Son Dakika :
ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Hazine, 15 uzman yardımcısı alacak

Gönderen: Unknown on 28 Şubat 2012 Salı | 18:37



Yazılı ve sözlü yapılacak sınava 5-12 Mart 2012 arasında internetten ve posta yoluyla başvurulabilecek. Yazılı sınava katılacakların isimleri, müsteşarlığın internet adresinde ilan edilecek. Yazılı sınav, 25 Mart 2012 tarihinde Gazi Üniversitesi'nde yapılacak.

AA

Bircom’a yeni Pazarlama Müdürü



Türkiye’nin önde gelen iletişim teknolojileri şirketlerinden Bircom, 40’ıncı yılında deneyimli isimlerle kadrosunu güçlendirmeye devam ediyor. Bircom’da Özden Aliyagiç Uyar, Pazarlama Müdürü olarak atandı.
Profesyonel kariyerine 2004 yılında Hızlı Sistem A.Ş.’de Kurumsal Marka İletişimi Asistanı olarak başlayan Özden Aliyagiç Uyar, sonrasında Vogel Burda Communications’da yaklaşık üç yıl boyunca Halkla İlişkiler ve Reklam Uzmanı olarak görev aldı. Uyar, Bircom ekibine katılmadan önce ZyXEL İletişim Teknolojileri A.Ş.’de Halkla İlişkiler ve Reklam Müdürü olarak görev yapıyordu.
Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde tamamlayan Özden Aliyagiç Uyar iyi derecede İngilizce biliyor. Uyar, evli ve bir çocuk annesi. Haber7

Boyner YKM Evliliğine Tepki



YKM'nin Boyner'e satışına Tan Ailesi'nden tepki geldi.

Geçtiğimiz hafta Boyner Holding düzenlediği basın toplantısında YKM'nin yüzde 63'ünü 190 milyon TL'ye satın aldığını açıklamıştı. Ancak bugün YKM'nin yüzde 50'sine sahip bulunan Tan Ailesi'nden bir açıklama geldi.

Açıklamada şunlar kaydedildi: "Tan Ailesi olarak biz, bu markanın yüzde 50 sahibiyiz.

Boyner Büyük Mağazacılık A.Ş’nin, basının deyimi ile “YKM’yi Avlama Operasyonu”nu maalesef bizler de sizlerle aynı gün, yapılan basın toplantısı ile öğrenmiş bulunmaktayız.

Aldığı kararlarla ve etik değerlerle Türk sanayici ve işadamlarına örnek olması gereken bir kurumun başındaki ailenin; dünyanın en büyük fonlarından City Group’un ve sözde bizi de temsil etmek üzere birlikte yola çıktığımız Credit Suisse’in böyle bir operasyonu, kalan ortak olan Tan Ailesi’nin rızası olmadan ve hatta bizimle tek kelime dahi konuşmadan yapması bizleri şaşırtmıştır.

Daha yüzde yüzü bitmemiş, prosedürleri tamamlanmamış bir işin basında bitmiş gibi lanse edilmesi, hatta YKM çalışanlarına Cem Boyner imzalı bir yazının gönderilmesi bizleri derinden üzmüştür.

Her ne kadar Sayın Cem Boyner düzenlediği basın toplantısında “Tan Ailesi’nden akıl fikir almak isteriz” demişse de toplantının hemen bir gün sonrası planlı ve acele ile yapılan Yönetim Kurulu’nda alınan kararlar, Tan Ailesi’ni dışarıda bırakma niyetini net olarak göstermektedir.

Bizler bundan sonra; yapılan satış ile piyasa değeri Boyner Büyük Mağazacılık A.Ş’nin üzerine çıkan YKM’nin gelişimini desteklemeye devam edeceğiz. Her yıl büyüyen, gelişen ve kar üreten YKM şirketlerinin geçmiş yıllarda gösterdiği performansı bundan sonra da sürdürmesi noktasında kurumu izleyecek, “kanuni haklarımızı sonuna kadar koruyarak ve kullanarak” çok yakından takip edeceğiz.

Evlilik ancak iki tarafın rızası ile olur. Bu durum bizim için ifade edildiği gibi “Cennette evlilik” olmaktan çok uzaktır."


Türk Şirketi 'SAAB'ı Almaktan Vazgeçti



Türk şirketinin teklifini geri çekmesine gerekçe olarak, SAAB'ın teknoloji lisansını elinde bulunduran ABD'li GM ile işbirliği yapmak istememesi gösterildi.

Enerji ve teknoloji alanında yatırımları bulunan Türk şirketinin sözcücü Zamier Ahmed, İsveç ekonomi gazetesi Di.se'ye yaptığı açıklamada, son dakikaya kadar her şeyin olumlu gittiğini ancak son anda GM tarafından değişiklik yapılmak istendiği ve bu gelişmeyi uluslararası üne sahip bir firmaya yakıştıramadıklarını, hayal kırıklığı yaşadıklarını söyledi.

Ahmed son anda yaşanan bu gelişmelerden dolayı tekliflerini geri çektiklerini açıkladı.

Türk şirketinin teklifini geri çekmesinden sonra SAAB'ı almak isteyen Çinli bir firmanın teklifinin görüşüldüğü bildirildi.

Kira Geliri Olmayanı da Panikleten Mektup!



Star'ın haberine göre; Maliye Bakanlığı, yeni sistem çerçevesinde, bankalardan ve PTT aracılığı ile ‘kira’ adı altında yapılan tüm bilgileri topladı. Bu bilgiler ışığında da tam 1 milyon 200 bin vatandaşa ‘kira verginizi ödeyin’ mektubu gönderildi. Ancak sistemin yeni olması ve banka kayıtlarında da bazı hataların olması nedeniyle, kira geliri elde etmeyenlere de mektup gitti. Kira geliri elde etmediği halde, mektup alan vatandaşlar ise adeta vergi idarelerine akın etti. Konuyla ilgili olarak Maliye Bakanlığı’na günde en az 100 şikayetin geldiği bildirildi.

Nedeni yanlış işaretlenen havaleler

Kira geliri elde etmeyenlere de Maliye tarafından mektup gönderilmesinde, banka kayıtlarının düzenli olmaması etkili oldu. Örneğin, önceki yıllarda kira geliri elde eden ancak evini satan kişiler de, halen kira geliri elde ediyormuş gibi kayıtlarda yer aldı. Yine havale yaparken, yanlışlıkla kira şıkkını işaretleyen vatandaşlar da kira geliri elde eden ev sahibi olarak kayıtlara işlendi.

