Son Dakika :
antalya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
antalya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Dinçer'den tereddütleri gidermek için hamle

Gönderen: Unknown on 1 Mart 2012 Perşembe | 07:53



Milli Eğitim Bakanlığınca Antalya'nın Manavgat ilçesinde düzenlenen Mesleki ve Teknik Eğitim Çalıştayı'na katılan Bakan Dinçer, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran, kesintisiz eğitime son veren kanun teklifiyle ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Tasarının bazı teknik hataların düzeltilmesi ve kamuoyundan gelen tereddütlerin yeniden gözden geçirilmesi için alt komisyona alınmasını talep ettiklerini kaydeden Dinçer, ''Ortaya çıkan tereddütlerin tekrar gözden geçirilmesiyle ilgili bir çaba ortaya koyacağız. Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz Türk eğitim sisteminin daha iyi ve daha etkin hale gelmesi için daha dikkatli bir çaba içerisinde olacağız. Bu sebeple de alt komisyona gitmesini biz talep ettik'' dedi.

Tasarıyla ilgili tereddütlerin ne olduğunun sorulması üzerine Dinçer, ''Kamuoyundan gelen tereddütler var. Bunların bazıları ideolojik tereddütler. Doğrusu ideolojik tereddütler ideoloji meselesi... Onun dışındaki teknik olarak veya eğitim sisteminin dünyayla uyum sağlamasıyla alakalı konularda sarf edilen tereddütler varsa onları değerlendireceğiz'' diye konuştu.

Tasarının eğitim sisteminin esnekleştirilmesiyle alakalı konularda geniş kapsamlı bir çalışma sunduğunu vurgulayan Dinçer, dünyada eğitim sisteminin sonuçlara, bilgi ve yeteneklere dayalı bir alana doğru çekildiğini dile getirdi.

Kız çocuklarının okullaşmaları ile ilgili eleştirilerin hatırlatılması üzerine Dinçer, şöyle konuştu:

''Biz bu zamana kadar kız çocuklarımızın okullaşması ile ilgili çok ciddi tedbirler aldık. Bugünden sonra da bu zamana kadar yaptıklarımızı inkar edip geriye dönüp başka bir şey yapmayı asla düşünmeyiz. Bu sebeple bakıldığında lütfen geriye dönüp bakılsın, orada kız çocuklarının okullaşmasıyla ilgili yapılan çabaları göz önünde bulundursunlar. Bundan sonra yapacaklarımızı da o gözle değerlendirmede bulunsunlar.''

''Kanun tasarısının engelli çocukların okullara gönderilememesini kapsadığı ve bu durumun engelli çocukların dışlanmasına neden olacağı yönündeki'' görüşün ifade edilmesi üzerine Dinçer, okula devam edebilecek statüdeki öğrencilerin okullarına devam edeceğini, bu yasanın onları kapsamadığını ifade etti.

Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Mesela okula devam etme imkanı olmayan özürlüler olabilir mi? Bugün teknoloji öyle gelişti ki insanların oturdukları yerden yattıkları yerden eğitim almaları mümkün. Varsa bilgi ve kabiliyetleri bunların belgelendirilmesi de mümkün. Yine bu doğrultuda hakikaten belirli yaşın üstündeki insanların eğitim almaları da mümkün. Yine bu çabalarımıza rağmen topluma kazandırma konusunda başarılı olamadığımız toplum kesimleri var. Mahkumlar söz konusu olabilir.''

''Bu sistemi, düşük gelirli ailelerin çocuklarını meslek liselerine yönlendirmeye yönelik bir duruma sürüklemeyecek mi?'' sorusuna ise Dinçer, uygulamanın okuma çağında ve okula devam etme durumu olan çocukların okuldan uzaklaştırılmasıyla alakalı bir durum olmadığını dile getirdi.

-''Haksız yorum''-

Eğitim sistemindeki esnekleştirmenin toplum içinde nasıl sonuç doğuracağına dair tedirginlikleri anlayışla karşıladığını belirten Dinçer, ''Yorumlandığı gibi bunların eğitim sisteminde bugüne kadar yapılan kazanımları geriye götüreceğini kabullenmek doğrusu çok halkı bir yorum değil'' dedi.

Engelli okullaşmasıyla ilgili 2006 yılında bir genelge hazırlandığının hatırlatılması üzerine Bakan Dinçer, o konuda yeterli hukuki zeminin olmadığını kaydetti.

