Son Dakika :
Ömer Dinçer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ömer Dinçer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

KPSS ile öğretmen alımına son!

Gönderen: Unknown on 1 Mart 2012 Perşembe | 10:02




Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, öğretmenlerin KPSS ile değil alan sınavıyla atanacağı yeni sistemi anlattı. MİLLİ Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, uzun zamandır tartışılan KPSS ile öğretmen alımına son vereceklerini açıkladı. "KPSS ile öğretmen adayları, sadece genel kültür, genel yetenek ve öğretmenlik meslek bilgisine yönelik testlere tabi tutuluyor. Öğretmenlerin alan bilgileri ölçülmüyor" diyen Dinçer, bakanlığın yeni bir sınav sistemi üzerinde çalıştığını söyledi.

YENİ SINAV SİSTEMİ 

Dinçer, MHP Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın sorularını yanıtlarken her yıl öğretmen atamalarını Maliye Bakanlığı'nın belirlediği sayıya göre yaptıklarını belirtti. Açığın ücretli öğretmenlerle giderilmeye çalışıldığını anlatan Dinçer, 10 yılda 316 bin 687 öğretmen atandığını, buna karşın 157 bin 153 öğretmenin emeklilik, istifa ve diğer nedenlere ayrıldığını söyledi. Dinçer, 2011 yılı ekim ayı itibarıyla öğretmen açığının da 126 bin 137 olduğunu açıkladı. Dinçer, KPSS'nin öğretmen adaylarının alan bilgisini ölçmede yetersizliğine değinerek, "öğretmenlik mesleğine nitelikli adayların kazandırılabilmesi için öğretmen adaylarının alan bilgisi yönünden de ölçülmelerinin gerekli" olduğunu söyledi. Öğretmenlerin alan bilgisini ölçecek yeni düzenleme üzerinde çalışıldığını vurgulayan Dinçer, "Konuyla ilgili olarak gerekli düzenleme yapılıncaya kadar mevcut uygulama sürdürüleceğinden şu anda KPSS puanına göre atama bekleyen adaylar etkilenmeyecek" dedi. Dinçer, 2003'te KPSS'ye 127 bin 973 adayın girmesine karşın 2011'de sayının 229 bin 767'ye çıktığını, 9 yılda KPSS'ye giren öğretmen adayı sayısının da 1 milyon 835 bin 290'a ulaştığını ifade etti. KPSS sınavına giren her öğretmen adayından 55 TL sınav ücreti alınıyor. AA

Dinçer: Okul öncesi eğitim zorunlu olabilir



Meclis Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda zorunlu eğitimin kademelendirilerek 12 yıla çıkartılmasını içeren teklifin görüşmelerine verilen arada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, evde eğitimin hangi öğrencileri ve programları kapsayacağı yönündeki soruya, “Bakanlar Kurulu karar verecek, mesleki eğitim ve özürlülerin eğitimi ile ilgili olabilir” yanıtını verdi. Dinçer, düzenlemenin “kız öğrencileri okuldan uzaklaştıracağı" eleştirilerini ise bunun mümkün olmadığını belirterek şöyle değerlendirdi:

“Kesintisiz eğitim kanunu yürürlüğe girdikten sonra ilköğretimde okullaşma oranı yaklaşık yüzde 88, kız çocuklarının okullaşma oranı ise yüzde 85’lerde. Biz geldikten sonra ‘haydi kızlar okula’ demişiz, ‘şartlı nakit transferi’ uygulamışız, ‘baba beni okula gönder’ demişiz, herkesin tek tek evine gitmişiz, okullaşma oranını yüzde 98,5’e çıkarmışız. Arkasında da kızların okullaşma oranını 100 erkek öğrenciye karşı 85 civarındayken, 100 erkek öğrenciye karşı 100,4’e getirmişiz. ‘Kız çocuğu evde otursun’ diye düşünen iktidar, 10 yıllık süre içinde ‘kız çocukları okullaşsın’ diye onlarca proje geliştirip, şartlı nakit transferi uygulayıp, çocukları okula getirip, 100 erkek öğrencinin üzerindeki orana çıkarmaya niye uğraşsın.”