Bu çerçevede, bazı velilerin de üniversitede okuyan çocuklarına harçlık gönderirken, kira şıkkını işaretledikleri ve bu nedenle harçlıkların da kira geliri olarak kayıtlara geçtiği belirlendi.

Maliye: Kimse paniğe kapılmasın

Maliye Bakanlığı kaynakları, kira geliri elde etmediği halde mektup gönderilen vatandaşların paniğe kapılmasına gerek olmadığını belirterek, bu kişilerin bilgilerinin sistemde düzeltileceğini bildirdiler. Kira geliri elde etmediği halde mektup olan vatandaşların, vergi idarelerine giderek bilgilerini düzelttirebileceğini hatırlatan Maliye yetkilileri, kira geliri elde etmediği halde mektup gönderilen kişilerin bilgilerin sistemden silineceğini kaydettiler.

TEK TUŞLA ÖDENECEK


Yaşlılara evde kira vergisi hizmeti Vergi gelirlerini artırmak için 1.2 milyon ev sahibine mektup gönderen Maliye Bakanlığı, kira vergisindeki beyannamelerin teslim edilmesi noktasında da bazı kolaylıklar getirdi. Kolaylıklar arasında yaşlı ev sahiplerinin beyannamelerinin evlerde alınması da var. Mevcut durumda, ev sahipleri ikametlerinin bulunduğu ilçedeki vergi dairelerine, beyanname verebiliyor. Yeni sistemde ise, beyanname için ikamet şartı aranmayacak. Örneğin, İstanbul’da ikamet eden bir mükellef, Ankara veya İzmir’deki vergi dairelerinden de beyannamesini teslim edebilecek.

Tek tuşla beyanname imkanı Ayrıca aynı mükellef İstanbul’daki herhangi bir vergi dairesinden de beyannamesini verebilecek. Söz konusu düzenleme yurt dışında bulunan ev sahiplerine de büyük kolaylık sağlayacak. Yurt dışında bulunan ev sahipleri de, internet üzerinden tek tuşla, beyannamesini verebilecek. Yine aynı ev sahibi, kira vergisini internet üzerinden ödeyebilecek. Bir çok ev sahibinin yaşlı olduğuna dikkate alan Maliye Bakanlığı, hasta ve yaşlılara evde vergi hizmeti de vermeye hazırlanıyor. Buna göre, vergi iletişim merkezine başvurarak, yardım isteyen yaşlı ev sahiplerine, Maliye ekipleri evlerine giderek kira gelirleri ve beyannameler hakkında bilgi verecek.


Türkiye'nin En Zengin Kişisi!



Forbes'ın listesine göre en zengin Türk'ün serveti 3 milyar dolar...

Forbes'ın ''En Zengin 100 Türk'' listesine göre; Türkiye'nin en zengin kişisi 3 milyar dolarlık servetiyle Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin oldu.

Forbes Türkiye'den yapılan açıklamada, geçen yıl hazırlanan "En Zengin 100 Türk" araştırmasında toplam 39 dolar milyarderi ile bir rekora imza atıldığı ve 2011'in hem servetler, hem de milyarder sayısı açısından en parlak yıl olduğu belirtildi.

Listede Çukurova Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet 2,9 milyar dolarlık servetiyle ikinci, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker 2,8 milyar dolar ile üçüncü oldu.

Sıralamada Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk ile Koç Holding’den Semahat Arsel 2,6’şar milyar dolarlık servetleriyle dördüncülüğü paylaşırken, Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç 2,5 milyar dolarlık servetiyle altıncı sırada yer aldı.

"En Zengin 100 Türk" listesinin ilk 10’u sırasıyla 2,4 milyar dolar ile Filiz Şahenk, 2,3 milyar dolar ile Şarık Tara, 2,2 milyar dolar ile Suna Kıraç ve 2,1 milyar dolar ile Ali Ağaoğlu şeklinde sıralandı.





Bakan'dan Teşvik Açıklaması



Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, yeni teşviklerle ilgili çalışmanın yarın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sunulacağını ve Başbakan Erdoğan'ın uygun gördüğü tarihte kamuoyuyla paylaşılacağını bildirdi.

Bankanızdan paranızı alın



Kredi kartları konusunda Yargıtay'ın aldığı son karar, tüketiciler için en az 500 liralık bir alacağı da beraberinde getirebilir.

Yargıtay'ın son kararı ile artık tüketiciler kart aidatlarını 10 yıl geriye dönük olarak geri alabilecek. Üstelik burada faiz işletilmesi de söz konusu olabilecek. Kabaca bir hesaplama ile tek kredi kartı olan bir kişinin ortalama 50 lira yıllık kart aidatı ödediği düşünülürse, bankadan alacağı tutar 500 lirayı bulabilecek. Vatandaşların birden çok kredi kartı olabileceği ve bir hanedeki kart sayısının 3-4 adedi bulabileceği dikkate alınırsa da, bir ailenin bankada biriken aidat parasının ortalama 2 bin TL'yi bulabilmesi söz konusu oluyor.

FAİZİYLE GERİ ALIN


Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, yaptığı açıklamada, Yargıtay'ın kararının emsal niteliğinde olduğunu belirterek, haklarını aramak isteyen tüm vatandaşlara yardım edileceğini ifade etti. Bankalardan kart aidatlarını geri alabilmek için öncelikle bankaya yazılı olarak müracaat etmek gerekiyor. Bankanın ödemeye yanaşmadığı durumlarda ise Yargıtay'ın kararı emsal gösterilerek il ve ilçelerdeki hakem heyetlerine dava açmak mümkün oluyor.

* Bankaların istediği kart aidatları da farklılık gösteriyor. Kimi bankalar düşük ücret isterken, bazılarında rakam 150 lirayı buluyor. Bankalar kartın niteliğine göre ücretini de yükseltiyor.

DOSYA MASRAFINA İADE KARARI

Konut kredisi kullananlara da yargıdan müjdeli haber geldi. Kayseri'de Tüketici Mahkemesi, bir bankanın konut kredisi kullanan tüketiciden aldığı dosya masrafının tamamı ile ekspertiz ücretinin tüketiciye geri ödenmesine hükmetti. Mahkeme, müşteriye verilen sözleşmede yer almayan bin liralık dosya masrafı ile 330 liralık ekspertiz ücretinin tüketiciye iade edilmesi gerektiğini bildirdi.



