Son Dakika :
MHP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MHP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

MHP Emeklilik Teklifi Verdi

Gönderen: Unknown on 1 Mart 2012 Perşembe | 03:34



Teklif, emekli olma yaşını doldurduğu halde emekli olamayanlara borçlanarak eksik sürelerini tamamlama imkanı getiriyor.

Dedeoğlu kanun teklifinin gerekçesinde, ''Kapanan iş yerleri nedenşyle işini kaybedenlere, gençlerin bile iş bulmakta zorlandığı ortamda belli yaştan sonra iş bulmanın zorluklarına" vurgu yaptı.

MHP Milletvekilinin, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda değişiklik yapılmasını öngören ve Meclis Başkanlığına kanun teklifinin gerekçesinde şunlar kaydedildi:

''Kapanan iş yerleri nedeniyle işini kaybeden sigortalılar emeklilik yolunda önemli darbe almıştır. Bu vatandaşlarımızdan emekli olma yaşını dolduranlar kapanan iş yerleri nedeniyle işsiz kaldıkları için eksik sürelerini tamamlayamamışlardır. Bu sigortalılar gençlerin bile iş bulmakta zorlandığı ve iş bulamadığı ülkemizde işsiz kalmışlardır. Bu nedenle belli bir yaştan sonra iş bulmanın zorlukları göz önünde bulundurularak sigortalının tamamlayamadığı eksik süreleri ödenmesi yoluyla, isteyenlerin emeklilik imkanının sağlanması gerekmektedir.''

MHP'den borçlanarak emeklilik teklifi

Kanun teklifi, 'kapanan iş yerleri ve gençlerin bile iş bulmakta zorlandıkları' gerekçeleriyle, emekli olma yaşını doldurmuş kişilere borçlanarak eksik sürelerini tamamlama imkanı getiriyor.

MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu'dan emeklilikle ilgili bir kanun teklifi geldi.

Teklif, emekli olma yaşını doldurduğu halde emekli olamayanlara borçlanarak eksik sürelerini tamamlama imkanı getiriyor.

Dedeoğlu kanun teklifinin gerekçesinde, ''Kapanan iş yerleri nedeniyle işini kaybedenlere, gençlerin bile iş bulmakta zorlandığı ortamda belli yaştan sonra iş bulmanın zorluklarına" vurgu yaptı.

MHP Milletvekilinin, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda değişiklik yapılmasını öngören ve Meclis Başkanlığına kanun teklifinin gerekçesinde şunlar kaydedildi:

''Kapanan iş yerleri nedeniyle işini kaybeden sigortalılar emeklilik yolunda önemli darbe almıştır. Bu vatandaşlarımızdan emekli olma yaşını dolduranlar kapanan iş yerleri nedeniyle işsiz kaldıkları için eksik sürelerini tamamlayamamışlardır. Bu sigortalılar gençlerin bile iş bulmakta zorlandığı ve iş bulamadığı ülkemizde işsiz kalmışlardır. Bu nedenle belli bir yaştan sonra iş bulmanın zorlukları göz önünde bulundurularak sigortalının tamamlayamadığı eksik sürelerin ödenmesi yoluyla, isteyenlerin emeklilik imkanının sağlanması gerekmektedir.'' ntvmsnbc

"Başbakan bu soruma cevap versin!"

Gönderen: Unknown on 28 Şubat 2012 Salı | 17:35



Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hükümete sert eleştirilerde bulundu.Bahçeli: Ermeni katliamıyla hayatını kaybeden kardeşlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Ermeni ölüm makinesi hiç yorulmamıştır. Hocalı Türk milletinin vicdanı ve dinmek bilmeyen feryadıdır.Hocalı kalp atışıdır. Hocalı onurdur, haysiyettir. Hocalı’da kan döken kişi bugün Ermenistan devletinin başındadır. AKP’nin kucak kucak olduğu kişi dikkat edin Hocalı’nın elebaşısıdır. Ülkeler sözde soykırım oyunlarını kabul ettirmekte, inkar edenlere ceza uygulayabilmektedir. Beklentimiz Fransa’nın yanlışının düzeltilmesi ve Sarkozy’nin dersini almasıdır.

PARTİLERİMİZİN ÖNERİLERİ

1-Ermenistan silahlı unsurları Karabağ’dan geri çekilmeli2-Yukarı Karabağ’ın işgalinden sonra gçömen vatandaşların evlerine kavuşması temin edilmelidir3- Yukarı Karabağ huzura ermeden hiçbirimize huzur ve rahat yüzü yoktur. Hocalı Türk’tür ve Türk kalacaktır.Türk milletinin ızdırapları kimsenin iştahını kabartmamalı, sevindirmemelidir. Demokratik kültürün yeterli geliştirilmemesi birçok gerilime neden olmuştur.Silahların gölgesi altında demokrasi askıya alınmış, millet iradesi hırpalanmıştır. Hepimizin kabul gördüğü bir gerçek ise demokrasinin yeri dolmaz bir olduğudur. Aziz milletimiz ne diyorsa geçerli olan odur.

28 ŞUBAT POSTMODERN DARBE

28 Şubat post modern darbesinin 15. yılında bu gerçekler konusunda bir kez daha düşünmek siyasi hayatımız için doğru olacaktır. Siyasi dışarıdan tanzim etmeye çalışanlar açıkça millet iradesine kast edenlerdir.AKP zihniyeti bu karanlık dönemde filizlenmiştir. Olan Necmettin Erbakan ve çalışma arkadaşlarına olmuştur. AKP’ye gün doğmuş, sözde mazlum görüntüleriyle kazançlı çıkmışlardır. 28 Şubat’ın AKP sürümü olduğu açıktır.

