Son Dakika :
Anadolu Ajansı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Anadolu Ajansı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

AA'dan Erdoğan'a sansür açıklaması

Gönderen: Maykıl on 27 Şubat 2012 Pazartesi | 03:10



Anadolu Ajansı tarafından yapılan yazılı açıklamada, Ajansın hiçbir kişi ya da kurumun açıklamalarını,konuşmalarını sansürlemek, değiştirmek ya da perdelemek gibi bir görevi bulunmadığı belirtildi.Bazı köşe yazıları ve haberlerde birkaç gündür Ajans hakkında çıkan yorum ve eleştiriler üzerine yapılan açıklamada ''Onlarca televizyonun canlı verdiği Sayın Başbakan'ın konuşmasının yazılı haberinde, bir kelimeye 'sansür' uyguladığımız iddiası, akıl ve mantığa aykırı, iyi niyetli olmayan bir yorumdur'' denildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 19 Şubat 2012 tarihinde İstanbul Abdi İpekçi Spor Salonu'nda gerçekleştirilen AK Parti İstanbul İl Gençlik Kollarının 3. Olağan Kongresi'ne telekonferans yöntemiyle katıldığı anımsatılan açıklamada, Başbakan Erdoğan'ın burada yaptığı konuşmanın haberleştirilerek abonelere ulaştırıldığı ifade edildi.Başbakan Erdoğan'ın konuşmasındaki bir kelimenin haber metninde yer almamasının bazı köşe yazarlarının dikkatini çektiği ve eleştiri konusu yapıldığına ve Ajans bünyesinde konuyla ilgili gerekli araştırma ve incelemelerin yapıldığına işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:''Bu çerçevede; öncelikle açıklamak isteriz ki, Anadolu Ajansı'nın hiçbir kişi ya da kurumun açıklamalarını, konuşmalarını sansürlemek, değiştirmek ya da perdelemek gibi bir görevi yoktur. Hiçbir zaman 'durumdan vazife çıkartmayı' düşünmemiş, haber yapmanın haricinde bir misyonu olmamıştır, olamaz da.Anadolu Ajansı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin resmi haber ajansıdır ve dünyanın her yerinde ülkemizi temsil etmektedir. Her gün çeşitli kategorilerde ürettiği yaklaşık 1.700 haber ile ülkemizin ve milletimizin sesini tüm dünyada duyurmaktadır. Bu çok saygın görevi 92 yıldır gururla ve dikkatlice sürdürmektedir.Her gün yayınlanan 1.700 haberin içinde yapılan bir tek yanlış nedeniyle kurumumuzun haksız ve insafsızca eleştirildiğini üzülerek görmekteyiz. Dünyanın ve Türkiye'nin dört bir yanında canlarını tehlikeye atarak haber yapan çalışanlarımız, bu haksız ve insafsız eleştirilerden dolayı üzülmüş ama asla motivasyonları bozulmamıştır. Zira Anadolu Ajansı, tüm basın sektörünün beslendiği, Türkiye'nin en büyük haber üreticisidir. Bu, biz çalışanlar için büyük bir onur ve aynı zamanda ciddi bir sorumluluktur.Bu ciddiyetle çalışırken kimi zaman hatalar yapılması ya da aksaklıkların oluşması doğaldır. Kasıt ve kötü niyet olmayan ve insan olmamızdan kaynaklanan bu hataların, büyük bir suçu tespit etmiş gibi üzerine gidilmesi, hatanın gerekçesi soruşturulmadan acımasız ve haksızca eleştirilmesi meslektaşlarımıza yakışmamıştır.Bu eleştirilerin yer aldığı gazete sayfalarında, hatta o yazarların sütunlarında benzer birçok hata, yanlışlık olmuş, çoğu zaman da bunlar anlayışla karşılanmış ve görülmemiştir. Doğru olan da bu tür insani hatalarda kasıt aranmaması ve büyütülmemesidir.Ancak söz konusu Anadolu Ajansı olunca, nedense bazı meslektaşlarımızın bu anlayışlı tutumdan uzaklaştığını görüyoruz. Hatalarımızın eleştirilmesini hiçbir zaman yadırgamayız ve kendimizi hemen düzeltiriz. Ancak hatamızın ardından haksız ithamlarda ve suçlamalarda bulunulması kabul edilemez bir durumdur.Eleştiriye ve ithamlara neden olan söz konusu haberde, muhabir ve redaktörümüzün 'durumdan vazife çıkarma' ya da sansür amacı taşımayan insani bir hata oluşmuştur.Sayın Başbakan'ın konuşmasındaki ilgili bölüm, telekonferans sisteminden ve salondaki aşırı sesten dolayı net olarak duyulmamıştır. Haber yazılırken bu bölümdeki anlaşılmaz kısımlar gözden geçirilmiş, görüntüler incelenmiş ve bu esnada bir kelimenin kayıtlarımızda net olarak duyulmadığı fark edilmiştir.Muhabir ve redaktör tam olarak duyulmayan bu kelimenin ne olduğunu, metnin orijinaline bakarak ya da Başbakanlık kaynaklarına başvurarak öğrenme imkanına sahipken, haberi bir an önce yayına verme düşüncesiyle tam anlaşılamayan 'kinini' kelimesini metne koymadan yayınlamıştır.Öte yandan, onlarca televizyonun canlı verdiği Sayın Başbakan'ın konuşmasının yazılı haberinde, bir kelimeye 'sansür' uyguladığımız iddiası, akıl ve mantığa aykırı, iyi niyetli olmayan bir yorumdur.Necip Fazıl Kısakürek'in kamuoyuna mal olmuş söz konusu eserinin içinden bir kelimeyi 'sansür' amacıyla çıkarmak yine akılla izah edilecek bir davranış değildir.Ayrıca, Sayın Başbakan ya da başka bir haber kaynağının tırnak içi bir ifadesini 'kasten' sansürlemek de Ajansımızın neredeyse yüz yıllık tarihinde görülmüş bir davranış değildir.Ne Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın oto sansüre ihtiyacı vardır ne de Ajansımız böyle bir misyon üstlenmiştir.Ajansımıza yönelik bu haksız ve insaftan uzak ithamları reddettiğimizi, meslektaşlarımızın birini suçlarken daha dikkatli ve adaletli olmalarını beklediğimizi abonelerimiz ve kamuoyuyla paylaşıyoruz.Saygılarımızla.''AA