Özellikle sivil toplum örgütlerinin, kadın sivil toplum örgütlerinde kızların evde eğitim alacağına dair yanlış bir yorumlama olduğuna işaret eden Dinçer, şöyle konuştu:

''Ben şunun altını hakikaten çizmek istiyorum. 2002 yılında AK Parti iktidara gelmeden önce ilköğretimde okullaşma oranı yüzde 91 civarındaydı hatta yüzde 91'den de düşüktü. Kız çocuklarının okullaşma oranı ise 100 erkek öğrenciye karşı 88 kız öğrenci vardı. O zamandan bu zamana kadar alınan idari tedbirlerle bunun da altını çiziyorum, dikkatle bakalım, zorunlu ve kesintisiz eğitimle alakalı değil bu, o zamandan alınan idari tedbirlerle ben size sayayım 'baba beni okula gönder', 'Haydi kızlar okula', 'şartlı nakil transferi', devamsızlıkların takibi ile ilgiyi uyguladığımız programlar ve benzeri pek çok programla biz kız çocuklarımızın okullaşmasıyla ilgili pek çok ciddi adımlar attık.''

İlköğretimde okullaşma oranının yüzde 98.5'un üzerine çıktığını ve kız çocuklarının okullaşma oranının da 100 erkek öğrenciye karşı 100.4 oranına yükseldiğini belirten Dinçer, tasarı üzerinde yapılan eleştirilerin ''tasarıyı okumamakla alakalı'' olduğunu kaydetti.

-Eğitim yaşı-

Dünyada okula başlama yaşının daha erkene çekildiğini, mesleki eğitim yaşının da ileri yaşlara ötelendiğini söyleyen Dinçer, Türkiye'de de bu uygulamayı gerçekleştirmeye çalıştıklarını kaydetti.

Okul öncesi ile ilgili de bazı tereddütlerin olduğuna işaret eden Dinçer, ''Ben şunu size çok açıklıkla ifade etmek istiyorum. Bu kanuni tedbir olmasa bile bizim idari tedbirlerle yüzde 100'e ulaşabilme imkanına kavuştuğumuz bir husus artık. Okul öncesi eğitimde 5 yaş grubunda biz yüzde 100'e ulaşmayı 2013'ün yılının sonunda hedeflemiş durumdayız. Hukuken bir zorunluluk olmasa bile bu ülkede biz buna ulaşmak istiyoruz'' dedi.

Bu yıl yatırım kaynaklarının önemli miktarını okul öncesi eğitim programına ayırdıklarını söyleyen Dinçer, çok büyük ihtimalle 2013 yılı sonunda hedeflerine ulaşacaklarını kaydetti.

Ancak okul öncesinin zorunlu olması konusunda hiç bir tereddütlerinin bulunmadığını bildiren Dinçer, o konu da kanuna bir madde ilave edebileceklerini ifade etti.

-Mesleki eğitim-

''Türkiye'de çıraklık eğitiminin etkinliği ve faydası üzerinde tartışma yapılması gerektiğini de düşünen bir insanım'' diyen Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Orada hukuken yaşın geriye çekilmesi sadece alt sınırı belirliyor. Milli Eğitim Bakanlığının programları, müfredatı ve benzeri diğer çalışmalarda dünyanın gidişatına ters bir uygulamaya dönük bir çalışma yapmayacağız, endişe edilmesin. Kanunda iki şey söyleniyor, bilgi ve yeteneklere göre tercihlerin oluşturulması ve yönlendirmenin sağlanması diye. Dolayısıyla aslında ilköğretimin ikinci kademesinde yapılacak yönlendirme mesleki yönlendirme olmaktan çok çocuklarımızın ilgi ve yeteneklerine göre bir tercihi yapma imkanının artırılmasıdır. Yani mesela çocuklarımızın ilgisi ve yeteneği, daha çok sosyal bilgilere yönelikse, fen bilgilerine yönelikse, güzel sanatlara yönelikse, spora yönelikse o alandaki ilgi ve yeteneklerini görmek ve o doğrultuda onlara seçenekler sunmaktan ibaret bir husustur.''

Eğitim sistemiyle ilgili dünyadaki uygulamaların gözden geçirilmesini isteyen Dinçer, 7 yıl süreyle kesintisiz eğitim veren ülkelerin incelenmesi gerektiğini belirtti.

Kademelendirmenin kesintisizlik anlamına gelmediğini ifade eden Dinçer, eğitim sisteminin kesintili hale getirilmesinin sadece sistemi esnekleştirdiğini söyledi.

-Sınav sistemi-

Yeni uygulamanın fen lisesi ya da sosyal bilimler liselerine girişi nasıl etkileyeceği yönündeki soru üzerine ise Dinçer, şunları kaydetti:

''Ben size sorayım, siz Türkiye'de Anadolu liselerine, fen liselerine, sosyal bilim liselerine sınavla geçiş konusunda rahatsızlık duymuyor musunuz? Hepiniz rahatsızlık duyuyorsunuz ve bunu da sıklıkla benim gündemime getiriyorsunuz. Peki o zaman Türkiye'de fırsat eşitliği konusunda rahatsızlık duymuyor musunuz? Türkiye'de imkan ve fırsat olarak aynı şeyleri sunamıyoruz eleştirisini yapmıyor musunuz? O zaman Hakkari'de fen lisesi yok, Şırnak'ta, Erzurum'da, Erzincan'da yoksa ve oradaki lisede daha kabiliyeti ve ilgisi olan çocuğun daha fazla fen dersi almasının ne mahsuru var?''

