Son Dakika :
postmodern darbe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
postmodern darbe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Şubat'ın 15. Yıldönümü

Gönderen: Unknown on 28 Şubat 2012 Salı | 17:58



Bin yıl süreceği iddia edilen bir süreçti: 28 Şubat. Mimarları yanılsa da demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 28 Şubat süreci, yıl dönümünde bir kez daha sorgulanıyor.

On binlerce mağduru ve ekonomiye verdiği milyarlarca liralık zarar hiç unutulmadı ve unutulmayacak. Yaralar zor da olsa sarıldı, yargı o dönemi soruşturmaya başladı.

O dönemde yaşananların kısa özeti şöyle...
Çiller-Erbakan’ın El Sıkışması Sonrası Korku Senaryoları Üretildi

Halk 1995 Genel seçimlerinde partilere tek başına iktidar şansı tanımadı. Uzun süren arayışlardan sonra Çiller ile Erbakan el sıkıştı. Artık başbakan Erbakan'dı. 54'üncü hükumetle birlikte korku senaryoları da bir bir sahnelenmeye başladı.

Çakır: “İşin Sivil Ayağı Belki Askerden Çok Daha Fazladır”
Gazeteci-Yazar Ruşen Çakır, o günlerde yaşananlarla ilgili olarak, “28 Şubat kolektif bir olaydır. İşin sivil ayağı belki askerden çok daha fazladır" dedi.
“İrtica Korkusu” Pompalandı

Korku senaryolarıyla ilgili her gün ekranlarda haberler yapılıyor, gazetelere manşetler atılıyordu. Muhalefet, sendikalar, iş dünyası aynı korkulardan bahsediyordu. O korkunun adı “İrtica”ydı.

Gazeteci Yazar Haluk Şahin, o dönemde medyada işlenen senaryolarla ilgili şunları söyledi:
"İşte imam hatip liseleri şu anda şu kadar mezun veriyor, filanca yıl geldiğinde şu kadar imam hatip mezunu olacak, yeşil sermaye şuralarda şöyle gelişiyor, şu kadar yıl sonra toplumun bütün kesimleri için projeksiyon yapıyorlardı."

Fişlemeler ve Görevden Uzaklaştırmalar

Olayları fişlemeler takip etti. Akademisyenler, subaylar ve yöneticiler görevlerinden uzaklaştırıldı.
Üniversiteye Girişe “Katsayı” Engeli

Meslek liselerinin ortaokul kısımları kapandı. Bazı öğrencilerin üniversitelere girişi, katsayı uygulaması ile engellendi.
Demokrasiye Balans Ayarı

Demokrasiye balans ayarı tanklarla yapıldı. Bu çerçevede Ankara Sincan’da tanklarla geçiş yapıldı.

Ve Tarih 28 Subat 1997

En uzun Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından Başbakan Necmetin Erbakan'a yapılan baskılar iyice arttı.
O MGK’da “bin yıl sürecek” denilen süreç için önemli bir viraj dönülüyordu.

Radikal Ankara Haber Müdürü Ömer Şahin, “Refah-Yol Hükumeti 28 Şubatta yeterli dik duruş sergileyemedi” yorumunu yaptı.

Ve 28 Şubatçıların İstediği Oldu

Sonunda 28 Şubatçıların istediği oldu, Başbakan Erbakan istifa etti. Bu istifayla birlikte, korku senaryoları yerini siyaset mühendisliğine bıraktı.
Demirel, Çiller’e Değil Yılmaz’a Hükümeti Kurma Görevi Verdi

Hükumet ortağı DYP'nin Genel Başkanı Tansu Çiller'in başbakan olmasını beklenirken Cumhurbaşkanı Demirel, hükumeti kurma görevini ANAP lideri Mesut Yılmaz'a verdi.

Radikal Ankara Haber Müdürü Ömer Şahin, bu konuda ise şunları söyledi:

“Süleyman Bey, ‘o zaman ben sayısal ağırlığa değil, siyasal ağırlığa baktım’ dedi"

DYP’de Art Arda İstifalar
Doğru Yol Partisi’nden art arda istifalar gelirken Başbakan Mesut Yılmaz oldu.