-TEKLİF ALT KOMİSYONA GÖNDERİLDİ-

Zorunlu eğitimin kademelendirilerek 12 yıla çıkartılmasını içeren AKP Grup Başkanvekillerinin ortak imzasıyla getirilen teklif görüşmelerin ardından daha ayrıntılı tartışılmak üzere alt komisyona gönderildi.

-TEKLİFE OKUL ÖNCESİ EKLENİRSE DESTEK VERİLECEK-

Milli Eğitim Bakanı Dinçer, komisyon toplantısının ardından gazetecilerin “okul öncesi eğitim de zorunlu eğitime eklenebilir mi?” sorusuna “Olabilir. Zaten okul öncesi eğitim zorunluluk olsa da olmasa da stratejik olarak 2013’ün sonunda yüzde 100’e çıkartmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla orada yapacakları değişiklik bizim de destekleyeceğimiz bir değişiklik. Zaten öyle bir hedefimiz var” yanıtı verdi.

İlköğretimden ortaöğretime geçişte yüzde 85’lere gelindiğini bunun çok iyi olduğunu belirten Bakan Dinçer, “Bizim çalıştığımız yapı geldiğimiz noktadan geriye gitmek değil tam aksine iyileştirecek bir durum ortaya çıkarmak” dedi.

AA

Dinçer'den tereddütleri gidermek için hamle



Milli Eğitim Bakanlığınca Antalya'nın Manavgat ilçesinde düzenlenen Mesleki ve Teknik Eğitim Çalıştayı'na katılan Bakan Dinçer, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran, kesintisiz eğitime son veren kanun teklifiyle ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Tasarının bazı teknik hataların düzeltilmesi ve kamuoyundan gelen tereddütlerin yeniden gözden geçirilmesi için alt komisyona alınmasını talep ettiklerini kaydeden Dinçer, ''Ortaya çıkan tereddütlerin tekrar gözden geçirilmesiyle ilgili bir çaba ortaya koyacağız. Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz Türk eğitim sisteminin daha iyi ve daha etkin hale gelmesi için daha dikkatli bir çaba içerisinde olacağız. Bu sebeple de alt komisyona gitmesini biz talep ettik'' dedi.

Tasarıyla ilgili tereddütlerin ne olduğunun sorulması üzerine Dinçer, ''Kamuoyundan gelen tereddütler var. Bunların bazıları ideolojik tereddütler. Doğrusu ideolojik tereddütler ideoloji meselesi... Onun dışındaki teknik olarak veya eğitim sisteminin dünyayla uyum sağlamasıyla alakalı konularda sarf edilen tereddütler varsa onları değerlendireceğiz'' diye konuştu.

Tasarının eğitim sisteminin esnekleştirilmesiyle alakalı konularda geniş kapsamlı bir çalışma sunduğunu vurgulayan Dinçer, dünyada eğitim sisteminin sonuçlara, bilgi ve yeteneklere dayalı bir alana doğru çekildiğini dile getirdi.

Kız çocuklarının okullaşmaları ile ilgili eleştirilerin hatırlatılması üzerine Dinçer, şöyle konuştu:

''Biz bu zamana kadar kız çocuklarımızın okullaşması ile ilgili çok ciddi tedbirler aldık. Bugünden sonra da bu zamana kadar yaptıklarımızı inkar edip geriye dönüp başka bir şey yapmayı asla düşünmeyiz. Bu sebeple bakıldığında lütfen geriye dönüp bakılsın, orada kız çocuklarının okullaşmasıyla ilgili yapılan çabaları göz önünde bulundursunlar. Bundan sonra yapacaklarımızı da o gözle değerlendirmede bulunsunlar.''

''Kanun tasarısının engelli çocukların okullara gönderilememesini kapsadığı ve bu durumun engelli çocukların dışlanmasına neden olacağı yönündeki'' görüşün ifade edilmesi üzerine Dinçer, okula devam edebilecek statüdeki öğrencilerin okullarına devam edeceğini, bu yasanın onları kapsamadığını ifade etti.

Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Mesela okula devam etme imkanı olmayan özürlüler olabilir mi? Bugün teknoloji öyle gelişti ki insanların oturdukları yerden yattıkları yerden eğitim almaları mümkün. Varsa bilgi ve kabiliyetleri bunların belgelendirilmesi de mümkün. Yine bu doğrultuda hakikaten belirli yaşın üstündeki insanların eğitim almaları da mümkün. Yine bu çabalarımıza rağmen topluma kazandırma konusunda başarılı olamadığımız toplum kesimleri var. Mahkumlar söz konusu olabilir.''

''Bu sistemi, düşük gelirli ailelerin çocuklarını meslek liselerine yönlendirmeye yönelik bir duruma sürüklemeyecek mi?'' sorusuna ise Dinçer, uygulamanın okuma çağında ve okula devam etme durumu olan çocukların okuldan uzaklaştırılmasıyla alakalı bir durum olmadığını dile getirdi.

-''Haksız yorum''-

Eğitim sistemindeki esnekleştirmenin toplum içinde nasıl sonuç doğuracağına dair tedirginlikleri anlayışla karşıladığını belirten Dinçer, ''Yorumlandığı gibi bunların eğitim sisteminde bugüne kadar yapılan kazanımları geriye götüreceğini kabullenmek doğrusu çok halkı bir yorum değil'' dedi.

Engelli okullaşmasıyla ilgili 2006 yılında bir genelge hazırlandığının hatırlatılması üzerine Bakan Dinçer, o konuda yeterli hukuki zeminin olmadığını kaydetti.

Özellikle sivil toplum örgütlerinin, kadın sivil toplum örgütlerinde kızların evde eğitim alacağına dair yanlış bir yorumlama olduğuna işaret eden Dinçer, şöyle konuştu:

''Ben şunun altını hakikaten çizmek istiyorum. 2002 yılında AK Parti iktidara gelmeden önce ilköğretimde okullaşma oranı yüzde 91 civarındaydı hatta yüzde 91'den de düşüktü. Kız çocuklarının okullaşma oranı ise 100 erkek öğrenciye karşı 88 kız öğrenci vardı. O zamandan bu zamana kadar alınan idari tedbirlerle bunun da altını çiziyorum, dikkatle bakalım, zorunlu ve kesintisiz eğitimle alakalı değil bu, o zamandan alınan idari tedbirlerle ben size sayayım 'baba beni okula gönder', 'Haydi kızlar okula', 'şartlı nakil transferi', devamsızlıkların takibi ile ilgiyi uyguladığımız programlar ve benzeri pek çok programla biz kız çocuklarımızın okullaşmasıyla ilgili pek çok ciddi adımlar attık.''

İlköğretimde okullaşma oranının yüzde 98.5'un üzerine çıktığını ve kız çocuklarının okullaşma oranının da 100 erkek öğrenciye karşı 100.4 oranına yükseldiğini belirten Dinçer, tasarı üzerinde yapılan eleştirilerin ''tasarıyı okumamakla alakalı'' olduğunu kaydetti.

-Eğitim yaşı-

Dünyada okula başlama yaşının daha erkene çekildiğini, mesleki eğitim yaşının da ileri yaşlara ötelendiğini söyleyen Dinçer, Türkiye'de de bu uygulamayı gerçekleştirmeye çalıştıklarını kaydetti.

Okul öncesi ile ilgili de bazı tereddütlerin olduğuna işaret eden Dinçer, ''Ben şunu size çok açıklıkla ifade etmek istiyorum. Bu kanuni tedbir olmasa bile bizim idari tedbirlerle yüzde 100'e ulaşabilme imkanına kavuştuğumuz bir husus artık. Okul öncesi eğitimde 5 yaş grubunda biz yüzde 100'e ulaşmayı 2013'ün yılının sonunda hedeflemiş durumdayız. Hukuken bir zorunluluk olmasa bile bu ülkede biz buna ulaşmak istiyoruz'' dedi.