Bunları fen liselerinin alternatifi olarak da düşünülmemesi gerektiğini, çeşitlendirme olarak algılanması gerektiğini kaydeden Dinçer, ''Fen lisesi bugün başarılıysa başarılı bir şekilde biz onun eğitimini devam ettirecek tedbirleri alırken, aynı zamanda herhangi bir lisemizde fen kabiliyeti olan çocuklarımıza da fen lisesine gidemediği için orada fen lisesinde verilen dersleri verme imkanına sahip olsak yanlış mı olur?'' diye konuştu.

Bakan Dinçer, 4'üncü sınıftan sonra sınav olup olmayacağıyla ilgili soru üzerine, şöyle konuştu:

''Biz uzun vadede Türkiye'de seçme esaslı, öğrencileri seçmeye dayalı sınavları kaldırmak istiyoruz. Uzun vadede ve bu önemli. Hemen bugün yarın değil çünkü. Onun hazırlıkları ile ilgili çalışmalarımız ancak tamamlandığında sizinle paylaşacağım. Ama bunun altını tekrar çiziyorum, öğrencilerimizi seçme esaslı sınav sisteminin gözen geçirilmesi ile ilgili çalışma yapıyorum ben. Öğrencilerimizin ancak bilgi ve yeteneklerini ölçen, seviyelerini tespit eden olgunlaşma sınavlarına itirazımız yok ama öğrencilerin bir üst sınıfa geçmek için seçileceği sınavların gözden geçirilmesi gerektiği kanaatini taşıyorum.''

Bakan Dinçer sadece seviye belirleme sistemi planladıklarını kaydetti.

-Bakanlar Kurulu'na yetki verildi-

12 yıllık kesintili eğitimin ne zaman hayata geçeceği ile ilgili soruya ise Dinçer, o konuda Bakanlar Kuruluna yetki verildiğini belirtti.

Ancak okul öncesi eğitim programının değiştirilmesine gerek duymadıklarını, 2012-2013 eğitim yılı sonuna kadar hedeflerine ulaşmak için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen Dinçer, 4'üncü yılın yani ortaöğretimin zorunlu hale getirilmesi ile ilgili altyapıya yönelik bir zamana ihtiyaç duyduklarını ifade etti.

Dinçer, çalışmanın 4-5 yıllık bir süre içinde tamamlanmasını öngördüklerini belirtti.

Yabancı okulların ve İmam Hatip okullarının orta bölümlerinin yeniden açılıp açılmayacağı sorusuna ise Bakan Dinçer, ''Eğer kanun bu konuda mevcut yapısını korursa açılabilir, hukuken bir engel kalmıyor. Bu herkes için geçerli bir uygulamadır'' dedi.

Öğrencilerin bu okullara nasıl gideceği sorusuna ise Dinçer, bunun bir yıllık ya da hemen ertesi gün yapılacak bir uygulamanın hukuki hazırlığı olarak görülmemesini istedi.

Uygulamanın uzun vadeli bir stratejinin yapısı olarak değerlendiren Dinçer, ''Kanunun esas mantığı, Türk eğitim sisteminin katılığını gideren bir altyapı oluşturuyor. Bunun dışındaki her şey zaman için de ve safha safha paylaşılır'' diye konuştu.

-TÜSİAD'ın değerlendirmesi-

TÜSİAD tarafından yapılan açıklamalara değinen Dinçer, sözlerine şöyle sürdürdü:

''Ben TÜSİAD'ın dünyadaki bütün kaynaklara ulaşabileceğine inanıyorum. Yaptığı çalışmalarda, pek çok raporda da buna benzer değerlendirmeleri yaptıklarını da biliyorum. TÜSİAD, dünyada kesintisiz eğitimi uygulayan kaç tane ülke var onunla ilgili bir değerlendire yapsın, ben de göreyim. Çünkü dünyanın pek çok ülkesinde 4 4 4, 5 3 4, 6 3 3 gibi ama birbirinden farklı olmak üzere kesintili eğitim uygulaması varken, Türkiye'de kesintili eğitime geçecek olmanın bu kadar çok eğitim sistemini altüst edeceğine dair değerlendirmenin ne kadar doğru olacağını siz takdir edin.''

