyorlar.

Tarih 28 Şubat'ın sadece mimarlarını değil onların taşeronu STK yöneticilerini, medya üyelerini ve yazarlarını bin yıl boyunca unutmayacaktır. Onları bin yıl geçse de affetmeyecektir. 12 Eylül'ün yargılanması için yol açılmıştır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın 28 Şubat'la da hesaplaşılacaktır.

'KİNDAR GENÇLİK' POLEMİĞİ

AK Parti Gençlik Kongresi'nde kullandığım üstad Necip Fazıl'ın ifadeleri üzerinden bir kısım fırtına kopartıyor. Ne diyor üstad, "Dilinin, dininin, ırzının, kininin davacısı bir nesil" diyor. Bazı CHP'liler nasıl olduysa Yunus Emre'yi hatırlatmış bize. Biz kime karşı Yunus Emre ile kime karşı Köroğlu ve Dadaloğlu ile cevap vereceğimizi iyi biliriz. Biz mazluma karşı Yunus Emre ile zalime karşı Dadaloğlu ve Köroğlu ile konuşuruz.

"DEMOKRASİ DIŞI KURUMLARIN YASAMA YÜRÜTME YARGIYA MÜDAHALE ETME HAKKI YOK"

Vesayetçi sistemin, özellikle millet iradesine musallat olmasına hiçbir zaman izin vermeyeceğiz. Demokrasilerde karar da yetki de milletindir. Demokrasi dışı kurumların yasama, yürütme, yargıya müdahale etmeye hakkı yoktur. Vesayetçi anlayışa müsaade etmeyiz. Genç nesillerin istikbalinin gölgelenmesine izin vermeyiz. Kendisini milletin üzerinde gören seçkinci, ukala zihniyet millet iradesini zedelemekten çekinmedi.

"TÜRK SOLU GEÇ UYANIR ÇÜNKÜ BİR GECE ÖNCE ÇOK İÇMİŞTİR"

Kurultaylarında bile demokrasi yok. Ama peki, demokrasiye bu kadar aşıktınız da 28 Şubat'ta neredeydiniz? 27 Mayıs'ta ne yaptınız? Bunların demokrasi anlayışı platonik. CHP'nin jetonu geç düşüyor.

Yazar merhum Oğuz Atay'ın bir lafı var: "Türk solu geç uyanır çünkü bir gece önce çok içmiştir." Bakın ben demiyorum Oğuz Atay diyor. Bunlar 28 Şubat'a da geç uyandılar. Ergenekon konusunda da geç uyanacaklar. O zaman biz de onlara günaydın diyeceğiz.

Kaset operasyonundan sonra iktidara gelen bir genel başkanının vesayete karşı duruşunu zaten hiç beklemedik. Kılıçdaroğlu, geçmişleriyle gurur duyduklarını söyleyerek tek parti dönemine sahip çıktı. Dersim katliamından dolayı da, İstiklal Mahkemeleri konusunda da gurur duyuyor musunuz? CHP'den aldığı enkaz ülkeyi 10 yılda ayağa kaldıran Demokrat Parti'ye yaptığınız 27 Mayıs darbesiyle de gurur duyuyor musunuz?

"MİLLET DİZİ İZLEMEKTEN BIKTI SİZİ İZLİYOR"

'Başbakan CHP'den korkuyor, bütün konuşmalarını bize ayırıyor' diyorlar. Yahu aynaya bakın aynaya, millet dizi izlemeyi bıraktı sizi izliyor. Entirika, kumpas ne ararsanız var. Tekrar söylüyorum biz Kılıçdaroğlu'dan ziyadesiyle memnunuz. CHP'den çok memnunuz. CHP'nin başında böyle bir genel başkan olduğu sürece biz gücümüze güç katacağız.

Kurultayda çok ilginç bir şekilde kürsünün önünde kendi vekillerinden biri linç ediliyor. Kılıçdaroğlu şirazesinden çıkmış bir şekilde korumalara "Beni CHP'lilerden korumayın" diyor. Yahu orada linç edilen senin kendi milletvekilin. Konuştuğu kürsünün önünde kendi milletvekili tartaklanıyor, Kılıçdaroğlu engel olacağı yerde konuşmasında bize hakaret ediyor.

"YENİ SİSTEM 28 ŞUBAT'IN EĞİTİME VERDİĞİ TAHRİBATI ONARACAK"

Menderes döneminde, Özal döneminde milletin genç, fakir, zeki çocukları iyi üniversitelerde okuyarak bir yerlere geldiler. İşte 28 Şubat bu duruma da müdahale etmiştir. Bu ülkenin, bu milletin çocukları okumasın, iyi yerlere gelmesin diyen elitist, seçkinci bir anlayışın ürünüdür 28 Şubat. 4+4+4 sistemi 28 Şubat'ın eğitime verdiği tahribatı onaracaktır.

"TÜSİAD ÖNCE 28 ŞUBAT'TAKİ EKONOMİK KRİZDEKİ ROLÜNÜ SORGULASIN"

Üç kademeli eğitim Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu en modern eğitimdir. 4+4+4'e malum çevrelerin tepkisi Türkiye gerçeklerinden uzak. Yapılan bir reform karşısında CHP'nin statükoyu savunmasına alışmış durumdayız. Ama 8 yıllık kesintisiz eğitimin mimarlarından TÜSİAD'ın bu reforma karşı çıkması ilginç.

Kusura bakma TÜSİAD senin istediğin olmayacak. Milletin dediği olacak. Sıkılmadan 'kız çocukları okula gidemeyecek' diyorlar, el insaf. 9 yıllık raporlara bir bakar insan. Secaat eylerken sirkatin söylüyorsunuz. TÜSİAD önce 28 Şubat'taki rolünü sorgulasın. TÜSİAD önce 28 Şubat'taki ekonomik krizdeki payını sorgulasın. Bu yeni sistemde kız çocuklarının dışarıda kalmasını savunmak saçmalıktır.

"KIZ ÇOCUKLARININ OKULLAŞMASI REKOR SEVİYEDE"

Dertleri başka, dertleri ideoloji. Okullaşma oranı özellikle de kız çocuklarındaki okullaşma oranı AK Parti döneminde rekor seviyelere ulaşmıştır. Bunları biliyor musun TÜSİAD? Türkiye'de kız çocuklarının okullaşma oranı erkek çocuklarının okullaşma oranından daha fazla. En fazla yatırımı eğitime yaptık. Bu şekilde saldırmak bakar kör olmaktır.

TERÖRLE MÜCADELE

Terörle mücadele konusunda, güvenlik kurumları arasında bir çatışma varmış gibi göstermek Türkiye'ye bir yarar sağlamaz. Uludere'deki kardeşlerimizi unutmadığımızı da belritmek isterim. En az onlar kadar acı hadisenin aydınlatılmasını bekliyoruz. Uludere'deki ve bölgedeki kardeşlerimiz merak etmesin. Bu süreç, hukuk süreci netleşecektir.

Komisyondaki toplantının ardından muhalefet milletvekilleri dezenformasyon yaptı. CHP ve BDP'nin her zamanki tutumu.Habertürk

Kılıçdaroğlu'na Çok Sert Sözler



5N1K'da Cüneyt Özdemir'in sorularını yanıtlayan Gök, yeni tüzükle CHP'nin sağcılaştırıldığı savundu. Kemal Kılıçdaroğlu'nu "padişahlık yetkilerini artırdı" sözleriyle hedef alan Gök, parti içi mücadeleye devam edeceklerinin mesajını verdi.

Kılıçdaroğlu, Demirören'i Kutladı



CHP basın bürosundan yapılan açıklamaya göre, Demirören'in TFF Başkanlığına seçilmesi dolayısıyla yazılı açıklama yapan Genel Başkan Kılıçdaroğlu, ''229 oyun 221'ini alarak Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığına seçilen Sayın Yıldırım Demirören'i kutluyor, Demirören'in şahsında, çok kritik bir süreçte büyük bir sorumluluk duygusuyla görev alan TFF Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarına da sevgilerimi, saygılarımı sunuyor, başarılar diliyorum'' görüşünü ifade etti.