Bu yıl yatırım kaynaklarının önemli miktarını okul öncesi eğitim programına ayırdıklarını söyleyen Dinçer, çok büyük ihtimalle 2013 yılı sonunda hedeflerine ulaşacaklarını kaydetti.

Ancak okul öncesinin zorunlu olması konusunda hiç bir tereddütlerinin bulunmadığını bildiren Dinçer, o konu da kanuna bir madde ilave edebileceklerini ifade etti.

-Mesleki eğitim-

''Türkiye'de çıraklık eğitiminin etkinliği ve faydası üzerinde tartışma yapılması gerektiğini de düşünen bir insanım'' diyen Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Orada hukuken yaşın geriye çekilmesi sadece alt sınırı belirliyor. Milli Eğitim Bakanlığının programları, müfredatı ve benzeri diğer çalışmalarda dünyanın gidişatına ters bir uygulamaya dönük bir çalışma yapmayacağız, endişe edilmesin. Kanunda iki şey söyleniyor, bilgi ve yeteneklere göre tercihlerin oluşturulması ve yönlendirmenin sağlanması diye. Dolayısıyla aslında ilköğretimin ikinci kademesinde yapılacak yönlendirme mesleki yönlendirme olmaktan çok çocuklarımızın ilgi ve yeteneklerine göre bir tercihi yapma imkanının artırılmasıdır. Yani mesela çocuklarımızın ilgisi ve yeteneği, daha çok sosyal bilgilere yönelikse, fen bilgilerine yönelikse, güzel sanatlara yönelikse, spora yönelikse o alandaki ilgi ve yeteneklerini görmek ve o doğrultuda onlara seçenekler sunmaktan ibaret bir husustur.''

Eğitim sistemiyle ilgili dünyadaki uygulamaların gözden geçirilmesini isteyen Dinçer, 7 yıl süreyle kesintisiz eğitim veren ülkelerin incelenmesi gerektiğini belirtti.

Kademelendirmenin kesintisizlik anlamına gelmediğini ifade eden Dinçer, eğitim sisteminin kesintili hale getirilmesinin sadece sistemi esnekleştirdiğini söyledi.

-Sınav sistemi-

Yeni uygulamanın fen lisesi ya da sosyal bilimler liselerine girişi nasıl etkileyeceği yönündeki soru üzerine ise Dinçer, şunları kaydetti:

''Ben size sorayım, siz Türkiye'de Anadolu liselerine, fen liselerine, sosyal bilim liselerine sınavla geçiş konusunda rahatsızlık duymuyor musunuz? Hepiniz rahatsızlık duyuyorsunuz ve bunu da sıklıkla benim gündemime getiriyorsunuz. Peki o zaman Türkiye'de fırsat eşitliği konusunda rahatsızlık duymuyor musunuz? Türkiye'de imkan ve fırsat olarak aynı şeyleri sunamıyoruz eleştirisini yapmıyor musunuz? O zaman Hakkari'de fen lisesi yok, Şırnak'ta, Erzurum'da, Erzincan'da yoksa ve oradaki lisede daha kabiliyeti ve ilgisi olan çocuğun daha fazla fen dersi almasının ne mahsuru var?''

Bunları fen liselerinin alternatifi olarak da düşünülmemesi gerektiğini, çeşitlendirme olarak algılanması gerektiğini kaydeden Dinçer, ''Fen lisesi bugün başarılıysa başarılı bir şekilde biz onun eğitimini devam ettirecek tedbirleri alırken, aynı zamanda herhangi bir lisemizde fen kabiliyeti olan çocuklarımıza da fen lisesine gidemediği için orada fen lisesinde verilen dersleri verme imkanına sahip olsak yanlış mı olur?'' diye konuştu.