Radikal Ankara Haber Müdürü Ömer Şahin,"Korku oldu bazı tehditler oldu bazı milletvekillerine telefon edilip paşanın ricası var ayrılmanız gerekiyor istifa edin yoksa ceza evine girersiniz../ yani korkuyla sindirme ile doğruyol partisinden bir çok milletvekili istifa etti” diye konuştu.
Siyasi Krizleri Ekonomik Krizler İzledi

O süreçte siyasi krizleri ekonomik krizler takip etti. Türkiye ekonomik olarak adeta diz çöktürüldü. Bankalar boşaltılırken pek çok ocak söndü.

İşadamı Zeynel Abidin Erdem, darbenin ekonomik maliyetiyle ilgili olarak, "Batan bankalara baktığınız zaman onların bize maliyeti 80 milyar dolar oldu" dedi.

Yaraları sarmak kolay olmadı. Devletiyle, milletiyle Türkiye yıllar süren uğraşlarla toparlandı ve istikrar sağlanabildi.

28 Şubat Artık Soruşturuluyor

Şimdi 28 Şubat döneminin aktörlerine soruşturma başlatıldı. İncelemeler YÖK'teki dosyalara kadar uzandı.
Savcı o döneme damga vuran isimleri dinlemeye hazırlanıyor. Türkiye şimdi post modern darbe ile ilgili yargının vereceği kararı bekliyor.

Başbakan 4+4+4'ü savundu, TÜSİAD'a sert çıktı



Başbakan Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısında partililere seslendi. Başbakan, ikinci ameliyatı sonrasında pazar akşamı Ankara'ya gelmişti. Ameliyat sonrası ise ilk kez grup toplantısına katıldı.

Konuşmasına ameliyatı sonrasında kendisine geçmiş olsun dileklerini ileten herkese teşekkür ederek başlayan Başbakan Erdoğan, 28 Şubat, yeni eğitim sistemi, CHP'nin kurultayları ve terörle mücadele konularına değindi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve TÜSİAD'a çok sert eleştiriler yöneltti.

Başbakan Erdoğan, bin yıl sürecek denilen 28 Şubat sürecinin mimarlarının 15 yılda tarihten silindiğini ancak kendilerinin, dönemin mağdurlarının ve TBMM'nin "dimdik ve onurlu bir şekilde" ayakta olduklarını belirtti. 28 Şubat'ın, Türkiye'nin hem demokrasisinde hem de ekonomisinde büyük tahribata yol açtığını belirten Başbakan, 28 Şubat'ın demokrasi tarihimizdeki kara bir leke olduğunu söyledi.

CHP'nin pazar ve pazartesi günleri gerçekleştirdiği kurultaylara da değinen Erdoğan, 'Demokrasi şöleni' sloganıyla yapılan kurultaylarda bile demokrasi olmadığını iddia etti. CHP milletvekili İsa Gök'ün kürsü önünde tartaklandığını ancak Kılıçdaroğlu'nun bir müdahalede bulunmadığını söyleyen Erdoğan, "Millet dizi izlemeyi bıraktı CHP'yi izliyor. Entirika, kumpas ne ararsanız var" dedi.

Eğitim sistemindeki 4+4+4 sistemine getirilen eleştirilere ise çok sert cevaplar veren Başbakan Tayyip Erdoğan, "Kız çocukları okula gidemeyecek" eleştirisi yapan TÜSİAD'a ise "Kusura bakma TÜSİAD senin değil milletin arzusu gerçekleşecek" dedi. Erdoğan ayrıca TÜSİAD'ı 28 Şubat sürecindeki ve ekomik krizdeki rolünü sorgulamaya çağırdı.

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde;

"DİK DURDUK DİKLEŞMEDİK"

Ameliyatımdan sonra geçmiş olsun dileklerini ileten, sevgi mesajlarını gönderen herkese kalpten muhabbetlerimi gönderiyorum.

Gençlerimiz Ankara'ya gelişimde bir mesaj verdiler sloganlarıyla, 'Dik dur eğilme bu gençlik seninle' Milletimin bu güveni boşa çıkmayacak, hepsinin içi ferah olsun. Bugüne kadar hep dik durduk, dikleşmedik. Bu can bu bedende olduğu sürece hizmete devam edeceğiz.

