Son Dakika :
gürsel tekin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gürsel tekin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kurultaylar bitti atışma bitmedi

Gönderen: Unknown on 28 Şubat 2012 Salı | 09:28



CHP tüzük değişikliği gündem maddesiyle yaptığı iki olağanüstü kurultayı geride bıraktı. Ancak kurultaylar sona ermiş olmasına rağmen parti içi muhalefet ve genel merkez çevresi karşılıklı açıklamalarına devam ediyor.

Parti içi muhalefetin önemli isimlerinden ve kurultayların öne çıkan ismi olan İsa Gök, değiştirilmesini teklif ettikleri tüzük maddeleri üzerinde söz hakkı verilmemesini eleştirerek, ''Bu, kınanacak bir durumdur. Bu, yeni CHP mantığının, hukukun bittiğinin ispatıdır'' dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ise partinin asıl sahiplerinin delegeler olduğunu belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu iki gündür arkadaşlarımızın vermiş olduğu karara hepimiz saygılı olacağız'' 

DENİZ BAYKAL: "HAYIRLI OLSUN DİYORUM"

CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal, dün ve bugün gerçekleştirilen iki olağanüstü kurultay hakkında gazetecilere kısa bir açıklamada bulundu. İki kurultaya da katılmayan Baykal, "Değerlendirmede bulunmak istemiyorum, sadece hayırlı olsun diyorum" dedi.

İSA GÖK: "YENİ CHP MANTIĞININ HUKUKUN BİTTİĞİNİN GÖSTERGESİ

"Muhalif kanattan Mersin milletvekili İsa Gök, kurultay çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, değiştirilmesi öngörülen tüzük maddeleri üzerinde görüşme yapılmasının kabul edilmediğini belirterek, ''Çok basit bir soru Mecliste hükümet kanun tasarısı getirirken veya birileri kanun teklifi verirken her maddede kimlerin nasıl konuşacağı yazılır mı, bu nerede görülmüştür?'' diye sordu.''Yönetim maddeler üzerinde konuşulmaktan o denli korkuyor ki yerel seçimlerde ön seçim isteyen maddemizi konuşmuyor'' diyen Gök, şöyle devam etti: ''Çünkü Genel Merkez, yerel seçimlerde ön seçim istemiyor. Maddelerde demokrasi beyanında bulunacağız, demokrasiyi getiren maddeler bu maddeler, 'o maddeleri biz değiştirdik, demokrasiyi biz getiriyoruz' dediklerinin yalanını ortaya çıkaracağız. Olağanüstü Tüzük Kurultayı'nın gündemini isteyenler belirler. Diğer kurultayda genel merkez belirledi. Gündem böyle yazılır, her madde için şu kadar kişi konuşacağı, onun için her madde için de şu kadar kişi konuşacak, yeterlilik önergesi bundan önce verilemez, bunlar yönetmelikte yazıyor. Konuşmaların serbest olacağını yönetmelik beliriyor ama Genel Merkez ve Adnan Keskin başkanlığındaki Divan, o maddelerde konuşulmasından ürktüler. 'Maddelerde gerçek sorun, gerçek demokrasinin ne olduğunu gösteririz' diye maddelerde dahi konuşturmadılar. Bu kınanacak bir durumdur. Bu, yeni CHP mantığının, hukukun bittiğinin ispatıdır.