Boyner-YKM evliliğine itiraz



YKM'nin Boyner'e satışına Tan Ailesi'nden tepki geldi. Geçtiğimiz hafta Boyner Holding düzenlediği basın toplantısında YKM'nin yüzde 63'ünü 190 milyon TL'ye satın aldığını açıklamıştı. Ancak bugün YKM'nin yüzde 50'sine sahip bulunan Tan Ailesi'nden bir açıklama geldi. Açıklamada şunlar kaydedildi: "Tan Ailesi olarak biz, bu markanın yüzde 50 sahibiyiz.

Boyner Büyük Mağazacılık A.Ş’nin, basının deyimi ile “YKM’yi Avlama Operasyonu”nu maalesef bizler de sizlerle aynı gün, yapılan basın toplantısı ile öğrenmiş bulunmaktayız. Aldığı kararlarla ve etik değerlerle Türk sanayici ve işadamlarına örnek olması gereken bir kurumun başındaki ailenin; dünyanın en büyük fonlarından City Group’un ve sözde bizi de temsil etmek üzere birlikte yola çıktığımız Credit Suisse’in böyle bir operasyonu, kalan ortak olan Tan Ailesi’nin rızası olmadan ve hatta bizimle tek kelime dahi konuşmadan yapması bizleri şaşırtmıştır.

Daha yüzde yüzü bitmemiş, prosedürleri tamamlanmamış bir işin basında bitmiş gibi lanse edilmesi, hatta YKM çalışanlarına Cem Boyner imzalı bir yazının gönderilmesi bizleri derinden üzmüştür. Her ne kadar Sayın Cem Boyner düzenlediği basın toplantısında “Tan Ailesi’nden akıl fikir almak isteriz” demişse de toplantının hemen bir gün sonrası planlı ve acele ile yapılan Yönetim Kurulu’nda alınan kararlar, Tan Ailesi’ni dışarıda bırakma niyetini net olarak göstermektedir. Bizler bundan sonra; yapılan satış ile piyasa değeri Boyner Büyük Mağazacılık A.Ş’nin üzerine çıkan YKM’nin gelişimini desteklemeye devam edeceğiz. Her yıl büyüyen, gelişen ve kar üreten YKM şirketlerinin geçmiş yıllarda gösterdiği performansı bundan sonra da sürdürmesi noktasında kurumu izleyecek, “kanuni haklarımızı sonuna kadar koruyarak ve kullanarak” çok yakından takip edeceğiz. Evlilik ancak iki tarafın rızası ile olur. Bu durum bizim için ifade edildiği gibi “Cennette evlilik” olmaktan çok uzaktır."

Türk şirket Saab'dan vazgeçti



Türk yatırım şirketi Brightwell Holding, İsveç otomotiv firması Saab'ı almak için verdiği teklifi geri çekti. Türk şirketinin teklifini geri çekmesine gerekçe olarak, Saab'ın teknoloji lisansını elinde bulunduran ABD'li GM ile işbirliği yapmak istememesi gösterildi. Enerji ve teknoloji alanında yatırımları bulunan Türk şirketinin sözcücü Zamier Ahmed, İsveç ekonomi gazetesi Di.se'ye yaptığı açıklamada, son dakikaya kadar her şeyin olumlu gittiğini ancak son anda GM tarafından değişiklik yapılmak istendiği ve bu gelişmeyi uluslararası üne sahip bir firmaya yakıştıramadıklarını, hayal kırıklığı yaşadıklarını söyledi. Ahmed son anda yaşanan bu gelişmelerden dolayı tekliflerini geri çektiklerini açıkladı. Türk şirketinin teklifini geri çekmesinden sonra Saab'ı almak isteyen Çinli bir firmanın teklifinin görüşüldüğü bildirildi.

Türkiye'nin en zengini Hüsnü Özyeğin



Forbes'un ''En zengin 100 Türk'' sıralamasına göre, Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin 3 milyar dolarlık servetiyle ilk sırada yer aldı. Listede Çukurova Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet 2,9 milyar dolarlık servetiyle ikinci, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker 2,8 milyar dolar ile üçüncü oldu. Sıralamada Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk ile Koç Holding'den Semahat Arsel 2,6'şar milyar dolarlık servetleriyle dördüncülüğü paylaşırken, Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç 2,5 milyar dolarlık servetiyle altıncı sırada yer aldı. En Zengin 100 Türk'' listesinin ilk 10'u sırasıyla 2,4 milyar dolar ile Filiz Şahenk, 2,3 milyar dolar ile Şarık Tara, 2,2 milyar dolar ile Suna Kıraç ve 2,1 milyar dolar ile Ali Ağaoğlu şeklinde sıralandı.

MİLYARDER SAYISI 35'E DÜŞTÜ

Listeye göre, rekor yılı olan 2011 Forbes 100'de toplam serveti 64,7 milyar dolar olan 39 dolar milyarderi sayısı, 2012 yılında toplam serveti 55,3 milyar dolar olan 35 dolar milyarderine düştü. Forbes 100'de yer alan ''en zengin Türklerin'' toplam serveti ise 104 milyar dolardan 95 milyar dolara inerek yüzde 8,6 civarında azaldı. Bu yıl 95 milyar dolar olan toplam servetin 37 milyar doları halka açık şirketlerden geldi. Bu yıl Forbes 100'de zirvede yer alan ilk 10 isimle, sıralamanın son 10'unda yer alanlar arasındaki servet farkı 6,4 kattan 7,2 kata yükseldi. Bu, listenin zirvesiyle dibi arasındaki uçurumun daha da büyüdüğü anlamına geliyor. İlk 50 ile son 50 arasındaki uçurumsa küçük bir artışla 2,6 kattan 2,7 kata yükseldi.