Anadolu Ajansı'ndan Erdoğan'a Sansür Açıklaması

Gönderen: Maykıl on 24 Şubat 2012 Cuma | 05:03




Anadolu Ajansı tarafından yapılan yazılı açıklamada, Ajansın hiçbir kişi ya da kurumun açıklamalarını,konuşmalarını sansürlemek, değiştirmek ya da perdelemek gibi bir görevi bulunmadığı belirtildi.

Bazı köşe yazıları ve haberlerde birkaç gündür Ajans hakkında çıkan yorum ve eleştiriler üzerine yapılan açıklamada ''Onlarca televizyonun canlı verdiği Sayın Başbakan'ın konuşmasının yazılı haberinde, bir kelimeye 'sansür' uyguladığımız iddiası, akıl ve mantığa aykırı, iyi niyetli olmayan bir yorumdur'' denildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 19 Şubat 2012 tarihinde İstanbul Abdi İpekçi Spor Salonu'nda gerçekleştirilen AK Parti İstanbul İl Gençlik Kollarının 3. Olağan Kongresi'ne telekonferans yöntemiyle katıldığı anımsatılan açıklamada, Başbakan Erdoğan'ın burada yaptığı konuşmanın haberleştirilerek abonelere ulaştırıldığı ifade edildi.

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasındaki bir kelimenin haber metninde yer almamasının bazı köşe yazarlarının dikkatini çektiği ve eleştiri konusu yapıldığına ve Ajans bünyesinde konuyla ilgili gerekli araştırma ve incelemelerin yapıldığına işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Bu çerçevede; öncelikle açıklamak isteriz ki, Anadolu Ajansı'nın hiçbir kişi ya da kurumun açıklamalarını, konuşmalarını sansürlemek, değiştirmek ya da perdelemek gibi bir görevi yoktur. Hiçbir zaman 'durumdan vazife çıkartmayı' düşünmemiş, haber yapmanın haricinde bir misyonu olmamıştır, olamaz da.

Anadolu Ajansı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin resmi haber ajansıdır ve dünyanın her yerinde ülkemizi temsil etmektedir. Her gün çeşitli kategorilerde ürettiği yaklaşık 1.700 haber ile ülkemizin ve milletimizin sesini tüm dünyada duyurmaktadır. Bu çok saygın görevi 92 yıldır gururla ve dikkatlice sürdürmektedir.