''GÜRSEL TEKİN: "ÖZ CHP BİZİZ ÖZ CHP DELEGEDİR"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, 17. Olağanüstü Kurultayı'nın yapıldığı salondan ayrılışında gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. Tekin, dün ve bugün gerçekleştirilen olağanüstü kurultaylara ilişkin değerlendirmesinde, ''Sadece bize değil, aynı zamanda CHP camiasına ve Türkiye'ye hayırlı olsun. Bu tüzük kurultayı, sadece CHP için yapılmış değil aynı zamanda bütün siyasi partilerin örnek alıp, parti içi demokrasiyi işletmesi gerekiyor'' dedi. Yeni anayasa çalışmalarını hatırlatan Tekin, şöyle devam etti: ''Yeni bir anayasa hazırlayacağız. Yeni anayasa ne demektir? Daha demokratik, daha özgürlükçü bir ortam olacaktır. O zaman haklı olarak seçmen der ki: Kardeşim bana devasa bir anayasa diyorsunuz, kendi ufacık anayasanızı önce bir yapın. Şu anda dünyada parlamentolarda millet kendi vekilini kendisi seçer, ne yazık ki Türkiye'de parlamentoda milletvekillerinin neredeyse tamamı tayinli geliyor. Yani milletin kendi iradesi ile seçilen vekiller değil. Bu nerden kaynaklanıyor, 12 Eylül'de yapılan Siyasi Partiler Yasası'ndan kaynaklanıyor. '12 Eylül'ü, Evren'i yargılayacağım' diyenlere, Evren'i yargılamayı bırak kardeşim, eğer Evren'i yargılamak istiyorsanız, Evren'in yapmış olduğu bütün anti demokratik yasaları değiştirirsiniz. Başta Siyasi Partiler Yasası, yüzde 10 barajı... Bütün bunları kaldırdığınızda Evren'i de 12 Eylül'ü de yargılamış olursunuz. Bugün ki yapılan tüzük kurultayının da daha demokratik olabilmesi için Siyasi Partiler Yasası'nın mutlaka değişmesi gerekiyor, halen eksiklerimiz var. Çünkü o yasayı aşamıyorsunuz.''''Bugün bazı gazetelerde CHP'de ayrılmaların olabileceğinin yazıldığının'' anımsatılması üzerine ise Tekin, ''Öz CHP'de biziz, öz CHP delegedir. Bin 200 delegenin bin 31 tanesi buradaysa öz CHP burada'' değerlendirmesini yaptı. ''CHP'de tartışmalar bitti mi?'' yönündeki soru üzerine de Tekin, ''Kesinlikle bitmiştir. Yani tartışmaların, ayrışmaların kararını verebilecek en önemli irade, partinin delegesidir. Kurultay delegesi önemli mekanizmalardan seçile seçile geliyor. Partinin asıl sahipleri delegeler. Bu iki gündür arkadaşlarımızın vermiş olduğu karara hepimiz saygılı olacağız'' ifadelerini kullandı. 

BERHAN ŞİMŞEK: "SEÇİMLİ KURULTAYDA KILIÇDAROĞLU SEÇİMİ KAYBEDER"

CHP eski İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek, seçimli kurultayda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimi kaybedeceğini öne sürdü. Tv8'de Erkan Tan'ın konuğu olan CHP eski İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek, CHP'de gerçekleşen kurultayla ilgili açıklama yaptı. Seçimli kurultayda Kılıçdaroğlu'nun seçimi kaybedeceğini öne süren Şimşek, seçimli kurultayda herhangi bir CHP'linin Kılıçdaroğlu'nu 'silip götüreceğini' öne sürdü. Şimşek, "Sözünün arkasında dur, hemen seçimli kurultay yapalım. Karşısına kim çıkarsa siler götürür. Seçim, yarışma işi değil mi? Parti Meclisi'ni yenileyelim, eğer seçilirsen hep beraber gelelim, bizde adettir. Aile büyüklerinin eli öpülür. Ben de senin elini öpeyim." diye konuştu."Kılıçdaroğlu ile olmadı, tutmadı" diyen Şimşek, şöyle devam etti: "Olmadı, tutmadı. Lider olmak, taşıyıcı olmak, Tayyip Erdoğan'ın karşısında ezilmeden, büzülmeden, bu ülkenin insanını doğru temsil etmek lazım. Olmadı, yol yakınken dönelim. İl başkanlığım döneminde 2 arkadaş, Kemal-Berhan olarak parlamentoda çalıştık. Beyefendiyi ben tanıyorum ama ben inanın arkadaşım Kemal'i arıyorum ve bulamıyorum. Bu bölünmeden bir parti çıkmasına müsaade etmeyiz. Ama bu beyefendi bize hadi gidin deyip, kağıtların üzerinde gönderirse onu bilemem."