HÜKÜMETE ELEŞTİRİ

Devlet organları çıkmaz sürüklenmiş, hukuka pranga vurulmuştur. Hükümet kendi yanında olmayanları yaftalamıştır.AKP namlusu önüne gelene iftira atmış, pusu kurmuştur. İlk hedef olarak MHP’yi seçmiştir. AKP ve yanlı medya yalanlarına hız vermiştir. AKP’nin asılsız ve kifayetsiz iftiralarının başında İmralı canisiyle yapılan görüşmelerden MHP’li bir bakanın bilgi olduğu yer almaktadır.

BAŞBAKAN CEVAP VERSİN

Şimdi Başbakan ve arkadaşları su soruya cevap versinler; Kimdir bu MHP’li bakan? Eğer biraz gururunuz varsa bunu açıklarsınız.

KEPAZELİKTİR

İmralı canisini MHP’nin ismiyle birlikte anılması bile kepazeliktir. Biz ancak terörle mücadele eder, varımızı yoğumuzu ortaya dökeriz. Bunun aksine düşününler zavallıdırlar. Yapışık ikizler AKP ve BDP’nin aynı sözlerle bizi hedef almaları ortaklığını göstermektedir.Partimiz hakkında uydurulan yalanların gün gelecek mutlaka hesabını verecekler. AKP yeni anayasa hazırlığı kapsamında İmralı ile resmi temasta bulunmak amacıyla milletimize psikolojik baskı yapmaktadır. AKP Oslo görüşmelerini meşrulaştırmak için yeni bir strateji geliştirmektedir. Dün İmralı ile görüşmelerini inkar edenler, şimdi bunu yapmaktan utanç duymamaktadırlar

YENİ EĞİTİM SİSTEMİ

Eğitim yapısında bugün kademeleri itibariyle yeterli okullaşma sağlanamamış, insan ihtiyacı sağlanamamıştırİktidar parti attığı her adımda yeni problemle oluşturmuşturAKP döneminde eğitim sisteminde atılım yapılamadı, ilerlenme kaydedilemedi. Okullaşma oranı artırılamadı Hükümetin günü kurtarmaya dönük, istismar dolu politikası eğitimi yap-boz tahtasına çevirdi. Milletçe yüksek hedefleri ulaşabilmemiz, eğitim sisteminin gelişmesiyle mümkün olacaktır. AKP’nin bir eğitim politikası, gelecekle ilgili bir hedefi bulunmamaktadırHer bakanla birlikte eğitim sisteminin değişmesine dünyanın neresinde rastlanmaktadır

İMAM HATİP LİSELİLER

Tartışmaların İmam Hatip Liseleri ekseninde yapılması doğru değil. Bu ülkede imam hatiplerde okuyan evlatlarımızın hiç kimseden bir eksiklikleri bulunmamaktadır. Düz liselerde okuyanlar neyse, imam hatiplerde okuyan evlatlarımızda aynı değerdedir. SURİYESuriye’deki kanlı rekabet her geçen gün yeni boyut kazanmaktadır. Suriye’nin ve mevcut rejimin ayakta kalması zor gözükmektedir. Suriye’de yaşayan Türkmen kardeşlerimiz her türlü saldırıların hedefindedirMHP’nin desteği Türkmen kardeşlerimize yöneliktirSuriye’de Türkmen kardeşlerimizin sorunları çözülecektir.AKP sonu görünmeyen maceralara koşmaktan vazgeçmelidirTürkiye için Şam’ın, Bağdat’ın bütünlüğü tartışılmazdır

'Evren paşaya da karşıyız Recep paşaya!'



MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ''Gücü eline alan milletin üzerinde baskı kuruyor. 28 Şubat, ülkede bir politik dönüşüm sağlamak istemiştir, sağlamıştır. Müdahalenin ürünü yönetime karşı muhalefet edenlere karşı da bugün, o günün aynı psikolojik harekatları kullanılıyor'' dedi.

28 Şubat'ın, ulusalararası bir projenin Türkiye ayağı olduğunu öne süren Vural, ''Aslında bugün AKP'nin doğum günüdür. AKP'nin doğum günü olarak kutlamalı bugün aslında. Bugün ülkeyi yönetenlere bakarsak başarılı olmuştur da diyebiliriz'' diye konuştu.

Vural, 28 Şubat'ın asıl amacının, politik düşünceleri değiştirmek olduğunu ileri sürerek, şöyle devam etti:

''İşte bugün politik düşünceleri değiştirilmiş, gömlek değiştirmişlerin amaç ve eksenleriyle 28 Şubat'ın amaç ve ekseni bir araya geldi. Başbakan da kendisine verilen görev çok önemsedi. Bir zamanlar, laiklikle ilgili neler söylüyordu, sonra Mısır'a gitti, 'biz laikiz, siz de olun' dedi. Bu dönüşüm değil de nedir? 28 Şubat'ın ülkedeki sonucu AKP, bölgedeki sonucu ise BOP'tur. Bu darbenin, meyvelerini bugünkü ortamla birlikte değerlendirmek gerekir. Demokrasileri yönetmek için demokrasiyi hazmetmiş partilere ve liderlere ihtiyaç vardır. '28 Şubat ile hesaplaşıyoruz' diyen iktidara bir de bu gözden de bakmak lazım.