Biz aldığımız oyla değil kazandığımız gönüllerle hareket eden bir partiyiz.

HOCALI MİTİNGİNDEKİ IRKÇI PANKARTVE SLOGANLAR

Pazar günü Hocalı katliamını tekrar protesto ettik. Hocalı'da katledilen kardeşlerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyoruz. Burdan bir kez daha Azeri kardeşlerimize desteğimizi iletiyoruz. İstanbul'daki mitingde marjinal bazı slogan ve pankartların olması Hocalı'ya dair görüşlerimizi değiştirmez. O acıyı anmamızı engellemez.

Türkiye'nin bütün vatandaşları etnik kimliğine, dinine ve kökenine bakılmadan eşittir. Taksim'deki mitingde marjinal fikirlerini öne çıkarmak isteyenlere karşı da tetikte olmaya devam edeceğiz.

Merhum Hocamız Necmettin Erbakın'ı da seneyi devriyesinde rahmetle anıyor, mekanı cennet olsun diyorum.

DIŞ POLİTİKA

Haftaiçi birçok dış politika görüşmesi yaptık. Türkiye'nin yoğun çalışmaları neticesinde Somali dünya gündemindeki yerini koruyor. Bizim öncülüğümüzde Londra'da konferans toplandı. Yine haftaiçinde Tunus'ta 60'dan fazla ülkenin katılımıyla Suriye'nin Dostları grubu toplandı. Burada da aktif rol oynadık. Mart ayı içerisinde de İstanbul'da bir toplantı düzenlenecek.

"28 ŞUBAT DEMOKRASİ TARİHİMİZDEKİ KARA BİR LEKEDİR"

Ülkemizin yakın tarihinde maalesef milletçe hatırlamak istemediğimiz tarihler var. 27 Mayıs, 12 Eylül gibi bugün de bir demokrasi faciasının yıldönümünde grup toplantımızı gerçekleştiriyoruz. 28 Şubat demokrasi tarimize bir kara leke olarak yazılmıştır.

28 Şubat müdahalesi 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül'ün devamı niteliğinde, aynı ideolojinin yaptığı bir müdahaledir. Milletin iradesi ve milletin kendisi hedef alınmıştır.

"28 ŞUBAT'IN MAĞDURLARI DİMDİK AYAKTA MİMARLARI TOPLUM İÇİNE ÇIKAMIYOR"

28 Şubat ardından çok büyük bir enkaz bırakmıştır. En başta demokrasi ve ekonomi çok büyük yara almıştır. Türkiye yoksulluğa, yoksunluğa ve yokluğa mahkum edilmiştir. Yüzlerce insan görüşleri, inançları, kıyafetleri nendeniyle suçlu ilan edilmiştir. Binlerce insan fişlenmiştir. Bürokraside cadı avı başlatılmıştır. Toplum mühendisliği yapılmıştır. Üniversite kapılarında milletin evlatları rencide edilmiştir. Kılık kıyafettinden dolayı eğitim hakkından mahrum bırakılmıştır.

Bizler bugün 28 Şubat'ın mağdurları olarak ayaktayız; onurla ve gururla ayaktayız. TBMM 28 Şubat'ın mağduru olarak burada onurlu bir şekilde ayakta. Ama inanın 28 Şubat'ın mimarları toplum karşısına çıkmaktan utanıyorlar.

Tarih 28 Şubat'ın sadece mimarlarını değil onların taşeronu STK yöneticilerini, medya üyelerini ve yazarlarını bin yıl boyunca unutmayacaktır. Onları bin yıl geçse de affetmeyecektir. 12 Eylül'ün yargılanması için yol açılmıştır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın 28 Şubat'la da hesaplaşılacaktır.

'KİNDAR GENÇLİK' POLEMİĞİ

AK Parti Gençlik Kongresi'nde kullandığım üstad Necip Fazıl'ın ifadeleri üzerinden bir kısım fırtına kopartıyor. Ne diyor üstad, "Dilinin, dininin, ırzının, kininin davacısı bir nesil" diyor. Bazı CHP'liler nasıl olduysa Yunus Emre'yi hatırlatmış bize. Biz kime karşı Yunus Emre ile kime karşı Köroğlu ve Dadaloğlu ile cevap vereceğimizi iyi biliriz. Biz mazluma karşı Yunus Emre ile zalime karşı Dadaloğlu ve Köroğlu ile konuşuruz.