Her gün yayınlanan 1.700 haberin içinde yapılan bir tek yanlış nedeniyle kurumumuzun haksız ve insafsızca eleştirildiğini üzülerek görmekteyiz. Dünyanın ve Türkiye'nin dört bir yanında canlarını tehlikeye atarak haber yapan çalışanlarımız, bu haksız ve insafsız eleştirilerden dolayı üzülmüş ama asla motivasyonları bozulmamıştır. Zira Anadolu Ajansı, tüm basın sektörünün beslendiği, Türkiye'nin en büyük haber üreticisidir. Bu, biz çalışanlar için büyük bir onur ve aynı zamanda ciddi bir sorumluluktur.

Bu ciddiyetle çalışırken kimi zaman hatalar yapılması ya da aksaklıkların oluşması doğaldır. Kasıt ve kötü niyet olmayan ve insan olmamızdan kaynaklanan bu hataların, büyük bir suçu tespit etmiş gibi üzerine gidilmesi, hatanın gerekçesi soruşturulmadan acımasız ve haksızca eleştirilmesi meslektaşlarımıza yakışmamıştır.

Bu eleştirilerin yer aldığı gazete sayfalarında, hatta o yazarların sütunlarında benzer birçok hata, yanlışlık olmuş, çoğu zaman da bunlar anlayışla karşılanmış ve görülmemiştir. Doğru olan da bu tür insani hatalarda kasıt aranmaması ve büyütülmemesidir.

Ancak söz konusu Anadolu Ajansı olunca, nedense bazı meslektaşlarımızın bu anlayışlı tutumdan uzaklaştığını görüyoruz. Hatalarımızın eleştirilmesini hiçbir zaman yadırgamayız ve kendimizi hemen düzeltiriz. Ancak hatamızın ardından haksız ithamlarda ve suçlamalarda bulunulması kabul edilemez bir durumdur.

Eleştiriye ve ithamlara neden olan söz konusu haberde, muhabir ve redaktörümüzün 'durumdan vazife çıkarma' ya da sansür amacı taşımayan insani bir hata oluşmuştur.

Sayın Başbakan'ın konuşmasındaki ilgili bölüm, telekonferans sisteminden ve salondaki aşırı sesten dolayı net olarak duyulmamıştır. Haber yazılırken bu bölümdeki anlaşılmaz kısımlar gözden geçirilmiş, görüntüler incelenmiş ve bu esnada bir kelimenin kayıtlarımızda net olarak duyulmadığı fark edilmiştir.

Muhabir ve redaktör tam olarak duyulmayan bu kelimenin ne olduğunu, metnin orijinaline bakarak ya da Başbakanlık kaynaklarına başvurarak öğrenme imkanına sahipken, haberi bir an önce yayına verme düşüncesiyle tam anlaşılamayan 'kinini' kelimesini metne koymadan yayınlamıştır.

Öte yandan, onlarca televizyonun canlı verdiği Sayın Başbakan'ın konuşmasının yazılı haberinde, bir kelimeye 'sansür' uyguladığımız iddiası, akıl ve mantığa aykırı, iyi niyetli olmayan bir yorumdur.

Necip Fazıl Kısakürek'in kamuoyuna mal olmuş söz konusu eserinin içinden bir kelimeyi 'sansür' amacıyla çıkarmak yine akılla izah edilecek bir davranış değildir.

Ayrıca, Sayın Başbakan ya da başka bir haber kaynağının tırnak içi bir ifadesini 'kasten' sansürlemek de Ajansımızın neredeyse yüz yıllık tarihinde görülmüş bir davranış değildir.

Ne Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın oto sansüre ihtiyacı vardır ne de Ajansımız böyle bir misyon üstlenmiştir.

Ajansımıza yönelik bu haksız ve insaftan uzak ithamları reddettiğimizi, meslektaşlarımızın birini suçlarken daha dikkatli ve adaletli olmalarını beklediğimizi abonelerimiz ve kamuoyuyla paylaşıyoruz.

Saygılarımızla.''

ABD ile İsrail arasındaki 'İran polemiği'

Gönderen: Maykıl on 19 Şubat 2012 Pazar | 20:38

İsrail Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Gantz, ülkesinin İran'ı vurma kararını verecek !

ABD ve batılı müttefikleri, Tahran'a ekonomik yaptırımlara devam edilmesinde ısrarcı davranırken, İsrail Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Benny Gantz, ülkesinin İran'ı vurma kararını kendisinin alacağını bildirdi. Bu açıklamanın, ABD Başkanı Barack Obama'nın ulusal güvenlik danışmanı Tom Donilon'un İsrail'i ziyaret ettiği sırada yapılması dikkat çekti.