Birand'dan CHP Ve Muhaliflere Uyarı Geldi



Muhaliflerin çağrısıyla yapıla CHP'deki tüzük kurultayı Kılıçdaroğlu'nun zaferiyle sonuçlandı. Birand CHP'deki kongrelerin sona ermesinin ardından hem CHP'ye hem de muhaliflere çağrıda bulundu ve uyardı. 'Artık Yetti '

BİRAND'DAN MUHALİFLERE UYARI

Birand 'Herhalde bütün Türkiye'nin Cumhuriyet Halk Partisi'nden istediği bir şey var. Bırakın artık şu kurultayları. Bırakın doğru dürüst bir muhalefete gidelim. Ve eminim Türk demokrasisinin kuvvetli bir muhalefete ve kuvvetli bir Cumhuriyet Halk Partisi'ne ihtiyacı var. Durmadan Ak Parti aşağı çekilmeye çalışılıyor. Aslında CHP'nin kendini yukarıya itmesi gerekecek. Artık yetti. Artık Kemal Kılıçdaroğlu görevini yapmalı. Muhalefette ona bu imkanı tanımalı. ' dedi.

Yalçın Bayer: Legalleştiler



CHP kurultayı için bazı muhaliflerin söylediği gibi çok şey söylenebilir.

“Genel Merkez, görevini güçlü şekilde ortaya koyamıyor.”

“Kılıçdaroğlu, Aziz Yıldırım kadar diklenemiyor; CHP’liler de FB taraftarları kadar olamıyor.”

“Kurultay partisi olmaktan kurtulamıyoruz.”

“Kılıçdaroğlu ve yönetimi, partiyi büyütemiyor; gidişat iyi değil.”

Heyecanı zayıftı

Tüzükteki ‘padişah yetkileri’ kalktı mı?”

En ağır eleştiriyi eski milletvekili Sabri Ergül yaptı. Ergül, 2008’de Baykal’ın yaptığı tüzük değişikliğine karşı çıkmış; 17 ay süreyle değişen tüzük devreye sokulamamıştı. Bu kurultayda da söz alarak, tüzüğün, muhalefetin isteğine karşın bazı maddelerinin değiştirildiğini, ama Genel Başkan ve MYK’nın, eski ‘ağırlığının’ araya serpiştirildiğini ve aynı yetkilerin süreceği görüşünde olduğunu söyleyen Ergül, “Bir tek genel merkezden örgütlere gönderilecek para oranı değişti. ‘Demokrasi Şöleni’ yaftası ile bu ayıp örtülemez” dedi. Son seçimde ‘merkez yoklaması’ ile 3. sıraya konularak yeniden Meclis’e giren İsa Gök’ün, gerekli çoğunluğun olması yolundaki ısrarı ve buna karşılık kendisinin yaka paça salondan dışarı çıkartılması hiç ‘demokratik’ değildi.

Kurultayla ilgili ‘nitelikli çoğunluk’ konusu ve hazirun cetvelindeki imzaların ‘atılış’ biçimi CHP’nin başını ciddi şekilde ağrıtacak gibi gözüküyor.Önder Sav’ın yönlendirdiği bazı imzacıların yaptıkları hukuki girişimler, kurultayı iptal ettirebilir mi? Henüz erken ama hafta içinde yapılabilecek itirazlar bunu gösterecek. Nihayette Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kararını verecek.

Kurultaydan bazı satır başları verirsek...

Kılıçdaroğlu’nun konuşması içerikliydi ama son iki Meclis grup konuşmasının ise gerisindeydi. Genel Başkan’ın heyecanı yoktu. Konuşmasında ‘demokrasi’ sözcüğünü ağırlıklı olarak kullandı. Parti içi sorunlara girmedi. ‘Postmodern diktatörlük’ vurgusu iktidara karşı en ağır eleştiriydi.

Muhalifler daha önce duyurmalarına karşın Anıtkabir’e gitmediler. Baykal, Sav gibi kurultaya gitmeyerek iddiasını bir anlamda sonlandırdı yorumları yapıldı. Demek ki, istenen tavizler yeterince verilmediği için ‘pazarlıklar’dan bir sonuç alınamadı. Unutulmaması gereken bir gerçek de antidemokratik olduğu için değiştirilen tüzüğün, Baykal ve Sav’ın eseri olduğudur. O gün antidemoktarik tüzüğe evet diyenlerin, dün de değiştirilmesi için oy kullanması siyasetin bir cilvesi olsa gerek.

Revizyon olabilir

Sonuçta Kılıçdaroğlu’nu güçlendiren bir kurultay yaşandı denilebilir. Değişim ve dönüşüm ile ‘yeni CHP’ legalleşti. Evet tüzük sorunu bir şekilde sona erdirildi. Bunun da siyasi sonuçları olması gerekir; bu da çeşitli organlarda ‘revizyonu’ gündeme getirebilir.

Mustafa Mutlu: Kılıçdaroğlu Kazandı Baykal Kaybetti



CHP’nin dünkü kurultayı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun gücünü ve partideki egemenliğini biraz daha artırdı.

Bunda en çok payda; hiç kuşkusuz, üç kez özel olarak davet edilmesine karşın kurultaya gelmeyen önceki Genel Başkan ve bugünün Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ındı...

***

Ne yalan söyleyeyim; ben muhalif milletvekili İsa Gök’ün fazla bireysel görünen ve biraz da şov kokan itirazlarına, Önder Sav ekibinin kurultaya gelmeyerek Anıtkabir’e gitmesine, sonra da bir otelde basının karşısına çıkmasına çok da fazla takılmadım.

Bu “muhalif hareket”in CHP’yi böleceğine ise; özellikle dünkü kurultayı izledikten sonra kesinlikle ihtimal bile vermiyorum.

Çünkü Önder Sav’ın da dün bizzat açıkladığı gibi, bu ekibin, bir kapıdan kovulsalar bile öbür kapıdan tekrar CHP’ye gireceklerini biliyorum...

Benim en çok dikkatimi çeken şey, CHP’nin yıllarca Genel Başkanı olan Deniz Baykal’ın vefasızlığı ve sorumsuzluğu oldu.

Zaten kurultayın başından sonuna kadar salonda en çok konuşulan konu da, Baykal’ın gelip gelmeyeceğiydi.

Bu konu; yapılan tüzük değişikliğiyle getirilen yeni düzenlemelerin bile önüne geçti.

***

Baykal bana göre, sırf Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının yanında görünmemek için salona gelmeyerek, CHP kurultayına saygısızlık etti...

Başına kaset felaketi geldiğinde bile son dakikaya kadar ağzının içine bakan, hatta evinin önünde çadır kurup direnen delegeleri üzdü.

Ondan beklenen, kesinlikle bu kurultaya katılması ve eğer gerek duyuyorsa kürsüye çıkıp parti yönetiminin hatalarını tek tek sıralamasıydı.

Çünkü onun gibi deneyimli bir eski Genel Başkan’a bu yakışırdı.

***

Hava almak için dışarı çıktığımda kendimi bir delege grubunun içinde buldum... İçlerinden birinin, Deniz Baykal’ın gıyabında ve ona hitaben söylediği sözleri aktarmayı görev biliyorum:

“Kardeşim madem kurultaya bile gelmeyecek kadar nefret ediyorsun bu yönetimden, madem bu kadar kin dolusun; o zaman daha sekiz ay önce neden milletvekili olmayı kabul ettin? Aynı insanlar vekillik teklif edince havada atlayacaksın, iş kurultaya gelmeye ve partiye katkıda bulunmaya gelince sıvışacaksın... Olmadı Sayın Genel Başkanım, olmadı! Biz sizi büyük hedeflerin adamı olarak tanımıştık ama siz küçük oyunların adamı çıktınız...”

***

Kısacası, dünün “görünmez kahramanı” Deniz Baykal’dı...

Kurultaya katılmayarak, kendisine gönül veren ve hâlâ “Acaba döner mi” umuduyla bekleyen delegelerin gözünden bile düştü...

