Son Dakika :
Çevik Bir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çevik Bir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Zeybek: TSK İçinde İki Cunta Vardı

Gönderen: Unknown on 1 Mart 2012 Perşembe | 03:34



28 Şubat sürecinde Refahyol koalisyon hükümetinde Devlet Bakanı olan, Demokrat Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, 28 Şubat sürecine ilişkin VATAN’a çarpıcı açıklamalarda bulundu:

HÜKÜMET BAŞARILIYDI


54. hükümet bence çok başarılı bir hükümettir. Bilhassa ekonomi alanında çok ciddi başarılar gerçekleştirdi o dönemde. Özel bankalarla ilgili kamu maliyesi yeniden düzenlendi. Buna da “havuz sistemi” denildi. İşin esası şuydu; hükümet icraata başladığı zaman bir milli kaynak paketi hazırlığı oldu. Dışarıdan borç almadan, kendi kaynaklarımızı harekete geçirerek, ekonomiyi yönetebiliriz çalışmasını yaptık.

DÜĞMEYE BASILDI

D8 ülkeleri, 8 büyük halkı Müslüman olan devletin birliği meydana getirildi. Dışarıdan borç alınmadı. Bütün bunlar sonucunda uluslararası finans sistemiyle ilişkiler bir anda bağımlılık ilişkisi olmaktan çıktı. Bu bir rahatsızlık meydana getirdi. Bunun yanında özel bankalar, sahipleri bu işten rahatsız oldular. Ve netice itibariyle o hükümetin gitmesi kararı verildi ve düğmeye basıldı.

YUMUŞAK KARIN

Hükümetin yumuşak karnı olarak irtica görüldü. Ve toplumun birtakım duyarlı kesimlerinin harekete geçirilmesi gereken konu bir kampanya şeklinde ortaya atıldı. O dönemin basın yayın kuruluşlarına servis edildi.

DUYUMLAR ALIYORDUM

O süreçte ben Devlet Bakanı ve hükümet sözcüsü olarak istihbarat birimleri dışından da çeşitli duyumlar alıyordum. Aldığımız duyumlar şuydu; ‘Ordu içinde iki cunta hareketlendi’. Bakın bir değil, iki cunta. 28 Şubat’ta gözden kaçan budur. “Bir cunta var” deniliyor, iki cunta hareketlendi. Bunlardan birisi Çevik Bir’in şahsında sembolleşen “müdahaleci” cunta, diğeri ise Org. Doğu Aktulga’nın başını çektiği “darbeci” cunta. Müdahaleci cunta, 54. hükümetin iş başından uzaklaşmasını istiyordu. Yani hükümet işbaşından uzaklaşırsa, problem ve irtica kalmayacak dolayısıyla her şey yolunca girecek. Onların anlayışı oydu ve kampanyaları yürütüyorlardı, brifingler gibi...

DOĞU AKTULGA
Sincan’daki tiyatro, asıl büyük tiyatroyu örttü. Marmaris’e Kenan Evren’in yanına gitmemin sebebi müdahaleci cunta değildir. Onlarla zaten mücadele ediyorduk. “Bu bir oyundur, işin içinde başka şeyler var” diyorduk. Ama ikinci bir konu var, o da şu: Ordu içinde çok evvelki yıllara dayalı bir kümeleşme vardı. Bunun başında da Orgeneral Doğu Aktulga vardı. Çok okuyan, dünyayı takip eden, aydın bir general. Birtakım liderlik vasıfları var. Kendisiyle birlikte birtakım insanların yükselmesinde de etkili bir insan. Ve etrafında onu lider sayan subayların toplandığı bir insan. Bir özelliği var, İslam düşmanı ve ateist olarak tanımlanıyor. Ve Türkiye’nin kurtuluşunu yeni bir darbede, devrimde görüyorlar. Bu kadro Atatürk’ün yaptıklarını yeterli bulmuyor. Ordunun diğer çevrelerinde bunlara karşı bir dikkat var. Fakat bu ateizm, bir özellikleri de bunlar aynı zamanda anti kapitalist ve anti emperyalist ABD ile bir ilişkileri yok. Öyle kendilerine has bir kadro fakat demokrasiye inanmayan bir kadro. Bunlar aslında 28 Şubat’a kadar hiçbir zaman ordu içinde darbe yapacak kadar güçlenemediler. Fakat 28 Şubat’taki propaganda bunlara yaradı. Birçok subay da ya bunlar da haklıymış düşüncesiyle o tarafa yönelme oldu ve bunlar darbe için gün saymaya başladılar. Aralarındaki konuşmalardan ‘Aktulga neden harekete geçmiyor’ denildiğini duyuyorduk. Bu büyük bir tehlikeydi.