Kesintisiz eğitimin bazı okulların kapanması ile alakalı değerlendirmenin tam doğru olmadığını ifade eden Dinçer, okulların kapanmasında eğitimin kesintili ya da kesintisizliği ile alakalı bir yapısal durumdan çok pragmatik olarak baktıklarını söyledi.

Bakan Dinçer, taşımalı eğitimin de devam edeceğini bildirdi.

AA

Sağlık Bakanı'ndan Organ Nakli Açıklaması



Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Antalya ve Ankara'daki nakillerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Akdağ, "Nakillerde bir yanlış varsa karşılığı elbette olacaktır" dedi.

Akdağ konuyla ilgili şunları söyledi:

"Her üniversite bir konsey oluşturuyor ve konseyde karar alınıyor. Yapılan nakillerden sonra raporu bakanlığa sunuyor.

Yılda iki kez komisyonumuz toplanıyor. Nakil sorunu tartışıldığı için öne alındı.

Nakil için organ ya da dokuları bağışlayan ailelere itina etmek gerekir. Böyle zor bir işe soyunmuş doktorlarında da psikolojisini anlamak lazım. Üniversitelerin moral motivasyonunu bozmayalım.

Tek tek kişilerin düşüncelerini dikkate alarak insanları suçlayıcı polemik içine girmeyelim. Bu meseleyi günlük polemik yapmamalıyız. Nakillerde bir yanlış varsa karşılığı elbette olacaktır.

Akdeniz Üniversitesi’nde de bir bacak alınmak zorunda kalındı. Bilim insanlarının etik ve hukuk konusunda ne söyleyeceklerine bakalım.

Nakillerden önce bakanlık karar vermiyor. Bakanlık genel çerçeveyi ortaya koyuyor."

Hızlı Tren Hangi İllerden Geçecek?



Bin 76 kilometrelik yeni hat inşa edildi. Mevcut demiryolu hattının yarısı yenilendi. 2002'de 111 milyon lira olan yatırım harcamaları, 2010'da 2 milyar 500 milyon liraya çıktı.

Ulaştırma Bakanlığı, 2023'te Anadolu'nun birçok şehrine ' hızlı' ulaşım planlıyor. Hedef, Cumhuriyet'in yüzüncü yılında 9 bin 978 km hızlı tren hattı, 4 bin 997 km konvansiyonel hat olmak üzere 14 bin 975 kilometre yeni demiryolu hattı inşa etmek. Bu Cumhuriyet tarihinin en büyük demiryolu hamlesi. Hükümet bu projeye büyük önem veriyor. 11 bin kilometre olan demiryolu ağı 12 yıl içinde iki katına çıkacak. Bakan'a göre, 'kara tren gecikir', anlayışı yerini ' hızlı tren yetişir' anlayışına bırakacak.

Bu hedefler, demiryolu tarihinin de yeniden yazılması anlamına geliyor. İstatistikler değişecek gibi. Çift hat uzunluğu yüzde 9'dan yüzde 50'ye yükselecek. Yüzde 26 olan elektrikli hat oranı da yüzde 60'a...

Hedefler gerçekleştiğinde İstanbul, Ankara, İzmir, Sivas, Bursa gibi şehirlerin yanı sıra Yozgat, Trabzon, Diyarbakır, Malatya illerini de içine alan 29 ilden yüksek hızlı tren geçecek. Bunun maliyeti ise yaklaşık 45 milyar dolar. Bu paranın 25-30 milyar doları Çin'den sağlanacak. 'Demiryolu İş Birliği Anlaşması' gereği 7 bin 18 kilometrelik yüksek hızlı demiryolu hattını Çinliler inşa edecek. Geriye kalan 2 bin 924 kilometrelik kısmını ise Demiryolları öz kaynakları ve dış kredilerle yapacak. Çinliler işe, "Ayaş Tüneli" geçilemediği için yılan hikâyesine dönen Sürat Demiryolu'nu da içine alan ve Edirne'den Kars'a uzanan 3 bin 636 kilometrelik hattı yaparak başlayacak. Hattın tamamlanmasıyla, karayolu ile 16,5 saat olan seyahat süresi 8 ila 9 saat arasında olacak. Çinliler, Edirne-Kars hattını inşa ederken, bir yandan da 850 kilometrelik Erzincan-Trabzon ve Yerköy-Kayseri hatlarını yapacak.

İç Anadolu Bölgesi'nde dört şehirden hızlı tren geçecek. Bunların başında Konya geliyor. Diğer bir güzergâh ise 466 kilometrelik Ankara-Sivas hattı. Bu hatta inşaat çalışmaları sürüyor. Ancak, hızlı tren Yerköy'e 30 kilometre kala Yozgat'a ayrılarak şehir merkezine gelecek. Daha sonra Sivas'a devam edecek. Ankara ya da İstanbul'dan gelecek hızlı trenler de Yerköy üzerinden Kayseri'ye gidecek. Böylece hızlı trenle Ankara-Yozgat 1,5 saat, Ankara-Kayseri arası ise 2 saat 30 dakika olacak.