*****

Günün Sorusu

Kemal Kılıçdaroğlu, kurultayda yaptığı konuşmada, “Gelin özel yetkili mahkemeleri kaldıralım. Gelin infaza dönüşen tutukluluk sürelerini kısaltalım. Gelin faili meçhul cinayetlerde zaman aşımını kaldıralım. Gelin 12 Eylül yasalarındaki tüm antidemokratik düzenlemeleri ve YÖK Yasası’nı değiştirelim. Gelin seçim barajlarını kaldıralım. Gelin Toplantı ve Gösteri Yasası’ndaki antidemokratik hükümleri düzeltelim. Gelin militanlaşan yargıya son verelim ve vicdanı olan bir yargı yaratalım. Gelin özel yaşamı koruyalım” diyerek iktidar ve muhalefet partilerine çağrıda bulundu... Sorum size:

Size göre Başbakan Erdoğan bu çağrıya nasıl bir yanıt verir?

İsa Gök: "Dilekçe vermenin karşılığı dayak, linç olamaz"



CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, 17. Olağanüstü Kurultay'ın yapıldığı Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'na gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tüzük kurultayının bir hukuk kurultayı olduğunu belirten Gök, kurultaylarda hukukun egemen olması gerektiğini söyledi. Dün Ankara Spor Salonu'nda yapılan 16. Olağanüstü Kurultay'da kendisinin en demokratik hakkını kullanmak istediğini anımsatan Gök, şöyle konuştu: ''Parti Meclisi üyesi milletvekili olarak dilekçe verme hakkımı kullanmak istedim. Dosyam parçalandı, üstüm başım yırtıldı. Linç edilmeye çalışıldım. Bir hukuk kurultayında hukuksuzluk ancak bu kadar olur. Bu kabul edilemez. Bunun adı da demokrasi kurultayı oldu. Şimdi bunun, AKP'nin ileri demokrasisinden parti içi hukukumuzun ne farkı kaldı. Biz kimi nasıl eleştireceğiz. Dün olan tam bir garabetti. Verdiğim dilekçe partimizin bir hukuk dışı yapılanmaya, bir hukuk dışı ortama gitmesini engellemeye dönüktü. Kanun dışında bir şey yapılmasın diye uyarı önergesi vermeye çalıştım. Çünkü sayı toplanmamış. Genel Başkana verilen bilgi de yanlış, uyarmaya çalışıyorum. Dilekçe vermenin karşılığı dayak, linç etme, dilekçeleri kabul etmeme olamaz.''İsa Gök, dün kendisine yapılanlar karşısında salonda bulunan CHP milletvekillerinin hiçbir şey söylememesine de kırıldığını kaydetti. Kendisine Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun önünde linç girişiminde bulunulduğunu ifade eden Gök, Genel Başkanın da bu duruma müdahale etmek yerine 'kimse huzuru bozamaz' diyerek adeta onayladığını savundu. Gök, ''Olayı hukuki zemine taşıyacak mısınız?'' sorusu üzerine de değerlendirdiklerini, önümüzdeki günlerde karar vereceklerini söyledi. İsa Gök, Divan'a verdiği dilekçedeki gerekçeler hakkında da gazetecilere bilgi verdi. Kendisine yapılanları ''CHP'lilerin değil, bir saldırı timinin gerçekleştirdiğini'' iddia eden Gök, konunun mutlaka irdelenmesi gerektiğini belirtti. Açıklamalarının ardından yanındaki bir grupla salona giren Gök, tribünde delegeler için ayrılan bölümün arka sırasına oturdu. AA

Kurultaylar bitti atışma bitmedi



CHP tüzük değişikliği gündem maddesiyle yaptığı iki olağanüstü kurultayı geride bıraktı. Ancak kurultaylar sona ermiş olmasına rağmen parti içi muhalefet ve genel merkez çevresi karşılıklı açıklamalarına devam ediyor.

Parti içi muhalefetin önemli isimlerinden ve kurultayların öne çıkan ismi olan İsa Gök, değiştirilmesini teklif ettikleri tüzük maddeleri üzerinde söz hakkı verilmemesini eleştirerek, ''Bu, kınanacak bir durumdur. Bu, yeni CHP mantığının, hukukun bittiğinin ispatıdır'' dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ise partinin asıl sahiplerinin delegeler olduğunu belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu iki gündür arkadaşlarımızın vermiş olduğu karara hepimiz saygılı olacağız'' 

DENİZ BAYKAL: "HAYIRLI OLSUN DİYORUM"

CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal, dün ve bugün gerçekleştirilen iki olağanüstü kurultay hakkında gazetecilere kısa bir açıklamada bulundu. İki kurultaya da katılmayan Baykal, "Değerlendirmede bulunmak istemiyorum, sadece hayırlı olsun diyorum" dedi.

İSA GÖK: "YENİ CHP MANTIĞININ HUKUKUN BİTTİĞİNİN GÖSTERGESİ

"Muhalif kanattan Mersin milletvekili İsa Gök, kurultay çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, değiştirilmesi öngörülen tüzük maddeleri üzerinde görüşme yapılmasının kabul edilmediğini belirterek, ''Çok basit bir soru Mecliste hükümet kanun tasarısı getirirken veya birileri kanun teklifi verirken her maddede kimlerin nasıl konuşacağı yazılır mı, bu nerede görülmüştür?'' diye sordu.''Yönetim maddeler üzerinde konuşulmaktan o denli korkuyor ki yerel seçimlerde ön seçim isteyen maddemizi konuşmuyor'' diyen Gök, şöyle devam etti: ''Çünkü Genel Merkez, yerel seçimlerde ön seçim istemiyor. Maddelerde demokrasi beyanında bulunacağız, demokrasiyi getiren maddeler bu maddeler, 'o maddeleri biz değiştirdik, demokrasiyi biz getiriyoruz' dediklerinin yalanını ortaya çıkaracağız. Olağanüstü Tüzük Kurultayı'nın gündemini isteyenler belirler. Diğer kurultayda genel merkez belirledi. Gündem böyle yazılır, her madde için şu kadar kişi konuşacağı, onun için her madde için de şu kadar kişi konuşacak, yeterlilik önergesi bundan önce verilemez, bunlar yönetmelikte yazıyor. Konuşmaların serbest olacağını yönetmelik beliriyor ama Genel Merkez ve Adnan Keskin başkanlığındaki Divan, o maddelerde konuşulmasından ürktüler. 'Maddelerde gerçek sorun, gerçek demokrasinin ne olduğunu gösteririz' diye maddelerde dahi konuşturmadılar. Bu kınanacak bir durumdur. Bu, yeni CHP mantığının, hukukun bittiğinin ispatıdır.

''GÜRSEL TEKİN: "ÖZ CHP BİZİZ ÖZ CHP DELEGEDİR"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, 17. Olağanüstü Kurultayı'nın yapıldığı salondan ayrılışında gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. Tekin, dün ve bugün gerçekleştirilen olağanüstü kurultaylara ilişkin değerlendirmesinde, ''Sadece bize değil, aynı zamanda CHP camiasına ve Türkiye'ye hayırlı olsun. Bu tüzük kurultayı, sadece CHP için yapılmış değil aynı zamanda bütün siyasi partilerin örnek alıp, parti içi demokrasiyi işletmesi gerekiyor'' dedi. Yeni anayasa çalışmalarını hatırlatan Tekin, şöyle devam etti: ''Yeni bir anayasa hazırlayacağız. Yeni anayasa ne demektir? Daha demokratik, daha özgürlükçü bir ortam olacaktır. O zaman haklı olarak seçmen der ki: Kardeşim bana devasa bir anayasa diyorsunuz, kendi ufacık anayasanızı önce bir yapın. Şu anda dünyada parlamentolarda millet kendi vekilini kendisi seçer, ne yazık ki Türkiye'de parlamentoda milletvekillerinin neredeyse tamamı tayinli geliyor. Yani milletin kendi iradesi ile seçilen vekiller değil. Bu nerden kaynaklanıyor, 12 Eylül'de yapılan Siyasi Partiler Yasası'ndan kaynaklanıyor. '12 Eylül'ü, Evren'i yargılayacağım' diyenlere, Evren'i yargılamayı bırak kardeşim, eğer Evren'i yargılamak istiyorsanız, Evren'in yapmış olduğu bütün anti demokratik yasaları değiştirirsiniz. Başta Siyasi Partiler Yasası, yüzde 10 barajı... Bütün bunları kaldırdığınızda Evren'i de 12 Eylül'ü de yargılamış olursunuz. Bugün ki yapılan tüzük kurultayının da daha demokratik olabilmesi için Siyasi Partiler Yasası'nın mutlaka değişmesi gerekiyor, halen eksiklerimiz var. Çünkü o yasayı aşamıyorsunuz.''''Bugün bazı gazetelerde CHP'de ayrılmaların olabileceğinin yazıldığının'' anımsatılması üzerine ise Tekin, ''Öz CHP'de biziz, öz CHP delegedir. Bin 200 delegenin bin 31 tanesi buradaysa öz CHP burada'' değerlendirmesini yaptı. ''CHP'de tartışmalar bitti mi?'' yönündeki soru üzerine de Tekin, ''Kesinlikle bitmiştir. Yani tartışmaların, ayrışmaların kararını verebilecek en önemli irade, partinin delegesidir. Kurultay delegesi önemli mekanizmalardan seçile seçile geliyor. Partinin asıl sahipleri delegeler. Bu iki gündür arkadaşlarımızın vermiş olduğu karara hepimiz saygılı olacağız'' ifadelerini kullandı. 

