Son Dakika :
Kurultay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kurultay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Baykal'dan Kılıçdaroğlu'na Sert Sözler

Gönderen: Unknown on 28 Şubat 2012 Salı | 17:37



Baykal, CHP'nin 16 ve 17. olağanüstü kurultaylarına ilişkin TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Her iki kurultayın da hayırlı olmasını temenni eden Kılıçdaroğlu, yönetimdeki arkadaşlarına başarılar diledi.

Şimdi artık kurultayların arkada kaldığını ifade eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Önümüzde yeni bir dönem var. Herkesin kurultayı artık kafasından çıkarması gerektiğine inanıyorum. Kurultayda yaşanan gerginlikleri, buna üzülen arkadaşlarımız unutsunlar. Kurultaydan yapay sevinç çıkarmaya çalışanlar, bunu fazla mıncıklamasınlar.

Önümüzde ciddi görevler var, bu görevlere hazırlanmalıyız. Herkesin, hepimizin görevi CHP'yi önümüzdeki dönemde daha başarılı noktaya taşımaktır. Bu konuda üzerimize düşen her görevi, sorumluluğu yerine getirmektir. Bu doğrultuda bir anlayışın, tüm partimizine egemen olacağını umut ediyorum. Ben elimden geldiğince bu anlayışın oturması için üzerime düşeni yapmaya çalışacağım. Bu kurultayları öyle düzenleyen, bu sonuçtan mutlu olan arkadaşlara, bunun hayırlı olmasını ifade ediyorum. Partimizin, önümüzdeki dönemde başarılı olması için herkesin artık geçmişi bırakıp, geleceğe yönelmesi gerektiğini düşünüyorum.''


Birand'dan CHP Ve Muhaliflere Uyarı Geldi



Muhaliflerin çağrısıyla yapıla CHP'deki tüzük kurultayı Kılıçdaroğlu'nun zaferiyle sonuçlandı. Birand CHP'deki kongrelerin sona ermesinin ardından hem CHP'ye hem de muhaliflere çağrıda bulundu ve uyardı. 'Artık Yetti '

BİRAND'DAN MUHALİFLERE UYARI

Birand 'Herhalde bütün Türkiye'nin Cumhuriyet Halk Partisi'nden istediği bir şey var. Bırakın artık şu kurultayları. Bırakın doğru dürüst bir muhalefete gidelim. Ve eminim Türk demokrasisinin kuvvetli bir muhalefete ve kuvvetli bir Cumhuriyet Halk Partisi'ne ihtiyacı var. Durmadan Ak Parti aşağı çekilmeye çalışılıyor. Aslında CHP'nin kendini yukarıya itmesi gerekecek. Artık yetti. Artık Kemal Kılıçdaroğlu görevini yapmalı. Muhalefette ona bu imkanı tanımalı. ' dedi.

Kılıçdaroğlu'nun yaptığı konuşma tartışılıyor



'Eski CHP' ile 'yeni CHP'nin kapışması olarak sunulan kurultayda, Kılıçdaroğlu'nun yaptığı konuşma tartışılıyor
Oktay Sağlam
Kurultay konuşmasında AK Parti'yi eleştirirken "eski CHP"den örnekler veren Kılıçdaroğlu, yeni söylemleri mi ıskalıyor?
HESAPLAŞMAYA VİRGÜL ATILDI
"CHP'de yol ayrımı" iddiaları seslendiriliyor. Kuşkusuz tüzük kurultayları savaşında Kılıçdaroğlu, bilek güreşini çok rahat kazandı. Ancak partinin "kaynayan kazan" görümünden kurtulamadığı da bir gerçek. CHP lideri hem gözdağı veriyor, hem de kopmaların önüne geçmek için zeytin dalı uzatıyor. Muhafeletin iki günlük kurultay performansı, iktidar savaşına nokta değil virgül atıldığını gösteriyor. Delegelerin dörtte birinin kurultaya katılmaması küçümsenemez. Görünen o ki muhalifler Kılıçdaroğlu'nun başında "boza pişirmeye" devam edecek.
İYİ BAŞLADI KÖTÜ BİTTİ
Kılıçdaroğlu, CHP'yi anlatırken ilk yerli uçağın CHP döneminde yapıldığını söylemesi tartışma konusu oldu. Kılıçdaroğlu, konuşmasında "3 Mayıs 1934 kendi yaptığımız uçak Kayseri'den kalktı Ankara'ya indi. Yapabiliyor musun şimdi bunu?" dedi. Oysa tarihi kayıtlar böyle olmadığını söylüyor. Atılan olumlu adımın sonrası pek de parlak değil tek parti iktidarı açısından.
"BABAYİĞİT"E İKTİDAR DESTEK ÇIKMADI
Cumhuriyet döneminin ilk müteahhitlerden Nuri Demirağ'ın girişimiyle dizayn edilen yerli uçağın test sürüşünde düşmesi ve başmühendisin ölümü proje için yıkım oldu. THK sipariş ettiği uçakların alımından vazgeçti. Kurum mahkemelik olan Demirağ, İsmet İnönü'ye iki defa mektup yazdı ama sonuç alamayınca fabrikasını kapattı.
Yerli uçak Alman motoruyla uçuyordu ve dahası THK ile yapılan şartnamede belirtilen özelliklere uymuyordu. Dışarıdan alınan uçak motoruyla uçak üretinin gerçekçi olmadığı ortada. Yüksek ürünlerde alt yapı eksikliği, yan sanayinin olmaması, siyasi çekememezlik, yerli uçak projesini fiyaskoya götüren başlıca nedenlerdi.
TÜZÜKTE OLUMLU ADIMLAR
Kabul edilen tüzükler partinin demokratikleşmesi yolunda önemli adımlar içeriyor.

CHP'de Yeni Tüzük Kabul Edildi

Gönderen: Maykıl on 27 Şubat 2012 Pazartesi | 09:45



Kurultaydaki konuşmasının ardından salondan ayrılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tüzük değişikliği görüşmelerinin sonuna doğru Ankara Spor Salonu'na geldi.

Maddeler üzerinde söz alan CHP Samsun Milletvekili İhsan Kalkavan, kurultayı hazırlayan komitenin yer gösterdiği otellere yerleşen ancak bugün kayıt yaptırmayanların, CHP delegeliğiyle bağdaşmadığını söyledi. Kalkavan, CHP Mersin Milletvekili İsa Gök'ü, kurultaya gelme cesareti olduğu için kutladığını ancak kayıt yaptırmadığı için kınadığını ifade etti.

CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, ön seçimin önemine işaret ederek, yıllardır bunun unutturulduğunu söyledi. Yılmaz, yüzde 15 merkez yoklamasının, yüzde 5'e düşürülmesini, onun dışında ön seçim ya da aday yoklaması yapılmasını, yerel yönetimlerde de ön seçim olmasını önerdi.

Hasan İpek de konuşmasında, salondakilere ''Cumhuriyeti korumaya söz veriyor musunuz?'' diye sorarken ''Evet'' yanıtı veren partililer tarafından alkışlandı. İpek, kürsüden üzerinde ''Rahat uyu Atam, Cumhuriyetin bekçisiyiz'' yazılı kaşkol çıkardı.

PM üyesi Turhan İçli, tüzüğe ilk kez engellilere yönelik bir madde girdiğini ancak bunun yetersiz olduğunu söyledi. Engellilerin yıllardır toplumsal yaşamın dışında bırakıldığını ifade eden İçli, engellilerin söz ve karar mekanizmaların da daha etkin yer almasını istedi.

Erhan Baydar, ahlak ve hukukun egemen olması için tüzüğün Merkez Yönetim Kurulu (MYK) başlıklı 39. maddesinin gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ''partide korku imparatorluğunu yıkacağım'' dediğini belirten Baydar, ''Eğer yıkacaksa, yardımcılarını belirleme yetkisini PM'ye devretmeli'' dedi. Genel Başkan yardımcılarını PM'nin belirlemesi gerektiğini kaydeden Baydar, Genel Başkanın belirlemesi halinde tek adam yöneticiliğine gidileceği uyarısında bulundu.