"DEMOKRASİ DIŞI KURUMLARIN YASAMA YÜRÜTME YARGIYA MÜDAHALE ETME HAKKI YOK"

Vesayetçi sistemin, özellikle millet iradesine musallat olmasına hiçbir zaman izin vermeyeceğiz. Demokrasilerde karar da yetki de milletindir. Demokrasi dışı kurumların yasama, yürütme, yargıya müdahale etmeye hakkı yoktur. Vesayetçi anlayışa müsaade etmeyiz. Genç nesillerin istikbalinin gölgelenmesine izin vermeyiz. Kendisini milletin üzerinde gören seçkinci, ukala zihniyet millet iradesini zedelemekten çekinmedi.

"TÜRK SOLU GEÇ UYANIR ÇÜNKÜ BİR GECE ÖNCE ÇOK İÇMİŞTİR"

Kurultaylarında bile demokrasi yok. Ama peki, demokrasiye bu kadar aşıktınız da 28 Şubat'ta neredeydiniz? 27 Mayıs'ta ne yaptınız? Bunların demokrasi anlayışı platonik. CHP'nin jetonu geç düşüyor.

Yazar merhum Oğuz Atay'ın bir lafı var: "Türk solu geç uyanır çünkü bir gece önce çok içmiştir." Bakın ben demiyorum Oğuz Atay diyor. Bunlar 28 Şubat'a da geç uyandılar. Ergenekon konusunda da geç uyanacaklar. O zaman biz de onlara günaydın diyeceğiz.

Kaset operasyonundan sonra iktidara gelen bir genel başkanının vesayete karşı duruşunu zaten hiç beklemedik. Kılıçdaroğlu, geçmişleriyle gurur duyduklarını söyleyerek tek parti dönemine sahip çıktı. Dersim katliamından dolayı da, İstiklal Mahkemeleri konusunda da gurur duyuyor musunuz? CHP'den aldığı enkaz ülkeyi 10 yılda ayağa kaldıran Demokrat Parti'ye yaptığınız 27 Mayıs darbesiyle de gurur duyuyor musunuz?

"MİLLET DİZİ İZLEMEKTEN BIKTI SİZİ İZLİYOR"

'Başbakan CHP'den korkuyor, bütün konuşmalarını bize ayırıyor' diyorlar. Yahu aynaya bakın aynaya, millet dizi izlemeyi bıraktı sizi izliyor. Entirika, kumpas ne ararsanız var. Tekrar söylüyorum biz Kılıçdaroğlu'dan ziyadesiyle memnunuz. CHP'den çok memnunuz. CHP'nin başında böyle bir genel başkan olduğu sürece biz gücümüze güç katacağız.

Kurultayda çok ilginç bir şekilde kürsünün önünde kendi vekillerinden biri linç ediliyor. Kılıçdaroğlu şirazesinden çıkmış bir şekilde korumalara "Beni CHP'lilerden korumayın" diyor. Yahu orada linç edilen senin kendi milletvekilin. Konuştuğu kürsünün önünde kendi milletvekili tartaklanıyor, Kılıçdaroğlu engel olacağı yerde konuşmasında bize hakaret ediyor.

"YENİ SİSTEM 28 ŞUBAT'IN EĞİTİME VERDİĞİ TAHRİBATI ONARACAK"

Menderes döneminde, Özal döneminde milletin genç, fakir, zeki çocukları iyi üniversitelerde okuyarak bir yerlere geldiler. İşte 28 Şubat bu duruma da müdahale etmiştir. Bu ülkenin, bu milletin çocukları okumasın, iyi yerlere gelmesin diyen elitist, seçkinci bir anlayışın ürünüdür 28 Şubat. 4+4+4 sistemi 28 Şubat'ın eğitime verdiği tahribatı onaracaktır.