Şimdi 28 Şubat belgeseller çekenlere sesleniyorum; bu iktidarın temsilcileri 28 Şubat'tan önce ne düşünüyorlardı, 28 Şubat'tan sonra ne düşünüyorlar, bunu da ortaya çıkarsınlar.''

''Soros destekli, muhafazakar soslu''

''Millet dışı organların müdahalesinin ardından düşünce değiştirip, ondan sonra atıp tutmayın'' diyen Vural, ''Soros destekli muhafazakar soslu bir anlayışla müdahalenin millete hazmettirilmeye çalışıldığını'' öne sürdü.

''Bugünkü iktidar eklemlendi darbeci zihniyeti'' ifadesini kullanan Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Müdahale döneminden bugüne ne değişti? 'O zamanlar, asker medyaya brifing veriyormuş' Şimdi olmuyor mu bunlar? Şimdi de Başbakan, medya patronlarıyla toplantılarda bir araya gelmiyor mu? Açılım pazarlamaları basketçilere, topçulara, popçulara yapılmadı mı? Yine aynı yöntemler. Toplumun tüm kesimleri baskı altına alınmaya çalışılıyor. Milletin özgürlüğünü kısıtlamak isteyenlerin kullandığı yöntemler hep aynı. Biz Evren Paşa'ya karşı çıktık da Recep Paşa'ya mı karşı çıkamayacağız?

Gücü eline alan milletin üzerinde baskı kuruyor. 28 Şubat, ülkede bir politik dönüşüm sağlamak istemiştir, sağlamıştır. Müdahalenin ürünü yönetime karşı muhalefet edenlere karşı da o günün aynı psikolojik harekatları kullanılıyor. AKP, mazlum tiyatroları kuracak bir alan sahip değil artık. Zalimler yer değiştirdi o kadar. 28 Şubat'ın arzuladığı siyasi transformasyon bugün başarılı olmuştur. Asıl sorgulanması gereken bu 28 Şubat'ın arkasında kimler vardı, amacı neydi?''

Basın toplantısına getirdiği tablet bilgisayardan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, ABD, AB ve Heybeliada'daki ruhban okuluna ilişkin ''28 Şubat'' öncesi ve sonrasındaki ifadelerini dinleten Vural, ''Bunlar siyasetin rallicileri, nasıl da 'U' dönüşleri yapıyorlar. Bu da benim belgeselim'' diye konuştu.AA

MHP'den Başbakan'a 'Evren Paşa' Benzetmesi

Gönderen: Maykıl on 27 Şubat 2012 Pazartesi | 17:25



Vural, TBMM'de düzenlendiği basın toplantısında, 28 Şubat sürecine ilişkin görüşlerini dile getirdi.

28 Şubat'ın, ulusalararası bir projenin Türkiye ayağı olduğunu öne süren Vural, “Aslında bugün AKP'nin doğum günüdür. AKP'nin doğum günü olarak kutlamalı bugün aslında. Bugün ülkeyi yönetenlere bakarsak başarılı olmuştur da diyebiliriz” diye konuştu.

Vural, 28 Şubat'ın asıl amacının, politik düşünceleri değiştirmek olduğunu ileri sürerek, şöyle devam etti:

“İşte bugün politik düşünceleri değiştirilmiş, gömlek değiştirmişlerin amaç ve eksenleriyle 28 Şubat'ın amaç ve ekseni bir araya geldi. Başbakan da kendisine verilen görev çok önemsedi. Bir zamanlar, laiklikle ilgili neler söylüyordu, sonra Mısır'a gitti, 'biz laikiz, siz de olun' dedi. Bu dönüşüm değil de nedir? 28 Şubat'ın ülkedeki sonucu AKP, bölgedeki sonucu ise BOP'tur. Bu darbenin, meyvelerini bugünkü ortamla birlikte değerlendirmek gerekir. Demokrasileri yönetmek için demokrasiyi hazmetmiş partilere ve liderlere ihtiyaç vardır. '28 Şubat ile hesaplaşıyoruz' diyen iktidara bir de bu gözden de bakmak lazım.

Şimdi 28 Şubat belgeseller çekenlere sesleniyorum; bu iktidarın temsilcileri 28 Şubat'tan önce ne düşünüyorlardı, 28 Şubat'tan sonra ne düşünüyorlar, bunu da ortaya çıkarsınlar.”

“SOROS DESTEKLİ, MUHAFAZAKAR SOSLU"

“Millet dışı organların müdahalesinin ardından düşünce değiştirip, ondan sonra atıp tutmayın” diyen Vural, “Soros destekli muhafazakar soslu bir anlayışla müdahalenin millete hazmettirilmeye çalışıldığını” öne sürdü.

“Bugünkü iktidar eklemlendi darbeci zihniyeti” ifadesini kullanan Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Müdahale döneminden bugüne ne değişti? 'O zamanlar, asker medyaya brifing veriyormuş' Şimdi olmuyor mu bunlar? Şimdi de Başbakan, medya patronlarıyla toplantılarda bir araya gelmiyor mu? Açılım pazarlamaları basketçilere, topçulara, popçulara yapılmadı mı? Yine aynı yöntemler. Toplumun tüm kesimleri baskı altına alınmaya çalışılıyor. Milletin özgürlüğünü kısıtlamak isteyenlerin kullandığı yöntemler hep aynı. Biz Evren Paşa'ya karşı çıktık da Recep Paşa'ya mı karşı çıkamayacağız?