BERHAN ŞİMŞEK: "SEÇİMLİ KURULTAYDA KILIÇDAROĞLU SEÇİMİ KAYBEDER"

CHP eski İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek, seçimli kurultayda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimi kaybedeceğini öne sürdü. Tv8'de Erkan Tan'ın konuğu olan CHP eski İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek, CHP'de gerçekleşen kurultayla ilgili açıklama yaptı. Seçimli kurultayda Kılıçdaroğlu'nun seçimi kaybedeceğini öne süren Şimşek, seçimli kurultayda herhangi bir CHP'linin Kılıçdaroğlu'nu 'silip götüreceğini' öne sürdü. Şimşek, "Sözünün arkasında dur, hemen seçimli kurultay yapalım. Karşısına kim çıkarsa siler götürür. Seçim, yarışma işi değil mi? Parti Meclisi'ni yenileyelim, eğer seçilirsen hep beraber gelelim, bizde adettir. Aile büyüklerinin eli öpülür. Ben de senin elini öpeyim." diye konuştu."Kılıçdaroğlu ile olmadı, tutmadı" diyen Şimşek, şöyle devam etti: "Olmadı, tutmadı. Lider olmak, taşıyıcı olmak, Tayyip Erdoğan'ın karşısında ezilmeden, büzülmeden, bu ülkenin insanını doğru temsil etmek lazım. Olmadı, yol yakınken dönelim. İl başkanlığım döneminde 2 arkadaş, Kemal-Berhan olarak parlamentoda çalıştık. Beyefendiyi ben tanıyorum ama ben inanın arkadaşım Kemal'i arıyorum ve bulamıyorum. Bu bölünmeden bir parti çıkmasına müsaade etmeyiz. Ama bu beyefendi bize hadi gidin deyip, kağıtların üzerinde gönderirse onu bilemem."

CHP'de ikinci raunt da Kılıçdaroğlu'nun



CHP'nin dün yapılan 16. Olağanüstü Tüzük Kurultayı'nın ardından bugün de gündemi 362 delegenin imzasıyla belirlenen 17. Olağaünüstü Kurultayı toplandı. Delegeler, tüzüğün 9 maddesinde değişiklik talebini görüştüler.

Kurultay sonucunda muhaliflerin tüzükteki 9 maddede değişiklik talepleri reddedildi ve CHP'nin iki günlük kurultay sürecinden muhalif kanat eli boş ayrılmış oldu. CHP'nin 17. Kurultayı aynı zamanda tarihinin en kısa kurultaylarından biri oldu. Bugünkü kurultay yaklaşık 4 saat sürdü.

CHP'nin 2. Kurultayında Divan Başkanlığı'na dünkü kurultayda olduğu gibi yine Adnan Keskin seçildi. Açılış konuşmasını yapan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ise, 'Yeni CHP'ye vurgu yaparken parti içi demokrasinin çıtasının yeni tüzükle beraber çok yukarılara taşındığını söyledi.

Kılıçdaroğlu sonrasında muhalif kanat adına kürsüye gelen İsa Gök, Kılıçdaroğlu'nun 'Yeni CHP' söylemini eleştirdi ve "Yeni bir yol çizmekten bahsediliyor. Bu yol mutlaka Atatürkçü olmak zorunda. CHP'nin DNA'larıyla, genleriyle oynamayın" dedi.

Kongrede yumruklaşmaların da yaşandığı bir gerginlik yaşandı. Savcı Sayan'ın salona girişi sırasında arbede ve karşılıklı yumruklaşmalar yaşandı.

KILIÇDAROĞLU KONGREDE

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcıylarıyla beraber saat 11:00'da salona giriş yaptı. CHP lideri salonda, eski genel başkanlar Altan Öymen ve Hikmet Çetin'in yanına oturdu.

Kılıçdaroğlu'nun salona girişi sırasında bir kısım partilinin ayağa kalkmadığı görüldü. Ayağa kalkmayanlar arasında dün yapılan kurultaya itirazları olan Mersin milletvekili İsa Gök de vardı.

DİVAN BAŞKANI KESKİN

Dün gerçekleştirilen 16. Olağanüstü Kongrenin Divan Başkanı olan Adnan keskin bugün gerçekleştirilen kongrenin de Divan Başkanı seçildi.

KILIÇDAROĞLU KÜRSÜDE

Kurultayın resmi olarak açılması ve Divan Başkanlığına Adnan keskin'in seçilmesi sonrasında kürsüye Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu geldi. CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun kongre açılışındaki konuşmasından satır başları ise şu şekilde;"Neden demokrasiye bu kadar vurgu yaptık. Çünkü ayaklarımızın altından demokrasi kayıyor bunun için bu demokrasi hamlesini yaptık. Birileri kavga eden CHP göstermek istiyor. Bakın kavga var mı? CHP halka doğru bir yol çiziyor. Demokrasi ve özgürlükler bağlamında yolunu çiziyor.Dün demokrasi tarihimiz açısından çok önemli bir sınav verdik. Demokrasisi gelişmiş bir CHP var artık halkın karşısında. Erkek egemen bir gelenği kırıp kadınları da siyaset yapmaya çağırıyoruz. Zaten bu misyon tarihi olarak CHP'nin üzerindedir.Umutsuzluk bizim kitabımızda yok. Bizim üzerimize düşen büyük görevler var. Böyle çıkacağız halkın karşısına. CHP'li olmak halka adanmış olmak demektir. Demokrasi ve özgürlükler için, başta Genel Başkan olarak ben, bedeller ödemeye hazırız. Onların özel yetkili mahkemeleri bizleri yıldıramaz. Bizim inancımızda kin yoktur.

Dün tüzüğümüz oybirliği ile kabul edildi. Buradan bütün delegelerimize CHP'de değişim ve dönüşümün altına imza attıkları için teşekkür ediyorum. Kimseye mesaj atmadım, kimseyi oyunuzu şu şekilde kullanın diye telkinde bulunmadım. Çünkü ben onların yurtseverliklerine, sağduyularına güveniyorum.

Demokrasi ağır bedeller ödemeyi gerektiriyor, en güzel şekilde Nazım Hikmet söylemiş; 'Ben yanmasam, sen yanmasan biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar aydınlağa'Hepinizi muhabbetle selamlıyorum."