Baydar, ''Genel Başkanda bu yetki olduğu sürece, makamına padişahlık makamı yazmak daha doğru olacaktır'' diye konuştu.

Zeynel Kızılkaya, mahalle seçimlerinin yeri, günü ve saatinin en az 15 gün önceden ilçelerde askıya çıkarılmasını istedi.

Maddelerin tek tek okunup, üzerinde konuşmaların yapılmasının ardından tüzük değişikliği kabul edildi. Böylece CHP tüzüğünün 47 maddesi değiştirilmiş oldu.

'Salonda 850 Delege Var'



 Eski Genel Başkanlardan Altan Övmen ve Hikmet Çetinkaya Kurultay'da... Ancak  Deniz Baykal'ın kurultay salonuna bu saat itibariyle gelmediği ve evde olduğu belirlendi.

Sinan Aygün'den Önder Sav'a İmalı Cevap



CHP'nin Tüzük Kurultayı'nın ardından tartışmalar devam ediyor. CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün, Önder Sav'ın kendisine yönelik "Sinan Aygün devrimci biz statükocuyuz öyle mi" sözlerine kurultayda cevap verdi. Aygün, Önder Sav'ın sözlerini eleştirdi ve "Bana 2007 de teklif getireneler de onlardı" diye konuştu..

Önder Sav'ın tartışma yaratan o sözleri

Muhaliflerin tüzük kongresine katılmaması, muhalif kanattan İsa Gök'ün yaptığı itirazın uzun süre görmezden gelinmesi ve Gök'ün zorla salondan çıkartılmasından sonra muhalif kanattan sert tepki geldi.

Ankara'daki bir otelde toplanan Önder Sav ve muhalif kanat bir açıklama yaptı. Sav açıklamada, sert ifadeler kullanırken olası bir partiçi ayrışmanın da sinyallerini verdi.

Kendisinin ve Deniz Baykal'ın "arkaik, statükocu" olarak adlandırıldığını belirten Sav, "Daha dün gelenler; dün, geçmişte sağ partilerde yönetici olanlar devrimci olacak biz arkaik, statükocu olacağız. Sinan Aygün, Bülent Kuşoğlu devrimci Önder Sav statükocu öyle mi? Yağma yok. Sel gider kum kalır. Biz evsahibiyiz" dedi.

Açıklamasında 'direniş' mesajları da veren ve mücadeleye devam edeceklerini belirten Önder Sav, sözlerini şöyle sürdürdü: "362 imza toplayıp kurultay çağrısı yapan arkadaşlarımızı ben CHP'nin kahramanları olarak görüyorum. Bugünkü kurultay imza verenler olmasaydı, imzalar verilmesiydi bu kurultay toplanacak mıydı? Bugünkü kurultayın temelinde imza veren arkadaşlarımızın emeğiyle toplandı.

Bizler ne yaptığımızın farkındayız. Asla ve kat'a CHP'de bir ayrışmaya, ötekileştirmeye izin vermeyiz. CHP genlerindeki direnişçilik hepimizin genlerinde vardır. Devrimci Mustafa Kemal gibi, "Dönen dönsün ben dönmezem yolundan" diyen Pir Sultan gibi direneceğiz."

CHP'de Yeni Tüzük Kabul Edildi



Kurultaydaki konuşmasının ardından salondan ayrılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tüzük değişikliği görüşmelerinin sonuna doğru Ankara Spor Salonu'na geldi.

Maddeler üzerinde söz alan CHP Samsun Milletvekili İhsan Kalkavan, kurultayı hazırlayan komitenin yer gösterdiği otellere yerleşen ancak bugün kayıt yaptırmayanların, CHP delegeliğiyle bağdaşmadığını söyledi. Kalkavan, CHP Mersin Milletvekili İsa Gök'ü, kurultaya gelme cesareti olduğu için kutladığını ancak kayıt yaptırmadığı için kınadığını ifade etti.

CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, ön seçimin önemine işaret ederek, yıllardır bunun unutturulduğunu söyledi. Yılmaz, yüzde 15 merkez yoklamasının, yüzde 5'e düşürülmesini, onun dışında ön seçim ya da aday yoklaması yapılmasını, yerel yönetimlerde de ön seçim olmasını önerdi.

Hasan İpek de konuşmasında, salondakilere ''Cumhuriyeti korumaya söz veriyor musunuz?'' diye sorarken ''Evet'' yanıtı veren partililer tarafından alkışlandı. İpek, kürsüden üzerinde ''Rahat uyu Atam, Cumhuriyetin bekçisiyiz'' yazılı kaşkol çıkardı.

PM üyesi Turhan İçli, tüzüğe ilk kez engellilere yönelik bir madde girdiğini ancak bunun yetersiz olduğunu söyledi. Engellilerin yıllardır toplumsal yaşamın dışında bırakıldığını ifade eden İçli, engellilerin söz ve karar mekanizmaların da daha etkin yer almasını istedi.

Erhan Baydar, ahlak ve hukukun egemen olması için tüzüğün Merkez Yönetim Kurulu (MYK) başlıklı 39. maddesinin gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ''partide korku imparatorluğunu yıkacağım'' dediğini belirten Baydar, ''Eğer yıkacaksa, yardımcılarını belirleme yetkisini PM'ye devretmeli'' dedi. Genel Başkan yardımcılarını PM'nin belirlemesi gerektiğini kaydeden Baydar, Genel Başkanın belirlemesi halinde tek adam yöneticiliğine gidileceği uyarısında bulundu.

Baydar, ''Genel Başkanda bu yetki olduğu sürece, makamına padişahlık makamı yazmak daha doğru olacaktır'' diye konuştu.

Zeynel Kızılkaya, mahalle seçimlerinin yeri, günü ve saatinin en az 15 gün önceden ilçelerde askıya çıkarılmasını istedi.

Maddelerin tek tek okunup, üzerinde konuşmaların yapılmasının ardından tüzük değişikliği kabul edildi. Böylece CHP tüzüğünün 47 maddesi değiştirilmiş oldu.

CHP'nin yeni anayasası belli oldu



Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP), 16. Olağanüstü Kurultayı Ankara Arena Spor Salonu'nda yapıldı. Kurultayda yeni tüzük maddeleri tek tek okunup, üzerinde konuşmaların yapılmasının ardından kabul edildi. Böylece CHP tüzüğünün 47 maddesi değiştirilmiş oldu. Oylamanın ardından teşekkür konuşması yapan CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'' Bu değişiklik Türk demokrasi tarihi açısından bir dönüm noktasıdır'' dedi.

YENİ TÜZÜKTE NELER VAR?

CHP'nin 16. Olağanüstü Kurultayı'nda kabul edilen yeni tüzükle, 80 olan Parti Meclisi (PM) üye sayısı 60'a indi. Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üye sayısı ise 17 olarak belirlendi.

CHP'nin 47 maddede değişiklik getiren yeni tüzüğü, PM ve MYK'nın oluşumunu düzenleyen maddeler hariç, 1 Mart 2012'de, bu iki madde ise 34. olağan kurultayın toplandığı gün yürürlüğe girecek.Değiştirilen tüzüğe göre, CHP'nin ilkeleri ve değerleri, programda yer alan biçimiyle sayılarak yeniden düzenlendi.