"TÜSİAD ÖNCE 28 ŞUBAT'TAKİ EKONOMİK KRİZDEKİ ROLÜNÜ SORGULASIN"

Üç kademeli eğitim Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu en modern eğitimdir. 4+4+4'e malum çevrelerin tepkisi Türkiye gerçeklerinden uzak. Yapılan bir reform karşısında CHP'nin statükoyu savunmasına alışmış durumdayız. Ama 8 yıllık kesintisiz eğitimin mimarlarından TÜSİAD'ın bu reforma karşı çıkması ilginç.

Kusura bakma TÜSİAD senin istediğin olmayacak. Milletin dediği olacak. Sıkılmadan 'kız çocukları okula gidemeyecek' diyorlar, el insaf. 9 yıllık raporlara bir bakar insan. Secaat eylerken sirkatin söylüyorsunuz. TÜSİAD önce 28 Şubat'taki rolünü sorgulasın. TÜSİAD önce 28 Şubat'taki ekonomik krizdeki payını sorgulasın. Bu yeni sistemde kız çocuklarının dışarıda kalmasını savunmak saçmalıktır.

"KIZ ÇOCUKLARININ OKULLAŞMASI REKOR SEVİYEDE"

Dertleri başka, dertleri ideoloji. Okullaşma oranı özellikle de kız çocuklarındaki okullaşma oranı AK Parti döneminde rekor seviyelere ulaşmıştır. Bunları biliyor musun TÜSİAD? Türkiye'de kız çocuklarının okullaşma oranı erkek çocuklarının okullaşma oranından daha fazla. En fazla yatırımı eğitime yaptık. Bu şekilde saldırmak bakar kör olmaktır.

TERÖRLE MÜCADELE

Terörle mücadele konusunda, güvenlik kurumları arasında bir çatışma varmış gibi göstermek Türkiye'ye bir yarar sağlamaz. Uludere'deki kardeşlerimizi unutmadığımızı da belritmek isterim. En az onlar kadar acı hadisenin aydınlatılmasını bekliyoruz. Uludere'deki ve bölgedeki kardeşlerimiz merak etmesin. Bu süreç, hukuk süreci netleşecektir.

Komisyondaki toplantının ardından muhalefet milletvekilleri dezenformasyon yaptı. CHP ve BDP'nin her zamanki tutumu.Habertürk

Emniyet de 28 Şubat sürecinde psikolojik harekat planı uygulamış



Postmodern darbe 28 Şubat'ın ardından insanların fişlenmeye devam edildiği ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen 'Yavuz PH Planı'yla 1998 yılında vakıf, dernek, yurt, Kur'an kursu, şirket ve camiler fişlenmiş. 'Gizli' ibareli ve Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Halil Tuğ imzalı 'Yavuz PH Planı'nda, şu ifadeler yer alıyor: "Genel Müdürlüğümüzce uygulanan Yavuz Psikolojik Harekat Planı kapsamında, laikliğin iç ve dış tehlikelere karşı korunmasına yönelik olarak 1998 yılı içerisinde icra edilecek faaliyetleri içeren faaliyet programı ekte gönderilmiştir. Planın uygulamasında milli menfaatlerin zedelenmemesi için gizliliğe riayet edilerek yetkisiz şahıs ve kuruluşlara açıklanmamasını; bu doğrultuda icra edilecek uygulamalar neticesinde yapılan değerlendirmelerin Ağustos ve Kasım aylarının ilk haftasında EK-2 faaliyet programı sonuç rapor çizelgesine uygun olarak tanzim edilmesini ve Genel Müdürlüğümüz Terörle Mücadele ve Harekat Daire Başkanlığı'nda olacak şekilde gönderilmesini konu üzerinde hassasiyetle durularak herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesini rica ederim." Merkez teşkilat, 80 il emniyet müdürlüğü ve eğitim kurumlarına gönderilmesi istenen emrin eklerinde ise 3 sayfa faaliyet planı, 1 adet faaliyet program dönüşüm sonuç raporu bulunuyor. Söz konusu belge, gazeteci yazar Aslan Değirmenci'nin kaleme aldığı ve Çıra Yayınları'ndan çıkan 'Belgeleriyle 28 Şubat'ın Çözülen Kodları' adlı kitapta yer aldı. Belgede, yurt içi ve yurt dışında Türkiye'ye yönelik yürütülen irticai faaliyetler konusunda 'kamu görevlilerinin aydınlatılması, aday memurların aydınlatılması, belli bir program dahilinde Emniyet teşkilatı mensuplarının aydınlatılması, kamuoyunun aydınlatılması' isteniyor.Yapılacak tüm faaliyetlerde TV, radyo, gazete, seminer gibi yöntemlerden faydalanılması, aydınlatma için bilim adamlarından destek alınılması, irticai faaliyetlere karışanlar hakkında yasal işlem yapılması, kıyafet genelgesinin uygulanmasının sağlanması, irticai faaliyetlerde bulunan vakıf, dernek, yurt, Kur'an Kursu, şirket ve camilerin takibi ve kontrolü isteniyor. İrticai faaliyetlere karışan kamu görevlileri hakkında yasal işlem yapılması, kıyafetle ilgili Başbakanlık genelgesinin uygulanmasının sağlanması talep ediliyor.CHA