İSA GÖK KÜRSÜDE 'YENİ CHP'Yİ ELEŞTİRDİ

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ardından kürsüye muhalif kanattan CHP Mersin milletvekili İsa Gök geldi. Gök konuşmasının başında Kılıçdaroğlu'na 'Atatürk' eleştirisi getirdi. Gök, "Ben eski genel başkanlarımızdan Deniz Baykal'a Deniz demiyorum, siz de lütfen Mustafa Kemal değil Mustafa Kemal Atatürk deyiniz" şeklinde konuştu.Gök ayrıca Kılıçdaroğlu'nun dün "CHP yeni bir yol çizecek" açıklamalarını da eleştirdi ve "Yeni bir yol çizmekten bahsediliyor. Bu yol mutlaka Atatürkçü olmak zorunda. CHP'nin DNA'larıyla, genleriyle oynamayın" dedi

SALON GİRİŞİNDE ARBEDE

İsa Gök'ün konuşmasını yaparken, Savcı Sayan'ın salona girişi sırasında gerginlik yaşandı. Bir gurubun kapı girişinde slogan attığı görüldü. Bu esnada bu grupla Sayan ve yaındakiler arasında yumruklaşmalar yaşandı. Ancak güvenlik kuvvetlerinin müdahalesiyle gerginlik büyümeden önlendi. Video için tıklayınız...

MUHALİFLERİN ÖNERİLERİ REDDEDİLDİ

Kurultayda partililerin konuşmalarının ardından değişikliği istenen 9 maddenin oylamasına geçildi. Maddelerle ilgili Divan Başkanlığı tarafından önce 4 aleyhte ve lehte konuşma yapılmasına izin verildi. Daha sonra değişikliği istenen maddeler tek tek okunmaya başlandı. Okunan her maddenin ardından oylama yapılıyor. Maddelerle ilgili görüş ifade edilmesine izin verilmedi. Yapılan oylama sonucu, tüzükte değişikliği istenen 9 maddenin hepsi reddedildi. Sonra bütün maddeler toplu olarak oylamaya sunuldu ancak yine reddedildi.

TALEPLERİN REDDEDİLMESİ SONRASINDA KILIÇDAROĞLU KÜRSÜYE GELDİ

Muhaliflerin taleplerinin reddedilmesi sonrasında Genel Başkan Kılıçdaroğlu kürsüye geldi ve delegeler ile partililere seslendi. Kılıçdaroğlu: "Herkesin eleştirileri çok dikkatli okudum ve kaydettim. Geçmişten ders alarak önümüze bakacağız. Çağdaş bir Türkiye için çalışacağız" dedi.Kılıçdaroğlu konuşmasının ardından Divan Üyelerinin ellerini tek tek sıkarak kürsüden indi.

Adil Gür'den CHP ve seçmen analizi



CHP'nin dün ve bugün yaptığı kurultaylar, her ne kadar tüzük ve demokratikleşme kurultayları olarak görülse de partinin Türkiye siyasetinde kendisini konumlayacağı yer açısından oldukça tarihi öneme sahip. Dün sözlerine yer verdiğimiz CHP'nin eski genel başkanlarından, tecrübeli siyasetçi Altan Öymen CHP'yi kapağı açılmakta olan düdüklü tencereye benzetmişti. Muhaliflerin kurultayının toplanacağı bugün belki de tencerenin patlayarak mı, patlamadan mı açıldığını anlayacağız. Partiden kopmalar olur mu, yeni bir parti doğar mı gibi soruların yanıtları biraz bugün yaşanacaklara da bağlı. Tüm bunları zaman zaman CHP için de kamuoyu araştırmaları yapan A&G Araştırma Şirketi'nin sahibi Adil Gür ile konuştuk. Gür, Türkiye seçmeninin profilini son derece iyi bilen ve çarpıcı siyasi analizleriyle tanınan bir isim.

CHP'de bugün yapılacak muhaliflerin kurultayı öncesinde Adil Gür'den seçmen analizi: Eski sağın kalelerinde CHP, eski solun kalelerinde de AK Parti iktidardır. CHP seçmeni sol değil. Türkiye'de ideolojik değil, ekonomik kutuplaşma var. CHP'nin iktidara gelebilmesi için tuzu kurulardan oy alan bir partiden, sosyal demokrat bir partiye dönüşmesi gerekiyor'

Araştırmacı Adil Gür seçmen profili üzerinden CHP'yi AKŞAM'a analiz etti.

- CHP'de Baykal'ın gidişi, Kılıçdaroğlu'nun gelişi, Sav'ın çıkışları gibi pek gibi çok çalkantılı süreç yaşanıyor. Siz bunları nasıl okuyorsunuz?

2010 yılındaki kaset skandalından daha önce aslında CHP tabanında bir değişim talebi vardı. Daha sonra Kemal Bey'in isminin zikredilmesiyle beraber toplumda bir heyecan başladı. Aslında toplumu heyecanlandıran Baykal'ın gitmesi veya Kılıçdaroğlu'nun gelmesinden çok CHP'deki bu değişim rüzgarıydı. CHP'nin vizyonunda, söyleminde ve politikalarında bir değişim olacağı algısı nedeniyle partinin oyları bir anda yüzde 30'ların üzerine çıktı.

DEĞİŞİM RÜZGARI BİTTİ

- Peki, sonra niye azaldı?

Sonra çok kısa süreler içerisinde CHP'de parti yönetimleri değişti. Küçük bazı kongreler, kurultaylar oldu. Kılıçdaroğlu'nun tüzüğün verdiği yetkiye dayanarak MYK üyelerini değiştirmesi, Önder Sav ve ekibinin tasfiyesi derken CHP sık yapılan kurultaylarla hatırlanmaya başladı. Halbuki Türkiye'nin 2010'da yapılan anayasa değişikliği referandumu, 12 Haziran Seçimleri gibi önemli gündem maddeleri vardı. Kemal Bey ve yeni CHP'nin ilk zamanlardaki değişim rüzgarı bugün artık yok. Dilerim ki tüzük kurultayı yelkenleri yeniden dolduracak değişim rüzgarı almalarına vesile olur.

- ANAR'ın sahibi İbrahim Uslu kendisiyle yaptığımız röportajda 'CHP'nin seçmeninin ideolojik seçmen' olduğunu söyledi. Siz de aynı kanaatte misiniz?

Geçen haftaki röportajınızı okudum, İbrahim Bey'in dediklerini biliyorum. AK Parti'nin hizmetten dolayı oy aldığını ve muhalefet partilerindeki ideolojik seçmen sayısının daha fazla olduğunu ben de araştırmalarında görenlerdenim. Ama CHP'ye oy veren herkesi ideolojik seçmen olarak tarif etmenin de doğru olmadığını düşünüyorum. Elbette, ideolojik oy veren seçmenlerin etkisi var. Ama Türkiye'de sağ sol kavramı zaten eskisi gibi değil. CHP'nin bugün yüksek oranda oy aldığı İstanbul'da Kadıköy, Bakırköy, Beşiktaş... Ankara'da Çankaya ve CHP'nin kalesi dediğimiz Ege, Akdeniz... eskiden solun kaleleri miydi? Hayır. Solun kalelerinde bugün AK Parti, sağın kalelerinde ise CHP iktidardadır. Kadıköy, Beşiktaş, Bakırköy'de eskiden CHP değil; ANAP, DYP gibi merkez sağ partiler güçlüydü.

İDEOLOJİK DEĞİL; EKONOMİK

- Nasıl izah ediyorsunuz bu durumu peki?

Araştırmalarda gördüğüm şey şudur: Türkiye'de ideolojik bir kamplaşmadan daha çok insanların gelir düzeylerine ve eğitim düzeylerine göre ekonomik bir kamplaşma ve kutuplaşma vardır. Bunun nedeni de partilerin politikalarıdır. Bunu, siyasi partilerin oy aldığı yerlere ve seçmen tabanlarına bakarak görmek mümkün. 1980'den önce 'sol' diye kabul edilen, 'sağcıyım' diyen insanların giremediği kurtarılmış mahalleler bugün AK Parti'nin kaleleridir. Ne olmuştur? İnsanlar ibadete, oruca, namaza-niyaza mı başlamıştır? Buradan yola çıkarak Türkiye'de bir ekonomik kamplaşma, kutuplaşma daha fazla hissediliyor. O nedenle 'CHP politikaları eskisi kadar solcu değil' gibi eleştirilerin bir gerçekliği yok.

- Ne kastediyorsunuz? Biraz açar mısınız?