Gücü eline alan milletin üzerinde baskı kuruyor. 28 Şubat, ülkede bir politik dönüşüm sağlamak istemiştir, sağlamıştır. Müdahalenin ürünü yönetime karşı muhalefet edenlere karşı da o günün aynı psikolojik harekatları kullanılıyor. AKP, mazlum tiyatroları kuracak bir alan sahip değil artık. Zalimler yer değiştirdi o kadar. 28 Şubat'ın arzuladığı siyasi transformasyon bugün başarılı olmuştur. Asıl sorgulanması gereken bu 28 Şubat'ın arkasında kimler vardı, amacı neydi?”

Basın toplantısına getirdiği tablet bilgisayardan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, ABD, AB ve Heybeliada'daki ruhban okuluna ilişkin “28 Şubat” öncesi ve sonrasındaki ifadelerini dinleten Vural, “Bunlar siyasetin rallicileri, nasıl da 'U' dönüşleri yapıyorlar. Bu da benim belgeselim” diye konuştu.

MHP: Dink'in katilleri hesap vermeil



Bal, partisinin Zonguldak Merkez İlçe Başkanlığının Genel Maden İşçileri Sendikası Şemsi Denizer Konferans Salonu'nda yapılan olağan kongresinde, Zonguldak'a ilk kez geldiğini, burayı daha önce Türkiye'nin her yöresinden göç alan, işçi hareketlerinin başladığı, refahın arttığı, ekonomisi iyi olan bir il olarak hayal ettiğini ancak kenti emekliler ve işsizler şehri olarak gördüğünü söyledi.

Türkiye'nin trafik kazası geçirmiş, kolu bacağı kırık, kan revan içinde acil serviste yatan bir hasta gibi olduğunu öne süren Bal, ''Ülkemizde işsizlik had safhadadır. Her evde can sıkıntısı, işsiz kardeşimizin dramı yaşanmaktadır. Ekonomideki belirsizlik, üretimsizlik ve dışa bağımlılık Türkiye'de tarım ve hayvancılık sektörünü çökertmiş durumdadır, Türkiye adeta bağımlı hale gelmiştir. Her vatandaşımız borçlanmaya başlamıştır. İşsiz ve memur kardeşimiz kredi kartıyla, esnafımız ziraat odalarına, Halk Bankasına borçlanmıştır. Dolayısıyla borçla peynir gemisinin yürümeyeceğini biliyoruz. Hükümetimiz de borçlanma konusunda ölçüyü kaçırmış durumdadır'' diye konuştu.

Türkiye'nin üzerinde hesabı olan ülkelerin temsilcilerinin gözetiminde, yıllarca terör örgütüne karşı verilen mücadele kesilmek suretiyle masa başında müzakere dönemi başlatıldığını iddia eden Bal, şunları kaydetti:

''Bu müzakere dönemi başladığında 2010'daki referandum öncesinde partimiz bunu sezdi. Genel başkanımız Devlet Bahçeli de bu konuyu ilan etmişti. 'Sen AKP olarak terör örgütüyle askeri ve sivil unsurlar açısından mücadele etmiyorsun, onunla masaya oturup müzakere ediyorsun.' O zaman Başbakanımız, Kasımpaşalı edasıyla 'bunu söyleyen iddiasını kanıtlayamazsa alçaktır, şerefsizdir' demişti. Şimdi Başbakanımızın korumak için kanun çıkardığı MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın Oslo'da terör örgütüyle müzakere ettiğini ve anlaşmaya vardığını hep beraber görüyoruz. Başbakan'ın söylediği 'şerefsiz' lafı genel başkanımızın alnına yapışmadı.''

Bal, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vatandaşı olduğunu ifade ederek, ''Onu katleden kimse, ölümünü kim azmettirdiyse, hangi örgüt ve kuruluş ise bu aranıp bulunup adalet huzurunda cezasını almalıdır'' dedi.

İstanbul'da Dink için yüründüğünü ancak Bosna Hersek'te, Azerbaycan'da katledilen Müslümanlar için kimsenin yürümediğini ileri süren Bal, şöyle konuştu:

''Niye İstanbul'da kimse 'biz Müslümanız' diye yürümedi, 'hepimiz Boşnakız' diyen kimse çıkmadı. Aynı dönemde Hocalı katliamını Ermeniler yapmadı mı? Niçin İstanbul'un, Ankara'nın ve Zonguldak'ın sokaklarında ''hepimiz Hocalılıyız, hepimiz Azeriyiz' diyen çıkmadı? Niçin 'hepimiz Mehmet'iz' diyen yok. Niçin Balkan Savaşları'nı hatırlayan yok. Niçin yok? Osmanlı İmparatorluğunu batıran 'etrakıbiidrak' düşüncesi 21. yüzyılda bizim düşünce dünyamıza yapışmış bir siyasi düşüncedir.''

''Parti olarak yeni anayasa çalışmasını yaptık''MHP olarak anayasanın yapılmasına en hazır parti olduklarını ifade eden Bal, şunları kaydetti:

''Anayasa yapımı konusunda tüm çalışmaları bitirmiş parti biziz. Kuzey kutbundaki Finlandiya'dan güney kutbundaki Güney Afrika Cumhuriyeti'ne kadar son 30 yılda yapılmış bütün anayasaları inceledik. Buradan alabileceğimiz bütün dersleri aldık. Her Türk vatandaşının temel hak ve hürriyetlerini bireysel anlamda genişletmek ve derinleştirmek için geçmişte anayasa değişikliğinde ne yapmışız, bu anayasa değişikliğinde ne kazanmışız, ne kaybetmişiz, ona baktık. Tarihin tekerrür etmemesi için tarihten bile ders aldık. Ortaya çıkmış bütün anayasa değişikliği tekliflerini ve taslaklarını mukayeseli olarak inceledik. MHP medeni değerler açısından hiçbir sorun yaşamamaktadır. Herkes anayasayla ilgili düşüncesini söylemelidir. İnternete girenler TBMM'nin sayfasına girerek düşüncelerini söylemeli.''AA

Akdağ'dan internet bağımlılığı uyarısı



TBMM Genel Kurulunda, AK Parti, CHP ve MHP'nin, internet kullanımı ve çocukların internetin zararlarından korunmasına ilişkin araştırma önergeleri birleştirilerek görüşüldü.