Gürsel Tekin: Herkes Haddini Bilecek

Gönderen: Maykıl on 26 Şubat 2012 Pazar | 08:18



CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, yarın başlayacak "kurultaylar süreci" öncesi Vatan'dan Deniz Güçer'e konuştu;

DAHA FAZLA KURULTAY YAPMALIYIZ

"Örgütler kurultay yorgunu" demiştiniz ama galiba yeni dönemde de değişen bir şey yok...

"Kurultay olmaz" diye bir kaide yok. Tam tersine, önümüzdeki süreçte daha fazla kurultay yapmalıyız. Ama işsizlik, tarım, özgürlük kurultayı düzenlemeliyiz. Sosyal demokrat partilerin temel görevleri budur. 12 Eylül sürecinden sonra bunları yapmak için yola çıkmıştık. Ama ne yazık ki olmadı. İnşallah yeni süreçte hepsi olacak. Yine de önümüzde ilk kez beni heyecanlandıran bir kurultay var.

Neden?

Çünkü klasik bir kurultay değil. Gerçekten demokratik, özgürlükçü bir anayasa, yani tüzük yapacağız. CHP bu tüzük kurultayıyla tüm siyasi partilere örnek olacak. Kendimizi kandırmayalım, Türkiye'de bütün anti demokratik uygulamalar ne yazık ki siyasi partilerde var. "12 Eylül'le hesaplaşacağız" diyenler, o dönemin yarattığı Siyasi Partiler Yasası'nın üzerine oturuyorlar. Sonra dönüp, "Evren'i yargılayacağım" diyorlar. Evren'i yargılamanın yolu, onun getirdiği yasaları değiştirmekle mümkün olur. Onun getirdiği sistemin üzerine oturacaksın, sonra millete dönüp, "Millet iradesi" diyeceksin. Millet kendi vekilini seçebildi mi, hayır. Türkiye'de sadece muhtarlar milletin iradesiyle seçiliyor. Onların dışında hiçbir isim millet iradesini temsil etmiyor. İşte CHP bu nedenle örnek bir tüzük kurultayı yapacak. Hepimiz heyecanlıyız. Muhteşem bir demokrasi şöleni olacak.

Bir kurultayı "demokrasi şöleni" olarak ifade etmek biraz abartılı değil mi?

Son 15 yıldır iktidar ve iktidar yanlısı belli güçler CHP'den rahatsız. Kendilerini iyi anlıyorum. Rahatsızlar çünkü Türkiye'de muhalif olabilecek bütün kurumlar teslim alındı. Sendikalar, STK'lar yok, medya esaret altında. Bunların dışında milleti temsil eden, ezilmişlerin, horlanmışların tek adresi CHP. "CHP'yi nasıl itibarsızlaştırabilir, nasıl iç kavga nasıl yaratırız" uğraşları olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Ama kimse CHP'den yel bile koparamaz. Türkiye'de iki tip siyasi parti var; İlki iktidardan beslenen siyasi yapılar. Mesela halen AK Parti'de olan birçok insan ANAP, DYP, SHP döneminde de vardı. Ama CHP'nin yapısı, örgütü iktidarla değil, inançlarıyla besleniyor. Onun içindir ki, 90 yıldır kimse çökertemedi. Mevcut iktidarın da iktidarı bitirdiği gün misyonunu bitirecek, ama CHP var olacak.

İktidara yükleniyorsunuz ama Sav, Kılıçdaroğlu'na "Acemi" diyor, delegelere "Kurultaya gitmeyin" diye mesaj gönderiliyor. Sonuçta da parça parça bir CHP görünüyor...