İnsan hakları, kadın-erkek eşitliği, çoğulcu ve katılımcı demokrasi ilkeleriyle geliştirilen tüzüğün ''Amaç'' başlıklı üçüncü maddesi, ''Demokratik ve laik hukuk devleti, bireylerin hak ve özgürlükleri, kadın ve çocukların korunması, engelli haklarının gözetilmesinin'' yanı sıra aralarında ''Çevre ve hayvan hakları, teknolojik gelişmeye, yeniliğe ve değişime açık özgür ve eleştirel düşünceye sahip toplum bireylerinin yetiştirilmesi'' gibi konuların da tanımlanmasıyla oluşturuldu. ''Emperyalizmin önlenmesi için mücadele etmek'' de amaçlar arasında sayıldı.Parti üyelerinin görev ve hakları bölümündeki düzenleme ile parti üyelerinin bağlı oldukları ilçe başkanlıklarına yılda 12–120 lira arasında aidat verecekler. İlçe başkanlıkları, bu ödentinin yüzde 15'ini il başkanlığına aktaracak. Bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen üyeleri, parti içi seçme ve seçilme haklarını kullanamayacak. Tüzüğün üyelik başlıklı maddelerinde de düzenlemeye ve sadeleştirilmeye gidildi. Üyelik başvurularının kolaylaştırılması için internet üzerinden ön başvuru olanağı getirildi.Tüzükte ''Aday üyelik'' başlıklı 9. madde, ''üyelik başvurusunun askıya çıkarılması'' başlığı ile yeniden düzenlendi. Aday üyelikle ilgili düzenleme kaldırılırken, üyelik için yapılan başvurulara 15 günlük askı süresi içerisinde itiraz edilmediğinde başvuru sahibinin üye yazılması benimsendi.

CHP'de ilk raund...

KILIÇDAROĞLU KÜRSÜDE

İsa Gök'ün kürsü önündeki itirazları devam ederken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye geldi. Kılıçdaroğlu kürsüye geldiğinde hemen yanında kendisine seslenen İsa Gök'e cevap vermedi. Kürsü önündeki İsa Gök, onu korumaya çalışan polisler, gazeteciler ve kurultaya katılan CHP'liler büyük bir yoğunluk yarattılar. Bu esnada gerginlikler yaşandı.

Bu esnada CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Başbakan Kemal" sloganları eşliğinde kürsüye geldi ve konuşmasına başladı; "Bu kurultayda hiç kimsenin kurultayın huzurunu bozmaya ne hakkı ne de yetkisi yoktur. Tüzük dediler işte tüzük, seçim diyorsanız onu da yapacağız. Tek bir şeye inanıyorum başarının temel koşulu gücünü halktan almaktır.

Devrimciler, Kuvvayi Milliyeciler, halkçılar, sevgili CHP'liler sizleri selamlıyorum."

Bu arada İsa Gök, zorla kongre salonunda çıkartıldı. Delegelerin ve partililerin Gök çıkartılırken tepkisi oldu.

Kılıçdaroğlu, Gök kongreden çıkartıldıktan sonra konuşmasına devam etti;

"CHP'NİN DİKİLİ AĞACI YOKTUR" SÖZÜNE CEVAP

"Diyorlar ki CHP'nin bu ülkeye bir dikili ağacı yoktur. Bu ülkede ilk uçağı kim yaptı? Sen şimdi yapabiliryor musun? İlk denizaltıyı kim yaptı bu ülkede? 1940'da Osmanlı'nın borçları son kuruşuna kadar ödendi. Kim ödedi? CHP ödedi.

CHP 2. Dünya Savaşı'na girmedi, birilerinin dolduruşuna gelmedi. Kimsenin çocuğunu babasız bırakmadı. 22 Eylül 1947, Merkez Bankası'nın açıklaması, '176 ton kasamızda altın var' diyor. İşte CHP budur. CHP yabancılara el açmayan bir partidir.

CHP yolsuzluklara bulaşmadı, yolsuzluk yapanları Yüce Divan'a gönderdi.

"ÜLKEMİZ İÇİN DEMOKRASİ İSTİYORSAK ÖNCE KENDİ PARTİMİZDE DEMOKRASİ DEVRİMİ YAPACAĞIZ"

CHP'li olmak kolay birşey değildir, CHP'li olmak devrimci olmak demektir. Çağ değiştirecek kudrete sahip olmak demektir. İşte bu yüzden CHP'li olmak kolay değildir. Yani özetle CHP'li olmak demek Mustafa Kemal olmak demektir.

Şimdi özgürlüğün ve demokrasinin devrimini yapmak zorundayız. Bunun için de ilk önce CHP'den başlayacağız. CHP'nin tüzüğünü demokratik, özgürlükçü bir tüzük yapacağız. Demokrasiyi kendi içimizde yapacağız ki ülkemiz için de isteyelim. İşte bu yüzden bugün, bizim partimiz için de ülkemiz için de önemli bir gündür. Bu tüzük gelmiş geçmiş en demokratik tüzüktür.

"KADINLARA SESLENİYORUM, TOPLUMUN KILCALDAMARLARINA İNECEKSİNİZ"

Türkiye'deki bütün kadınlara sesleniyorum, doğudan batıya kuzeyden güneye... Size seçme ve seçilme hakkını veren CHP sizlerin evinizdir. Kapımız onlara sonuna kadar açıktır. Şimdi onlara bir hak daha getiriyoruz. Onların kotasını yükseltiyoruz. Bu kadın siyasetinde ikinci büyük adımdır. İlki seçme seçilme hakkıydı, bu da ikincisi olacak. Yüzden 33 kota... Ben kadınlara güveniyorum. Biz sizin için mücadele ediyoruz, kadınlar da edecekler, ben inanıyorum. Bu yüzden parlamentoya gelen 4+4+4 kesintili eğitim tasarısına karşı çıkacağız.

Bizim de kadınlardan beklentilerimiz var. Toplumun kılcaldamarlarına ineceksiniz. Kimseyi ötekileştirmeden, kılığına kıyafetine bakmadan CHP çatısı altına getireceksiniz, onlar da haklarını CHP'de arayacaklar.

Yeni CHP ne demek? İşte yeni CHP bu demek. Kadınlara, gençlere inanmak demek.

"CHP İKTİDARINDA YÖK'Ü DARMADAĞAN EDECEĞİZ"

Yargı siyasi otoritenin elinde. Bir yargıç, bir savcı AKP'nin beğenmediği bir karar alırsa sadece beş dakikada görevden alıyorlar. Bu nasıl demokrasi, konuşun diyorlar ama sadece benim gibi konuş, düşün ama sadece benim gibi düşün diyorlar.

Türkiye gerçeklerin insafsızca karartıldığı bir ülkedir. Gençler akıl almaz suçlamalarla cezaevinde tutuluyor. Bu gençler neyle suçlanıyorlar biliyor musunuz? Çantasında yumurta taşımak, 1 Mayıs'a katılmak, 8 Mart Emekçi Kadınlar gününe katılmak, YÖK'ü protesto etmek...

Halkın iktidarında, CHP iktidarında o YÖK'ü yıkacağız, darmadağan edeceğiz. Deniz Gezmiş'i anan gençlere ceza veriliyor. AKP gençleri düşman olarak görüyor, bunlar gençlerimizin arasına kin tohumu ekiyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük bölücüsü Recep Tayyip Erdğan'dır.

"GELİN ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERİ BERABER KALDIRALIM"


Buradan çağrı yapıyorum, gelin beraber özel yetkili mahkemeleri kaldıralım. Türkiye'yi bir demokrasi ayıbından kurtaralım. Gelin faili meçhul cinayetlerde zaman aşımını kaldıralım. Gelin 12 Eylül yasalarını kaldıralım. Gelin milli iradenin Meclis' tam anlamıyla yansıması için seçim barajını kaldıralım.

20 yıl önce bugün çoluk çocuk demeden yüzlerde Azeri kardeşimiz katledildi. Buradan CHP'liler olarak kalbimiz Azeri kardeşlerimizle beraberiz. Hocalı'yı unutmadık unutturmayacağız."

İSA GÖK: "KONGRE İÇİN DELEGE SAYISI YETERLİ DEĞİL"

Muhalif kanattan Mersin milletvekili İsa Gök'ün kurultayın resmi olarak açılması öncesindeki itirazlarıyla beraber kongrede ve gerginlik yaşandı. Muhalif kanat ayrıca salona noter getirerek delegelerin imzalarını tespit ettirmek istedi. Kürsüye gelerek konuşma yapmak isteyen İsa Gök, diğer partililer tarafından engellendi, bu sırada arbede yaşandı ve Gök salon dışına çıkartıldı. Ancak Gök daha sonra tekrar salona döndü.