HAS Parti'den 28 Şubat için iki CD'lik delil

Gönderen: Maykıl on 25 Şubat 2012 Cumartesi | 07:18



HAS Parti Genel Başkan Yardımcısı Şeref Malkoç, HAS Parti Genel Sekreteri Kazım Arslan ve bazı partililerle birlikte sabah saatlerinde Ankara Adliyesine geldi. Malkoç, burada 28 Şubat süreciyle ilgili ''delil'' niteliğindeki bazı belgelerin bulunduğu 2 CD'yi, bir üst yazıyla birlikte, konuya ilişkin soruşturma yürüten özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına teslim etti.Adliye önünde gazetecilere açıklama yapan Malkoç, 16 Ocak 2012'de, 28 Şubat sürecinde suç işleyenlerle ilgili Ankara'da suç duyurusunda bulunduklarını belirtti. Aradan geçen süreçte savcılığın soruşturma kapsamında ifade almaya başladığını anımsatan Malkoç, bunun hukuk ve demokrasi açısından önemli olduğunu ifade etti.Suç duyurusunda bulunduktan sonra 28 Şubat süreciyle ilgili delilleri toplamaya başladıklarını anlatan Malkoç, delillerin büyük kısmını derlediklerini ve 2 CD olarak savcılığa sunduklarını söyledi.

"1. CD'DE TSK İÇİNDEKİ CUNTACI YAPININ FAALİYETLERİ VAR"

Malkoç, şöyle devam etti: ''Birinci CD'de, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde illegal bir yapı kurarak, milletin oylarıyla seçilen TBMM'yi iş yapamaz hale getirmeye ve meşru hükümetin görev yapmasını engellemeye çalışan grubun faaliyetleri, yazışmaları ve dokümanları var. İkinci CD'de de TSK içindeki suç örgütünün basını nasıl yönlendirdiği, basını yönlendirmek için Genelkurmay Harekat Dairesinde, Psikolojik Harp Dairesinde gazetelere nasıl manşet servisi yapıldığı, bazı köşe yazarlarına hangi konularda, neleri yazmaları gerektiği ve o yazarların da neler yazdığını delil olarak sunuyoruz.TSK içindeki bu cuntanın faaliyetlerinin raporu bin sayfayı aşan bir doküman. Gazetelerin manşetleri ve yönlendirmeyle yazan köşe yazarlarından yaptığımız alıntılar da yaklaşık 600 sayfayı buluyor.''

"TSK TANSU ÇİLLER HAKKINDA KAMPANYA YAPTI"