Parça parça görmek doğru değil. Ne yazık ki böyle bir algı yaratılmış. "CHP hiçbir şey üretmiyor, sürekli iç kavgayla meşgul" algısı, biraz bizim arkadaşlarımızın katkıları, biraz da medyanın abartısıdır. Son dönem Türkiye'de çok ciddi sorunlar varken, hangi televizyonu açsanız, CHP konuşuluyor. CHP'yi ne kadar seviyorlar inanılır gibi değil!

MEDYAYA ELEŞTİRİ

Ama Önder Sav gibi bir isim CHP Genel Başkanı'nı eleştiriyorsa, bunu yazmak medyanın suçu olmaz...

Elbette değil. Ama medya dünyanın her yerinde aynadır, vicdanı temsil eder. Türkiye'de ise bunu görmek mümkün değil. Tüm siyasi partileri eleştireceksiniz, itirazımız olmaz. Bir de gazeteciler için CHP'yi eleştirmenin bir başka avantajı var: Başbakan'ın gözüne daha iyi gireriz diyorlar. Çok iyi bildiğim soldan gelen, CHP'de siyaset yapmış arkadaşlarım var. Bakıyorum acımasızca CHP'yi eleştiriyorlar. Eğer eleştirmezse ekranlarda yer bulma imkanları olmuyor. Fakat bu etik de değil, insani de. Ben CHP eleştirilmesin, sorgulanmasın demiyorum. Biz tabu değiliz. Ama dünyadaki ülkelere bakın, muhalefet değil, iktidar sorgulanır. Demokrasinin olmadığı ülkelerde bile öyledir. Bugün Türkiye'de iktidarı eleştirmek bedel ödemektir. Muhalefeti dövmenin, eleştirmenin ise hiçbir bedeli yok. Ama bundan sonra bedeli olacaktır.

HERKES HADDİNİ BİLECEK

Nasıl bir bedelden söz ediyorsunuz?

Sayın Genel Başkanımız da, bizler de bugüne kadar çok hoş görülü davrandık. Siyasi partilerde eleştiri olabilir, buna tahammül ederiz. Ama hiç kimse genel başkanımıza, parti yöneticilerimizin kişiliklerine hakareti kendilerine hak saymasın. Bunun bedeli çok ağır olur. Hukuki tüm zeminlerde haklarımızı arayacağız. Örgütlerimiz çok duyarlı. Bizi, "Cevap vermiyorsunuz, tepki göstermiyorsunuz" diye sıkıştırıyorlar. Bunu herkesin iyi bilmesi gerekiyor. Eski tas eski hamam olmayacak. Herkes haddini ve hududunu bilecek. Bektaşi'ye demişler ki, "İslamın şartı kaç". Demiş ki, "6". "Bektaşi 5'i anladık da 6'ncısı ne?' diye sormuşlar. İşte altıncısı da, gazetecisi, siyasetçisi, partilileri herkes haddini hududunu bilecek. Hadlerini aşarak, genel başkanımıza hakaret etmeyi alışkanlık olmaktan çıkaracaklar.

Yeni bir disiplin anlayışı mı geliyor?
Elbette olacaktır.

Biraz daha sert mi olacaksınız?


Yeni tüzükle her türlü demokratik hakkınızı rahatlıkla arayabilirsiniz. Hukuksuzluğun olduğu yerde önce Genel Başkanımıza hesap sorabilirler. Ama, "Ben hukuk tanımam, burada hakkımı aramayacağım. Şu yandaş medyaya, şu televizyona gideceğim, partiye, partinin kurumsal kimliğine, genel başkana hakaret edeceğim" demek, artık tarihe gömülmüştür. Böyle bir özgürlük yok. Hem genel başkan hem demokratik hakkını arayan herkesin yanında olacağız. Bunda tereddüt yok. Ama bütün bu mekanizmayı kullanmayıp, "Yandaş medyaya gidelim, bize böyle bir olanak yarattı. Partinin kurumsal kimliğini zedeleyelim" dönemi bitmiştir.

HİÇBİRİNİ MUHALİF SAYMIYORUM


Bu alışkanlıktan 'muhalifler' vazgeçebilecekler mi?