Refah Partisi ile başlayan ve Fazilet, Saadet Partisi, sonra da AK Parti ile devam edilen söylem ve politikaların başlangıçta hedef kitlesi daha çok orta ve alt gelir ile orta ve alt eğitim gruplarıydı. Onların oylarını aldılar. CHP ise 2000'li yıllarda ANAP ve DYP gibi partilerin tarihi misyonunu tamamlayıp, siyaset mezarlığında yerini almasıyla birlikte kendisini oraya konumlandırmış gibi görünüyor. Yüksek gelirli ve eğitimli insanların anlayabileceği söylemler, politikalar geliştirerek daha çok oralardan oy aldılar. Az sayıda da olsa, elbette ki ideolojik oylar da var. Daha önce ANAP'a, DYP'ye oy veren insanlar kendilerini AK Parti karşıtı hissettiklerinde başka bir alternatif göremedikleri için de CHP'de birleşmiş olabilirler.

- CHP zaman içinde sağa kaydı mı peki?

Türkiye'deki seçmenin büyük bir bölümü kendisini 'sağcı', 'solcu' diye tarif etmiyor. O nedenle 'CHP sağa kaydı', 'Bu partinin ekseni kayıyor' gibi söylemlerin parti içerisindeki o malum muhalif çevrelerin dile getirdiği bir söylem olduğunu düşünüyorum. CHP'nin tabanı zaten solcu değil.

- CHP'nin seçmenini siz nasıl tanımlıyorsunuz?

Yaptığımız araştırmaya göre 12 Haziran seçimlerinde oyunu CHP'ye verenlerin %57'si kendisini sağ-sol skalasında sola koyuyor. Ancak bunların büyük bölümü merkezin hemen soluna yani merkeze yakın, çok küçük bir azınlık ise kendini daha sola koyuyor. CHP seçmeninin %35 merkezde, %8 ise sağda olduğunu söylüyor. 'CHP sol bir partidir. Sadece solculardan oy alıyor' diyebilmek için Türkiye'de 1970'li yıllardan bu yana devam eden sağ-sol geleneğine ve oy tabanlarına bakmak lazım. CHP'nin oy aldığı dinamikler, taban... Eski solun yerleri değildir, sağ-muhafazakar partilerin yeridir. Sonuç olarak politikalar açısından bakınca CHP, 12 Haziran seçimlerine kadar doğru yoldadır.

- Neden?

Çünkü 12 Haziran seçimlerine kadar CHP aş, iş, yoksulluk gibi söylemler dile getirmiştir. Ve bu nedenle de yüzde 26 oy almıştır. Son kamuoyu araştırmaları CHP'nin oyunu 12 Haziran'da aldığı oyun daha altında gösteriyor. Çünkü o CHP gitti, farklı bir CHP geldi. 'Türkiye'deki çaresizlerin çaresiz olacağım' CHP'si gitti, ideolojik tartışmaların ortasında bir CHP geldi. Bu da CHP'ye oy kaybettiriyor. CHP ne zaman ideolojik tartışmalara girdi, oy kaybetti.

GERÇEK SOSYAL DEMOKRASİ

- CHP iktidar olmak için ideolojik açıdan rotayı nereye çevirmeli?

Yine araştırmalardan yola çıkarak şunu söyleyebilirim; Türkiye'de toplam seçmenin %18-19'u kendini merkezin solunda görüyor. Bunların yarıdan biraz fazlası 'Tercihim CHP' derken, BDP seçmeni de kendini ağırlıklı olarak solcu diye tarif ediyor. Az oranda da olsa AK Parti'ye - MHP'ye oy veren ve kendini solda gören seçmenler de var. Özetle toplam pazarın %18-19, hadi hata payı ile birlikte azami %20 olduğunu varsaydığımız, bir kitlenin oyuna talip bir parti nasıl iktidar olabilir? Kaldı ki kendini solda görenlerin bir bölümü CHP seçmeni bile değil! Bu nedenle CHP rotasını daha sola kaydıran bir parti değil, AB standartlarında gerçek bir sosyal demokrat parti olmalıdır.

Kurultaylar sonrasında Kılıçdaroğlu güçlenecek

- Sizin kurultaylardan beklentiniz nedir?

Araştırmalarıma göre çok net olarak söyleyebilirim ki, pek çok yanlışına rağmen Kemal Kılıçdaroğlu partisinin oylarına kıyasla halen daha popüler. Herkes çok iyi biliyor ki Baykal ve Önder Sav'ın delegeleriyle son CHP kurultayı yapılıyor. Haziranda genel başkan seçimli bir kurultay olacaksa, bu yeni delegelerle yapılacak ve Kılıçdaroğlu daha da güçlenmiş olacak.

Kılıçdaroğlu ve ekibinin kantara çıkıp tartılacağı ilk seçim 2014 yerel seçimlerdir. Eğer Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi partiyi daha ileriye götürürse, arkasındaki rüzgar artarak devam edecektir. Ama kantarda zayıfladığı görüldüğü an değiştirilmeye çalışılacaktır.

- Muhaliflerin kurultayı nasıl olacak sizce?

Pazar günü yeni tüzük değişikliği yapıldıktan sonra, pazartesi günü aç-kapa şeklinde, yani kağıt üzerinde bir kurultay bekliyorum. Dileriz buradan daha demokratik bir CHP doğar. Ama doğması yetmez. Ondan sonra da yeni CHP'ye uygun politikalar geliştirilmesi gerekiyor. Yoksa bir siyasi partide MYK üyelerini dört kez değiştirerek veya başka birtakım değişiklikler yaparak o partinin oyu artmaz. İyi işlemeyen bir mağazada patron değişse de zarar devam eder çünkü. Mağazanın karlı olabilmesi için işletme mantığının da, vitrininin de, tezgahtarlarının da, satış ve halkla ilişkiler politikasının da değiştirilmesi lazım. CHP o zaman başarılı olur.

- CHP'nin kemikleşmiş ulusalcı kitlesi ne oranda?

Bakın kemikleşmiş CHP kitlesi yüzde 20-23 civarında. Son araştırmalara göre yüzde 28 deniliyor ve bunların daha ulusalcı, Atatürkçü, laik hassasiyetleri olan bir seçmen kitlesi olduğu söyleniyor. Ben buna katılmıyorum. Elbette ki CHP içerisinde bu kitleler var. Ama tamamı böyle değil. CHP oy verenlerin tümü 'Türkiye'de bir şeriat tehlikesi var', 'laiklik ve rejim elden gidiyor' kaygısıyla hareket eden insanlar değil.

- CHP Genel Merkezi'nde de böyle bir algı var ki Kürt meselesinde çok ürkek davrandılar o kitleyi kaybetmemek için, değil mi?

CHP bir şeye karar vermelidir bana göre. Parti içinde herkesi memnun edeceği, herkesi kucaklayacağı mantığı ve yönetim anlayışıyla değişim olmaz. Olamaz! Değişim radikal olur. Bu değişim sancılı olur. Bu değişim süresi içerisinde ayrılanlar, kopanlar, ayrı parti kuranlar olabilir.

- Kurultaylardan sonra CHP'nin bölünmesi ve ayrı bir parti kurulması tezlerine nasıl bakıyorsunuz?

CHP gerçekten Batılı anlamda bir sosyal demokrat parti olacaksa bu ülkede dindarların da, Kürtlerin de, Alevilerin de tamamının özgürlüklerini savunan bir parti olmalıdır. Ekonomik birtakım söylemlerin yanında bunları yaparken elbette ki birilerini rahatsız edecektir. Çok doğaldır, kopuşlar mutlaka olacaktır. Bir lider ve parti yönetimi gerçekten böyle bir değişim istiyorsa bunu göze almalıdır zaten. Ama Meclis'teki milletvekillerinin neredeyse yüzde yüzüne yakını yeni yönetim tarafından belirlenmiş isimler. Dolayısıyla Meclis grubunda ciddi bir bölünmenin asla olamayacağını düşünüyorum. 'Tabanda bölünme olur mu?' sorusu daha önemli.

- Olur mu?

CHP şayet dindarların, Kürtlerin, Alevilerin haklarını daha yüksek sesle savunan bir sosyal demokrat parti haline gelirse, bundan rahatsız olan birtakım insanlar parti kurabilir. Bu çok doğaldır ama ben CHP'nin ana gövdesinden çok fazla bir şey götüreceğini sanmıyorum. Çünkü kamuoyundaki algının aksine tabanda böyle düşünen seçmenin çok fazla olduğunu zannetmiyorum.