Kongrenin divan başkanlığına ise tek aday olarak gösterilen Adnan Keskin seçildi. Keskin'in divan başkanı seçilmesi sonrasında elindeki dilekçe dosyasıyla kürsü önüne gelen İsa Gök, bu dilekçeleri divana ulaştırmak istedi. Anca divan başkanı Keskin ve divan üyeleri uzun süre Gök'ün bu isteğini görmezden geldi.

Tam bu esnda kurultayda ilginç görüntüler de oluştu. Gök sesini duyurmaya çalışırken divan üyeleri onu görmezden gelerek başlarını çevirdiler. İsa Gök bu esnada çevresini saran basın mensuplarına elindeki dilekçenin 'Yeter sayı yok' dilkeçesi olduğunu ve kurultayın resmen başlayamayacağını belirtti.

Bunlar yaşanırken Gök'ün çevresinde sivil polisler de koruma barikatı oluşturdu. Bu arada kongrede "İsa dışarı" sloganları atıldı. İsa Gök ise basın mensuplarına "En demokratik hakkımı kullanarak dilekçemi vermek istiyorum böyle demokrasi olmaz" dedi. Divan kurulu uzun bir süre sonunda İsa Gök'ün itiraz delekçisini kabul etti.

KILIÇDAROĞLU KURULTAYA KATILDI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile beraber kongrenin yapıldığı spor salonuna giriş yaptı. Kılıçdaroğlu, salonaok yoğun bir kalabalık eşliğinde giriş yaptı. CHP lideri yanındaki kalabalıkla beraber delegeleri ve izleyicileri selamladı. Korumaları Kılıçdaroğlu'nu yoğun ilgiden korumaya çalışırken CHP lideri de delegeler ve izleyicileri selamladı, onlara el salladı. Kılıçdaroğlu'nun salona girişi sırasında yanında Genel Başkan Yardımcıları Gürsel Tekin ve Nihat Matkap da bulundu.

SALONDA KAÇ DELEGE VAR?

Kurultayın en çok merak edilen sorusu olan delege sayısı konusunda çok sayıda iddia spor salonunda dile getirildi. Muhalif kanada göre şu anda spor salonunda 200 civarında delege bulunuyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ise bugün kurultaya 850-900 civarında delegenin katılacağını iddia etti.

Kongreye katılan delege sayısı hakkında kesin sayıyı CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak verdi. Toprak, "Salonda 850 delege var" dedi. Kurultayın yapılabilmesi için 1247 delegenin 625'inin kongreye katılması gerekiyor.

ESKİ GENEL BAŞKANLAR KURULTAYDA, BAYKAL YOK

CHP'nin eski genel başkanları Altan Öymen, Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın da kurultay salonundaki yerlerini aldılar. Ancak Deniz Baykal kurultaya katılmadı.

SALON PANKART VE POSTERLERLE SÜSLENDİ

Ankara Spor Salonunda, ''Büyük Demokrasi Şöleni'' başlığıyla yapılan kurultayda, salon, mavi, kırmızı ve beyaz renklerle süslendi. Sahneye Mustafa Kemal Atatürk ile Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun posterleri ile Türk bayrağı ve CHP flamaları asıldı. Sahneye iki yanında da dev ekranlar yer aldı.

Yunus Emre'nin, ''Biz kimseye kin tutmayız, kamu alem birdir bize'' sözünün yanı sıra ''Bunun adı Kemal, halkın iktidarını kuracağız'', ''Haklarını bil, demokrasiye güven'', ''burada sadece demokrasinin sesi duyulur'', ''Mustafa Kemal'den Denizlere, Denizlerden bizlere'' yazılı pankartlar asıldı.Tribünlerin olduğu bölümde, mavi zemin üzerinde ışıklı panolarda, sürekli değişen sloganlar yer aldı. Salonun orta bölümü ise tüzük komisyonu üyeleri ve basın mensupları için ayrıldı.Tribünde yer alan delegeler ve partililer, çalan türkülerle ellerindeki bayrakları ve Kılıçdaroğlu resmini sallayarak eşlik etti. Salonda Atatürk'ün Gençliğe Hitabe'si, salondakiler tarafından ayakta okundu. Kurultaya katılmak üzere 35 bin kişinin ana kapıdaki turnikelerden giriş yaptığı anons edildi.

BOMBA ARAMASI YAPILDI

Cumhuriyet Halk Partisi'nin 16. Olağanüstü Kurultayı'nın yapılacağı Ankara Arena Kapalı Spor Salonu'nda polis didik didik şüpheli paket ve bomba araması yaptı. Alınan bilgiye göre aramalara yaklaşık 200 polis katıldı. Kapalı spor salonunun bahçesi ile tuvaletinden salondaki sandalye ve masaların altına kadar büyük titizlikle yapılan aramalara bomba uzmanı köpeklerde katıldı. Polis göze çarpan her türlü paket ve çantayı gözden geçirirken, gecenin ilk saatlerinden itibaren salona gelmeye başlayan partililer ise aramalar bitene kadar salona alınmadı. Bu arada sabahın ilk saatlerinden itibaren kurultay boyunca da geniş güvenlik önlemlerinin alınacağı, salonun çevresinde 2 bin kadar polisin görev yapacağı öğrenildi. Partililerin salona girişleri de bir çok kapıdan olmak üzere polis kontrolünde olacak.Habertürk

CHP'de Kurultay Başkanı Adnan Keskin oldu



CHP 16. Olağanüstü Kurultay çalışmalarına başladı.

Kılıçdaroğlu, partisinin Ankara Spor Salonu'nda yapılan kurultayının açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye geldi.

Anadolu Ateşi'nin gösterisinin ardından kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, Anadolu'nun kültürü ve sanatını buluşturan güzel gösteriyi sunan Anadolu Ateşi'ne teşekkür ederek, salondakilerden de bu gösteriyi alkışlamasını istedi.

Salonda çoğunluğun bulunduğunu belirterek Kurultayı açan Kılıçdaroğlu, ''Hayırlı olsun'' temennisinde bulundu. Kılıçdaroğlu, salonda bulunanları, ''Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran, kanlarıyla kendilerine bağımsızlığı armağan eden, şehitler, Mustafa Kemal ve arkadaşları ile devrim şehitleri'' için saygı duruşuna çağırdı.

Daha sonra il başkanlarından Divan Başkan adaylığı için gelen önergeyi okuyan Kılıçdaroğlu, Divan Başkanlığına Denizli Milletvekili Adnan Keskin'in önerildiğini duyurdu. Kılıçdaroğlu'nun başka aday olup olmadığını sormasının ardından yapılan işari oylamayla Divan Başkanlığına Keskin seçildi.

Kılıçdaroğlu, daha sonra ''Hiç kimse bizi halkın yürüyüşünden engelleyemeyecektir'' diyerek, CHP'nin, her zaman, her yerde dimdik ayakta olacağını söyledi.

Kurultaydan notlar

Kılıçdaroğlu, partisinin 16. Olağanüstü Kurultayı'nın yapılacağı Ankara Spor Salonu'na saat 10.35'te giriş yaptı. Kılıçdaroğlu tribünde ayrılan yerine eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile geçti. Kılıçdaroğlu'nun mavi gömlek giydiği ve kravat takmadığı, eşinin ise kırmızı kazak ve kırmızı atkı kullandığı görüldü.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun salona girişinin ardından ''Anadolu Ateşi Dans Topluluğu'' gösteri sundu. Gösteri sırasında salonda bulunan bazı partililer de topluluğa halay ve horonlarla eşlik etti.

Kurultay salonuna girişte delegelerin alındığı kapı önünde zaman zaman yığılmalar oluştu. Kurultayın toplanabilmesi için imza atılan hazirun defterinin bulunduğu bölüme, delegeler dışındakilerin girişine izin verilmedi. Kurultayın toplanabilmesi için mevcut delege sayısının salt çoğunluğu gerekiyor.