Muhalif diye bir şey. 362 arkadaşımın hepsi çok kıymetli. 1999'da bu parti barajın altında kalırken, birlikte gözyaşı döktük. Hiçbirini muhalif kabul etmiyorum. Demokratik haklarını aramışlardır, saygı duyuyoruz. Onları kim ötekileştirirse, karşısında önce Genel Başkanımızı, sonra beni bulur.

Yeni dönemde en büyük fark parti içi disiplin olacak diyebilir miyiz?

Sadece parti değil, evinizde, işyerinizde kural, disiplin yok mu? Mesala Vatan gazetesinde çalışırken başka bir gazeteye demeç verip, "Vatan Gazetesi almayın" dediğinizde size ne derler?

"Güle güle" herhalde...

O zaman! Parti yetkilileri, "Şu yandaş kamuoyu yoklaması şöyle dedi" diye, bunu övünerek anlatıyorsa, o partililiğini bitirmiştir. Bunu kabul etmek mümkün değil.

İsim vermiyorsunuz ama Sayın Sav, CHP oyları yüzde 20'nin altına indi diye bir anket gösterdi...

DEVLET KRİZİNİ CHP Mİ YARATTI

Çok enteresan. Bir akıl tutulması yaşıyoruz. 33 il dolaşıp geldim. Devlet krizini CHP mi yarattı, işsizliği, yoksulluğu, atanmayan öğretmenleri CHP mi yarattı? Yapılan insafsızlıktan başka bir şey değil. Bayram değil seyran değil kamuoyu yoklamaları yapılıyor. Tüzük kurultayı dönemi şirketler çıkıp kendilerine vazife ediniyorlar. Bunlar ayıptır. Kamuoyu yoklamasında "şu şöyleydi, böyle oldu" diyerek, bunu baz alarak CHP'yi eleştirmek de hiç doğru bir davranış değil ve hiçbir CHP'liye de yakışmaz.

Sayın Baykal'ın kurultaya gelmeyecek olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?


Deniz Bey bizleri var eden liderimizdir. Her zaman saygı duyduğumuz önemli bir isimdir. Deniz Bey'e hepimizin vefa borcu var. Sayın Sav da çok kıymetlidir, partiye büyük emekleri olmuştur. Bu parti parçalanmamış, bölünmemişse, bu iki önemli ismin çok büyük katkıları var. Şimdi Türkiye'nin CHP'ye, bizim de başta Sayın Baykal ve Sayın Sav olmak üzere tüm arkadaşlarımıza ihtiyacımız var. Gün birlik günüdür.

27 Şubat'tan sonra çok şey değişir mi?

Çok şey değişir. Genel Başkanımız ve bizler enerjimizi Ankara'da değil Anadolu'da harcayacağız. Köy, köy gezeceğiz. Üzerimizde çok haksız algılar var. 40 yıldır Türkiye'yi AKP yönetiyor ama hesabını bize soruyorlar. Demek ki kendimizi ifade etmekte eksikliğimiz var. Enerjimizi içe harcarsak dışarıya ne konuşacağız? İç kavgaya son. 27 Şubat'tan sonra yeni bir anlayış, yeni bir CHP göreceksiniz. İç kargaşayı ben de yaratsam kendimi mekanizmanın dışında bulurum ve bu kadar açık söylüyorum.

Biraz gözdağı veriyorsunuz sanki...

Gözdağı olur mu? Bu herkes için geçerli, benim için de geçerli, MYK üyeleri için de geçerli diyorum. Türkiye zor bir dönemden geçiyor ve CHP'nin yapması gereken işler var.

İhraçlar gündeme gelebilir mi?

İhraç söz konusu değil. Eğer örgüt yapınızı dışı dönük çalıştırırsanız, zaten ihraca gerek yok. Örgüt otomatik olarak dışlar. Yeter ki siz doğru yapın.

AK PARTİ'DE HER AN HER ŞEY OLABİLİR


Tüzük sonrası CHP'nin ajandasındaki ilk madde nedir?