Tuzu kurulardan oy alıyorlar

- Seçmen profili açısından bakınca, CHP sosyal demokrat bir parti mi?

CHP sosyal demokrat iddiasında olan ama bir türlü olamayan bir parti. Dünyanın her tarafında sosyal demokrat partiler yoksullardan, işsizlerden oy alır. Türkiye'deyse CHP tuzu kurulardan oy alıyor. CHP'nin iktidara gelebilmesi için tuzu kurulardan oy alan bir partiden, sosyal demokrat bir partiye dönüşmesi gerekiyor. Bunu sağlayamazsa Önder, Deniz Bey gider başka muhalifler çıkar. CHP ne zaman ki parti içindeki farklı görüşlere tahammül ederse sosyal demokrat bir parti olur. CHP'de bir parti disiplinsizliği var.

DİSİPLİN EKSİK

- Parti için disiplin biraz karizma da gerektiriyor. Sizce Kemal Bey bu anlamda karizmatik bir lider mi?

Türkiye'de karizmatik lider denince kimi hatırlıyoruz? Başbakan Erdoğan'ı. Delikanlı, masaya yumruğunu vuran, sert, karizmatik bir lider. Hakikaten doğru. Kasımpaşalı tavrı ona yakışmaktadır ve onun tarzıdır. Şimdi Kemal Bey'den de böyle bir liderlik beklenmektedir. Halbuki Kılıçdaroğlu kamuoyunda tanınmaya başlandığında 'sakin, beyefendi, bin düşünüp bir konuşan' şeklinde bir imajı vardı. Onun karizması da oydu. Yani 'sakin güç'. Ne zaman ki seçim sürecinden sonra Kemal Bey daha karizmatik olmak için 'astığım astık, kestiğim kestik'söylemlere geçti, işler değişti. Bu CHP'ye ve Kemal Bey'e zarar veriyor. CHP içerisinde bir disiplinsizlik varsa onun için bağırmaya çağırmaya, masaya vurmaya gerek yok. Sadece o disiplinsizliğe neden olan olayları kamuoyu önünde konuşmak yerine önce parti içinde konuşmak gerek.

AKŞAM

CHP'li Gök: Çifte kurultay şık olmadı



 Gök, partinin bir hukuki hataya düçar olmaması için uyarı önergesi verdiğini ifade etti.

CHP'nin 17. Olağanüstü Kurultayı'nda 9 maddenin değişikliği için konuşmalar başladı. Maddeler aleyhinde konuşacaklar için 30 dakika süre verildi, lehte konuşanlar için ise bu süre 5 dakika olarak belirlendi.

Aleyhte söz alan CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, çifte kurultayın şık olmadığını söyledi. Kurultayların yapılması gerektiğini, ancak teorinin ideolojinin paylaşıldığı, Türkiye'nin sorunlarının konuşulduğu, fikir fırtınasının yapıldığı bir kurultay olması gerektiğini dile getiren Gök, kurultaylardan korkulmaması gerektiğini vurguladı. Hiç kimsenin dünkü kurultaya huzuru bozmak için gelmediğinin altını çizen Gök, partinin bir hukuki hataya düçar olmaması için uyarı önergesi verdiğini kaydetti. Tüzük kurultayının hukuk kurultayı olduğuna dikkat çeken Gök, bir anayasa yapma kurultayı ise sakin sakin konuşulması gerektiğini belirterek, işin mantığının ortaya konması gerektiğini ifade etti. "Hukuku dolanmayalım, ben yaptım oldu demeyelim." diyen Gök, önergesini veremediğini, yaptığının ise kendisine yönelik yapılan saldırıyı Kılıçdaroğlu'na duyurmaya çalıştığını söyledi. Eşine varana kadar sözler sarfedildiğini anlatan Gök, sloganlardan rahatsız duymayacağını ifade etti.

İç tüzük değişikliğinde 'muhalefetin sesi kısılıyor' diye eleştiri yaptıklarını hatırlatan Gök, kurultayda bir önerge dahi verilmesine izin verilmediğini vurguladı. "Kendi içimizde hukuku, demokrasiyi uygulamak lazım ki dışarıya çıktığımızda mücadelemizi net yürütelim." diyen Gök, 362 delegenin tebrik edilmesi gerektiğini belirterek, tüzük kurultayı için başvuru yapılmaması halinde kimsenin burada olmayacağını ifade etti. Kurultay yapılmasaydı, Hazine'nin verdiğinden örgütlerin yüzde 40 alıp almayacağını soran Gök, partinin sağa kaydığını, sağcılaştığını anlatacağını kaydetti. Siyasi terimleri kullanırken çok dikkatli olmak gerektiğini dile getiren Gök, kadın kotasına ilişkin ise "Yüzde 25 iken çok doldurduk yüzde 30'da da çok doldururuz. Buna şüphemiz yok." diyerek ironi yaptı.

Tüzük değişikliği hakkında eleştirilerini sıralayan Gök'ün konuşması sırasında, zaman zaman partililer 'Başbakan Kemal' diyerek slogan atarak tepki gösterdiler.
CİHAN

CHP'de Gözler Ahmet Taner Kışlalı'da

Gönderen: Maykıl on 27 Şubat 2012 Pazartesi | 17:27



CHP'de bugün 362 delegenin çağrısıyla Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda 17. Olağanüstü Kurultay yapılıyor. Kurultay salonunda, henüz hareketlilik yaşanmazken, tribünler de yavaş yavaş doluyor.

Salon kırmızı, beyaz CHP bayraklarıyla donatılırken, salonda "Demokratik Tüzük ile Tam Demokrasi", "Önce Parti İçi Demokrasi, Önce Örgütün Sesi" yazılı afişler dikkat çekiyor. Yine platformda, Mustafa Kemal Atatürk'ün CHP rozeti takmış fotoğrafı ile Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun fotoğrafı yan yana asılmış durumda. Platformun yanına dev ekranlar kurulurken, platformun tam karşınında ise; ortasında Kılıçdaroğlu'nun fotoğrafının yer aldığı, bir yanında "Özgürlük Herkesin Hakkı, Demokrasi Bu ülkenin Şartı", diğer yanında "Demokrasi, Özgürlükler, Hukukun Üstünlüğü Bizimle Gelecek" yazılı dev afiş yer alıyor.

Salonda, Zülfü Livaneli'nin şarkıları çalınırken, salonun dışında hareketlilik yaşanıyor. Kurultaya gelenleri, binaya asılmış "CHP'nin 17. Olağanüstü Kurultayı'na Hoş Geldiniz" afişi karşılıyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun salonda delegelere yönelik bir açılış konuşması yapması bekleniyor. Eski Genel Sekreter Önder Sav'ın da salona gelerek, bir konuşma yapabileceği ifade edildi.

Öte yandan CHP Genel Merkezi, sürekli delegeleri kurultaya katılmaları yönünde uyarıyor. Sabah saatlerinden itibaren delegelerin cep telefonlarına atılan mesajlarda, "kurultaya katılın" çağrısı yapılıyor

CHP'de Muhalif Kurultay



CHP'nin dün yapılan 16. Olağanüstü Tüzük Kurultayı'nın ardından bugün de gündemi 362 delegenin imzasıyla belirlenen 17. Olağanüstü Kurultay toplandı. Delegeler, tüzüğün 9 maddesinde değişiklik talep ettiler. Önerilen tüm maddeler kurultay delegeleri tarafından reddedildi.

Öne Çıkan Gelişmeler

17. Olağanüstü kurultayda öne çıkan haberler.

Hikmet Çetin ve Altan Öymen Salonda

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu salona girerek eski genel başkanlardan Hikmet Çetin ve Altan Öymen'in arasında oturdu.

CHP'nin kayıtlı bin 247 delegesi bulunuyor. Kurultayın çalışmalarına başlayabilmesi için delegelerin salt çoğunluğun salonda yer alması gerekiyor.

