Son Dakika :
habertürk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
habertürk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Organ Naklinde Neden Başarısız Olundu?

Gönderen: Unknown on 28 Şubat 2012 Salı | 14:56



Hacettepe Üniversitesi’nde iki kol ve iki bacak nakli yapılan Şevket Çavdar’ın hayatını kaybetti. Türkiye'de şaşkınlık yaratan ve üzüntüyle karşılanan bu gelişme üzerine bir tartışma başladı. Türkiye'de tıp henüz bu ameliyatları gerçekleştirecek kadar bilgi birikimine sahip değil mi?

TIP BAŞARILI ANCAK ÇOK SAYIDA BİLEŞEN VAR
Kamuoyunda yaşanan tartışmalar üzerine Plastik Cerrahi ve Estetik Cerrah Profesör Dr. Mehmet Bayramiçli Habertürk'te organ nakli ile ilgili soruları yanıtladı.

Profesör Dr. Mehmet Bayramiçli: Organ naklinde en önemli problem nakledilecek organın nefessiz kalma süresidir. Organlar insanlar gibi nefesini tutar. Kaslar nefesini çok kısa tutar. Kemik ise uzun süre nefes tutar. Nefes tutma dönemi çok önemli. Nefessiz kalma döneminde vücut burada toksin üretir. Her parça ayrı toksin üretir. Kalp yeni takılan organlara kan pompalarken oradan vücuda dağılacak toksinlerle mücadele edecektir. Bunlar kolay işler kolay öngörülecebilecek şeyler değil. Ancak ameliyatı gerçekleştirecek ekip bunu rüyalarında bile yaparlar. Bütün ihtimaller hesaplanır. Ancak hesapta olmayan gelişmeler de olabilir."

27 Şubat 2012 Türk Basınından Manşetler

Gönderen: Maykıl on 27 Şubat 2012 Pazartesi | 17:38




HÜRRİYET

•CHP’de Kurultay Gerilimi, İlk Raunt Kılıçdaroğlu
•Hocalı Yürüyüşü
•Yeni Yüzünü ve Parmak İzini Hemen Bildirin


ZAMAN
•28 Şubat’ı Yaşatmak İçin 109 Emir
•CHP’li Muhaliflerin Kurultay Planı Tutmadı
•PKK’da MİT-JİTEM-Muhaberat Kavgası


TARAF
•Kılıçdaroğlu’nun Zaferi
•Başbakan da İfadeye Çağrılabilir
•Sincan’dan Bu Kez Siviller Geçecek


TÜRKİYE
•Başbakan Erdoğan’ın Arkadaşına Son Görevi
•Kato’da Bahar Temizliği
•Beşir Atalay: İsrail’e Asla Kudüs İzni Vermeyiz!


SABAH
•“Yaylalar…” Terhis Oldu… Genelkurmay Kadını Aşağılayan Marş ve Türkülerin Söylenmesini Yasakladı
•Yeni CHP’ye Yeni Tüzük
•Clinton: Beşar Esad’ı Terk Edin


MİLLİYET
•Kılıçdaroğlu: ‘Lider Benim’ Dedi
•20 Yıl Sonra Hocalı İçin Adalet Çağrısı
•Özel Yetkili Mahkemeye İhtiyaç Var


CUMHURİYET
•Muhaliflerin Ağırlıklarını Test Ettiği CHP Kurultayında Delegenin Yalnız Bırakmadığı Kılıçdaroğlu Güç Topladı: Arena’da Kadın Devrimi
•Suriye’de Anayasa Referandumu Yapıldı, Sandıklar Açıkken Kutlamalar Başladı
•CHP Lideri ‘Postmodern Diktatörlük Var’ Dedi, ‘Birlik’ İstedi


RADİKAL
•CHP’nin Tüzük Kurultayı’ndan İki Önemli Sonuç Çıktı, 1 Numara Damgası
•‘Bir Gece Ansızın’lı Protesto
•Ayrımcılığa Karşı Zafer


AKŞAM
•AK Parti Komisyon Üyesi Söz Verdi, 4’e Ayar Geliyor
•Hocalı’ya Bakanlı Protesto
•Sol Bacak Alındı Diğerleri İyi


YENİ ŞAFAK
•Darbe Tarihi 13 Haziran’dı
•CHP Hizipte Kaldı
•Referandum Tiyatrosu


VATAN
•CHP Artık Kılıçdaroğlu
•3 Bin Metrede PKK’lı Avı!
•Demirörenden Tarihi Jest!