Bu arada Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, Kılıçdaroğlu'nun gelişinden önce yaptığı açıklamada 850 delegenin salona giriş yaptığını söyledi.

Salon içinde basın mensuplarına ayrılan bölümde, masa üzerine kurultay bilgilendirme kitapçığı, yeni tüzük taslağı, bültenlerle su, meyve suyu paketler halinde kurabiyeler konuldu.

Kurultaya 12 Eylül'de, Sivas olaylarında ve faili meçhul cinayetlerde hayatlarını kaybedenlerin yakınları da davetli olarak katıldı.

Tribünlerde oturan bir grup kadın yeni tüzükte kadın kotasının yüzde 33'e çıkarılması nedeniyle üzerinde temsil ettikleri illerin adları ile ''en az yüzde 33'' yazan pankartlar açtılar.

Kurultaya, aralarında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın da bulunduğu belediye başkanları ile eski genel başkanlar Hikmet Çetin, Altan Öymen, Murat Karayalçın, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile yabancı misyon temsilcileri de katıldı.

Kurultayın yapıldığı Ankara Spor Salonu'nun etrafında da seyyar satıcılar ile davul zurna ekipleri renkli görüntüler oluşturdu.

Bu arada CHP İl Başkanları da sabah saatlerinde Anıtkabir'e giderek, Atatürk ve İsmet İnönü'nün kabirlerini ziyaret etti ve çelenk bıraktı.AA

Kılıçdaroğlu'nun 'emdiği süt' gafı



CHP 16. Olağanüstü Kurultayı'nın ilk günü Ankara Arena Kapalı Spor Salonu'nda yapıldı.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu salona 'Başbakan Kemal' sloganlarıyla girdi. Salondakilerin coşkulu tezahüratlarıyla iyice havaya giren Kılıçdaroğlu, partisinin tanımını yaparken gaflarına bir yenisini daha ekledi.
Kılıçdaroğlu konuşmasında 'Cumhuriyet Halk Partili olmak demek: Herkes pes ettiğinde bile, ümitsizliğe düşmeden direnmek demektir, halkına inanmak demektir, milletine güvenmek, onun içindir ki CHP umudun partisidir, demektir. Cumhuriyet Halk Partili olmak demek: Emperyalistlerin analarından emdiği sütü, burunlarından getirmek demektir.' diyecekti ama 'analarından emdiği sütü' deyimini bir türlü söylemedi. 'Analarının sütünden emdiği, sütü, memelerinden emdiği sütü burunlarından getiren partidir' şeklinde söyledi..

Gürsel Tekin: Herkes Haddini Bilecek

Gönderen: Maykıl on 26 Şubat 2012 Pazar | 08:18



CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, yarın başlayacak "kurultaylar süreci" öncesi Vatan'dan Deniz Güçer'e konuştu;

DAHA FAZLA KURULTAY YAPMALIYIZ

"Örgütler kurultay yorgunu" demiştiniz ama galiba yeni dönemde de değişen bir şey yok...

"Kurultay olmaz" diye bir kaide yok. Tam tersine, önümüzdeki süreçte daha fazla kurultay yapmalıyız. Ama işsizlik, tarım, özgürlük kurultayı düzenlemeliyiz. Sosyal demokrat partilerin temel görevleri budur. 12 Eylül sürecinden sonra bunları yapmak için yola çıkmıştık. Ama ne yazık ki olmadı. İnşallah yeni süreçte hepsi olacak. Yine de önümüzde ilk kez beni heyecanlandıran bir kurultay var.

Neden?

Çünkü klasik bir kurultay değil. Gerçekten demokratik, özgürlükçü bir anayasa, yani tüzük yapacağız. CHP bu tüzük kurultayıyla tüm siyasi partilere örnek olacak. Kendimizi kandırmayalım, Türkiye'de bütün anti demokratik uygulamalar ne yazık ki siyasi partilerde var. "12 Eylül'le hesaplaşacağız" diyenler, o dönemin yarattığı Siyasi Partiler Yasası'nın üzerine oturuyorlar. Sonra dönüp, "Evren'i yargılayacağım" diyorlar. Evren'i yargılamanın yolu, onun getirdiği yasaları değiştirmekle mümkün olur. Onun getirdiği sistemin üzerine oturacaksın, sonra millete dönüp, "Millet iradesi" diyeceksin. Millet kendi vekilini seçebildi mi, hayır. Türkiye'de sadece muhtarlar milletin iradesiyle seçiliyor. Onların dışında hiçbir isim millet iradesini temsil etmiyor. İşte CHP bu nedenle örnek bir tüzük kurultayı yapacak. Hepimiz heyecanlıyız. Muhteşem bir demokrasi şöleni olacak.

Bir kurultayı "demokrasi şöleni" olarak ifade etmek biraz abartılı değil mi?

Son 15 yıldır iktidar ve iktidar yanlısı belli güçler CHP'den rahatsız. Kendilerini iyi anlıyorum. Rahatsızlar çünkü Türkiye'de muhalif olabilecek bütün kurumlar teslim alındı. Sendikalar, STK'lar yok, medya esaret altında. Bunların dışında milleti temsil eden, ezilmişlerin, horlanmışların tek adresi CHP. "CHP'yi nasıl itibarsızlaştırabilir, nasıl iç kavga nasıl yaratırız" uğraşları olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Ama kimse CHP'den yel bile koparamaz. Türkiye'de iki tip siyasi parti var; İlki iktidardan beslenen siyasi yapılar. Mesela halen AK Parti'de olan birçok insan ANAP, DYP, SHP döneminde de vardı. Ama CHP'nin yapısı, örgütü iktidarla değil, inançlarıyla besleniyor. Onun içindir ki, 90 yıldır kimse çökertemedi. Mevcut iktidarın da iktidarı bitirdiği gün misyonunu bitirecek, ama CHP var olacak.

İktidara yükleniyorsunuz ama Sav, Kılıçdaroğlu'na "Acemi" diyor, delegelere "Kurultaya gitmeyin" diye mesaj gönderiliyor. Sonuçta da parça parça bir CHP görünüyor...

Parça parça görmek doğru değil. Ne yazık ki böyle bir algı yaratılmış. "CHP hiçbir şey üretmiyor, sürekli iç kavgayla meşgul" algısı, biraz bizim arkadaşlarımızın katkıları, biraz da medyanın abartısıdır. Son dönem Türkiye'de çok ciddi sorunlar varken, hangi televizyonu açsanız, CHP konuşuluyor. CHP'yi ne kadar seviyorlar inanılır gibi değil!

MEDYAYA ELEŞTİRİ

Ama Önder Sav gibi bir isim CHP Genel Başkanı'nı eleştiriyorsa, bunu yazmak medyanın suçu olmaz...

Elbette değil. Ama medya dünyanın her yerinde aynadır, vicdanı temsil eder. Türkiye'de ise bunu görmek mümkün değil. Tüm siyasi partileri eleştireceksiniz, itirazımız olmaz. Bir de gazeteciler için CHP'yi eleştirmenin bir başka avantajı var: Başbakan'ın gözüne daha iyi gireriz diyorlar. Çok iyi bildiğim soldan gelen, CHP'de siyaset yapmış arkadaşlarım var. Bakıyorum acımasızca CHP'yi eleştiriyorlar. Eğer eleştirmezse ekranlarda yer bulma imkanları olmuyor. Fakat bu etik de değil, insani de. Ben CHP eleştirilmesin, sorgulanmasın demiyorum. Biz tabu değiliz. Ama dünyadaki ülkelere bakın, muhalefet değil, iktidar sorgulanır. Demokrasinin olmadığı ülkelerde bile öyledir. Bugün Türkiye'de iktidarı eleştirmek bedel ödemektir. Muhalefeti dövmenin, eleştirmenin ise hiçbir bedeli yok. Ama bundan sonra bedeli olacaktır.

HERKES HADDİNİ BİLECEK

Nasıl bir bedelden söz ediyorsunuz?