Önergeler konusunda Hükümet adına konuşan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, hayatı kolaylaştıran internetin yanlış ve kötü kullanımından doğan riski de bulunduğunu belirtti. ''Bize düşen bu konudaki mevzuatı geliştirmek, toplumun internete erişimini kolaylaştırırken zararlarından korumaktır'' diyen Akdağ, konunun farklı boyutları bulunduğunu vurguladı.

İnternetin ''güvenlik'' boyutu bulunduğuna işaret eden Akdağ, kişisel verilerin kötüye kullanılabildiğini kaydetti. Akdağ, ''İnternet üzerinden istenmeyen mesajlara maruz kalmak, siber zorbalıkla karşılaşılması konusunda hem mevzuatı geliştirmeli hem de gerekli tedbirleri almalıyız'' dedi.

Konunun ''internet bağımlılığı'' olarak adlandırılan sağlık boyutunun da olduğuna dikkati çeken Akdağ, bilim dünyasında henüz yerine tam oturmuş bir tanımı olmamakla birlikte çocuk, ergin ve yetişkinler açısından internetin bağımlılığa dönebildiği, hayatı olumsuz etkileyebildiğinden söz edildiğini belirtti.

İnternet alanının uygunsuz içeriklere karşı da çok iyi düzenlenmesi gereğine dikkati çeken Akdağ, ''Sadece müstehcenlik değil, şiddet içeren bilgi ve görüntüler çocukların ve gençlerin ruhunu ve zihnini olumsuz etkileyebiliyor. Özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin yerine göre bir müptela şeklinde bağlanabileceği bilgisayar oyunlarının vasfı çok önemlidir. Çocukları bu hususta korumalıyız'' dedi.

BTK tarafından yapılan bir araştırmada ebeveynlerin yüzde 90'nın çocuklarının ''müstehcen ve şiddet içeren görüntülere maruz kalabileceği, internet bağımlısı olabileceği, kişisel bilgilerin yabancıların eline geçebileceği, istismara maruz kalabilecekleri ve kötü niyetli kişilerle tanışabileceği'' endişesini dile getirirken, çocuklarına güvendikleri ve sorun yaşamadıklarını düşündüklerini anlatan Akdağ, ailelerin çocuklarına göre interneti daha iyi kullanamadığı için riskleri konusunda bilgi sahibi olmadığını kaydetti.

Ailelerin çocukların günlük yaşam ile sanal dünyadaki tavır ve davranışlarındaki farklılığı göremediklerini ifade eden Akdağ, konuyla ilgili olarak toplumda farkındalığın artırılması gerektiğini vurguladı. Akdağ, internette zararlı içeriklerle karşılayan çocukların bunu aileleriyle paylaşmadığını belirtti.

Vatandaşlara her türlü zarardan arınmış, güvenli internet ortamı sunmak için yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Akdağ, Ulaştırma, Sağlık, Aile ve Sosyal Politikalar bakanlıklarının konu üzerinde çalıştıklarını bildirdi.

Akdağ, ''Belki hastalık olarak net şekilde psikiyatri kitaplarında belirlenmiş değil ama yapılan araştırmalar, konunun bağımlılık şekilinde ele alınmasının zamanı geldiğini gösteriyor. Biz de çalışmalarımızı sürdürüyoruz'' dedi.

Hükümet olarak TBMM'de konuyla ilgili Komisyon kurulmasını olumlu karşıladıklarını belirten Akdağ, ''İnternetin komplikasyonlarıyla, özgürlükleri kısıtlamadan akılcı şekilde mücadele ederken, bilgi teknolojilerinin geliştirilmesini teşvik etmek ve toplumda çok daha yaygın kullanılmasını sağlamak zorundayız'' diye konuştu.

-''Bilişim Bakanlığı kurulmalı''-

CHP Grubu adına konuşan İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, çocuğu 8 yaşına gelinceye kadar eve bilgisayar sokmadığını belirterek, ''Çünkü bilgisayar komut veriyor. Sosyallikten kopan çocuk, dışarıya çıktığında da komut veriyor'' dedi.

Konuyla ilgili olarak Eylem Planı hazırlanması ve ''Bilişim Bakanlığı'' kurulması gerektiğini savunan Aksünger, ''2011 yılında 50 milyon tablet satıldı, 2012'de 80 milyon satılacak. Biz 17 milyon tablet alacağız. Bunları çocuklara verdiğinizde Türkiye'yi çöplüğe atma ihtamali var. 17 milyon tablette, uluslararası şirketin yazılım programını kullanacaksınız. Çocuklar bu yazılımların müptelası olacak'' görüşünü ifade etti.

İnternetin güvenlik boyutunun önemine işaret eden Aksünger, bilişim ve internet hukukunun hayata geçirilmesi gerektiğini, ama bu konuda önemli çalışmalar görmediğini söyledi. Aksünger, ''Üniversiteler bu işe dahil edilmeli'' dedi.