Bakan Dinçer, 4'üncü sınıftan sonra sınav olup olmayacağıyla ilgili soru üzerine, şöyle konuştu:

''Biz uzun vadede Türkiye'de seçme esaslı, öğrencileri seçmeye dayalı sınavları kaldırmak istiyoruz. Uzun vadede ve bu önemli. Hemen bugün yarın değil çünkü. Onun hazırlıkları ile ilgili çalışmalarımız ancak tamamlandığında sizinle paylaşacağım. Ama bunun altını tekrar çiziyorum, öğrencilerimizi seçme esaslı sınav sisteminin gözen geçirilmesi ile ilgili çalışma yapıyorum ben. Öğrencilerimizin ancak bilgi ve yeteneklerini ölçen, seviyelerini tespit eden olgunlaşma sınavlarına itirazımız yok ama öğrencilerin bir üst sınıfa geçmek için seçileceği sınavların gözden geçirilmesi gerektiği kanaatini taşıyorum.''

Bakan Dinçer sadece seviye belirleme sistemi planladıklarını kaydetti.

-Bakanlar Kurulu'na yetki verildi-

12 yıllık kesintili eğitimin ne zaman hayata geçeceği ile ilgili soruya ise Dinçer, o konuda Bakanlar Kuruluna yetki verildiğini belirtti.

Ancak okul öncesi eğitim programının değiştirilmesine gerek duymadıklarını, 2012-2013 eğitim yılı sonuna kadar hedeflerine ulaşmak için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen Dinçer, 4'üncü yılın yani ortaöğretimin zorunlu hale getirilmesi ile ilgili altyapıya yönelik bir zamana ihtiyaç duyduklarını ifade etti.

Dinçer, çalışmanın 4-5 yıllık bir süre içinde tamamlanmasını öngördüklerini belirtti.

Yabancı okulların ve İmam Hatip okullarının orta bölümlerinin yeniden açılıp açılmayacağı sorusuna ise Bakan Dinçer, ''Eğer kanun bu konuda mevcut yapısını korursa açılabilir, hukuken bir engel kalmıyor. Bu herkes için geçerli bir uygulamadır'' dedi.

Öğrencilerin bu okullara nasıl gideceği sorusuna ise Dinçer, bunun bir yıllık ya da hemen ertesi gün yapılacak bir uygulamanın hukuki hazırlığı olarak görülmemesini istedi.

Uygulamanın uzun vadeli bir stratejinin yapısı olarak değerlendiren Dinçer, ''Kanunun esas mantığı, Türk eğitim sisteminin katılığını gideren bir altyapı oluşturuyor. Bunun dışındaki her şey zaman için de ve safha safha paylaşılır'' diye konuştu.

-TÜSİAD'ın değerlendirmesi-

TÜSİAD tarafından yapılan açıklamalara değinen Dinçer, sözlerine şöyle sürdürdü:

''Ben TÜSİAD'ın dünyadaki bütün kaynaklara ulaşabileceğine inanıyorum. Yaptığı çalışmalarda, pek çok raporda da buna benzer değerlendirmeleri yaptıklarını da biliyorum. TÜSİAD, dünyada kesintisiz eğitimi uygulayan kaç tane ülke var onunla ilgili bir değerlendire yapsın, ben de göreyim. Çünkü dünyanın pek çok ülkesinde 4 4 4, 5 3 4, 6 3 3 gibi ama birbirinden farklı olmak üzere kesintili eğitim uygulaması varken, Türkiye'de kesintili eğitime geçecek olmanın bu kadar çok eğitim sistemini altüst edeceğine dair değerlendirmenin ne kadar doğru olacağını siz takdir edin.''

Kesintisiz eğitimin bazı okulların kapanması ile alakalı değerlendirmenin tam doğru olmadığını ifade eden Dinçer, okulların kapanmasında eğitimin kesintili ya da kesintisizliği ile alakalı bir yapısal durumdan çok pragmatik olarak baktıklarını söyledi.

Bakan Dinçer, taşımalı eğitimin de devam edeceğini bildirdi.