Gantz, Tom Donilon'un İsrail'i ziyaret ettiği bir sırada devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “İsrail kendi güvenliğinin baş garantörüdür. Ordu olarak bizim rolümüz bu. İsrail devleti kendisini savunmalıdır” dedi. Tümgeneral Gantz, “İran'ın sadece İsrail'in bir sorunu değil, bölgenin ve dünyanın sorunu olduğunu” ileri sürdü.

Anadolu Ajansı'nın bildirdiğine göre, ihtiyatlı açıklamalar yapan İsrail Genelkurmay Başkanı Gantz, bu hafta sonunu özellikle İran krizi konusunda mülakat vermek üzere İsrail televizyon kanallarına ayırdı.

Bu mülakatlar, özellikle İran ve Suriye konularında görüş alışverişinde bulunmak üzere İsrail'e gelen Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Donilon'un ziyaretine denk geldi.

PROGRAMDA DANİLON-NETANYAHU GÖRÜŞMESİ VAR

Danilon'un bugün, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesi bekleniyor.


İsrail gazetesi Haaretz'e göre, Netanyahu'nun Washington'a önümüzdeki ay yapacağı ve ABD Başkanı Barack Obama ile bir araya geleceği ziyaretin hazırlık aşaması niteliğindeki bu görüşmede, ana gündem konusu Tahran'ın nükleer programı olacak.

Yarın İsrail'den ayrılacak olan Danilon'un ziyaretinde, İsrailli ve ABD'li ekipler birlikte görev alıyor. İsrailli heyete Ulusal Güvenlik Danışmanı Yaakov Amidror başkanlık ediyor.

ABD VE BATI ASKERİ MÜDAHALE İÇİN ÇEKİMSER

İsrail'in, İran'ın nükleer programını durdurmak için bir askeri operasyon düzenlemesi olasılığından son haftalarda sık sık söz edilirken ve İsrail Başbakanı Netanyahu'nun İran'a yaptırımların sonuç vermediğini söylemesine karşın, Washington ve batılı müttefikleri, Tahran'a ekonomik yaptırımlara devam edilmesinde ısrarcı davranıyor.

İngiliz Daily Telegraph gazetesine konuşan İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, “İranlılar açık açık nükleer silah programı yürütüyor. Eğer İran nükleer silah sahibi olursa, bence Ortadoğu’daki diğer ülkeler de nükleer silah geliştirmek isteyecektir. Bu da uluslararası ilişkiler adına bir felaket olur” diye konuştu.

İran’ın nükleer silah geliştirmeye çalıştığının açık olduğunu ve Tahran’ın başarılı olması durumunda Ortadoğu’da bir “Soğuk Savaş” başlayabileceğini de söyleyen Hague, İsrail dahil bütün kaygılı taraflara askeri operasyon seçeneğini savunmadıklarını bildirdiklerini de hatırlatmıştı. 

"BUSH DÖNEMİNDE DEĞİLİZ"

ABD’nin Ortadoğu politikaları konusunda bilgi sahibi bir isim de, gazeteye yaptığı açıklamada, “Beyaz Saray yaptırımların işe yaradığını görmek istiyor. Bush döneminde yaşamıyoruz. Yeni bir çatışmaya gerek yok” dedi.

Tahran’ın sanki yaptırımlar işe yaramıyormuş, ekonomi zarar görmüyormuş, İsrail hiçbir şey yapmayacakmış gibi davrandığını ifade eden yetkili, “Bu sorunla ilgili olarak elimizden sadece yaptırım uygulamak geliyor. Eğer yaptırımlar başarısız olursa o zaman radikal seçeneği uygulamamak için neler yapabileceğimizi söylemek zor” diye konuştu.

Eski bir yetkili ise, “Yaptırımlar İran’a baskı yapmak ve İsrail’e bu konuyu ciddiye aldığımızı göstermek için uygulanıyor. Bu seçeneğin faydalı olabileceğini İsrail’e göstermeye odaklanıyoruz. İsrail’in şüpheleri var ama çabalarımızı takdir ediyor. Tel Aviv denemeye niyetli ama ne kadar bekleyecek?” ifadelerini kullandı.
(dha)

Olay Haberler

olayhaberler.com

Diğer Haberler

Spor

Copyright © 2012. Fiber Haber - All Rights Reserved. Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
Copyright © 2012. Fiber Haber - Tüm Hakları Saklıdır
Powered by Blogger | Sitemap | Ping | Olay Haber | Spor