ÇİLLER OLUR

Sayın Erbakan gider, Sayın Çiller Başbakan olursa bahaneleri kalmaz, artık irtica propagandasını yürütemezler diye düşündük. Fakat bu aynı zamanda darbeci cunta girişimini kaldırabilir diye düşündük. Ama bir taraftan da darbeciler tehdit oluşturuyorlardı. Demirel’e tüm bildiklerimi anlattım, dinledi. Doğu Aktulga’nın daha sonra Ege Ordu Komutanlığı’na kaydırılması Demirel’in bir tedbiri olabilir diye düşünüyorum.

SULANDIRIYOR

Müdahaleci ve darbeci cunta birbirlerini sevmiyordu. Çevik Bir’i, ‘Bu adam hareketimizi sulandırıyor’ diye eleştirdiklerini biliyorum. Bunlar birbirine rakipti. Netice itibariyle bu müdahale ilk başta iki kuş vurdu. 28 Şubat müdahalesi. Zaten geçmişteki darbelerde bu tür ilginç benzerlikler görebilirsiniz.

EVREN’E GİTTİM

Marmaris’e gittim. Sayın Evren’e bu darbeci cunta konusunda eğer bir etkisi varsa generalleri uyarmasını istedim. Bana “artık kendisini dinlemediklerini” söyledi. Genelkurmay Başkanı ile görüşmemin iyi olacağını söyledi. Genelkurmay Başkanı’ndan randevu istedim. Randevu saatine 15 dakika kala yetişmem mümkün olmayan bir saate bana bildirimde bulundular.. Böylece gidememiş oldum. Acaba görüşmem neden istenmedi, bunu kim engelledi bilmiyorum.

‘ISKARTAYA ÇIKTI’
Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (ÖZGÜR-DER) üyesi bir grup Beyazıt’ta İstanbul Üniversitesi önünde bir eylem yaparak 28 Şubat müdahalesini protesto etti. Grup adına açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay, 28 Şubat sürecine ilişkin suç duyurusunda bulunmak için toplandıklarını söyledi. Bu suç duyurusuyla yetkileri göreve çağırdıklarını ifade eden Alpay, ”Suç duyurusuna rağmen savcılar harekete geçmiyor ve 28 Şubat sürecini gerçekleştirenlerden hesap sorulmuyorsa, bu 28 Şubat sürecinin tam olarak bittiği anlamına da gelmeyecektir” dedi. Kenan Alpay, savcıların yapılan suç duyurusuna kayıtsız kalmalarının hem hukuki, hem de ahlaki anlamda kabul edilemez olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: ”15. yıl dönümünde bin yıl süreceği iddia edilen 28 Şubat süreci açıkça ıskartaya çıkmış ve iflas etmiştir. Bu ’Sel gider kum kalır’ sözünün gerçek bir tecellisidir. Onlar yolcuydu, biz hancıyız. Dolayısıyla kimsenin bu topluma tankla, silahla, psikolojik harekatla terbiye verme gibi bir ödevi yoktur. Bu süreçte gazeteler atmış oldukları manşetlerle önemli bir suç ortaklığı yapmıştır. Bunlara da mutlaka hesap sorulmalıdır. Darbeye yardakçılık yapan, yaltaklanan, onlar adına eylemler yapan insanların da hesap vermesi gerekir.”

Ertuğrul Özkök: Niye 13 Yıl Bekledin!