MİLYARDER AİLE SAYISI 20'YE GERİLEDİ




Listenin ilk 10 sırasında yer alan isimlerin toplam serveti 25,4 milyar doları buldu. Toplam servetin yüzde 73'ünü, listenin zirvesinde yer alan 50 isim, kalan yüzde 27'yi ise listenin son 50 sırasında yer alanlar paylaştı. Forbes 100'de toplam servetin yüzde 49,5'i, 50'li ve 60'lı yaşlardaki 51 kişide toplandı. 2011 yılında 25 olan milyarder aile sayısı bu yıl 20'ye gerilerken, geçen yıl milyarder aileler arasında bulunan Çebi, Öztürk, Yamantürk, Konukloğlu ve Keleş ailelerinin toplam servetleri 2012'de milyar dolar sınırını aşamadı.

ENERJİ, EN BÜYÜK SERVET KAYNAĞI

Forbes 100'de yer alan isimlerin yarısından çoğu enerji, gayrimenkul ve turizm sektöründe faaliyet gösterirken, Türkiye'nin en zengini Hüsnü Özyeğin'in servetinin yarısı finanstan geliyor. Enerji, zenginlerin en sevdiği yatırım alanı olurken, listede yer alan Mahmut Çevik, servetinin tamamını madencilikten ediniyor. Bu yıl tarım ve hayvancılık yatırımlarından kaynaklı servet de dikkati çekerken, Ali Metin Kazancı, Ethem Sancak ve Necati Kurmel'in toplam 35 bin ineği bulunuyor. Milyarderler listesinde yer alan Tuncay Özilhan, geçen yıl ile aynı seviyede olan 1,4 milyar dolarlık servetiyle Mustafa Latif Topbaş ile 14. sırayı paylaşırken, sıralamada yükseldi. Serveti 1,4 milyar dolardan 1,2 milyar dolara inen Bülent Eczacıbaşı ile 1,3 milyar dolardan 1,1 milyar dolara düşen Faruk Eczacıbaşı, sıralamada da gerileyen iş adamları arasında yer aldı.

MEHMET NAZİF GÜNAL, MİLYARDER LİSTESİNDE

MNG Holding'den Mehmet Nazif Günal, Forbes 100 listesine milyarder olarak ilk kez girdi. Bu yılki milyarderler listesine Koç Ailesi'nden Ömer Koç ve Ali Koç ile Sabancı Ailesi'nden Çiğdem Sabancı Bilen ve Serra Sabancı giremedi. Ömer ve Ali Koç, 2012 yılında milyarderler liginden düşse de Koç Ailesinin tamamı, 2009'a göre varlığını en çok artıran isimler arasında yer aldı. Aynı dönemde servetini en çok artıran 15 kişiden 14'ünün de milyarder olması dikkati çekiyor. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, bu yıl 2011'e göre 200 milyon dolar azalarak 1 milyar dolarlık servetiyle listede 26. sıraya geriledi. Forbes 100'de 6 kişi ile yer alan Koç Ailesi, 10 milyar 650 milyon dolarlık seviyeyle 10 milyar doları geçen tek milyarder aile oldu. 9 milyar 720 milyon dolarlık servete sahip Sabancı Ailesi ise listede yer alan 12 kişi ile en kalabalık milyarder ailesi olurken, fert başına düşen ortalama servetin en yüksek olduğu aile 6,3 milyar dolarlık toplam servetin 3 kişi arasında paylaşıldığı Şahenk Ailesi oldu. Türkiye'nin ''en zengin dördüncü'' ailesi olan Ülker Ailesi'nden ise 3 kişi, Forbes 100'de yer aldı. ''En Zengin 100 Türk'' listesine bu yıl 11 kişi girerken, Mehmet Ali Aydınlar, Rezan Has ve Adil Üstündağ ilk kez listeye girdi. Asım Kocabıyık, İman Çolakoğlu, Zeki Zorlu, İshak Alaton, Mehmet Çolakoğlu ile Tacettin, Necati ve Bayram Yusuf Aslan da listeye tekrar dönüş yaptı. Bu yıl 650 milyon dolarlık servetiyle listeye ilk kez giren Mehmet Ali Aydınlar, serveti sağlık sektöründen gelen ''tek isim'' olarak dikkati çekiyor.

EN ÇOK KAYBEDENLER KARAMEHMET VE SEPİL

Forbes 100'de 2012'nin en çok kaybedeni 2011'de 4 milyar dolarlık servetiyle zirvede yer alan, bu yıl ise 1,1 milyar dolarlık azalmayla 2,9 milyar dolar seviyesiyle ikinciliğe gerileyen Mehmet Emin Karamehmet oldu. Genel Enerji Kurucusu ve Ortağı Mehmet Sepil de servetindeki 550 milyon dolarlık azalmayla Karamehmet ile birlikte ''yılın en çok kaybedenleri'' listesinde ilk iki sırayı aldı. 2012 listesinde Rahmi Koç, Şarık Tara, Ahmet Nazif Zorlu ve Semahat Arsel'in varlıklarında 400'er milyon dolarlık azalma görülürken, Suna Kıraç ve Mehmet Rüştü Başaran'da 200 milyon dolarlık düşüşler dikkati çekti. Bu yıl Ahmet Çalık, 1,3 milyar dolarlık servetiyle geçen yılki servetini korurken, listede 14. sıraya yükseldi. Ünal Aysal ise 775 milyon dolar ile listede 45. sıraya çıktı.

AYDIN DOĞAN'IN EŞİ VE KIZLARI YER ALMADI

Bu yılki Forbes 100 listesinde Aydın Doğan'ın eşi ve 4 kızı yer almasa da Aydın Doğan, 2011'de 1 milyar dolar olan servetini bu yıl 1,1 milyar dolara çıkararak 35 dolar milyarderi arasında servetini artıran iki kişiden biri oldu. Milyarderler liginde servetini artıran diğer kişi ise yine 100 milyon dolarlık servet artışıyla varlık toplamını 1,4 milyar dolara çıkan BİM'in hissedarları arasında yer alan ve listede de 13. sıraya yükselen Mustafa Latif Topbaş oldu.