Yerel Yönetimler Yasası ilk gündem maddemiz. Orada ciddi sıkıntılar var. Türkiye'de 3 bin belediye var. Bunların 1600'ü soruşturma geçiriyor, 150 belediye başkanı tutuklu. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir sistem olamaz. Bir arıza var ve giderilmeli. Kent Yasası olan yeni bir Belediye Yasası yapacağız. İkincisi, ciddi bir özgürlük sorunu var. İktidarların güvencesi yasa değil, bireylerin güvencesi yasa olur. Bakın bin küsur polis bir gece yarısı sürgün edildi. Böyle bir zulüm olamaz. Tüm bu kavramların yerine oturması için ciddi yasal düzenlemeler hazırlıyoruz. İktidarı bu konuda zorlayacağız. Aksi halde işte bir savcı çıkar düzeninizi bozar, feleğinizi şaşırtır, gece yarısı kanun çıkarmak zorunda kalırsınız.

Burhan Kuzu, "Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını doğru bulmuyoruz" dedi. "Darbecilerle hesaplaşmak için önemli" yorumları da var...

İktidara muhalif olanları darbeci olarak görürseniz, sizin özel yetkili mahkemeleriniz daha 50 yıl devam eder. Özel yetkili mahkemeler olmasa bunlardan hesap sorulmaz mı? Şimdi onlarla kendiniz kavga ediyorsunuz. Sayın Kuzu bir anayasa profesörü. Son çıkan MİT Yasası vicdanen onu rahatsız ediyordur.

MİT KAVGASI

Devlette MİT'le başlayan kavga bitti mi sizce?

Bitmez. Son dönemde yaşadığımız soruna sadece cemaat - iktidar ilişkisi dersek, olayı basitleştiririz. Tersine; devlette "barışalım" diyenlerle, "vuruşalım" diyenlerin kavgası var. Uzun süre sulh olmaz bana göre. Bakın CHP'de kopma olmaz ama AKP'de her an her şey olabilir.

NUR SERTER'E DEĞİL, CHP'YE SALDIRI


Nur Serter'e yapılan ağır hakaretle ilgili ne yapacaksınız?

Ağır değil alçakça bir saldırı. CHP olarak gereği yapılmazsa hukuksal olarak her şeyi yapacağız. Yapılanı Nur Hanım'a değil, CHP'ye yapılmış bir saldırı olarak kabul ediyoruz. Ben Fatma Şahin'den bir tepki beklerdim açıkçası. Bırakın kadından sorumlu bakanı, parlamentoda bir milletvekiline böyle bir hakaret varsa, tüm kadın milletvekillerinin aynı tepkiyi göstermesini beklerdim. Bunu göremedik ne yazık ki.

ADAYIM DEMEDİM


İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığı için Sayın Kılıçdaroğlu ile görüşebildiniz mi?

Benim böyle bir beyanım olmadı. Siyasetin içinden gelen bir insanım. Önümüzde iki yıl var, o günün kararını bugünden vermek doğru olmaz. O iddiayı bir internet sitesi yazmış, gazeteler aldı. Bunlar kişisel taleplerle olacak şeyler de değil. Örgüt isterse, İstanbul halkı isterse, o zaman ne olacak görmek gerekiyor.

İçinizden geçmiyor mu?

Her siyasetçinin içinden geçebilir. Ben İstanbulluyum. Belediye Başkanvekilliği, İl Başkanlığı yaptım. İstanbul'u ve sorunlarını çok iyi bilirim. Son seçimde çok az oyla kaybettik. Ama önümüzdeki dönemde inşallah İstanbul'u da, Ankara'yı da alacağız.

"Aslanlar gibi kongreye gelecekler..."