Gönderen: Maykıl on 26 Şubat 2012 Pazar | 08:01



Ertuğrul Özkök’ün köşe yazısı…

Polemik yapmayı sevmem.

Hele hele Emin Çölaşan gibi bir yazarla polemik yapmayı hiç istemem.

Onun kullanabileceği keskin sıfatlar, vurduğu zaman yıkan zamirler, yapıştırdığı o narin etiketler, lakaplar...

Nerde bende o kabiliyet... Kaybedeceğim kesin bir kavgaya girip kafamı, gözümü yardırmayacak kadar hayat bilgisi dersi aldım.

Mehmet Ali Birand’ın 28 Şubat dizisinde, geçmişe ait bir olayı anlattım.

Genelkurmay’daki bir brifingden sonra Emin Çölaşan’ın Çevik Bir’e sorduğu bir soruyu aktardım.

Emin, askerlerin müdahale edip etmeyeceklerini sormuştu.

Çevik Bir de, “Ne diyorsunuz Emin böyle bir şey mi olur” demişti.

Bence ne soruda, ne de cevapta büyütecek bir şey vardı.

O gün hepimiz gazeteci olarak merak ettiklerimizi sorduk.

Gazeteci sormuş, asker de hayretle karşılamış, yok böyle bir şey demişti.

Çölaşan dün beni yalanlamış, yalanlarken de bir güzel saydırmış.

Mesele değil, onun üslubuna, sadece ben değil, artık bütün Türkiye şerbetli...

Söyleyen, söylenenin de değerini tayin ettiği için, bakıp geçiyoruz işte...

Tabii benim de kendi üslubumla söyleyecek birkaç lafım var.

13 YIL NİYE BEKLEDİN?

Emin Kardeşim;

Bu yalanlama biraz geç olmadı mı?

Geç derken de 13 yıl falan bir gecikme demek istiyorum...

Herhalde unuttun; ben bu sohbeti, 2 Ekim 1999 günü Hürriyet’teki köşemde yazdım.

O günlerde ne senin, ne başka birinin bir itirazı oldu da ben mi üç maymunu oynadım?

Görmedim, işitmedim, duymadım...

Sen ki, benim her yazımı, ertesi gün, kendi deyişinle “geçirmek” için didik didik okursun.

Hatta Uğur Mumcu yazısında olduğu gibi, ekrandan okuyup, bana aynı gün “geçirdiğin” bile olmuştur.

Şimdi sakın bana “O yazıyı görmemişim” deme.

* * *

Emin Kardeşim;

Gazetecilikte bir kural vardır.

Beş gün sonra gelen yalanlama, doğrulamadır.

Seninki 13 yıl sonra geldi...

Haksız mıyım kardeşim.

NOT: O günkü yazımda, Çevik Bir’in dolaylı bir cevap verdiğini yazmışım. Ama soruya çok şaşırdığını ve “Bu nasıl soru” dediğini çok iyi hatırlıyorum.

- Yazının iki yerinde “Emin” diye hitap ettim. Yazılarımda, insanlara genellikle soyadları ile hitap ederim. Çölaşan genellikle birinci isimleri kullanır. O bunu, insanları aşağılamak için kullanır. Benim öyle bir amacım yoktu.

Engin Ardıç: Selimiye de ne Güzel Otel Olur



Engin Ardıç'ın köşe yazısı...

Kışlalar, il merkezlerinden banliyölere taşınıyor. Uygulama büyük şehirlerden başlayacakmış. Böylece, hiçbir ileri ülkede kalmayan "şehir içinde asker görüntüsüne" son verilecek.

Eh, tanklar nasıl olsa uzaktan geliyorlar darbelerde marbelerde, şehir içinde kışlaya artık gerek yok. Hiçkimse piyadeyle darbe yapmaya kalkacak kadar çağdışı değil. Muhtıralar bile elektronik ortamlarda veriliyor.

Kışlaların yerine konut, işyeri gibi binalar yapılacakmış.

Örneğin Selimiye Kışlası'nın konumu, başkent artık İstanbul olmadığı için, "düşman donanmasını tutacak" üstünlükte bulunmaktan çıkmıştı, uzun zamandır "kadük" sayılırdı.