İSTANBUL'DAN SONRA EN ÇOK ZENGİN DOĞU KARADENİZ'DEN

Forbes 100'de minimum servet 350 milyon dolar, ortalama servet 889 milyon dolar oldu. Yaş ortalamasının 59'dan 61'e çıktığı Forbes 100'de, 80 yaş ve üstü 12 zengin yer aldı. Listenin en yaşlı zengini 88 yaşındaki Asım Kocabıyık, en genç zengini ise 25 yaşındaki İman Çolakoğlu oldu. Bu yıl 107 kişiden oluşan Forbes 100'de 6'sı milyarder olan 19 kadın bulunurken, kadınların toplam servet içindeki payı yüzde 20,1 oldu. Forbes 100'ün toplam servetinin yüzde 42,2'sini İstanbul ve Ankara doğumlu zenginler yarattı. Bunları Adana ve Kayseri izledi. Listede 81 ilin sadece 28'i temsil edilirken, bu yıl listeye iki Malatyalı eklendi. Doğu Karadeniz (Trabzon, Artvin ve Rizeli), 15 isimle İstanbul'dan sonra en çok zengin çıkaran bölge olarak dikkati çekti.

S&P Yunanistan'ın notunu kırdı



Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's (S&P), Yunanistan'ın ''CC'' olan uzun vadeli kredi notu ile ''C'' olan kısa vadeli kredi notunu ''SD'' olarak bilinen ''tercihli temerrüt'' seviyesine çekti. S&P, karara gerekçe olarak Yunanistan hükümetinin özel sektör kreditörleriyle yaptığı borç takas anlaşmasını gösterdi. Kuruluş, takas anlaşmasının tamamlanması ve borç ödemelerinin düzenli şekilde sürmesi halinde ülkenin uzun vadeli kredi notunu ''CCC'' seviyesine çıkarabileceğine dikkati çekerek, belli bir sayıda kreditörün takas anlaşmasını kabul etmemesi durumunda ise Yunanistan'ın temerrütle karşı karşıya kalabileceğini vurguladı.

Bir diğer uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch de geçen hafta ''Yunanistan'ın yakın vadede yüksek olasılıkla temerrüte düşeceğini'' gerekçe göstererek ülkenin yabancı ve yerel para cinsinden uzun vadeli kredi notunu düşürmüştü. Fitch, Yunanistan'ın özel sektör kreditörleriyle tahvil takas anlaşmasının ayrıntılarının açıklanmasını takiben bu ülkenin yabancı ve yerel para cinsinden uzun vadeli kredi notunu ''CCC''den ''C''ye düşürdüğünü bildirmişti. Euro Bölgesi maliye bakanlarının geçen hafta 14 saat süren toplantısında, Yunanistan'a 130 milyar Euro'luk ikinci kurtarma paketine yeşil ışık yakmıştı.

Özel banka ve finans kuruluşları, ikinci kurtarma paketinin ön şartı olan borç indiriminde gece boyunca süren pazarlıkların ardından Atina yönetimiyle daha önce uzlaştıkları oranları revize etmişti. Bankalar adına Euro Bölgesi'yle müzakereleri yürüten Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), Yunan tahvillerinin değerinde nominal yüzde 53,5 ve reel yüzde 75 indirimi kabullenmişti. Yunanistan'ın bankalarla tahvil takasını 8 Mart'ta başlatarak 3 gün içinde tamamlaması bekleniyor. Kurtarma paketi için AB ve IMF'nin hazırladığı yeni ekonomik programla Yunanistan'ın halen gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 160'ını aşan kamu borcunun 2020 yılına kadar yüzde 120,5'e indirmesini hedefleniyor.


Yılmaz: Üç kuruş para üstünü isteyin



Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Merkez Bankası Eski Başkanı Durmuş Yılmaz'dan kuruş uyarısı geldi. "Paranın değeri nasıl korunur" konulu kompozisyon yarışmasına katılacak lise öğrencilerine tüyolar veren Yılmaz, "Pazara gittiğimizde, süpermarkete gittiğimizde, alışverişi yaptığımızda eğer fişimizi alırken kuruşumuzu istemezsek siz paramızın değerini korumak için üzerinize düşen görevi yapmıyorsunuz. Herkes kuruşuna bir kere sahip çıkmalı" dedi. Yılmaz, yumurta alırken bırakılan üç kuruşun bile enflasyon artışıolarak geri döneceğine dikkat çekti.

Durmuş Yılmaz, anayasa ile Merkez Bankası'nın daha bağımsız hale getirlmesiyle ilgili beklentilere de değindi. Yılmaz, bu adım için gerekli koşulların henüz oluşmadığını belirterek, "Hükümete rağmen bağımsızlık olmaz; bu doğru bir şey değil. Hükümetin içerisinde bağımsızlıktır. Merkez Bankası bağımsızlığı güçlendirilsin, kuvvetlendirilsin ama anayasaya yazılıp yazılmaması konusunda benim tereddütüm var. Yazıldığı zaman belki çok farklı bir şeyle karşılaşabiliriz" dedi.

Şimşek: Teşvik paketi hazır



Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yeni teşvik sistemine yönelik çalışmanın teknik çerçevede Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda (EKK) bittiğini kaydederek, birkaç hususta birden fazla seçenek bulunduğunu söyledi. Yeni teşvik sistemiyle hedefin, bölgesel kalkınmışlık farklarını azaltmak, cari açığı azaltmak ve ülkenin kaynaklarının, doğru yatırım alanlarına tahsisini teşvik etmek olduğunu belirten Şimşek, ''Bunların tamamı gözetilecek'' dedi. Şimşek, yeni teşvik sisteminin ne zaman açıklanacağına ilişkin soru üzerine, ''Sayın Başbakanımıza, Bakanlar Kuruluna sunulduktan ve nihai şekli verildikten sonra kamuoyu ile paylaşılabilir. Şu an o süreçteyiz. Henüz kamuoyu ile paylaşılacak noktada olmadığı için açıklanmıyor'' diye konuştu.Gelir Vergisi reformunu, yılın ilk yarısında son şeklini vererek, Meclis'e sunmayı hedeflediklerini belirten Şimşek, bu çerçevede, mevzuatın basitleştirileceğini, kolaylaştırılacağını ve vergiyi tabana yayacak şekilde sistem değişikliğine gidileceğini bildirdi.


G20 Avrupa'ya rest çekti



Önde gelen ekonomilerin oluşturduğu G20 grubu, eğer Avrupa dünyanın desteğini istiyorsa, kendi borç krizi ile mücadelede ortaya daha fazla para koyması gerektiğini bildirdi. Bu tutum, Euro Bölgesi için daha büyük bir yardım fonuna muhalefetten vazgeçmesi için Almanya üzerinde baskı oluşturuyor. G20 ülkelerinden yetkililerin hafta sonunda bir araya geldikleri toplantıya katılan Euro ülkeleri, oluşturdukları yardım fonunun gücünü gelecek ay yeniden değerlendirme sözü verdiler. G20 maliye bakanları ve merkez bankası başkanları, toplantının nihai sonuç bildirgesinde bunun, G20 ülkelerinin IMF'nin krizle mücadele için kullanacağı fona daha fazla para aktarmaları söz konusu olduğunda "önemli bir girdi" olacağını belirttiler.

ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, "IMF'nin Avrupa'da eksik olan güçlü bir koruma duvarının yerini tutamayacağı konusunda geniş bir uzlaşı var ve Avrupa'nın kendi planları daha da netleşmeden IMF yeni adım atamaz" dedi. Avrupa'nın en büyük ekonomisi olarak, konumunu yumuşatmaya hazır olup olmadığı konusunda birbiriyle çelişen mesajlar veren Almanya, hafta sonunda Euro Bölgesi kurtarma fonunun büyütülmesini desteklemesi için yoğun baskı altında kaldı. Yunanistan için üzerinde anlaşma sağlanan ikinci yardım paketini bugün parlamentoda görüşecek olan Almanya, borçlu ülkelere sıkı mali disiplin uygulanmasının, ekonomik büyümenin canlandırılması ve piyasa güveninin sağlanması açısından kurtarma fonlarının büyütülmesinden çok daha önemli olduğu görüşünde.

Açlık sınırı 974 lira



Türk-İş'ten yapılan yazılı açıklamada, konfederasyon tarafından, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak amacıyla her ay düzenli olarak yapılan ''açlık ve yoksulluk sınırı araştırması'' yapıldığı hatırlatıldı.

Türk-İş'in ''Şubat 2012 araştırma sonuçları''na göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 973 lira 58 kuruş, gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı (yoksulluk sınırı) ise 3 bin 171 lira 27 kuruş olarak belirlendi. Araştırmaya göre, mutfak enflasyonunda aylık artış yüzde 1,53 oranında gerçekleşirken, bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı yüzde 9,45 olarak hesaplandı.

Fiyat artışları nedeniyle son bir yılda sadece mutfağa gelen ek yük 84 lira olarak hesaplanırken, ailenin yaşama maliyeti de bir önceki yıla göre 274 lira arttı. Önceki yılın aynı döneminde açlık sınırı 889 lira 54 kuruş ve yoksulluk sınırı 2 bin 897 lira 54 kuruş olarak hesaplanmıştı. Türk-İş'in verileri temel alındığında Şubat 2012 ayı itibariyle Ankara'da yaşayan dört kişilik bir ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 1,53 oranında arttı. Yılın ilk iki ayı itibariyle artış oranı yüzde 3,53 oldu. Gıda enflasyonunda 12 ay itibariyle artış oranı yüzde 9,45 oranında gerçekleşirken, yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 6,82 olarak hesaplandı.



Özer: Yüzde 100 yerli oto biraz zor



Toyota Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Orhan Özer, Türkiye'nin 2023 için ciddi hedefler koyduğunu söyledi. Otomotiv sektöründe 75 milyar dolar ihracat hedefinin çok önemli olduğunu belirten Özer, yerli otomobil yapılacağına inandığını ifade etti. Orhan Özer, şöyle konuştu: “Böyle bir ekonomi içinde Türkiye'nin bir otomobil markası olması gayet doğal. Bu olamayacak bir şey de değil. Oomobil üretmek aşırı zor bir iş değil. Sadece yorgunu yokuşa sürmemek lazım. Yüzde 100 yerli olsun gibi şeyler biraz zor. Japonya otomotivin merkezi olmasına rağmen orada üretilen yüzde yüz Japon mudur, hiç alakası yok. Önemli olan markanın Türk olmasıdır. Ondan sonra bazı parçaları değişik yerlerden getirip yaparsınız. Her şeyin Türkiye'de bulamazsınız ki.''

Yerli otomobil üretimi konusunda model çeşitliliğinin olmasının önemine dikkati çeken Özer, bu şekilde üretilen otomobillerin rahatlıkla satılacağını dile getirdi. Özer, otomobilin pazarlamasının üretiminden daha önemli olduğuna vurgu yaparak, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Burada en düşündürücü konu, üretim değil pazarlamadır. Yeni bir marka kurup onun dağıtımını yapıp, toplum da bunun kabulünü sağlayıp bunu satabilmek. Yani kaliteli bir araç üretip bunu pazarlamak lazım. Yerli otomobilde model çeşitliliğini artırmak çok önemli. Yani şimdi bir tane araba ürettik.

Eskiden Anadol üretip satıyorduk çünkü seçenek yoktu. Yani o yüzden herkes alıyordu. Almak zorundaydı yani.'' Geçmiş yıllarda tek tip üretilen araçların satıldığını anlatan Özer, model çeşitliliğinin artmasıyla birlikte insanların tek tip almaktan vazgeçtiğini ifade etti. Özer, Türkiye'de otomotiv sektörünün yüzde 69'unun ithal olduğunu belirterek, ''Bu insanların çeşitliliğe önem verdiğini gösterir. Yani asker mantığıyla tek tip araba koyarsanız, satarsınız ama ona ihtiyacı olanlara satarsınız. Üretimi çeşitlendirirseniz değişik kesimlere de satarsınız.

Yani birden fazla modelin olması o yönüyle iyi. Yerli aracı satmak çok kolay. Kapatın gümrükleri herkes almak zorunda. Böyle olunca bütün pazar yerli olur ve marka da üretilir. Ama zorlamayla olur ve bir süre sonra yürümemeye başlar'' dedi. Özer, Avrupa’daki ekonomik krizin şu anda çok ciddi boyutlara ulaştığına dikkati çekerek, ''Ben bu krizin öyle çok çabuk çözüleceğine inanmıyorum. Tabi bizi de çok etkiliyor. Çünkü biz üretimimizin yüzde 90'ını ihraç ediyoruz. İhraç ettiğimiz ülkelerin yüzde 90'ı da Avrupa. Onun da üretim sayımızda düşüşe etkisi var'' diye konuştu. Türkiye'de ise ekonominin iyi yönde ilerlediğini vurgulayan Özer, şöyle konuştu: ''Türkiye'nin ekonomik durumu gayet pozitif. Çünkü Türkiye sadece Avrupa'ya bağımlı olmaktan, yüzünü sadece o tarafa dönmekten kurtuldu. Dünyadaki diğer ülkelerin varlığından da haberdar oldu. İşte Orta Doğu, Orta Asya, Afrika, Rusya, Uzak Doğu, her tarafta Türk insanı yeni iş yapmak için çalışıyor. Türkiye'nin Avrupa karşısında başarılı olması hiç sürpriz değil. Çünkü insanımız çalışkan.''