STAR
•Muhalefetsiz Demokrasi
•2 Metre Kar Altında Sığınaklara Baskın
•Esad’ın Referandum Çağrısı da Tutmadı


BUGÜN
•KCK Emri Veren Öcalan’a Neden Dava Açılmıyor
•Hocalı’nın Kalbi Taksim’de Attı
•CHP Kurultayı Mahkeme Yolunda


HABERTÜRK
•Tek Patron Kılıçdaroğlu
•Başbakan İçin Fasıllı Yaş Günü
•Hocalı Katliamına Taksim’de Protesto


POSTA
•Demirören 103 Milyonu Bırakıp Gitti
•Kılıçdaroğlu Muhalefeti Savdı
•Hocalı Katliamı’na Gergin Protesto


YENİ AKİT

•CHP’de Tekme-Tokat Kurultay
•İsrail’in Van İnadı… Diğer Yardım Kuruluşları Ülkelerine Dönmesine Rağmen Van’ı Terk Etmiyorlar
•PKK, Örgütte MİT’çi Avı Başlattı


ANAYURT
•Çavdar’ın Bacaklarından Biri Alındı
•Başbuğ: Zorluklara Karşı Eğitimliyiz
•Kılıçdaroğlu’ndan Gövde Gösterisi

Ücretsiz Şifre Dönemine Son



Babacan’ın “Vatandaş parayı taksiyle götürse havale ücretinden daha az öder” diye eleştirdiği komisyonlar yeniden gündemde.

Habertürk gazetesinin haberine göre bankalar internet şubesi için gönderilen şifreden 25 kuruş SMS ücreti almaya hazırlanıyor Küresel ekonomik kriz ve Merkez Bankası'nın aldığı önlemler nedeniyle 2011'de kârları yüzde 10.3 eriyen bankaların yarasına müşteri merhem oluyor. 200 civarında ayrı kalemden ücret ve komisyon alan bankalar, geçen yıl müşteriden alınan ücret ve komisyon gelirlerini hatırı sayılır düzeyde artırarak kârlarda daha büyük bir darbe yemenin önüne geçti. Ancak, 2010 yılı sonunda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın “Vatandaş parayı taksiyle götürse havale ücretinden daha az ücret öder” diye eleştirdiği ve gündeme oturan banka ücret ve komisyonları önümüzdeki günlerde yeniden çok tartışılacağa benziyor. Bunun nedeni ise bankaların, internet bankacılığına girişte onay kodu olarak müşterilerinin cep telefonlarına gönderdiği mesajlardan ücret almaya hazırlanıyor olması.

Bu konu perşembe akşamı Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetimi ile gazetecilerin buluşmasında da gündeme geldi. Buluşmada, TBB yönetimi sMs maliyetlerine dikkat çekerek sMs ile şifre gönderiminin ücretlendirileceği sinyalini verdi. Bankaların internet şubesinin kapısından içeri giriş bedelinin ise 20-25 kuruş civarında olacağı belirtiliyor. Bankacılık kaynakları, bu tutarın bankadan bankaya değişebileceğini ancak sektörün önde gelen büyük bankalarının çalışmalarında 20-25 kuruş üzerinden hesaplamalarını yaptığı kaydediliyor.

GÜNLÜK 300-400 BİN SMS GÖNDEREN VAR

Büyük ölçekli bir bankanın günlük ortalama 300-400 bin civarı SMS gönderdiğini belirten bankacılar, yıllık SMS maliyetinin ise 20-25 milyon TL'yi bulduğunu belirtiyor. Öte yandan internet şifresi SMS’in yanı sıra şifrematik gibi cihazlarla da müşterilere iletiliyor. Bankalar bu cihazı belli bir ücret karşılığında müşterilere satıyor. Bankaların, şifre cihazlarının pazarlamasına da ağırlık vermesi bekleniyor.