-''Diğer bağımlılıklar gibi hastalıktır''

MHP Grubu adına konuşan Tokat Milletvekili Reşat Doğru, internetin de diğer bağımlılıklar gibi bir hastalık olduğunu anlatarak, ''Sadece çocuğun kendisini değil ailesini, akraba ve yakınlarını da ilgilendiren bir hastalıktır. Ailelerin boşanmasında da internet etkili olmaktadır'' dedi.

Meclisin konuyla ilgili Araştırma Komisyonu kurmasının önemli olduğunu, ancak geç kalındığını savunan Doğru, güvenli internet konusunda aile ve okullara görev düştüğünü, internet bağımlısı çocuk ve gençlerin sayısının artacağını vurguladı. 72 saat bilgisayar karşısında kaldığını söyleyen insanların olduğuna işaret eden Doğru, bunun başta damar hastalıkları olmak üzere çeşitli hastalıklara neden olabileceğini vurguladı.

Doğru, ''İnternet yoluyla partimize haince saldırılar olmuştur ama bunları yapanlar ortaya çıkarılmamıştır. Bu başkalarının da başına gelebilir. Bu konuda ciddi çalışmalar yapılmalı'' şeklinde konuştu.

-''Bilgisayar 'modern dadı' değil''-

AK Parti Grubu adına konuşan Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl, internet bağımlılığının ''yeni bir bağımlılık türü olduğunu'' belirterek, Meclisin, geçmişte bağımlılıkla mücadele konusunda olduğu gibi bu konuda da üzerine düşeni yapacağını söyledi.

Erdöl, ''Sigara, alkol, uyuşturucuya bir nebze de olsa kısıtlama koyabilirsiniz, yasaklayabilirsiniz ama sanal aleme yasaklama getirmek söz konusu olamaz. Bunlar olmazsa olmazlardır, çağımızın gerekleridir. Mutlaka kullanacağız ama en uygun şekilde kullanacağız'' dedi.

İnternetin obezite başta olmak üzere bazı hastalıklara davetiye çıkardığını anlatan Erdöl, ''Bilgisayar, modern dadı değil. Çocuğunuzu bilgisayarıyla odasına göndermek doğru değil. Çocuklarımızı böyle bir bağımlılıktan sevgiyle ve bilgiyle kurtarabiliriz, yasaklarla koruyamayız'' diye konuştu.AA

Vural'dan Başbakan Erdoğan'a Çağrı

Gönderen: Maykıl on 25 Şubat 2012 Cumartesi | 01:54



MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, koalisyon hükümetleri döneminde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile görüşüldüğü yönündeki iddialara ilişkin, ''Ey AKP, 10 yıldır devleti yönetiyorsunuz. Elinizde koalisyon döneminde İmralı ile görüşüldüğüne dair belge varsa bunu savcılara verin. Bu, en azından size oy verenlere namus ve şeref borcunuzdur'' dedi.

Vural, TBMM'de düzenlendiği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bir çağrıda bulunarak, konuşmasına başlamak istediğini belirtti.

''PKK ile masaya oturmadık, oturduğumuz ispat eden şerefsizdir dediniz. Toplantıların ses kayıtları ortaya çıktı'' ifadesini kullanan Vural, ''MİT olayıyla ilgili kanun çıkardınız ama korkunuz daha geçmedi. PKK-KCK ile suçüstünde yakalandınız. Battığınız çukurdaki çamurları MHP üzerine sıçratmaya çalışıyorsunuz. MHP, imanlı ve inançlı bir partidir. Bu çamur bize bulaşmaz. Sizde yürek olsa MHP'nin parlamentoda bile olmadığı bir döneme ilişkin partimize dil uzatan BDP'nin ipine sarılmazsınız'' diye konuştu.

HEDEFTE ÖMER ÇELİK VARDI

Vural, şöyle devam etti:

''Nasıl PKK ve KCK ile iş tutuyorsanız, parlamentoda da BDP ile iş tutuyorsunuz. 'Hedonist' olduğunu söyleyen Ömer Çelik'e, şeytanla bile görüşeceğini söyleyen Hüseyin Çelik'e ve ağlak suratlılara sesleniyorum; 'MHP'nin İmralı ile görüştüğünü' söylediniz. Şeref ve haysiyeti olanlar bu iddialarının arkasında durur. Şimdi hiçbirinin gıkı çıkmıyor. Ey AKP, 10 yıldır devleti yönetiyorsunuz. Elinizde koalisyon döneminde İmralı ile görüşüldüğüne dair belge varsa bunu savcılara verin. Bu, en azından size oy verenlere namus ve şeref borcunuzdur. Madem er meydanına çıkmaya cesaretiniz yok... Hodri meydan diyoruz. AKP hükümeti, gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyorsan bu konuyla görevli savcıya izin ver. Yüreğin, ciğerin varsa yap bunu. Hodri meydan, var mısınız? Gelin yargının önünü açalım. Bundan daha samimi bir talep olabilir mi? Bizim hükümetimiz dönemi de dahil olmak üzere bunu yapalım. Milletten gerçekleri saklamayın.''

SORUŞTURMA AÇIN ÇAĞRISI

''Oslo bataklığındaki müzakerelere, ıslak imzalı protokollere batacaksınız'' diyen Vural, Hükümete, ''PKK ile görüşmelere yönelik soruşturmanın önünün açılması'' çağrısında bulundu.