Gönderen: Maykıl on 24 Şubat 2012 Cuma | 00:13



CHP'de 81'i il temsilcisi olmak üzere 89 kişilik Tüzük Hazırlık Komisyonu toplandı. Toplantıda, CHP Genel Başkan Yardımcıları Nihat Matkap ile Atilla Emek, olağanüstü kurultay ve tüzük değişikliği çalışmalarıyla Tüzük Taslağı hakkında açıklamalarda bulundu. CHP Tüzük Hazırlık Komisyonunun ilk olarak 10 Şubat Cuma günü toplandığını ardında da tüzük taslağının Parti Meclisi (PM) ile milletvekillerine sunulduğunu anımsatan Matkap, önemli katkılar aldıklarını anlattı. Matkap, CHP'nin 16. ve 17. olağanüstü kurultaylarının kamuoyunda yaygın bir şekilde tartışıldığını, bu tartışmaların iç açıcı ve iç karartıcı yönlerinin bulunduğunu kaydetti. Tartışmaların iç açıcı olan yönünün CHP'nin tüzük maddelerinin merak edilmesi ve madde madde bilinmesi olduğunu ifade eden Matkap, ''Diğer partilerde bunu gördünüz mü? Ama biz bunu hak ediyoruz, CHP bir rüzgar ile kurulup, bir rüzgar ile savrulacak veya iktidarın gücü ile ayakta duran bir parti değil. CHP, Kurtuluş Savaşı ile doğdu, çağdaş bir devletin kuruluş aşamasında büyüdü. Türkiye'yi demokrasiye taşıyarak kökleşti. O nedenle CHP'ye bu ilginin gösterilmesi önemli'' dedi. MUHALİFLERİN 26 ŞUBAT KURULTAYINA KATILMAYACAKLARI İDDİALARIİç karartıcı tartışmalara da değinen Matkap, şunları kaydetti: ''Kimi kurultay delegesi arkadaşımızın 26 Şubat'taki kurultaya katılmamaları yönünde telkinler olduğu yazılıyor çiziliyor. Tabii ki ben buna ihtimal vermiyorum. Nasıl bir milletvekili Genel Kurul'da eğer Türkiye'nin anayasası tartışılacaksa, bir sorumluluk duyarsa gidip o değiştirilmesi istenen maddelerle ilgili düşüncelerini açıklamak sorumluluğu ile karşı karşıyaysa, bizim kurultay delegelerinin de görevi, CHP'ye yön vermek, CHP'ye rota çizmektir. Böylesine önemli bir toplantıda CHP'nin bir anlamda anayasasının tartışılacağı, anayasanın üzerine görüşmelerin yapılacağı bir toplantıya gelmeyecek de CHP'nin kurultayı ne zaman görev yapacak? Ben buna kesinlikle ihtimal vermiyorum. CHP'nin kurultayının toplanmaması kime hizmet eder? Kurultayını toplayamayan, sorunları olan bir CHP'ye, Türkiye itibar eder mi? 10 yıldır biriken bu temel sorunları çözemeyen AKP karşısında bütün gözlerin, bütün umutların CHP'ye döndüğü bir dönemde bu tartışmaya katkı vermek gerçekten içe sindirilemez. Eğer CHP kendi kurultayını toplayamıyorsa neden dönüp Türkiye'ye beni yönet desin? Kimi delegeler kurultaya katılıp kimileri katılamazsa bu nasıl izah edilir? Bu, parti bütünlüğüne katkı mı sunar? Ben bunlara ihtimal vermiyorum. Bu çalışma içerisinde olan arkadaşlarımıza da farklı telkinlerde bulunuyorum, aslanlar gibi gelecekler, düşüncelerini açıklayacaklar. Kabul oyu verir veya red oyu verir o alkışlanır, 'Ama ben gelmiyorum, CHP kamuoyu önünde zor durumda kalsın'... Her tavrı anlarım da bu tavır anlaşılmaz.''CHP'nin 975 bin üyesi olduğunun altını çizen Matkap, ''Genel Başkan dahil kimsenin kimseden fazlası yok. CHP'nin iktidar sorumluluğu tüm üyelerin omuzlarındadır. Umudum o dur ki hem 26 Şubat'taki hem de 27 Şubat'taki kurultay bir şölen şeklinde