Ankara ve İstanbul da Antalya'ya hızlı trenle bağlayacak. Ankara'dan, Konya-Manavgat güzergâhı takip edilerek 2 saat 45 dakikada Antalya'ya ulaşılacak. 714 kilometrelik İstanbul-Antalya arası ise 4 saat 30 dakikada alınacak.

Ankara Konya arası 1 saate inecek

17 Aralık 2010'dan beri deneme seferleri yapılan Ankara-Konya hattı 275 kilometre hıza göre inşa edildi. Ancak trenin hızı saatte 250 kilometreyi geçmeyecek. İki şehir arasında trenle 10,5 saat olan yolculuk süresi 1 saat 15 dakikaya inecek. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, 212 kilometrelik (çift yönlü 424 km) hattın 17 ay gibi kısa bir sürede tamamlanmış olmasından çok memnun. Bunun bir dünya rekoru olduğunu, benzer projelerin Avrupa'da 7-10 yıl arasında tamamlandığını söylüyor. Bakan, "Ankara-Eskişehir ve Eskişehir-İstanbul yüksek hızlı demiryolu hatlarında yabancı müteahhit ve personel çalıştı. Oysa Ankara-Konya hattı Türk müteahhit ve personeli tarafından inşa edildi." diyor.

Devlet Demiryolları, Konya-Adana arasında da yüksek hıza uygun tren inşa etmeyi planlıyor. Hat, trenin uygun kesimlerde 200, zor kesimlerde ise minimum 160 kilometre hız yapabileceği şekilde inşa edilecek. Mevcut hatların iyileştirilmesi ve ilave hat yapımı ile bu güzergâhta yüksek hızlı trenlerin çalıştırılması planlanıyor.

Konya'nın yolcu sayısı Eskişehir'i geçecek


Ankara-Konya arasına sabah 07.00 ile akşam 22.00 arasında saat başı sefer konulması planlanıyor. Bakan Binali Yıldırım "2023 İşletme Planlaması'na göre, Ankara-Konya arasında taşınacak yolcu sayısı yılda 3 milyonu geçecek. Buna göre, Ankara-Eskişehir arasında bir yılda taşınan yolcunun çok üzerinde bir potansiyel yakalanacak. Zira Ankara-Eskişehir arasında 1,5 yıl içinde 2,5 milyon yolcu taşındı. Konya-İstanbul arasında taşınacak yolcu sayısı, Ankara-Konya'dan 1 milyon fazla olacak."

Yolcu payı yüzde 72'ye yükseldi
Devlet Demiryolları verilerine göre yüksek hızlı treninin 13 Mart 2009'da seferlerine başlamasıyla Ankara-Eskişehir arasındaki taşımada otobüsün payı bir buçuk yılda yüzde 55' ten yüzde 10'a geriledi. Devlet Demiryolları'nın payı ise yüzde 8'den yüzde 72'ye yükseldi. Hızlı tren iki şehir arasında birçok tercihi de değiştirdi. Mesela, iki şehir arasında yolculuk yapan vatandaşlar tercihini yüksek hızlı trenden yana kullandı. Trenden önce yüzde 38 olan özel araç ile seyahat yüzde 18'e geriledi. Hatta 07.00 ile 22.00 arasında saat başı sefer yapılıyor.

Ankara-Eskişehir-İstanbul hattında 11,5 milyon yolcu

Devlet Demiryolları, Ankara-İstanbul arası hızlı tren hattında seferlerin başlaması halinde, taşınacak yolcu sayısı hakkında bir çalışma yaptı. Tahmini hesaplamaya göre, bu hatta yılda 11 milyon 500 bin yolcu taşınacak, 782 milyon TL gelir elde edilecek. Yolcu ve gelir adına ikinciliği, Ankara-Afyon-İzmir güzergâhı alacak. Bu güzergâh için, 6 milyon yolcu, 408 milyon TL de gelir hedefi var. Zaman

Protestocu Muhtardan Yeni Eylem



Eşekle, keçilerle, köpeklerle üst geçit duasına çıkan imam ile yaptığı eylemlerle sesini duyuran muhtarın son konukları, Kemal Kılıçdaroğlu ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Mustafa Akaydın'ı temsil eden cansız mankenler oldu.