MHP ERDOĞAN'DAN YANIT BEKLİYOR

Başbakan Erdoğan'ın, protokollere ilişkin sorulara yanıt vermesini beklediklerini belirten Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:

''İliştirilmiş bir AKP'li diyor ki 'Oslo görüşmelerinin MHP tarafından siyasete alet edilmesi doğru değil' Sen kimsin yahu? Milletin birliği, bütünlüğü peşkeş çekilecek, biz susacağız öyle mi? Çıkıp açıkça, söylesene, 'ben AKP politikalarının borazanıyım' diye. Şuna bakın yahu. Kendine gel. Bizim siyasetimiz, bu milletin var ve güçlü olma siyasetidir. Bizim varlık nedenimiz budur. Devlet peşkeş çekilecek, biz susacağız öyle mi? Bu kirli ve pis tezgahı deşifre etmemizden neden korkuyorsun? MHP'ye dile uzatma. Kendinizi Ali kıran baş kesen mi sanıyorsunuz? PKK ile iş tutup, bunu millete 'çözüm' diye sunuyorsunuz.''

MHP de Öcalan'la Görüştü İddiası

Gönderen: Maykıl on 24 Şubat 2012 Cuma | 05:32

BDP'li Hasip Kaplan, görüşmeye avukat olarak bizzat şahit olduğunu açıklarken, AK Partili Ömer Çelik "Bu MHP'nin tezlerini sarsar" dedi. Devlet görevlilerinin görüşme sonrası Öcalan'ın el yazılı notlarını MHP'li bakanlarla da paylaştığı belirtiliyor.

99'DAN BERİ GÖRÜŞÜLÜYOR


Yeni Şafak gazetesinin haberine göre; MİT Kanunu'na ilişkin değişiklik Genel Kurulu'da görüşülürken MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ile BDP'li Hasip Kaplan'ın tartışmaları ANASOL-M Hükümeti döneminde devletin Öcalan'la yaptığı görüşmeleri deşifre etti. Kaplan, 99'daki görüşmelere avukat olarak bizzat şahit olduğunu açıkladı. Genel Kurul'daki "Öcalan'la görüşme" tartışması şu şekilde başlamıştı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, devletin 1999'dan beri Öcalan'la görüştüğünü ve ihtiyaç olursa görüşmelerin süreceğini söyledi.

VURAL İTİRAZ ETTİ: ŞEREF SORUNUDUR


Ergin'e tepki gösteren MHP'li Oktay Vural, "Koalisyon hükümeti döneminde İmralı ile müzakere, diyalog ile ilgili siyasi anlamda görevlendirme olduğunu iddia eden varsa, burada açıklamak şeref ve haysiyet sorunudur" ifadelerini kullandı.

HASİP KAPLAN: GÖZLERİMLE GÖRDÜM


BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan bunun üzerine söz alarak Vural'ı yalanladı. Kaplan, "Koalisyon hükümeti döneminde, 99 yılında görüşmeler yapıldı. Gözlerimle gördüm. Yani şimdi, ben avukat olarak gözlerimle gördüm. Oralara giden, görüşen memurlar, istihbarat, hepsi, hükümetlere bağlı değil mi?" ifadelerini kullandı.

BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık da 1999'daki görüşmeleri doğrularken bu görüşmeler sonrasında PKK'nın silahlı militanlarının ülke dışına çıkıp idam cezasının kaldırıldığını ileri sürdü ve "Bu görüşmeler İmralı'da yapılmıştır" dedi.

ÖMER ÇELİK: MHP'NİN TEZLERİ SARSILIR

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, tartışma sonucu deşifre olan görüşmeler için dün Twitter'da şu değerlendirmeleri yaptı:

"İlginç bir tabloyla karşı karşıyayız. Terörle sıfır soruna diyerek, demokratik yaklaşımı mahkum etmeye çalışan refleksin başka yüzü çıktı ortaya. Nitekim Ergenekon sanığı bir orgeneralin, Öcalan'ın teröristleri ülke dışına çıkarması sırasında bir kısmı içerde kalsın, lazım olur dediği ortaya çıkmıştı. Çünkü MHP sıfır terör sonucuna terörle mücadele sonucunda ulaşıldığını iddia etti şimdiye kadar. Ama bir müzakere olduğu ortaya çıkıyor. Bu durum MHP'nin biz iktidardan ayrılırken ülkeyi sıfır terörle teslim ettik tezini sarsacak derecede. Ayrıca Bahçeli'nin, Öcalan'ın idam edilmemesi protokolüne imza atmasının bu görüşmeler neticesinde olduğunu söylediler."

ÖCALAN'IN MEKTUPLARI MHP'LİLERE DE VERİLDİ

Devletin ilgili kurumlarının İmralı'daki görüşmeler sonrası Abdullah Öcalan'ın el yazısı notlarını MHP'li bakanlarla da paylaştığı belirtiliyor. Devletin Öcalan ile görüştüğü ve Öcalan'ın İmralı'dan Kandil'le görüştürüldüğü iddiaları daha önce de gündeme gelmişti.

Barzani'nin lideri olduğu KDP'nin Genel Sekreteri Fazıl Mirani de Beyrut'ta yayınlanan El-Müstakbel gazetesine verdiği bir mülakatta Öcalan'ın ilk Türkiye'ye getirildiği dönemde Kandil ile telefonla görüştürüldüğünü söylemişti. Öcalan'ın 12 Nisan 1999'da avukatları ile yaptığı görüşmede hükümetle 8 maddelik pazarlık yürütülmesi için talimat verdiği belirlenmişti.