Sayın Genel Başkanımız da, bizler de bugüne kadar çok hoş görülü davrandık. Siyasi partilerde eleştiri olabilir, buna tahammül ederiz. Ama hiç kimse genel başkanımıza, parti yöneticilerimizin kişiliklerine hakareti kendilerine hak saymasın. Bunun bedeli çok ağır olur. Hukuki tüm zeminlerde haklarımızı arayacağız. Örgütlerimiz çok duyarlı. Bizi, "Cevap vermiyorsunuz, tepki göstermiyorsunuz" diye sıkıştırıyorlar. Bunu herkesin iyi bilmesi gerekiyor. Eski tas eski hamam olmayacak. Herkes haddini ve hududunu bilecek. Bektaşi'ye demişler ki, "İslamın şartı kaç". Demiş ki, "6". "Bektaşi 5'i anladık da 6'ncısı ne?' diye sormuşlar. İşte altıncısı da, gazetecisi, siyasetçisi, partilileri herkes haddini hududunu bilecek. Hadlerini aşarak, genel başkanımıza hakaret etmeyi alışkanlık olmaktan çıkaracaklar.

Yeni bir disiplin anlayışı mı geliyor?
Elbette olacaktır.

Biraz daha sert mi olacaksınız?


Yeni tüzükle her türlü demokratik hakkınızı rahatlıkla arayabilirsiniz. Hukuksuzluğun olduğu yerde önce Genel Başkanımıza hesap sorabilirler. Ama, "Ben hukuk tanımam, burada hakkımı aramayacağım. Şu yandaş medyaya, şu televizyona gideceğim, partiye, partinin kurumsal kimliğine, genel başkana hakaret edeceğim" demek, artık tarihe gömülmüştür. Böyle bir özgürlük yok. Hem genel başkan hem demokratik hakkını arayan herkesin yanında olacağız. Bunda tereddüt yok. Ama bütün bu mekanizmayı kullanmayıp, "Yandaş medyaya gidelim, bize böyle bir olanak yarattı. Partinin kurumsal kimliğini zedeleyelim" dönemi bitmiştir.

HİÇBİRİNİ MUHALİF SAYMIYORUM


Bu alışkanlıktan 'muhalifler' vazgeçebilecekler mi?

Muhalif diye bir şey. 362 arkadaşımın hepsi çok kıymetli. 1999'da bu parti barajın altında kalırken, birlikte gözyaşı döktük. Hiçbirini muhalif kabul etmiyorum. Demokratik haklarını aramışlardır, saygı duyuyoruz. Onları kim ötekileştirirse, karşısında önce Genel Başkanımızı, sonra beni bulur.

Yeni dönemde en büyük fark parti içi disiplin olacak diyebilir miyiz?

Sadece parti değil, evinizde, işyerinizde kural, disiplin yok mu? Mesala Vatan gazetesinde çalışırken başka bir gazeteye demeç verip, "Vatan Gazetesi almayın" dediğinizde size ne derler?

"Güle güle" herhalde...

O zaman! Parti yetkilileri, "Şu yandaş kamuoyu yoklaması şöyle dedi" diye, bunu övünerek anlatıyorsa, o partililiğini bitirmiştir. Bunu kabul etmek mümkün değil.

İsim vermiyorsunuz ama Sayın Sav, CHP oyları yüzde 20'nin altına indi diye bir anket gösterdi...

DEVLET KRİZİNİ CHP Mİ YARATTI

Çok enteresan. Bir akıl tutulması yaşıyoruz. 33 il dolaşıp geldim. Devlet krizini CHP mi yarattı, işsizliği, yoksulluğu, atanmayan öğretmenleri CHP mi yarattı? Yapılan insafsızlıktan başka bir şey değil. Bayram değil seyran değil kamuoyu yoklamaları yapılıyor. Tüzük kurultayı dönemi şirketler çıkıp kendilerine vazife ediniyorlar. Bunlar ayıptır. Kamuoyu yoklamasında "şu şöyleydi, böyle oldu" diyerek, bunu baz alarak CHP'yi eleştirmek de hiç doğru bir davranış değil ve hiçbir CHP'liye de yakışmaz.

Sayın Baykal'ın kurultaya gelmeyecek olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?


Deniz Bey bizleri var eden liderimizdir. Her zaman saygı duyduğumuz önemli bir isimdir. Deniz Bey'e hepimizin vefa borcu var. Sayın Sav da çok kıymetlidir, partiye büyük emekleri olmuştur. Bu parti parçalanmamış, bölünmemişse, bu iki önemli ismin çok büyük katkıları var. Şimdi Türkiye'nin CHP'ye, bizim de başta Sayın Baykal ve Sayın Sav olmak üzere tüm arkadaşlarımıza ihtiyacımız var. Gün birlik günüdür.

27 Şubat'tan sonra çok şey değişir mi?

Çok şey değişir. Genel Başkanımız ve bizler enerjimizi Ankara'da değil Anadolu'da harcayacağız. Köy, köy gezeceğiz. Üzerimizde çok haksız algılar var. 40 yıldır Türkiye'yi AKP yönetiyor ama hesabını bize soruyorlar. Demek ki kendimizi ifade etmekte eksikliğimiz var. Enerjimizi içe harcarsak dışarıya ne konuşacağız? İç kavgaya son. 27 Şubat'tan sonra yeni bir anlayış, yeni bir CHP göreceksiniz. İç kargaşayı ben de yaratsam kendimi mekanizmanın dışında bulurum ve bu kadar açık söylüyorum.

Biraz gözdağı veriyorsunuz sanki...

Gözdağı olur mu? Bu herkes için geçerli, benim için de geçerli, MYK üyeleri için de geçerli diyorum. Türkiye zor bir dönemden geçiyor ve CHP'nin yapması gereken işler var.

İhraçlar gündeme gelebilir mi?

İhraç söz konusu değil. Eğer örgüt yapınızı dışı dönük çalıştırırsanız, zaten ihraca gerek yok. Örgüt otomatik olarak dışlar. Yeter ki siz doğru yapın.

AK PARTİ'DE HER AN HER ŞEY OLABİLİR


Tüzük sonrası CHP'nin ajandasındaki ilk madde nedir?

Yerel Yönetimler Yasası ilk gündem maddemiz. Orada ciddi sıkıntılar var. Türkiye'de 3 bin belediye var. Bunların 1600'ü soruşturma geçiriyor, 150 belediye başkanı tutuklu. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir sistem olamaz. Bir arıza var ve giderilmeli. Kent Yasası olan yeni bir Belediye Yasası yapacağız. İkincisi, ciddi bir özgürlük sorunu var. İktidarların güvencesi yasa değil, bireylerin güvencesi yasa olur. Bakın bin küsur polis bir gece yarısı sürgün edildi. Böyle bir zulüm olamaz. Tüm bu kavramların yerine oturması için ciddi yasal düzenlemeler hazırlıyoruz. İktidarı bu konuda zorlayacağız. Aksi halde işte bir savcı çıkar düzeninizi bozar, feleğinizi şaşırtır, gece yarısı kanun çıkarmak zorunda kalırsınız.

Burhan Kuzu, "Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını doğru bulmuyoruz" dedi. "Darbecilerle hesaplaşmak için önemli" yorumları da var...

İktidara muhalif olanları darbeci olarak görürseniz, sizin özel yetkili mahkemeleriniz daha 50 yıl devam eder. Özel yetkili mahkemeler olmasa bunlardan hesap sorulmaz mı? Şimdi onlarla kendiniz kavga ediyorsunuz. Sayın Kuzu bir anayasa profesörü. Son çıkan MİT Yasası vicdanen onu rahatsız ediyordur.

MİT KAVGASI

Devlette MİT'le başlayan kavga bitti mi sizce?

Bitmez. Son dönemde yaşadığımız soruna sadece cemaat - iktidar ilişkisi dersek, olayı basitleştiririz. Tersine; devlette "barışalım" diyenlerle, "vuruşalım" diyenlerin kavgası var. Uzun süre sulh olmaz bana göre. Bakın CHP'de kopma olmaz ama AKP'de her an her şey olabilir.