Herhalde Selimiye'yi yıkacak değiller!

"İşkencehane" olarak anısı büyüktür darbe dönemlerinden!

Otel yapılmasını öneririm.

Postalcı basın buna da karşı çıksın.

Öyle ya, oradan ne Faik Türünler, ne Haydar Saltıklar, ne Çevik Birler gelip geçmiştir...

En büyük yaygarayı da sıkıyönetim dönemlerinde orada yatmış "eski solcular-yeni faşistler" koparırlarsa tadından yenmez.

"Müze olsun" diyebilirler, bu da aşırı kaçar. Müze yaparsan içini neyle, nasıl dolduracaksın?

"Kültür merkezi" de olmaz, bu şehirde bu kadar kültür merkezini besleyecek kültür yok! Aynı anda kaç sergi açabilirsiniz, kaç operalık kadronuz vardır?

Selimiye Kışlası mükemmel otel olur.

Manzara muhteşem, bina tarihi bina, oda sayısı bol... Daha ne?

Elbette arkaya ya da avluya bakan odalar daha ucuz olacaktır. Birinci Ordu Komutanı'nın makam odasından da "kral dairesi" olarak yararlanılabilir ki bu pek de eski gerçeğe
aykırı sayılmayacaktır. Balaylarını o odada geçiren çiftlerin kahkahaları, Faik Türün'ü görünce tir tir titreyen duvarlarda yankılansın...

Ne yani, Sultanahmet Hapisanesi'ni otel yaptık da Selimiye Kışlası'nı mı yapamayacağız?

Gerçi "Osmanlı mimarisi" olarak bildiğimiz yapı aslında dönemin İsveç mimarisidir ama inşaat tarihi 1794, yanınca yeniden yapımı 1827...

Herhalde İnönü'nün has adamı Lütfi Kırdar'ın "Osmanlı kışlası" diye yıktığı Taksim Topçu Kışlası gibi yıkılacak değildir. İktidarda CHP yoktur.

Upuzun bir alışveriş merkezi de yapılabilir ama müşteriye yorucu olacaktır (iki arkadaş orada askerlik yaparlarmış da devre boyunca birbirlerini görmezlermiş, eskiler böyle
derlerdi...)

En iyisi otel...

"Pis kapitalistler" bu işten bir şekilde para kazanırlar ama dükkâncı kapitalist kazanacağına otelci kapitalist kazanır.

Sonra belki sıra, bazı devlet dairelerini Yıldız Sarayı gibi yerlerden daha makul yerlere taşımaya da gelir. (Yıldız Sarayı'nın uzun süre Kara Harp Akademisi yani kurmay okulu olarak kullanıldığını bilir miydiniz? Acaba İttihatçı bürokrasi, Abdülhamid'in anısından bu suretle sembolik bir intikam mı alıyordu?)

Hadi postalcılar, karşı çıkın... Selimiye gibi yerlerin kışla olarak kalmalarını savunun.

Protesto gösterisi düzenleyin.

Yanınızda yumurta da getirin, belediyeciler de sucuk alırlar, kumanya olur.

YÖK'e 28 Şubat operasyonu

Gönderen: Maykıl on 25 Şubat 2012 Cumartesi | 05:31

28 Şubat soruşturması kapsamında YÖK'ün o dönemde MGK ve TSK ile yaptığı yazışmalara el konuldu.
28 Şubat döneminin sembol isimlerinden Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir ve dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz arasındaki yazışmalara ilişkin belgelere de el konulduğu öğrenildi.

BELGELER ARASINDA DÖNEMİN FİŞLEMELERİ DE VAR


Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği 28 Şubat soruşturması kapsamında YÖK'e ait 300 klasör belgeye el koydu. KPSS sınavında usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla polis tarafından Yüksek Öğretim Kurumu'nda (YÖK) yapılan inceleme sırasında YÖK bilgisayarlarında 28 Şubat dönemine ait belgelere ulaşıldı. İddialara göre ulaşılan belgeler arasında 28 Şubat döneminin fişlemeleri de vardı.