İDAMI ÖNLEYEN BAHÇELİ İMZALI PROTOKOL

Başbakan Erdoğan ise daha önce Öcalan'ın idamını engelleyen 'Devlet Bahçeli imzalı' protokolü açıklamıştı. Erdoğan'ın açıkladığı protokol MHP, DSP, ANAP koalisyonunun 12 Ocak 2000'de imzaladığı protokol ile Öcalan'ın idamını ertelediğini gösteriyordu.

MHP'den Hasip Kaplan'a Cevap




Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, MHP'nin bölücü terör örgütünün taleplerinin anayasaya geçirilmesinin, Türkiye'nin bölünmesinin ve parçalanmasının önündeki en büyük engel olduğunu belirterek, ''MHP, milletin doğal refleksi ve kendi bekasını temin için siyaset platformunda destek verdiği, bel bağladığı tek harekettir'' ifadelerine yer verdi.

MHP'nin, Türk milletinin ''sağduyusu, göz bebeği, gelecek için ümidi'' olduğunu savunan Yalçın, şunları kaydetti:

''BDP'li Hasip Kaplan'ın aniden bir iddia yumurtlayarak MHP'ye çamur bulaştırmaya çalışması kapalı kapılar ardında tezgahlanan yeni kirli oyunun ilk perdesidir. Bu adam, MHP'nin iktidar ortağı olduğu 57. Hükümet döneminde İmralı ile müzakere edildiği, hatta terör örgütü elebaşının mektuplarının MHP'li Bakanlara da verildiği iddiasını ortaya atmıştır. Onun hemen arkasından sahneye giren bir AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, bu gerçek dışı iddiaları destekleyen ifadeler kullanmıştır. Diyalog sürmektedir, bundan sonra öteki perdeler oynanacak, yeni senaryolar sahnelenecektir. Bu son senaryo, global güçler tarafından yazılmış, roller alelacele dağıtılmıştır. Yönetmenlerse, BOP'un sahipleridir. Ancak, yeterince çalışılmayan diyaloglardan, acemi aktörlerin rezil oyunu açıkça sırıtmaktadır.

BDP temsilcisinin, kuyruklu yalanlarını, 'gözlerimle gördüm' şeklindeki meddahvari cümlelerle destekleyen açıklamalarının ardından, tiyatro direkler arasına taşınmış ve orta oyununa dönüşmüştür. Ardından AK Parti Genel Başkan Yardımcısı kavuklu kılığına girerek MHP'nin terör ve terörle mücadele konusundaki haklı tezlerini hedefe koymuştur. Daha da öteye geçerek 57. Hükümet döneminde bölücü terör örgütünün temsilcileriyle görüşüldüğü doğruymuş gibi beyanda bulunmuştur. Gayeye giden yolda her şeyin mubah olduğu felsefesiyle hareket eden iki siyasi parti, etrafa fitne tohumları saçarak büyük bir günah ve vebal üstlenmişlerdir. Kirli oyunları, ihanetler ve entrikalarla dolu sicillerine işlenmiştir.

Gerçek dışı iddia ve dedikodularla MHP'yi yolundan döndürmeye, kamu vicdanında mahkum etmeye çalışanların hevesleri kursaklarında kalacaktır.''

Muhalefet Partilerinin 3 Teklifi Yasalaştı




Meclis Genel Kurulu çalışmalarının 4.5 aylık bilançosu çıkarıldı. Muhalefet partisi milletvekillerinin verdiği 326 kanun teklifinin sadece 3’ü yasalaştı. 522 araştırma önergesi içinde kabul edilen tek araştırma önergesi AK Parti’nin de destek verdiği çocukların internetin zararlarından korunmasına ilişkin araştırma önergesi oldu.

Meclis Başkanvekili Mehmet Sağlam, MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin soru önergesini yanıtladı. Sağlam’ın verdiği bilgiye göre 24’üncü yasama döneminde 13 Şubat 2012 tarihi itibariyle muhalefet partilerine mensup milletvekillerinin imzası ile TBMM Başkanlığına sunulan kanun teklifi sayısı 326 oldu. Bu kanun tekliflerinden 3’ü kanunlaştı. Bunların ikisi Çek Kanunu’nda Değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı ile birleştirildi. Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun Teklifi de bütün partilerin ortak imzasıyla verildi.

Sağlam’ın verdiği bilgiye göre muhalefet milletvekilleri imzasıyla Meclis Başkanlığına 522 araştırma önergesi verildi. AK Parti’nin getirdiği “çocukların internetin zararlarından korunmasına ilişkin” araştırma önergesi CHP ve MHP’nin önergeleri ile birleştirilerek kabul edildi. Böylece Meclis’in yeni yasama dönemindeki ilk araştırma komisyonu da kurulmuş oldu.

Muhalefet milletvekillerinin verdiği sözlü soru önergesi sayısı bin 74, yazılı soru önergesi sayısı 3 bin 880 oldu. Sözlü soru önergelerinin 879’u genel kurul gündeminde bulunurken yazılı soru önergelerinin de bin 430’unun işlemde olduğu, muhatap bakanlıkların cevaplandırma süresinin devam ettiği bildirildi. Sağlam, İçtüzük’te öngörülen süreler dahilinde
cevaplandırılmadığından gelen kağıtlar listesinde yayınlanan yazılı soru önergesi sayısının bin 545 olduğunu bu önergelerin 880’ine süresi geçtikten sonra cevap verildiğini açıkladı.

Olay Haberler

olayhaberler.com

Diğer Haberler

Spor

Copyright © 2012. Fiber Haber - All Rights Reserved. Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
Copyright © 2012. Fiber Haber - Tüm Hakları Saklıdır
Powered by Blogger | Sitemap | Ping | Olay Haber | Spor