ŞUBEYE GİTMEK DE ÇARE DEĞİL

Bankada yapılacak herhangi bir işleme komisyon ödememek için artık şubeye gitmek de çare olmayacak gibi görünüyor. Çünkü birçok banka, müşteri kendi şubesine de gitse komisyon alıyor. Son dönemde bazı bankalar müşterilerine gönderdikleri sms ile artık kendi şubelerinden yapacakları kredi kartı ödemeleri için bile 1-2 TL tutarında ücret alacağını duyurdu. Bankalar, 2011’de bankacılık hizmet gelirleri ile kredilerden alınan ücret ve komisyonlarını yüzde 18.9 yani 2.7 milyar TL artırarak 17.1 milyar TL'ye çıkardı. BDDK raporunda, bu gelirin esas olarak kredi kartı ücret ve komisyon gelirleri, havale ve diğer komisyon ve hizmet gelirlerindeki artış nedeniyle gerçekleştiği vurgulandı.


Habertürk'ten Fenerbahçe'ye Cevap Geldi

Gönderen: Maykıl on 25 Şubat 2012 Cumartesi | 01:25



Aziz Yıldırım'ın mahkemede Habertürk için söylediği sert sözlerin ardından, gazetenin genel yayın yönetmeni Fatih Altaylı köşesinden Yıldırım'a yanıt vermişti. Ardından Fenerbahçe Kulübü de çok sert bir açıklama yaparak, hiçbir Habertürk çalışanını kulübe ait hiçbir tesise almayacaklarını duyurmuştu.

HADDİNİ BİLMEZ SALDIRI
Gecenin geç saatlerinde Habertürk Medya Grubu adına bir açıklama yapılarak, Fenerbahçe'nin yaptığı açıklamaya tepki konuldu. Habertürk'te yer alan açıklamada, Fenerbahçe Kulübü tarafından yapılan açıklama "haddini bilmez saldırı" olarak tanımlandı.

İşte Habertürk Medya Grubu tarafından yapılan son açıklama;

Fenerbahçe Spor Kulübü imzasıyla 23 Şubat 2012 tarihinde (dün) "Bugünden itibaren Habertürk kurumu ve bağlı kurumlarının yönetici, çalışan, yorumcu ve muhabirlerinin kulübümüze ait hiçbir tesise girişlerine izin verilmeyecektir" şeklinde bir açıklamaya yer verildiği görülmüştür.

Hemen belirtelim ki bu açıklama, Habertürk'e ve Habertürk'ün şahsında özgür - bağımsız medyaya, halkın haber alma hakkına yöneltilmiş açık ve haddini bilmez bir saldırıdır. Bu açıklamayı kaleme alanlar, bu tür saldırı ve tehditlerle Habertürk'ü bugüne kadar sürdürdüğü bağımsız ve objektif yayıncılık çizgisinden saptırabileceklerini zannediyorlarsa, bu girişimin boş bir hayalden ibaret olduğunu hatırlatmak isteriz.

Çarpıtmalarla ve karalamalarla dolu açıklamada iddia edilenlerin aksine Habertürk Yayın Grubu kurumsal olarak hiçbir kulübün ne taraftarı ne de karşıtıdır. Habertürk; tüm kulüplerimizin eşit derecede saygın ve onurlu kulüpler olduğunun bilinciyle, özgür, bağımsız, tarafsız ve objektif yayıncılık yapmaktadır. Kamuoyuna malolmuş bulunan ve Fenerbahçeli bazı yöneticilerin de yargılandığı şike ve örgüt davasında da Habertürk, aynı yayın çizgisini sürdürmüştür. Soruşturmanın başladığı Temmuz 2011'den itibaren Habertürk'ün tüm yayın organlarıyla gerçekleştirdiği yayınlar, bu gerçeğin somut ve açık kanıtıdır.