BATI ÇALIŞMA GRUBU


YÖK bilgisayarlarından 28 Şubat döneminde ismi sıkça geçen Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) belgeleri ile üniversitelerde görev yapan akademisyenler hakkındaki fişleme kayıtları bulundu. Polis ulaştığı bilgi ve belgeleri 28 Şubat soruşturmasını yürüten savcılığa iletti.

İstihbaratçılar Mahir Kaynak'ı Kaçırmak mı İstedi?



Sabah yazarı Emre Aköz'ün köşe yazısı...

Postmodern darbe adı verilen, 28 Şubat (1997) kansız hükümet darbesinin 15'inci yıldönümü yaklaşıyor. Ben de hafızamı tazelemek için o döneme ilişkin anı ve incelemeleri raftan indirip göz gezdirmeye başladım.

Bu arada eskiden atladığım çok ilginç bir anekdota rastladım. Olay Mahir Kaynak ile ilgili...

Önce gençler için hatırlatayım: Bugün ekranlarda izlediğiniz, Star gazetesi yazarı Mahir Kaynak, 1970'lerin başında, 9 Mart Cuntası denilen, sol darbeci grubu açığa çıkartan MİT elemanıdır.

Kimliği deşifre olan Kaynak, teşkilatın ekonomi masasında görev almış, ayrıca iktisat profesörü olmuştur.

Darbelerine taş koyduğundan solcuların nefretle andığı Mahir Kaynak'ın, itibarını yeniden kazanması için 20 yıldan fazla geçmesi gerekmişti.
***

28 Şubat darbecileri, hedefe sadece Refah Partisi Başkanı Necmettin Erbakan'ın Başbakan... Doğru Yol Partisi Başkanı Tansu Çiller'in ise Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri

Bakanı olduğu "Refahyol" hükümetini koymamıştı...

Askeri vesayete karşı çıkan, Kürt-PKK sorununda barışçı yöntemlerin denenmesini isteyen aydınların da saygınlığını yok etmek istiyordu 28 Şubatçılar...

Bu amaçla... Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Çevik Bir'in emriyle... PKK'nın ikinci adamı Şemdin Sakık'ın askeri sorguda alınan resmi ifadelerine bazı eklemeler yapıldı.

Bu yalanlar... Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand başta olmak üzere, bazı gazeteci ve yazarları PKK ile işbirliği yapmış, hatta örgütten para almış gibi gösteriyordu.

Genelkurmay'da hazırlanan 'Güçlü Eylem Planı'nın karaladığı gazeteci ve yazarlar ya işsiz kaldı ya da marjinalleştirildi...
***

Birand gibi işinden olanlar arasında, Aktüel dergisinde yazan Mahir Kaynak da vardı. Dergi grubunun genel müdürü, "Asker senin yazmanı istemiyor" diyerek işine son vermişti.

Daha sonra Çevik Bir'e, "Bana bunu neden yaptınız paşam" diye sorduğunda ise "Sen bizim listede yoktun, adın medyada eklendi" cevabını almıştı Mahir Bey...
(Not: Şaşırmayın. Herhalde doğuştan asker olmalarının yarattığı refleksle... Böyle dönemlerde bazı medyacılar, darbeciden daha darbeci kesilir.)
***

Neyse... Benim asıl ilgimi çeken olay ise başka... 28 Şubat darbe sürecinin devam ettiği günlerde, iki istihbaratçı Kaynak'ı ziyaret eder.

"Hocam sizi öldürecekler ama biz buna razı değiliz, sizi yurtdışına kaçıralım" derler.

Mahir Bey,"Benim pasaportum bile yok" dediğinde cevap hazırdır: "Biz size pasaport hazırladık bile..."

Kaynak bu teklif üzerine düşünürken, ertesi gün gözüne, TV haberlerinde geçen bir yazı takılır: "Mahir Kaynak, Berlin'de görüldü..."

Gerisini şöyle anlatıyor Mahir Kaynak: "Bunun bir operasyon olduğunu anladım ve kaçmayı kabul etmedim... Ya beni yolda yok edeceklerdi ya da yakalatıp, 'Suçlu Mahir Kaynak kaçıyordu, yakaladık...' diyeceklerdi."