Protestocu muhtar olarak adını duyuran Antalya'nın Etiler Mahallesi Muhtarı Mehmet Öztürk, yaklaşık 2 yıldır yürüyen merdiveni çalışmayan mahallesindeki üst geçit için yeni bir eylem gerçekleştirdi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Akaydın'ı temsil ettiğini belirttiği iki cansız mankeni çalışmayan yürüyen merdivenler önüne getiren muhtar Mehmet Öztürk, mahalleliyi de üst geçit önüne davet etti. Cansız mankenlerin eline kurdele bağlayan Öztürk, çalışmayan üst geçidin açılışını kurdeleyi makasla keserek gerçekleştirdi.

Falezlerden Denize Atlayan Genç Panik Yarattı

Gönderen: Unknown on 28 Şubat 2012 Salı | 14:46



Güzel'i kurtarmak için alarma geçen polis botu genci bulamadı. Boğulmak üzere olan Gülhan Güzel kıyıya kadar yüzerek polise teslim oldu.

Olay Atatürk Parkı yanında bulunan Varyantlarda meydana geldi. İddiaya göre akşam saatlerinde Varyantlara gelen Gülhan Güzel ellerini açıp dua ettikten sonra kendisini denize bıraktı. Gencin denize atladığını gören parkın güvenlik görevlileri polise haber verdi. Yara almadığı anlaşılan genç bağırarak yardım istedi. Harekete geçen deniz polisine ait bot bir süre kayalıklarda gence ulaşmaya çalıştı. Havanın kararması ve sık kayalıkların olması nedeniyle Güzel'i bulamayan polis botu geri döndü.

Kurtarılamayacağını anlayan genç ise Konyaaltı Sahili'ne kadar yüzerek kurtuldu. Gencin denizden çıktığını farkeden vatandaşlar polisi uyardı. Polis aracına alınan Gülhan Güzel sağlık kontrolü için Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü.

Polis gencin neden denize atladığını araştırıyor.

SGK 4,6 Milyon Liranın Sahibini Arıyor

Gönderen: Maykıl on 27 Şubat 2012 Pazartesi | 17:27



Sosyal Güvenlik Kurumu Antalya İl Müdürü Selim Erol, kurumdan 22 bin vatandaşın 15 ile 9 bin 700 TL arasında toplam 4,6 milyon lira alacağı olduğunu belirterek, ilgili kişilerin Antalya Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğü'ne müracaat etmeleri gerektiğini bildirdi.

Selim Erol, yaptığı açıklamada, il müdürlüğünden vatandaşların adına gönderildiği halde hala alınmayan 4 milyon 582 bin 678 TL parayı almalarını, aksi halde bu rakamın 5 yıl içerisinde zaman aşımına uğrayacağını kaydetti.

Alınmayan paraların 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren, rapor parası, tıbbi malzeme, diş parası, hasta alt bezi, cenaze yardımı ödemeleri gibi konuları kapsadığını aktaran Erol, "SGK, ceza kesen, korkutan anlayış yerine, öğreten, yol gösteren, bilgi veren bir anlayışla çalışmalarına devam etmektedir. Öncelikli görevimiz vatandaşlarımızın hakkına sahip çıkmaktır. Daha önceleri bu tür meblağlar, zaman aşımından sonra direkt olarak devlete gelir (irad) kaydedilirdi. Antalya SGK İl Müdürlüğü olarak vatandaşımızın hakkı olan bu parayı yine vatandaşımızın eline geçmesini istiyoruz." dedi.

Söz konusu kalemlerle ilgili herhangi bir işlem yapan ve ödemesini almayan vatandaşların www.antalyasgk.gov.tr adresine girerek, 'Antalya SGK 4,6 milyon paranın sahibini arıyor' başlığı ile yayınlanan listeden isimlerine bakabileceklerini ifade eden Erol, alacaklı listesinde ismi olan vatandaşların kuruma müracaat etmeleri çağrısında bulundu.


Uğur Acar'ın devlete maliyeti ne kadar?



SGK Fiyatlandırma Komisyonu’nun yüz nakli için karşılayacağı bedeli gelecek hafta belirleyeceği bildirildi. Yüz nakli operasyonunu gerçekleştiren Prof. Dr. Ömer Özkan, yaptığı açıklamada 250 bin liralık fiyatın Uğur Acar’ın yoğun bakım servisinde yattığı süre içerisinde ve sonrasında takipte yapılan masrafları içeren bir değerlendirme olduğunu söyledi.

Hayati organ nakilleri için devlet tarafından ödenen miktarın bir önem arz etmediğini kaydeden Özkan, "Hayati diye öbürünün ondan ucuz olması vs diye bir kavram yok. Biz harcanan neyse onu talep ediyoruz" dedi.

Masrafın büyük bir kısmının kullanılan ilaçların masrafı olduğunu kaydeden Özkan, "Ödenecek miktarın 60-70 bin TL olması epeyce düşük kalır. Hatta komik kalır" şeklinde konuştu.