AÇIKLAMA FB KİMLİĞİ İLE BAĞDAŞMIYOR
Bu gerçeğe rağmen Fenerbahçe gibi tarihsel, onurlu ve saygın bir kulübün ismini kullanmak suretiyle Habertürk'ü ve Habertürk'ün şahsında özgür ve bağımsız medyayı tehditlerle sindirmeyi ve gözdağı vermeyi amaçlayan bu açıklamayı kaleme alanların Fenerbahçe Spor Kulübü'nün kurumsal temsili ve kimliği ile bir ilgisinin olamayacağı açıktır. Bu açıklamayı kaleme alanlar Fenerbahçe Spor Kulübü'nün gerçek temsilcileri değil, olsa olsa "Fenerbahçe'nin artık sadece bir spor kulübü olmayacağını" ilan eden ve spor kulübü yöneticiliği ile bağdaşmaz nitelikteki garip zihniyetin uzantılarından ibarettir. Sorumluluk sahibi, ciddi, gerçek Fenerbahçeliler de Fenerbahçe'nin bir spor kulübü olmaktan çıkarılmaya çalışıldığının açık bir göstergesi olan bu haddini bilmez açıklama ve tutumdan rahatsızlık duymalıdırlar. Ve inanıyor ki duymuşlardır.

HEDEF GÖSTERİLİYORUZ
Şike ve haksız çıkar örgütlenmesi gibi suçlamalara karşı kutsal savunma hakkını kullanmak yerine tehditlerde bulunmak suretiyle kamuoyuna malolmuş bir davada medyanın özgür ve bağımsız yayın yapmasını engelleme girişiminin, saf ve kulübüne temiz duygularla bağlı taraftarları holiganlaştırmaya çalışmanın, medyayı hedef göstermenin, Fenerbahçe'nin çıkarlarını savunmayla, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün kurumsal kimliği ve temsiliyle bir ilgisi yoktur ve olamaz.

Habertürk kurumu tüm çalışanlarıyla bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da bağımsız ve özgür yayıncılığını hiçbir tehdide kulak asmadan her koşulda ve haberin olduğu her yerde aynı şekilde sürdürecektir.

Habertürk-F.Bahçe Arasındaki İpler Geriliyor

Gönderen: Maykıl on 24 Şubat 2012 Cuma | 05:33



Aziz Yıldırım'ın mahkemede Habertürk için söylediği sert sözlerin ardından, gazetenin genel yayın yönetmeni Fatih Altaylı köşesinden Yıldırım'a yanıt vermişti. Ardından Fenerbahçe Kulübü de çok sert bir açıklama yaparak, hiçbir Habertürk çalışanını kulübe ait hiçbir tesise almayacaklarını duyurmuştu.

HADDİNİ BİLMEZ SALDIRI

Gecenin geç saatlerinde Habertürk Medya Grubu adına bir açıklama yapılarak, Fenerbahçe'nin yaptığı açıklamaya tepki konuldu. Habertürk'te yer alan açıklamada, Fenerbahçe Kulübü tarafından yapılan açıklama "haddini bilmez saldırı" olarak tanımlandı.

İşte Habertürk Medya Grubu tarafından yapılan son açıklama;

Fenerbahçe Spor Kulübü imzasıyla 23 Şubat 2012 tarihinde (dün) "Bugünden itibaren Habertürk kurumu ve bağlı kurumlarının yönetici, çalışan, yorumcu ve muhabirlerinin kulübümüze ait hiçbir tesise girişlerine izin verilmeyecektir" şeklinde bir açıklamaya yer verildiği görülmüştür.

Hemen belirtelim ki bu açıklama, Habertürk'e ve Habertürk'ün şahsında özgür - bağımsız medyaya, halkın haber alma hakkına yöneltilmiş açık ve haddini bilmez bir saldırıdır. Bu açıklamayı kaleme alanlar, bu tür saldırı ve tehditlerle Habertürk'ü bugüne kadar sürdürdüğü bağımsız ve objektif yayıncılık çizgisinden saptırabileceklerini zannediyorlarsa, bu girişimin boş bir hayalden ibaret olduğunu hatırlatmak isteriz.