Dost gözüken o iki eleman, acaba hangi teşkilata bağlıydı? Malum, askerin de istihbarat birimleri harıl harıl çalışıyordu o dönemde.

Kim bilir; 28 Şubat darbesini soruşturmaya başlayan savcılar, belki bu tali ama anlamlı olayı da çözer.

Ertuğrul Özkök'ten Emin Çölaşan itirafı

Gönderen: Maykıl on 24 Şubat 2012 Cuma | 00:30



28 Şubat sürecinde medya-asker ilişkilerinin anlatıldığı belgeselin son bölümünde dönemin Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök yaşadıklarını anlattı.
SON DARBE: 28 ŞUBAT
Usta gazeteci Mehmet Ali Birand'ın hazırlayıp sunduğu "Son Darbe: 28 Şubat" belgeselinde, 1993-1994 yılları en çarpıcı haliyle anlatılmaya devam ediliyor.
DARBE VAR MI DARBE?
Hürriyet gazetesi yönetici ve yazarları olarak 28 Şubat döneminde Genelkurmay 2. Başkanı olan Orgeneral Çevik Bir ile yaptıkları bir görüşmeyi anlatan Ertuğrul Özkök; Tufan Türenç ve Emin Çölaşan'la birlikte Çevik Bir'i ziyarete gittiklerini, Emin Çölaşan'ın Orgeneral Bir'e, "Siz onu bırakın darbe yapacak mısınız? Yapmayacak mısınız?" dediğini anlattı.Ertuğrul Özkök, Çevik Bir'in de Çölaşan'a, "Ne diyorsunuz Emin bey siz!" cevabını verdiğini söyledi.



İşte Özkök'ün o sözleri
EMİN ÇÖLAŞAN İDDİALARI YALANLADI


















GA_googleFillSlot("Ensonhaber_hqberdetay_enalt_336x280");










‹‹ Önceki haber
Gazete ilanıyla genelkurmay başkanı aranıyor





pH Nedir?











Paylaş





Tweet







Follow @ensonhabercom














Etiketler:


28 Şubat
Çevik Bir
Emin Çölaşan
Ertuğrul Özkök
Hürriyet








Benzer Haberler




Başbakan'ın yıllar sonra yayınlanan cezaevi fotoğrafları




Gaziantep'te ABD'li Başmüsteşar'a soğuk duş




12 yıllık eğitim alt komisyonda




Yeşil için yakalama kararı sürüyor

















Yorumlar
Tüm yorumlar »







Adınız soyadınız:

Gönder
Vazgeç ya da





















yorumlari_goster(164116)
Yükleniyor...














GA_googleFillSlot("esh_detay_sag1_300");



















1 / 15


Tümü










Video
Son dakika
En çok okunan














Bir Futbol Hikayesi


TIKLA iZLE







Beşiktaş 0-1 Braga Gol Lima ilk yarı

126 kez izlendi

TIKLA iZLE






Başbakan'ın yıllar sonra yayınlanan cezaevi f

2,199 kez izlendi

TIKLA iZLE






20 yaşında 11 dil konuşuyor

1,705 kez izlendi

TIKLA iZLE






Köpeğe masaj yapan kedi

518 kez izlendi

TIKLA iZLE






Öztürk ve Dilberay söylüyor: Zorunda mıyım

6,950 kez izlendi

TIKLA iZLE






Son Darbe 28 Şubat - 8. Bölüm - 2

688 kez izlendi

TIKLA iZLE






Nuri Alço'dan gazoza ilaç atma taktikler

3,582 kez izlendi

TIKLA iZLE













23:03Çanakkale ve Kayseri'de deprem
Çanakkale'de 3,4 ve Kayseri'de 3,5 büyüklüğünde olmak üzere toplamda iki deprem meydana geldi.





22:27Başbakan'ın yıllar sonra yayınlanan cezaevi fotoğrafları
Recep Tayyip Erdoğan'ın cezaevi yıllarında çektirmiş olduğu fotoğraflar ilk kez CNN Türk ekranlarında yayınlandı.