AA

Çankaya Köşkü'nden 4+4+4 açıklaması

Gönderen: Unknown on 28 Şubat 2012 Salı | 17:17



Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in dünkü Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı’na katılması ile ilgili olarak yazılı bir açıklama yaptı.Açıklamada şöyle denildi; "Bilindiği gibi, gündemin özelliğine göre Milli Güvenlik Kurulu Toplantılarına ilgili bakan ve kişilerin çağrılması, Anayasa’da yer almaktadır. Bir önceki Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı’nda, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in dünkü Toplantıya davet edilmesi kararlaştırılmıştır. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, toplantıda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki öğretmen açığı ve eğitim alanındaki ihtiyaçlar hakkında bir sunum yapmışlardır. Bazı basın-yayın organlarında iddia edildiği gibi, zorunlu eğitimin ‘4+4+4’ şeklinde 12 yıla çıkarılmasını öngören yasa teklifi kesinlikle gündeme gelmemiştir."DHA

Milli Güvenlik Kurulu'nda sürpriz isim



Çankaya Köşkü'ndeki şubat ayı olağan toplantısı saat 13.55'te başladı. Toplantıda iç ve dış gelişmeler değerlendiriliyor.

Toplantıya, MGK üyesi olmayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in de bakanlığının faaliyetleri hakkında bilgi vermek üzere katıldığı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre Dinçer, MGK üyelerine 4+4+4 şeklindeki 12 yıllık eğitimi düzenleyen kanun teklifiyle ilgili bilgi verdi. Kanun teklifi 4 yıldan sonra açık eğitimi öngördüğü ve bu durumun da kız çocuklarının 4 yıldan sonra okuldan alınacağı endişesiyle eleştiri konusu olmuştu.

Bakan Dinçer, saat 15.20'de toplantıdan ayrıldı. MGK toplantısı devam ediyor.

MGK ÖNCESİ TOPLANTI


Bu arada Başbakan Erdoğan, MGK toplantısı öncesi MGK üyesi bakanlarla biraraya geldi. Toplantıya MİT Müsteşarı Hakan Fidan da katıldı.

MGK'da Dinçer Sürprizi

Gönderen: Maykıl on 27 Şubat 2012 Pazartesi | 17:36



Çankaya Köşkü'ndeki şubat ayı olağan toplantısı saat 13.55'te başladı. Toplantıda iç ve dış gelişmeler değerlendirilecek.

Toplantıya, MGK üyesi olmayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in de bakanlığının faaliyetleri hakkında bilgi vermek üzere katıldığı öğrenildi.

KPSS İle Öğretmen Atamasına Son



Öğretmen açığının 126 bin 137 olduğunu söyleyen Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, KPSS ile atamaya son verecek yeni sınav sistemi üzerinde çalıştıklarını açıkladı.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, uzun zamandır tartışılan KPSS ile öğretmen alımına son vereceklerini açıkladı. "KPSS ile öğretmen adayları, sadece genel kültür, genel yetenek ve öğretmenlik meslek bilgisine yönelik testlere tabi tutuluyor. Öğretmenlerin alan bilgileri ölçülmüyor" diyen Dinçer, bakanlığın yeni bir sınav sistemi üzerinde çalıştığını söyledi.

Dinçer, MHP Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın sorularını yanıtlarken her yıl öğretmen atamalarını Maliye Bakanlığı'nın belirlediği sayıya göre yaptıklarını belirtti. Açığın ücretli öğretmenlerle giderilmeye çalışıldığını anlatan Dinçer, 10 yılda 316 bin 687 öğretmen atandığını, buna karşın 157 bin 153 öğretmenin emeklilik, istifa ve diğer nedenlere ayrıldığını söyledi. Dinçer, 2011 yılı ekim ayı itibarıyla öğretmen açığının da 126 bin 137 olduğunu açıkladı.

Dinçer, KPSS'nin öğretmen adaylarının alan bilgisini ölçmede yetersizliğine değinerek, "öğretmenlik mesleğine nitelikli adayların kazandırılabilmesi için öğretmen adaylarının alan bilgisi yönünden de ölçülmelerinin gerekli" olduğunu söyledi. Öğretmenlerin alan bilgisini ölçecek yeni düzenleme üzerinde çalışıldığını vurgulayan Dinçer, "Konuyla ilgili olarak gerekli düzenleme yapılıncaya kadar mevcut uygulama sürdürüleceğinden şu anda KPSS puanına göre atama bekleyen adaylar etkilenmeyecek" dedi.