Çarpıtmalarla ve karalamalarla dolu açıklamada iddia edilenlerin aksine Habertürk Yayın Grubu kurumsal olarak hiçbir kulübün ne taraftarı ne de karşıtıdır. Habertürk; tüm kulüplerimizin eşit derecede saygın ve onurlu kulüpler olduğunun bilinciyle, özgür, bağımsız, tarafsız ve objektif yayıncılık yapmaktadır. Kamuoyuna malolmuş bulunan ve Fenerbahçeli bazı yöneticilerin de yargılandığı şike ve örgüt davasında da Habertürk, aynı yayın çizgisini sürdürmüştür. Soruşturmanın başladığı Temmuz 2011'den itibaren Habertürk'ün tüm yayın organlarıyla gerçekleştirdiği yayınlar, bu gerçeğin somut ve açık kanıtıdır.

AÇIKLAMA FB KİMLİĞİ İLE BAĞDAŞMIYOR


Bu gerçeğe rağmen Fenerbahçe gibi tarihsel, onurlu ve saygın bir kulübün ismini kullanmak suretiyle Habertürk'ü ve Habertürk'ün şahsında özgür ve bağımsız medyayı tehditlerle sindirmeyi ve gözdağı vermeyi amaçlayan bu açıklamayı kaleme alanların Fenerbahçe Spor Kulübü'nün kurumsal temsili ve kimliği ile bir ilgisinin olamayacağı açıktır. Bu açıklamayı kaleme alanlar Fenerbahçe Spor Kulübü'nün gerçek temsilcileri değil, olsa olsa "Fenerbahçe'nin artık sadece bir spor kulübü olmayacağını" ilan eden ve spor kulübü yöneticiliği ile bağdaşmaz nitelikteki garip zihniyetin uzantılarından ibarettir. Sorumluluk sahibi, ciddi, gerçek Fenerbahçeliler de Fenerbahçe'nin bir spor kulübü olmaktan çıkarılmaya çalışıldığının açık bir göstergesi olan bu haddini bilmez açıklama ve tutumdan rahatsızlık duymalıdırlar. Ve inanıyor ki duymuşlardır.

HEDEF GÖSTERİLİYORUZ


Şike ve haksız çıkar örgütlenmesi gibi suçlamalara karşı kutsal savunma hakkını kullanmak yerine tehditlerde bulunmak suretiyle kamuoyuna malolmuş bir davada medyanın özgür ve bağımsız yayın yapmasını engelleme girişiminin, saf ve kulübüne temiz duygularla bağlı taraftarları holiganlaştırmaya çalışmanın, medyayı hedef göstermenin, Fenerbahçe'nin çıkarlarını savunmayla, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün kurumsal kimliği ve temsiliyle bir ilgisi yoktur ve olamaz.

Habertürk kurumu tüm çalışanlarıyla bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da bağımsız ve özgür yayıncılığını hiçbir tehdide kulak asmadan her koşulda ve haberin olduğu her yerde aynı şekilde sürdürecektir.

Fatih Altaylı O Fotoğrafın Hikayesini Anlattı




İşte Altaylı'nın o yazısı....

Habertürk yine yaptı yapacağını.
Şike davasının görüldüğü mahkemenin fotoğrafları dün Habertürk’ün 1. sayfasında yayınlandı.
Bu yıllardır böyle. Daha doğrusu Habertürk yayın hayatına girdiği günden beri böyle.
Türkiye’nin merak ettiği her şey, Habertürk’te yayınlanıyor.
Bu yüzden de ödül üzerine ödül alıyoruz, 3. yaşımızı doldururken 3 yıldır neredeyse tüm kurumlar Habertürk’ü “Yılın Gazetesi” seçiyorlar.
Sağolsunlar.

Dün de şike iddialarının ve futbolda şiddet ve mafyalaşma iddialarının görüldüğü mahkemenin salonu ilk kez ve sadece Habertürk’te yayınlandı.
O salonu sadece Habertürk okurları gördüler.
Tabii hemen ardından “komplo teorileri” üretilmeye başlandı.
Neler neler yazdılar, dediler.