Sabancı: Yüzde 5 büyüme sürpriz olmaz



Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Holdingin Yıllık Paylaşım Toplantısında yaptığı konuşmada, 2012 yılının ilk aylarında tüm dünyada iyimserlik rüzgarlarının estiğini, en son alınan duyumlara göre, IMF'nin de dünyada 2012 büyüme rakamlarını yakında yukarı doğru revize edeceğinin beklendiğini belirtti. Dünya ekonomisinde ''baharın gelişi'' beklentisinin kuvvetli olduğunu dile getiren Sabancı, dünyada geçen yıl yaşanan gelişmelere dikkati çekerek, bütün bunların Türkiye'yi etkilediğini, ancak buna rağmen ülkenin 2011 yılında yüzde 8'in üstünde bir büyüme gerçekleştirdiğini, bunun bir başarı hikayesi olduğunu söyledi. 2012'de Arap uyanışının etkilerinin devam etmesinin beklendiğini belirten Sabancı, ''Devrimler kolay olmaz. Ama istenilen yönde, yani daha fazla özgürlük ve ekonomik atılım ve paylaşım için ilerlerken, otoriter rejimlerin yerini de kanunsuzluk ve kaos ortamı almamalıdır. Bölgemizde, Suriye'de olanlar göstermektedir ki bu ülkede de artık dayanılabilecek nokta aşılmıştır. Arap Birliği ve Birleşmiş Milletler'in politika ve kararları yakından izlenmektedir'' şeklinde konuştu. Arap uyanışının ekonomik etkilerinin 2012'de 2011'den daha fazla olmasını da beklemediklerinin altını çizen Sabancı, ''Bütün bu olumlu gelişmeleri üst üste koyunca, önemli bir engelle karşılaşmazsak, benim şahsi görüşüm Türkiye'nin büyümesinin 2012 yılında 5'i yakalaması açıkça sürpriz olmaz'' dedi. 

'TASARRUF, EKONOMİK OLARAK BİRİNCİ ÖNCELİĞİMİZ OLMALI'

Güler Sabancı, Türkiye ekonomisinin kırılganlık göstermeye açık yönlerinin de bulunduğuna işaret ederek, şöyle konuştu: ''Türkiye'nin net sermaye ithal eden ve dolayısıyla cari açık veren bir ülke olması doğaldır. Ancak, hedefimiz, bu açığın makul düzeyde tutulması olmalıdır. Bir yandan cari açığı azaltıcı düzenlemeler yaparken, öte yandan bunun için daha fazla tasarrufu teşvik etmeliyiz. Bireyler, şirketler ve hükümet olarak hepimiz daha fazla tasarruf etmeliyiz. Bu, önümüzdeki yıllarda ekonomik olarak birinci ulusal önceliğimiz haline gelmelidir. Ülkemizin yakaladığı bu kalkınma performansını devam ettirmesi, dünyadaki kaynaklardan gereken payı ve yatırımı alması, sürdürülebilir ve istikrarlı büyümesi için atması gereken çok önemli adımlar da vardır. Bunların en önemlisi yeni bir anayasadır. Yeni anayasa, Türkiye'nin gelişmesini sürdürülebilir kılmasının şartıdır. Yeni anayasayla ilgili, katılımcı bir süreçle ve çoğulculuğu kabul ederek çalışıldığını görmek bizi mutlu ediyor. Bu yıl, bu çalışmaların meyvesini vermesini diliyoruz.'' 

'HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ HERKES İÇİN ÇOK ÖNEMLİ GÜVENCE'

Türkiye'nin ciddi bir hukuk reformuna da ihtiyacı olduğunu vurgulayan Sabancı, ''Hukukun üstünlüğü kadın-erkek, yaşlı–genç, zengin–fakir, engelli–engelsiz, azınlık çoğunluk, yerli yatırımcı–yabancı yatırımcı, atanmış–seçilmiş herkes için çok önemli bir güvencedir. Bunun sağlanması da yine ülkenin en öncelikli işlerinden biridir'' yorumunu yaptı. 2012'de iş dünyasının güvence açısından önemli beklentilerinden birinin de gri alanları azaltan, kayıt dışı ile mücadeleyi sürdürülebilir kılacak vergi reformu olduğuna dikkati çeken Sabancı, ''Buna ek olarak, yeni Türk Ticaret Kanunu'nun belirtilen zamanda yürürlüğe girmesini dört gözle bekliyoruz. Bu, iç ve dış yatırımcı için güven ortamının devamı açısından çok önemlidir'' diye konuştu.

'2011'DE HEDEFLERİMİZİ GERÇEKLEŞTİRDİK'

Sabancı Topluluğu olarak 2011 yılında hedefleri gerçekleştirdiklerini, 2011 yılının Topluluk açısından yeniden ciddi büyüme ve değer yaratma yılı olduğunu belirten Güler Sabancı, karlılığı artırarak istikrarlı ve sürdürülebilir büyümeye devam ettiklerini bildirdi. 2012 planlarının da yine aynı paralelde olduğunun altını çizen Sabancı, ''Hatta ben arkadaşlarımın bazı planlarını biraz muhafazakar bile buluyorum'' dedi.


Saffet Ulusoy toprağa verildi



Rahatsızlıklarını artması üzerine kaldırıldığı hastanenin yoğun bakım ünitesinde hayatını kaybeden Saffet Ulusoy, Levent Camisi'nde kılınan ikindi namazının ardından Yeni Ulus Mezarlığı'nda defnedildi. Kalabalık dolayısıyla izdiham yaşanan cenazeye Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AK Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik, Eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz, Eski Başbakan Yardımcılarından Hüsamettin Özkan, Galatasaray Kulübü Eski Başkanlarından Faruk Süren ile Adnan Polat, Galatasaray Kulübü 2. Başkanı Ali Dürüst, Galatasaray Teknik direktörü Fatih Terim, Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören, iş adamları Ali Ağaoğlu, Halis Toprak'ın da aralarında bulunduğu siyaset, spor ve sanat dünyasından çok sayıda kişi katıldı. Haluk Ulusoy, babasının cenazesini, araca kadar omzunda taşıdı. Burada tabuta sarılarak bir süre ağlayan Ulusoy, Demirören ve Çapkın'a sarıldı.