Divan Başkanı Adnan Keskin Oldu

Kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu salt çoğunluğun salonda olduğunu söyleyerek Kurultay'ın açılışını gerçekleştirdi. Divan başkanlığına önerilen Adnan Keskin oybirliği ile seçildi.

Kılıçdaroğlu'nun Açılış Konuşması


Kurultay Kemal Kılıçdaroğlu'nun açılış konuşması yaptı.

Bu arada, Kurultay'ın yapılacağı salonun girişinde, delegeler dışındaki parti üyelerinin salona alınmaması nedeniyle arbede yaşandı.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları:

"Birileri kavga eden CHP görmek istiyor. Bakın kavga var mı? CHP yeni bir yol haritası çiziyor. CHP halktan yana bir yol haritası çiziyor. 16. kurultayda neden demokrasiye bu kadar vurgu yaptık. Çünkü ayaklarımızın altından özgürlüklerimiz kayıyor. AK Parti’nin oluşturduğu kendi yandaş medyasıyla Türkiye’de demokrasi varmış gibi gösterilerek ülke ikna edilmeye çalışılıyor.

Sivas kongresi CHP’nin ilk kongresidir. Tek boyutlu düşünce ve anlayış demokrasilere sığmaz. Dün demokrasi tarihi açısından çok önemli bir sınav verdik. Demokrasisi gelişmiş bir CHP var artık halkın karşısında. Ülkeyi erkek egemen bir toplum yapısından çıkarak kadınların da siyaset yapmasının önünü açıyoruz. Umutsuzluk bizim kitabımızda yok.

Biz ülkemizi insanımızı seviyoruz. Halktan yana politika üretmek halk için çalışmak. CHP’li olmak halka adanmışlık demektir. Bütün dünyaya şunu gösterdik, CHP’nin kurultayları artık değişti. CHP kurultayları barışın özgürlüğün demokrasinin dile getirdiği kurultaylardır.

Burada CHP’nin delegelerine bir kez daha bikre z daha teşekkür ediyorum. CHP’de değişim ve dönüşümün altına imza attıkları için teşekkür ediyorum. Hiç kimseye telefon açık oyunu şöyle kullan demedim. Hiçbir delegenin iradesine de ipotek koymadım. Herkes özgürce gelip oyunu kullanmalıdır dedik.

Çünkü ben CHP delegelerinin yurtseverliğine ve sağduyusuna güveniyorum. Onlar boşuna CHP delegesi olmadı.

Demokrasi ve özgürlük için başta genel başkan olarak ben, ödemeye hazırız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Onların özel yetkili mahkemeleri, savcıları, güvenlik görevlileri bizi sindiremez, yıldıramaz. Bizim inançla yola çıkmışız. Bizim inancımızda kin yoktur. Kin ve nefreti söyleyenlerin bu ülkede başbakanlık yapması en büyük şanssızlıktır."

İsa Gök'e Yuhalama

İsa Gök konuşmasına başlarken yuhalandı. Divan Başkanı Keskin "İsa Gök de CHP'lidir, PM üyesidir. Saygı gösterilmelidir" diyerek müdahale etti.

İsa Gök Muhalifler Adına Konuşma Yaptı

Mersin milletvekili  İsa Gök muhalifler adına konuşma yaptı.

Kurultaya Katılım

2. Kurultaya katılım sağlayan delege sayısı 1031 olarak açıklandı.

İsa Gök'ün Konuşmasının Satır Başları


Gök: "362 arkadaşımız demokratik bir tüzüğe kavuşmak için imza verdi. İyiki vermişler tüzüğün demokratikleşmesi için bir çaba olmayacağı belliydi. Sonuçta başarıldı şükür.

Çift kurultay şık olmamıştır. Ancak 362 delegenin imzasıyla toplanan kurultayın önüne kurultay konmuştur.

Genel merkezin milletvekili belirleme sayısı kaç biliyor musunuz. Dünkü değişiklikle bu sayı 55'ten 188'e çıkmıştır. Ön seçim bunun neresinde?" diye konuştu.

Maddelerin Oylamasına Geçildi

Muhaliflerin önerileri divan tarafından okutularak oylamaya sunuldu.

Maddeler Reddedildi

Önerilen tüm maddeler kurultay delegeleri tarafından reddedildi.

Kılıçdaroğlu'nun Kapanış Konuşması

"Sevgili CHP'liler bir şeyin altını özenle çiziyorum her iki kurultayın da toplanmasını sağlayan 362 arkadaşında tüzüğe evet-hayır oyu verenlerin CHP'liliğinden şüphe duymuyorum. Saygı ölçüsünde her eleştiriyi saygıyla karşılıyorum. Elbette eleştiri olacak. Tartışma olacak. Herkesi seviyorum herkese inanıyorum.

Biz bir örgütüz. CHP ulu bir çınardırdır. Gençler bu ağacın tomurcuklarıdır. gövdesi genel başkandır dalları milletvekilleridir.

Hiç kimseyi ötekileştirmeden herkesin eleştirilerini dikkatle okuduğumu beni eleştiren arkadaşlarımızın da bilmesini isterim.

Kimsenin endişesi olmasın CHP halkın partisi olacaktır. CHP çağdaş bir sosyaldemokrat parti olacaktır. Geçmiş tüzüğü ben yapmadım altında imzam yok.Biz geçmişten ders alarak geleceğe bakacağız" diye konuştu.


İsa Gök: Dayak Yemeyi Kabul Etmiyorum



İsa Gök, 17. Olağanüstü Kurultay'ın yapıldığı Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'na gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tüzük kurultayının bir hukuk kurultayı olduğunu belirten Gök, kurultaylarda hukukun egemen olması gerektiğini söyledi.

Dün Ankara Spor Salonu'nda yapılan 16. Olağanüstü Kurultay'da kendisinin en demokratik hakkını kullanmak istediğini anımsatan Gök, şöyle konuştu:

''Parti Meclisi üyesi milletvekili olarak dilekçe verme hakkımı kullanmak istedim. Dosyam parçalandı, üstüm başım yırtıldı. Linç edilmeye çalışıldım. Bir hukuk kurultayında hukuksuzluk ancak bu kadar olur. Bu kabul edilemez. Bunun adı da demokrasi kurultayı oldu. Şimdi bunun, AK Parti'nin ileri demokrasisinden parti içi hukukumuzun ne farkı kaldı. Biz kimi nasıl eleştireceğiz. Dün olan tam bir garabetti. Verdiğim dilekçe partimizin bir hukuk dışı yapılanmaya, bir hukuk dışı ortama gitmesini engellemeye dönüktü. Kanun dışında bir şey yapılmasın diye uyarı önergesi vermeye çalıştım. Çünkü sayı toplanmamış. Genel Başkana verilen bilgi de yanlış, uyarmaya çalışıyorum. Dilekçe vermenin karşılığı dayak, linç etme, dilekçeleri kabul etmeme olamaz.''

İsa Gök, dün kendisine yapılanlar karşısında salonda bulunan CHP milletvekillerinin hiçbir şey söylememesine de kırıldığını kaydetti.

Kendisine Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun önünde linç girişiminde bulunulduğunu ifade eden Gök, Genel Başkanın da bu duruma müdahale etmek yerine 'kimse huzuru bozamaz' diyerek adeta onayladığını savundu.

Gök, ''Olayı hukuki zemine taşıyacak mısınız?'' sorusu üzerine de değerlendirdiklerini, önümüzdeki günlerde karar vereceklerini söyledi. İsa Gök, Divan'a verdiği dilekçedeki gerekçeler hakkında da gazetecilere bilgi verdi.

Kendisine yapılanları ''CHP'lilerin değil, bir saldırı timinin gerçekleştirdiğini'' iddia eden Gök, konunun mutlaka irdelenmesi gerektiğini belirtti.

Açıklamalarının ardından yanındaki bir grupla salona giren Gök, tribünde delegeler için ayrılan bölümün arka sırasına oturdu.

Olay Haberler

olayhaberler.com

Diğer Haberler

Spor

Copyright © 2012. Fiber Haber - All Rights Reserved. Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
Copyright © 2012. Fiber Haber - Tüm Hakları Saklıdır
Powered by Blogger | Sitemap | Ping | Olay Haber | Spor