Avrupa'nın Dinazorları Türkiye'ye Geliyor

Gönderen: Maykıl on 26 Şubat 2012 Pazar | 03:45



Yapımı süren ve Mayıs'ta açılacak parkta, ''haunted house-perili ev'' ve ''deep fear-derin korku'' temalı bölümlerde yer alacak.

Korkularıyla yüzleşmek isteyenler için çeşitli alternatiflerin bulunacağı tema parkın sorumlusu Barış Dursun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Antalya'ya 20 kilometre uzaktaki Göynük'te 40 bin metrekarelik orman arazisi içinde kurulumu devam eden ve içinde ''Dino Park''ın da yer alacağı alanın, Avrupa'nın en büyük ve komplike tema park projesi olduğunu söyledi.

Barış Dursun, dünyada ''haunted house'' ve ''deep fear'' temalı parkların yayıldığını da dile getirerek, şöyle konuştu:

''Dünyada gördüğünüz hiçbir korku projesi ile aynı olmasın, benzeşsin, 'korku korku olalı böyle işlenmedi' denilsin istedik. Hislerle hareket edilecek karanlık labirentli yollar, en büyük kabuslarla karşılaşılacak odalar ve sürpriz aktivitelerle Türkiye'de ilk kez böyle bir deneyim yaşanacak.''

Park içine göller, çamur havuzlarının da yapıldığını anlatan Dursun, maceracı yarışmacıların çamur kaplı malzemelerden atlayacağı, suların üzerinden geçeceği mekanların da oluşturulduğunu söyledi.

Dursun, ''Parkta eğlence de Antalya Göynük'e yakışır şekilde yaşanacak. Işık, ses gösterileri, konser organizasyonları, dev platformlar ve akla gelmeyecek çok şey olacak parkın içinde'' diye konuştu.

DİNAZORLAR KANAT ÇIRPACAK

Parkın içine onlarca gerçek boyutlarda dinozor yerleştirdiklerini anlatan Dursun, ''Kısaca Antalya'nın bir köşesinde sessiz sedasız paleolitik bir çağ yaratıyoruz. En iyisi dinozorların sesleriyle Göynük, Antalya, Türkiye ve Türkiye'den tüm dünyaya seslenelim diye düşündük'' dedi.

Dursun, Dino Park'ı şu sözlerle anlattı:

''Park alanına girildiğinde aslında bir dinozorlar diyarına girilmiş olacak. İnsanlar, bağıran, size uzanan, nefes alan, gözlerini gözlerinize diken, kanat çırpan ve hatta size dokunabilecek kadar yakınlaşan dinozorlarla bir arada olacak.

Birebir orijinal boyutlarındaki dinozorların yanı sıra, özel 3 boyutlu sinema ve kazı alanlarımızda eğlenirken aynı zamanda bu muhteşem yaratıklar hakkında bilinmeyenler de öğrenilebilecek.

Dino Park'ın içerisinde aqua parklar, eğlence merkezleri, mağazalar, restoranlar, çocuk parkları ve birçok farklı etkinlik alanları da 7'den 70'e herkese hitap edecek.

Tüm bunlara ek olarak roketlerin, uzay mekiği simülasyonu ay yürüyüşü provaları da park içinde yer alacak.''


Yabancı geline veto!