20:47Hülya Avşar'ın amcasının oğlu intihar etti
Hülya Avşar'ın amcasının oğlu Engin Aşar, kafasına ateş ederek intihar etti.





20:32Gaziantep'te ABD'li Başmüsteşar'a soğuk duş
Jess Baily, bir öğrencinin ’Sizin demokrasiden anladığınız kan ve petroldür’ çıkışıyla şaşkınlığını gizleyemedi.





20:03O öğretmen görevden alındı
Bartın’da, öğrencisi ile ilişkisi olduğu iddia edilen müdür yardımcısı A.Y. idari soruşturma kapsamında görevden alındı.





19:42Sahibinden kiralık uzay merkezi
NASA'dan kelepir temiz üs! Yanında az kullanılmış fırlatma rampasıyla.





19:2512 yıllık eğitim alt komisyonda
Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran kanun teklifi alt komisyona sevk edildi.












15:46Konyaaltı Emniyet Müdürü şehit oldu - Video
Antalya'da Konyaaltı İlçe Emniyet Müdürü vuruldu.



09:31Gelin adayının pes dedirten yalanları - Video
Esra Erol'a konuk olan gelin adayı, yalanlarıyla herkesi şaşırttı.



13:25Mustafa Armağan'dan Fetih 1453 eleştirisi
Zaman yazarından 10 maddelik Fetih 1453 eleştrisi Fatih'in Kürt hocaları niye yok, fazla dinci & milliyetçi sahneler var



19:30Can Bonomo'nun 2012 Eurovision şarkısı
Can Bonomo'nun Eurovision'da Türkiye'yi temsil edeceği şarkı belli oldu



17:02İşte Fetih 1453 filminin gişe rakamları
Gösterime girmeden önce de adından söz ettiren film hafta sonu gişe rakamlarıyla da çok konuşulacak..



08:32Liseli Ceylan'ın cevap veremediği soru
Ceylan İnan, Kim Milyoner Olmak İster’de 250 bin TL’lik soruya cevap veremedi ve yarışmadan çekildi.



11:26Afyoncu: Fetih 1453'te tarihi hatalar var
Türk sinema tarihinin en pahalı yapımı Fetih 1453'te tarihi hataların olduğu öne sürüldü..











GA_googleFillSlot("ESH_SAG_2_300_site_geneli_rotasyon");


34,159 kişi takip ediyor

Follow @ensonhabercom


Oyna kafanı dağıt!





Ateş ve Su




Balon patlatma




Arabayla Zombileri Vur




Tetris




Altın madencisi





Online CS




Mücevher




Angry Birds




Penaltı Kurtar










Kapat

























Ensonhaber.com

Künye
İletişim
Reklam




Haberler

Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
3. Sayfa
İç Haber
Magazin
Sağlık
Otomobil
Kültür Sanat
Teknoloji
Medya
Yaşam
Spor
İpucu
Biyografi




Ensonhaber

Mobil Sayfası
Son Haberler
Sitene Ekle
RSS
Facebook
Twitter
Friendfeed





Copyright 2005-2010 Ensonhaber.com Telefon: +90. 216 577 58 58 (pbx) Destek: info@ensonhaber.com








GA_googleFillSlot("Pageskin_detay");











var _gaq = _gaq || [];
_gaq.push(['_setAccount', 'UA-955423-1']);
_gaq.push(['_setDomainName', '.ensonhaber.com']);
_gaq.push(['_trackPageview']);

(function() {
var ga = document.createElement('script'); ga.type = 'text/javascript'; ga.async = true;
ga.src = ('https:' == document.location.protocol ? 'https://ssl' : 'http://www') + '.google-analytics.com/ga.js';
var s = document.getElementsByTagName('script')[0]; s.parentNode.insertBefore(ga, s);
})();

Olay Haberler

olayhaberler.com

Diğer Haberler

Spor

Copyright © 2012. Fiber Haber - All Rights Reserved. Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
Copyright © 2012. Fiber Haber - Tüm Hakları Saklıdır
Powered by Blogger | Sitemap | Ping | Olay Haber | Spor