geçecek. Bütünlük kurultayları olacak. CHP bu kurultaylardan yine güçlenerek çıkacaktır'' dedi. "TÜZÜK TASLAĞI GENİŞ KATILIMLA VE TARTIŞMALAR SONUCU OLUŞTURULUYOR"Tüzük taslağı hakkında üyelere bilgi veren Genel Başkan Yardımcısı Atilla Emek de taslağın çok geniş katılım ve tartışmalar sonucu oluşturulduğunu belirtti. Çalışmalar sırasında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nu sık sık ziyaret ettiğini ve görüşlerine başvurduğunu anlatan Emek, görüşmeler sırasında Kılıçdaroğlu'nun hiç değişmeyen cevabının ise ''Ne benim için, ne bir kişi için, ne bir grup için tüzük yaıyorsunuz. CHP için tüzük yapıyorsunuz, böylesine ağır bir sorumluluğunuz var, CHP'nin tüzüğünü yaparken, kimsenin bir özel talimatı ve isteği doğrultusunda değil, başta örgütümüz olmak üzere özgürce değerlendireceksiniz ve bu tüzük CHP örgütlerinin, katılımcıların eseri olacak. Benim sizleri yönlendirme gibi bir düşüncem olamaz'' olduğunu söyledi. Taslağa katkı veren herkese teşekkür eden Emek, 16. Olağanüstü Kurultay'da kabul edilecek değişikliklerin CHP'nin 34. Olağan Genel Kurulu'nda yürürlüğe gireceğini bildirdi."KAVGA BEKLEYENLERİN BEKLENTİSİ BOŞA ÇIKACAK"Bu arada konu hakkında bir açıklama da Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'den geldi. Tekin, CHP'nin kuruluşundan bu yana temel dayanak noktasının delege ve örgüt yapısı olduğunu söyledikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü: ''Halkın kendisini bulabildiği, temsil oranı yüksek, güçlü, dinamik ve demokrasi kültürünün hakim olduğu bir taban, CHP'yi bugünlere kadar ayakta tutmuştur, bundan sonra da yarınlarının teminatı olacaktır. 7'den 70'e tüm üyelerimiz demokrasi kültürü ve parti ilkelerine bağlılıkları neticesinde hem partimizin hem de ülkemizin geleceğini oluşturacaklardır. Bu kurultay, diğer tüm partilere örnek teşkil edecek bir demokrasi şöleni olacak ve neticede yine örnek bir tüzüğün oluşmasını sağlayacaktır. CHP değişimi kendi tüzüğü ile başlatıp bu süreci ülke için de işletecektir. Kendi tüzüğü demokratik olmayan bir partinin ülkeye demokrasiyi hakim kılması mümkün değildir.''Kurultayın, şölen havasında geçmesi için gençlik ve kadın kollarının gerekli çalışmaları yaptıklarını anlatan Tekin, ''Türkiye'nin ve Anadolu'nun en köklü partisi olan CHP kurultayı, yine bu toprakların kültürünün en iyi sergilendiği Anadolu Ateşi grubunun gösterileriyle renklenecek'' dedi. 16. Olağanüstü Kurultay'a herkesin davetli olduğunu, 17. Olağanüstü Kurultay'a ise sadece delegelerin katılabileceğini belirten Tekin, ''Tüm partililer olarak kavga ve gürültü bekleyenlerin beklentisinin boşa çıkacağında hemfikiriz. Örgütümüzün ana dayanak noktası parti ve ülke menfaatiyle demokrasi kültürünün önce CHP'de sonra tüm Türkiye'de hakim olmasıdır'' değerlendirmesinde bulundu.
AJANSLAR

Olay Haberler

olayhaberler.com

Diğer Haberler

Spor

Copyright © 2012. Fiber Haber - All Rights Reserved. Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
Copyright © 2012. Fiber Haber - Tüm Hakları Saklıdır
Powered by Blogger | Sitemap | Ping | Olay Haber | Spor