Gönderen: Maykıl on 24 Şubat 2012 Cuma | 00:23



21 Ocak'ta ilk tam yüz nakli olarak Türk tıp tarihine geçen Uğur Acar'ı, Manavgat'ın Gebece Köyü'nde yaşayan babası, akrabaları ve köylüleri özlemle bekliyor.
Fatih HEPOKUR / Soner ÖZCAN AHTUğur Acar'ın işitme engelli babası Mehmet Acar ameliyat olduktan sonra oğlunu görmeye gidemediğini ifade ederken, "Ben cahilim, Antalya'da kaybolurum" dedi. Gazetecilerin dizüstü bilgisayardan oğlunun yeni fotoğraflarını gösterdikleri baba Mehmet Acar, işaret diliyle oğlunun yüzünün çok iyi olduğunu anlattı.
 Galeri için tıklayınız...
Akrabaları ve köylüleri de, Uğur'un bir an önce sağlığına kavuşarak köylerine dönmesini beklediklerini ifade etti. Gebece Köyü'nden Remzi Sarı, Uğur'un en çok sucuklu yumurtayı özlediğini gazetelerden öğrendiklerini ifade ederek, "Uğur köye döndüğü zaman ona sucuklu yumurta yapacağız. En iyi şekilde karşılayacağız" dedi.Akrabalarından Mehmet Acar da Uğur'un büyük sıkıntı ve zahmet çektikten sonra bu hale gelmesini sağlayan herkese çok teşekkür ederken, bir an önce köye dönmesini beklediklerini söyledi. Gazetelerde, özellikle yurtdışından Uğur'a evlenme teklifi geldiğini okuduklarını söyleyen Acar, "Uğur'un yabancılarla evlenmesini istemiyorum. Türkle, Müslüman biriyle evlensin" dedi.
YENİ YÜZÜYLE GÜNEŞLENDİTürkiye'nin ilk yüz nakli yapılan hastası olan 19 yaşındaki Uğur Acar, tedavisinin sürdüğü Akdeniz Üniversitesi'nde ilk kez hastane bahçesine inerek güneşlendi. Kardeşi Ali Acar ve bir güvenlik görevlisi ile Galatasaray şapkası giyerek dışarı çıkan Uğur Acar yüzüne de maske taktı. Acil servisin önündeki kafeteryada kardeşi Ali Acar ve güvenlik görevlisiyle yaklaşık 10 dakika oturan Uğur Acar sık sık şapkasını çıkarıp güneşe baktı. Kardeşi ve güvenlik görevlisi çay içerken Uğur Acar sadece güneşlenmeyi tercih etti.DOKTOR İZNİ İLE BAHÇEYE ÇIKTIAmeliyatı gerçekleştiren Prof. Dr. Ömer Özkan'ın izniyle 10 dakikalığına hastane bahçesine çıktıklarını söyleyen Uğur Acar'ın kardeşi Ali Acar, ''Kardeşim sürekli dört duvar arasındaydı. Dün ilk defa basın toplantısı için çıktı. Ardından bugün de havanın güneşli ve sıcak olması nedeniyle bahçeye çıkmak istedi. Özkan'ın izniyle de bahçeye çıktık'' dedi. Acar, kardeşinin 10 gün sonra taburcu olmasını beklediklerini ve taburcu olduktan sonra nereye gideceklerini bilmediğini dile getirdi.

Çıralı Sahilini 5 bin TL'ye alıp 55'e kiraladılar

Gönderen: Maykıl on 19 Şubat 2012 Pazar | 01:05

Ünlü Çıralı sahili, yıllık 5 bin liraya Orman Spor'a kiralandı. Kulüp işletme hakkını aynı gün 55 bin liraya 'sponsor' otele devretti.

Antalya’da caretta carettaların üreme alanı olması ve deniziyle ünlü Çıralı sahilinde 18 dönüm alanın, önce bir spor kulübüne sonra da bir otele kiralanması olayına valilik el koydu.

Orman Spor Kulübü, Antalya Orman Bölge Müdürlüğü bünyesinde bulunan ve bugün 1. amatör kümede mücadele eden bir spor takımı. Takım maddi sıkıntı gerekçesiyle Beydağları Sahil Milli Parkı sınırları içinde bulunan, 1. Derece Doğal Sit Alanı statüsünde bulunan Çıralı sahilini kiralamaya karar verdi.

Ancak Antalya Orman Spor Kulübü yetkilileri yıllık 5 bin liraya aldıkları alanı bir otele yıllık 55 bin liraya kiraya verdi.

Yasalara göre 1. Derece Doğal Sit Alanları’na normal inşaat yapılması yasak. Mesire yerleri yapılabiliyor. Ancak bu durumda da sadece küçük piknik alanları, mini futbol ve basketbol sahaları, tuvalet ve mini büfe için izin veriliyor. Yani bir futbol kulübünün antrenman sahası olabilecek bir tesis öngörülmüyor. Ayrıca ormanda tahsis edilen alanların başkasına devri de olmuyor.

Radikal Gazetesi'ne konuşan Antalya Barosu Çevre Komisyonu Başkanı avukat Tuncay Koç Çıralı’ya günübirlik işletme için tesisler yapılacak olmasını ‘kötü kokular geliyor’ diye değerlendirdi: "Çıralı’da yaşayan herkes sit alanı yüzünden ceza almış durumdayken Koruma Kurulu’nun büşük bir hızla bu alana ilişkin izin vermesi de şüpheli. Aynı zamanda sahildeki lokantalara yıkım yazıları gitmeye başlamıştır. Görünen amaç o ki Orman Spor kullanılarak alan bir kişiye devredilecek, yapılacak lokanta ve sosyal alanlar, diğer alanların yıkılmasıyla Çıralı’da tek yeme içme merkezi olacak ki, rant büyüktür."
(ntvmsnbc)

Olay Haberler

olayhaberler.com

Diğer Haberler

Spor

Copyright © 2012. Fiber Haber - All Rights Reserved. Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
Copyright © 2012. Fiber Haber - Tüm Hakları Saklıdır
Powered by Blogger | Sitemap | Ping | Olay Haber | Spor