Malkoç, 28 Şubat döneminin binlerce tanığı olduğunu, bu kişilerden bir kısmını ''tanık'' olarak gösterdiklerini belirterek, savcılığın, gelecek süreçte bu kişilerin de bilgisine başvuracağını dile getirdi. Tanıkların bir kısmının 28 Şubat döneminde görev yapan bakanlar olduğunu bildiren Malkoç, Bülent Orakoğlu, Hasan Celal Güzel ve dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller gibi kişilerin de tanıklık yapabileceğini ifade etti.Malkoç, şunları kaydetti: ''Genelkurmay Başkanlığında bir grup asker, dönemin DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ile ilgili kampanya başlatmıştır. Kampanyada, bütün askeri birliklere yazı yazılarak, ek bir form gönderilmiş ve Tansu Çiller aleyhine kampanya yürütülmesi istenmiş. Bu kampanyayı TSK mensupları ve yakınları yürütecekmiş. Bunun belgelerini de veriyoruz. Asker, işini gücünü bırakmış, bir partinin genel başkanı ve parti aleyhine kampanya yürütüyor. O açıdan Tansu Hanımın tanıklığı önemlidir.''Malkoç, açıklaması sırasında ''Türkiye'deki bütün dernek, vakıf, sendika, üniversitelerdeki öğretim üyeleri, özel ve kamuya ait bütün yurtlar, valiler, kaymakamlar, daire başkanları, il genel meclisi, belediye meclisi üyeleri, partilerin il ve ilçe yöneticileri, televizyonların ve radyoların yöneticilerinin fişlenmesiyle ilgili'' olduğunu söylediği bir belgeyi de gösterdi.''Arzu ediyoruz ki Türkiye'de bu işler bir daha olmasın. Mücadelemiz, demokrasinin kökleşmesi ve yerleşmesi içindir, bundan sonraki nesillerin artık bu gibi olaylarla karşılaşmaması içindir'' diyen Malkoç, 28 Şubat Salı saat 13.00'te HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'un partililerle, Sincan'da tankların geçtiği güzergahta yürüyeceğini, akşam saat 19.00'da da bir panel düzenleyeceklerini açıkladı.AA

28 Şubat soruşturması YÖK'e uzandı



Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği 28 Şubat soruşturması kapsamında YÖK'e ait 300 klasör belgeye el koydu.
KPSS sınavında usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla polis tarafından Yüksek Öğretim Kurumu'nda (YÖK) yapılan inceleme sırasında YÖK bilgisayarlarında 28 Şubat dönemine ait belgelere ulaşıldı. Ulaşılan belgeler arasında 28 Şubat döneminin fişlemeleri de vardı. YÖK bilgisayarlarından 28 Şubat döneminde ismi sıkça geçen Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) belgeleri ile üniversitelerde görev yapan akademisyenler hakkındaki fişleme kayıtları bulundu.Polis ulaştığı bilgi ve belgeleri 28 Şubat soruşturmasını yürüten savcılığa iletti.

YÖK BAŞKANI'NDAN AÇIKLAMA

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının KPSS'deki kopya iddiaları soruşturması çerçevesinde YÖK Başkanlığına bağlı ÖSYM'de yapılan aramalarda 28 Şubat sürecine ilişkin belgeler çıkmasıyla ilgili, ''Ankara Cumhuriyet Savcılığı, yürüttüğü bir soruşturma çerçevesinde Yükseköğretim Kurulumuzdaki Toplumsal Faaliyetler Birimi'ne ait bir takım belgeleri bizden talep etmiştir. Biz de gereğini yerine getirdik'' dedi.Çetinsaya, ''Üniversiteler Bölge Toplantıları'' kapsamında Konya Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimlik Toplantı Salonu'nda 19 üniversitenin rektörüyle bir araya geldi.Basına kapalı gerçekleşen toplantının ardından bir gazetecinin, ''Bir soruşturma kapsamında YÖK'e ait 300 klasör belgeye el konulduğu söyleniyor, neler söyleyeceksiniz?'' şeklindeki sorusu üzerine Çetinsaya, şöyle konuştu:''Ankara Cumhuriyet Savcılığı, yürüttüğü bir soruşturma çerçevesinde Yükseköğretim Kurulumuzdaki Toplumsal Faaliyetler Birimi'ne ait bir takım belgeleri bizden talep etmiştir. Biz de gereğini yerine getirdik. Ama bu aşamada takdir edersiniz ki, soruşturmanın içeriğiyle ilgili herhangi bir şey söylemem söz konusu değil.''Çetinsaya, belgelerin içeriğinin sorulması üzerine de ''4-5 yıl öncesine, çok daha öncesine ait şeyler'' dedi.

Olay Haberler

olayhaberler.com

Diğer Haberler

Spor

Copyright © 2012. Fiber Haber - All Rights Reserved. Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
Copyright © 2012. Fiber Haber - Tüm Hakları Saklıdır
Powered by Blogger | Sitemap | Ping | Olay Haber | Spor