NUR SERTER'E DEĞİL, CHP'YE SALDIRI


Nur Serter'e yapılan ağır hakaretle ilgili ne yapacaksınız?

Ağır değil alçakça bir saldırı. CHP olarak gereği yapılmazsa hukuksal olarak her şeyi yapacağız. Yapılanı Nur Hanım'a değil, CHP'ye yapılmış bir saldırı olarak kabul ediyoruz. Ben Fatma Şahin'den bir tepki beklerdim açıkçası. Bırakın kadından sorumlu bakanı, parlamentoda bir milletvekiline böyle bir hakaret varsa, tüm kadın milletvekillerinin aynı tepkiyi göstermesini beklerdim. Bunu göremedik ne yazık ki.

ADAYIM DEMEDİM


İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığı için Sayın Kılıçdaroğlu ile görüşebildiniz mi?

Benim böyle bir beyanım olmadı. Siyasetin içinden gelen bir insanım. Önümüzde iki yıl var, o günün kararını bugünden vermek doğru olmaz. O iddiayı bir internet sitesi yazmış, gazeteler aldı. Bunlar kişisel taleplerle olacak şeyler de değil. Örgüt isterse, İstanbul halkı isterse, o zaman ne olacak görmek gerekiyor.

İçinizden geçmiyor mu?

Her siyasetçinin içinden geçebilir. Ben İstanbulluyum. Belediye Başkanvekilliği, İl Başkanlığı yaptım. İstanbul'u ve sorunlarını çok iyi bilirim. Son seçimde çok az oyla kaybettik. Ama önümüzdeki dönemde inşallah İstanbul'u da, Ankara'yı da alacağız.

CHP, 12 Eylül Mağdurlarını Davet Etti



CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatı ile 12 Eylül dönemi, faili meçhul cinayetlerde yaşamını kaybedenlerin yakınları, Sivas katliamında hayatını kaybedenlerin aileleri kurultaya "onur kunuğu" olarak davet edildi. Kılıçdaroğlu kurultayda yapacağı bir saatlik konuşmasında önce parti içi muhalafete, sonra AKP'ye mesaj verecek.

CHP'de kurultaya 24 saat kala hazırlıklar ve kulisler doruğa çıktı. CHP Genel Merkezinde dün olağanüstü bir hareketlilik yaşanırken kurultay toplanması için imza toplayan 362 muhalif arasında yer alan birçok isim genel merkeze geldi. İmza veren bazı delegeler, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşerek desteklerini iletti. Kurultaya çok sayıda yabancı konuk davet edilirken, Kılıçdaroğlu'nun talimatı ile bazı önemli davetlerin de yapıldığı öğrenildi. CHP'nin delege sayısının 1247 olduğu, kurultaya 900'ü aşkın delegenin katılımının beklendiği ifade edildi.

12 EYLÜL MAĞDURLARINA DAVET

Kurultaya 12 Eylül döneminde mağdur olan, Sivas katliamında hayatını kaybeden ve faili meçhul cinayetlere kurban gidenlerin aileleri de davet edildi. Edinilen bilgiye göre Turan Dursun, Metin Altıok, Behçet Aysan, Cevat Yurdakul, Uğur Mumcu, Onat Kutlar, Orhan Yavuz, Zeki Tekiner, Ümit Kaftancıoğlu, Muammer Aksoy, Yusuf Ekinci'nin aileleri bizzat aranarak kurultaya davet edildi. Muammer Aksoy'un oğlu Işık Aksoy'un ameliyat geçirmesine rağmen kurultaya katılacağını söylediği öğrenildi.

2. KURULTAY TOPLANACAK

Yarınki kurultayda bir önerge verilerek, Pazartesi günü yapılacak "muhaliflerin" kurultayının toplanmayacağı iddialarına Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap'tan yalanlama geldi. Matkap, "Biz iki kurultaya da aynı özeni gösteriyoruz. Böyle bir önerge verilmeyecek, verilse de kabul edilmeyecek. İkinci kurultay da yapılacak" dedi.

BAŞKAN'DAN MESAJ

16. Olağanüstü Kurultay'ın başkanlığını yapacak olan CHP'li Adnan Keskin, kurultaya saatler kala Deniz Baykal ve Önder Sav'a "gelin" mesajı yolladı. Keskin, "Benden daha eski ve daha önemli görevlerde bulunmuş olan eski genel başkanımız Sayın Deniz Baykal ile eski genel sekreterimiz Sayın Önder Sav'ın da partiyi güç durumda düşürecek, kamuoyunda yanlış bir algılama ile karşı karşıya bırakacak bir anlayış içinde olmayacaklarını umuyorum. Böyle bir anlayışı sergilemeyeceklerini sanıyorum. Her ikisinin de kurultaya katılıp, düşüncelerini, eleştirilerini, önerilerini CHP'nin en üst organı olan kurultayda delegelerimizle paylaşacakları ve yaşanmakta olan olumsuzlukların daha da fazla büyümesine engel olacakları düşüncesindeyim" dedi. Keskin, Divan Başkanlığına seçilmesinin ardından konuşma yapacak.

BAYKAL'A TELEFON GİDECEK Mİ?

CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Kurultaya gelsin her delegemiz, oyunu kullansın, eleştirisini yapsın, önerilerini yapsın. Sayın Baykal da zaten üyemiz. Aynı zamanda delegem. Dolayısıyla Sayın Baykal’ın da geleceğini tahmin ediyorum. CHP içindeki tartışmalar elbette sonra erecek" dedi. Deniz Baykal'ı arayıp aramayacağı yönündeki soruya CHP lideri, "Neden aramayayım, bir sebep yok" yanıtını verdi.

Önder Sav'ın kurultaya gelmeyeceği kesinleşirken, Genel merkezde, "Önder Bey açık cephe aldı, diyalog zeminini kapattı" yorumları yapıldı. Kılıçdaroğlu'nun bugün Deniz Baykal'ı arayarak kurultaya davet edebileceği ve Deniz Baykal'ın "katılmama" fikrini gözden geçirebileceği de ifade edildi. Baykal, tüzükte 54. ve 84. maddede değişiklik talep etmiş, ancak bu talepler karşılanmamıştı.

YÜRÜRLÜĞE SON DAKİKA ROTÜŞU

Önceki gün Tüzük Komisyonu toplantısında tüzüğün yürürülüğü için Haziran ayında yapılacak ilk olağan kurultay için karar alınırken. Ancak dün yapılan çalışmalarda bunun gerçekçi olmadığı tespit edildi. Genel merkezde, "Neden Haziran bekleniyor? Mart ayında ilçe ve il kongreleri var. Buralarda yeni tüzük hükümleri uygulanmayacaksa niçin değiştiriliyor? O zaman demokratik tüzük söyleminin geçerliliği kalmıyor" eleştirilerine yol açtı. Bunun üzerine tüzük taslağında son dakika rötuşu yapıldı. MYK ve PM sayılarını düzenleyen maddeler hariç kabul edilen yeni tüzük, 1 Mart tarihinde yürürlüğe girecek ve il ilçe kongrelerinde uygulanacak.

YABANCI KATILIMI YOĞUN

Kurultaya, İtalya Demokrasi Partisi'nde Glacomo Filibeck, PASOK'tan Eleni Christidou, İsveç Sosyal Demokrasi Partisi'nden Pyry Niemi, Kıbrıs CTP'den Ahmet Barçın ile Friedrich Ebert Vakfı'ndan ve Türk-Arap Birliği'nden de katılım olacak. Öte yandan kurultaya, Afganistan, Almanya, ABD, Arnavutluk, Avusturya, Bosna Hersek, Etiyopya, Hırvatistan, Filistin, Irak, İngiltere, İran, İsrail, İtalya, Kanada, Karadağ, Kırgızıstan, Kosova, Mısır, Polonya, Rusya, Sırbıstan, Suriye, Ukrayna, Yunanistan büyükelçiliklerinden de büyükelçi ve maslahatgüzar düzeyinde katılım olacak.