“Habertürk muhabiri salona gizlice girmiş ve tek kare çekip kaçmış” diyenler.
“Polis, adliyede Habertürk muhabirini kovaladı” diyenler.
“Bu fotoğrafı çekip Habertürk’e servis ettiler” diyenler.
Daha neler neler...
Okudukça güldüm.
Çünkü hiç de öyle bir şey yok.

Bu fotoğrafın çok basit, çok sıradan ama “gazetecilikten” ibaret bir hikâyesi var.
Önceki gün Mahkeme Başkanı, salona gazetecilerin alınmamasını, çünkü salonun çok kalabalık olduğunu söyledi.

Bunun üzerine gazeteciler itiraz edince, mahkeme salonuna bir kamera koyulması ve bunun başka bir odadaki televizyona bağlanmasına, gazetecilerin de duruşmayı bu odadan televizyondan izlemesine karar verdi mahkeme.

Kamera kuruldu. Yandaki bir odadaki televizyona bağlandı.
Bu çalışma sırasında o odaya giren muhabirlerimizden biri, televizyonda duruşma salonunu görünce bu görüntüyü fotoğrafladı.

Ancak daha sonra mahkeme heyeti karar değiştirdi ve bu yayından vazgeçildi.
Ama bizim arkadaşlar fotoğrafı çekmişti.

Biz de bu televizyon görüntüsünün fotoğrafını yayınladık.

Bunun adı gazeteciliktir beyler.
Nazar etmeyin ne olur.
Çalışın sizin de olur:)))

Gülen Cemaat'i neden 'camia' olmak istiyor?

Gönderen: Maykıl on 21 Şubat 2012 Salı | 21:40

Gülen Cemaati'ne yakınlığıyla bilinen Cemal Uşşak Habertürk ekranlarında neden 'cemaat' değil de 'camia' denmesini istediklerini açıkladı...

Gülen Cemaati'ne yakınlığıyla bilinen Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan yardımcısı Cemal Uşşak Habertürk ekranlarında yayınlanan Basın Klubü'ne konuk oldu. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Uşşak, Ekrem Dumanlı'nın başlattığı 'cemaat değil camia' tartışmasına katkı sundu.

Gülen Hareketi'nin 100'den fazla ülkede örgütlü bir hareket olduğunu, onlarca dernek, vakıf, okul medya kuruluşuna sahip olduğunu kaydeden Uşşak, Ekrem Dumanlı'nın yazısına katıldığını söyledi. Gülen Cemaati'nin ulaştığı örgütlülük ve yaygın etkisinin artık 'cemaat' kavramına sığmadığını savunan Uşşak, cemaatin çok daha homoken bir yapıya işaret ettiğini ancak Gülen Hareketi'nin homojen olmadığını belirtti. Uşşak, neden "camia" denmesini istediklerini ise şöyle izah etti:

"Bu hareket içinde iş adamları bir kümeyi oluşturur, eğitim gönüllüleri bir başka kümeyi, sıradan cemaat üyesi olan vatandaşlar da bir kümeyi oluşturur. Hatta Almanya ya d afalan ülkedeki örgütlülük de bir kümeyi oluşturabilir. 40 yıldır Almanya'da yaşayan bir cemaat üyesiyle Orta Anadolu'daki biri farklı düşünebilir, farklı bakabilir... Sadece dindarlar değil inançsız olan ama harekete destek olan gnül veren insanlar da var. Bunlar bir zenginliktir. Ama bu kadar farklı yapıların olduğu geniş bir yelpaze varken cemaat demek gerçeğe uygun olmaz. O nedenle camia kavramı bu yapıya daha uygundur..."

Uşşak, Nihal Bengisu Karaca'nın "bütün İslami camiayı mı kapsıyor bu camia" diye sormasıyla bir adım daha atarak "Gülen camiası" dedi ve hareketin bunu daha uygun bulduğunu söyledi. 

Olay Haberler

olayhaberler.com

Diğer Haberler

Spor

Copyright © 2012. Fiber Haber - All Rights Reserved. Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
Copyright © 2012. Fiber Haber - Tüm Hakları Saklıdır
Powered by Blogger | Sitemap | Ping | Olay Haber | Spor