Dinçer, 2003'te KPSS'ye 127 bin 973 adayın girmesine karşın 2011'de sayının 229 bin 767'ye çıktığını, 9 yılda KPSS'ye giren öğretmen adayı sayısının da 1 milyon 835 bin 290'a ulaştığını ifade etti.

KPSS sınavına giren her öğretmen adayından 55 TL sınav ücreti alınıyor.

Dinçer'den TÜSİAD'a 4+4+4 tepkisi

Gönderen: Maykıl on 25 Şubat 2012 Cumartesi | 05:42



Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer yeni eğitimi sistemi çalışmalarıyla ilgili açıklama yaptı. Dinçer şöyle konuştu:
"Kamuoyundan gelen tereddütler var. Bunların bazıları ideolojik tereddütler. Eğitim sistemiyle teknik olarak gelen tereddütler varsa bunları dikkate alacağız.
Eğitim sisteminin esnekleştirilmesiyle ilgili çok geniş kapsamlı bir çalışma sundum. Bütün dünya eğitim sistemini giderek süreçten çok sonuçlara bilgi ve yeteneklere dayalı bir alan doğru çekiyor.

Kız çocuklarıyla ilgili tereddütler ortaya çıkıyorsa bunun Türkiye'nin taşıdığı tecrübelerden kaynaklandığını düşünüyorum. Bugüne kadar kız çocuklarının okumasıyla ilgili çok önemli çalışmalar yaptık.

'GERİYE GÖTÜRECEK' YORUMLARI DOĞRU DEĞİL


Yeni sistem normal ve okula devam etme çağında olan çocuklarımız için yapılan bir düzenleme değil. Kazanımların geriye götürüleceği yorumları doğru değil.
Bu esnekleştirmenin nasıl sonuçlar doğuracağına dair tereddütleri endişeleri gidermek de bizim görevimiz. Kızlarımızın evde eğitim göreceğine dair yorumlar doğru değil.
Okul öncesi eğitimi alt komisyonda görüşülebilir. Okul öncesi eğitimde yüzde 100'e ulaşmayı 2013 sonuna kadar hedeflemiş durumdayız. Bu yılki rakamlarımız yüzde 72 civarında. Kaynaklarımızın önemli bir kısmını buna ayırıyoruz.

UZUN DÖNEMDE SINAVLARI KALDIRMAYA ÇALIŞIYORUZ


Kesintili eğitim sisteminin bütün eğitim sistemini bozacak gibi algılıyorsanız şunu söyleyeyim, eğitim sistemini kademeleştirmek sistemi esnekleştirir.
Uzun vadede Türkiye'de öğrencileri seçmeye dayalı sınavları kaldırmaya çalışıyoruz. Öğrencilerimizi seçme esaslı sınav sisteminin kaldırılmasına dair çalışmaları yapıyoruz.
Öğrencilerin bir üst sınıf geçmek için yapılan sınavları gözden geçiriyoruz. Üçüncü 4 yıllık döneme ilişkin çalışmalar sürüyor. Ortaöğretimin zorunlu hale getirilmesine ilişkin biraz da zamana ihtiyacımız var. 4-5 yıla kadar hazır hale getirebiliriz diye düşünüyorum.

TÜSİAD CEVAP VERSİN

TÜSİAD'ın dünyadaki bütün kaynaklara ulaşabileceğini biliyorum TÜSİAD dünyada kesintisiz eğitimi uygulayan kaç tane ülke var sorusuna cevap versin. Dünyanın çoğu ülkesinde kesintili eğitim uygulaması varken Türkiye'de bu uygulamaya geçişin sorunlu olacağına dair değerlendirmeyi siz takdir edin.

Olay Haberler

olayhaberler.com

Diğer Haberler

Spor

Copyright © 2012. Fiber Haber - All Rights Reserved. Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
Copyright © 2012. Fiber Haber - Tüm Hakları Saklıdır
Powered by Blogger | Sitemap | Ping | Olay Haber | Spor