Yaşar Kemal'in de kurultaya sağlık sorunlarını gerekçe göstererek katılamayacağını ilettiği öğrenildi. Kemal'in kurultaya bir mesaj yollayacağını söylediği ifade edildi. Yaşar Kemal'in mesajı salonda okunacak. Kurultaya çok sayıda gazeteci yazar da davet edildi.

TEK KART SORUNU AŞILDI


Muhaliflerin "tek kart" eleştirileri üzerine CHP yönetimi ikinci kurultay için de kart bastırdı. İlk bastırılan "kırmızı" renkteki kartların üzerinde "16 ve 17. Olağanüstü Kurultayları" yazarken yeni yaptırılan "mavi" kartların üzerine de "17. Olağanüstü Kurultay" yazıldı.

HEM İÇE HEM DIŞA MESAJ

CHP lideri kurultayda yapacağı 1 saatlik konuşmanın 15 dakikasını parti içi muhalafete ayıracak ve tüzük mesajı verecek. Kılıçdaroğlu, konuşmasının büyük bölümünü ise "4+4+4 eğitim teklifi" olarak bilinen kesintili eğitim yasasına, MİT gelişmelerine ayıracak ve AKP'ye mesaj verecek.

Ahmet Hakan'dan CHP'ye: Bölünün Belki Büyürsünüz



Ahmet Hakan'ın köşe yazısının bir bölümü...

Fazilet Partisi’nin kapatılmasının ardından iki ayrı partinin doğma ihtimali, tarafları inceden tedirgin etmişti.

“Bölünüyoruz, küçüleceğiz” endişesiydi bu...

Fakat çok geçmeden anlaşıldı ki: Yersiz bir endişe imiş bu...

Çünkü:

Bölünen parçalardan biri küçüldükçe küçüldü, diğer parça ise büyüdükçe büyüdü.

Bakınız: Saadet Partisi... Bakınız: AK Parti...
* * *
Bir partinin içinde iki ayrı “dünya görüşü”, iki ayrı “yöntem anlayışı”, iki ayrı “duyarlılık” varsa...

Ve bu ikisi birbiriyle “uzlaşmaz” durumdaysa...

İlle de “bölünmeyelim” diye tutturmaktansa...

“Bölünelim, siz de kurtulun biz de” denilmesi daha evladır.
* * *
“Bölünmeye övgü” başlığı altında söyleyecek çok sözüm var.

Ama en başta iki temel faydayı hemen söyleyeyim:

BİR: Parti içindeki iki ayrı duyarlılıktan ortak bir duyarlılık çıkarmaya çalışmak için enerji harcamaya gerek kalmaz, enerji tasarrufu sağlanır.

İKİ: Parti, iki ayrı duyarlılığı da incitmemek adına kamuoyuna muğlâk bir bildiri sunmak durumundan kurtulur, bildirisini netleştirir.
* * *
Bugünün CHP’sine baktığımızda iki temel sorun görüyoruz:

BİR: Enerjisinin önemli bir bölümünü parti içi çekişmelere ayırmak zorunda kalıyor.

İKİ: Parti içindeki iki farklı duyarlılığı idare etmek adına ortaya doğru dürüst bir “bildiri” sunamıyor.
* * *
“İki ayrı duyarlılık” nedir mi?

Açıklayayım:

BİRİNCİ DUYARLILIK: Çağdaş sosyal demokrat bir parti olma özlemi içindeler... “Özgürlükler” diye tutturalım diyorlar. İktidarı “özgürlükler” açısından sorgulamak istiyorlar.

“Türbana özgürlük isteyelim” diyorlar. Şehirlerin lüks semtlerinin dışına çıkmak istiyorlar. Kürt sorununun çözümünde demokratik yöntemleri benimsiyorlar. Günümüzde ortaya çıkan “adalet” ihtiyacını dile getiriyorlar. Türkiye’nin yeni statükosuyla mücadele etmek istiyorlar. Avrupa normlarına sarılıyorlar. Ulusalcı çizgiyle araya mesafe koymak istiyorlar.

Umudu seslendirmek istiyorlar.

İKİNCİ DUYARLILIK: “Ulusalcılık yapalım” diyorlar. “İrtica tehlikesinden söz edelim” diyorlar. “İmam-hatiplerin önünü açtırmayalım” diyorlar. “Türban, ille de türban diye tutturalım” diyorlar. “Kürt sorununda ödün vermeyelim” diyorlar. “Cumhuriyet’in ilk dönem uygulamalarına yanlış da olsa sahip çıkalım” diyorlar. Yeni statükoyla mücadele etmek yerine eski statüko özlemiyle yanıp tutuşuyorlar. Avrupa’ya kuşkuyla yaklaşıyorlar. Umut yerine umutsuzluğu, iyimserlik yerine karamsarlığı aşılamak istiyorlar.
* * *
Bu “iki duyarlılık” arasındaki bitmek tükenmek bilmeyen mücadele şunlara yol açıyor:

- Partiyi yiyip bitiriyor.

- Enerjisini tüketiyor.

- Cesur çıkışların önünü kesiyor.

- Açık konuşmaya engel oluyor.

Böylece ortaya iki duyarlılığı da tatmin etmeyen bir parti çıkıyor.

Ulusalcının da, sosyal demokratın da şikâyetçi olduğu bir parti...

Oysa bölünseler...

Her iki duyarlılık da şöyle aslanlar gibi bildirilerini topluma açıklama imkânına kavuşsa...

Biz de görsek: Ulusalcılar mı yaman, sosyal demokratlar mı?

Telefonlarım şu anda hâlâ açıktır



Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Telefonlarım şu anda hâlâ açıktır. Bu tarihi fırsatı umarım kaçırmazlar. Benim hala umudum var." dedi.

CHP'li Savcı Sayan'ın Ankara Rixos Otel'deki düğününe katılan Deniz Baykal, girişte gazetecilere yaptığı açıklamada, parti yönetimini kastederek, "Telefonlarım şu anda hâlâ açıktır. Bu tarihi fırsatı umarım kaçırmazlar. Benim hâlâ umudum var." dedi.

Önder Sav'dan Kurultay Resti

Gönderen: Maykıl on 24 Şubat 2012 Cuma | 05:32



Önder Sav'ı destekleyen delegelerin birinci kurultaya katılmayacağı yönündeki haberlere Kılıçdaroğlu cephesinden tepki gelmişti.

Kılıçdaroğlu cephesindeki bu tepkileri yorumlayan Önder Sav, 'CHP'de artık yen yırtıldı kol kırıklığı gizlenemez. İlk kurultaya delegelerin katılmamasını kimse yargılayamaz..' diye konuştu.

İşte CHP Tüzüğünün Yeni Taslağı



Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap'ın başkanlığında gerçekleştirilen ve yaklaşık 9 saat süren toplantıda görüşülen tüzük taslağı komisyon üyelerince oylanarak onaylandı.

Taslağa, Hazine yardımının yüzde 40'ının örgüte dağıtılması maddesi eklenirken, milletvekili seçimlerinde merkez yoklaması yöntemiyle belirlenen aday sayısının toplam milletvekili sayısının yüzde 15'ini aşmaması da karara bağlandı.

Yüzde 10'dan az oy alınan iller ise bu kapsam dışında bırakıldı.

Yeni tüzük taslağında Bilim Teknoloji Merkezi'nin oluşturulması da yer aldı.

Bu arada CHP'nin 27 Şubat Pazartesi günü Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda yapılacak 17. Olağanüstü Kurultayını her basın kuruluşundan bir temsilcinin izlemesinin kararlaştırıldığı belirtildi.

Olay Haberler

olayhaberler.com

Diğer Haberler

Spor

Copyright © 2012. Fiber Haber - All Rights Reserved. Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
Copyright © 2012. Fiber Haber - Tüm Hakları Saklıdır
Powered by Blogger | Sitemap | Ping | Olay Haber | Spor