Alaton: Avrupalı şımardı, biz şımarmayalım



Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton, CNBC-e yayınında Burcu Göksüzoğlu'nun sorularını yanıtladı. Avrupa'daki krizi değerlendiren Alaton şunları söyledi: "Avrupa'daki insanlar 1945'ten beri öyle bir yükselen standarda kavuştular ki... Avrupa'nın imkanlarının üstünde bir hayat yaşadığını düşünüyorum. Avrupalıyı şımartıyoruz, imkanlarının ötesinde hayat standardına erişmiş gibi aldatılıyor. Türk insanı Avrupa insanından daha akıllı davrandı son yıllarda. Çünkü biz şımarmadık. Ne oldum delisi olmadık. Avrupa'nın bazı ülkelerinde ne oldum delisi olan politikacıları tanıdım. En çoğu Fransa'da görüldü. Fransız politikacıları insanları aldattılar. Yunan politikacılar da aldattılar. Krize kadar emekli maaşlarını artıracaklardı. Uyandılar, şimdi aman Allah deyip sokakları dolduruyorlar. Avrupa'nın bugünkü durumun görüyorum, iyi ki biz böyle değiliz diyorum ama demiyorum. Ders çıkarmalıyız, sevinmemeliyiz. Avrupa kötü durumda ise ben daha az ihracat yaparım." Cari açıkla ilgili konuşan Alaton, "Orası bizim Achille topuğumuz. Biz oradan yara alırız ve çok kötü duruma gelebiliriz. Bugünkü parlak görünümden şımarmayalım. Bu büyük bir hata olur. 75-80 milyar dolarlık bir açık var. Bu yıl bunun azalma ihtimalini görmüyorum. 2012'deyiz 2023'te ihracatımızın 500 milyar dolara çıkacağı hikayesini sakızını devamlı çiğnedik. Ben de inanmak durumunda kaldım. Nasıl gideceğiz? Beyin katkısını ön plana koyalım. 500 milyar dolara çıkmak için elindeki tek madde insan yaratıcılığı, insan verimliliği ve yeni teknolojiler. Yeni teknolojiler içinde belirgin sektörü seçmek lazım. Biri sağlık, diğeri enerji. Önümüzdeki 40 yılda gıda ihtiyacı yüzde 50 daha fazla olacak. İki misli enerji ihtiyacı olacak. Sağlık yatırımlarımız yüzde 1800 artacak. İnsan adedi 7 milyardan 9.5 milyara çıkacak. 50 yıl önce hayat beklentisi 54-55 yıldı. Bugün 80 yaşına geldik. 40 yıl sonra 100 yaşını geçen insanların toplamı yüzde 30'u bulacak. İnsanların hayat beklentisi uzuyor. Gelir de yükseliyor. Bu para nereye gidecek, öncelikle hayatı uzatmaya gidecek. Sağlıklı hayatın uzamasına ve daha iyi şartlarda yaşamasına harcanacak. Türkiye'de bugün yapılan yüksek teknolojili üretim artık kabul edilir hale geldi. Kendimizi dev aynasında görmeyelim ama insanlarımıza güvenelim. Yüksek teknolojinin en başında da bioteknoloji dediğimiz teknolojik sahaları geliştirelim.

GÜNEŞ ENERJİSİ TÜRKİYEDEN ÖNEMLİ KALEM OLACAK

Önümüzdeki 40 yılda daha fazla gaz ve petrol kullanmamız çok zor olacak. Bir gün gazsız ve petrolsüz kalacağız. Almanya'nın enerji üretiminin yüzde 20'si güneşten geliyor. Almanya en iyi coğrafi durumda değil. Güneş bakımından fakir sayılacak bir ülke. Türkiye ise güneş bakımından zengin. Biz de Alarko olarak enerji üretimi ve yatırımında söz sahibiyiz. En çok önem verdiğimiz güneş enerjisi. İlk adımları attık, sipariş verdik. Konya'daki tarıma elverişli olmayan araziler arasında alımlarımız oluyor. Oralara güneş enerjisini normal enerjiye çevirecek sistemlerin ilk adımını attık. Bu yaz içinde bunu devreye sokuyoruz. 170 milyon Euro'luk bir yatırım olacak. Bunun bir kısmını Alman teşviklerinden bir kısmını ortağımız Cengiz İnşaat'tan alacağız. Yakında güneş enerjisi Türkiye'nin en önemli kalemlerinden biri olacak.

"DIŞ AÇIK TEHLİKE OLARAK GÖRÜLMÜYOR"

Türkiye geleceğin yüksek yıldızı olabilir mi' sorusunu Alaton şöyle yanıtladı: "Bu soruya itirazım var. Türkiye geleceğin değil bugunün yükselen yıldızı. Avrupa'nın bugünkü zavallı durumu yanında biz şahız ama şımarmamalıyız. Biz mutluyuz ama daha mutlu olmak için daha akıllı adımlar atabiliriz. En önemli sorun dış açığın gerekli kadar tehlike olarak görülmemesi. Zannediliyor ki, biz daha çok borçlanabiliriz.

AVRUPA'DA TOPARLANMA 10 YILI BULUR

Avrupa'daki kriz konusunda çok iyimser değilim. Bütün insanların toplamının hayata bakışında gerçek dışılık yaşandı. İmkanların üzerinde yaşamayı benimsediler. Bu insanların uyanması, bunu hazmetmeleri, yeni baştan yola çıkıp düşük standartla hayata devam etmeyi ortaya koymaları birkaç seneyi bulacak. Bu en az 5-10 sene isteyecek. Önceki standartlara gelmeleri 10 seneyi bulacak. Avrupa'nın iyi olması bizim de iyi olmamız demek."

Olay Haberler

olayhaberler.com

Diğer Haberler

Spor

Copyright © 2012. Fiber Haber - All Rights Reserved. Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
Copyright © 2012. Fiber Haber - Tüm Hakları Saklıdır
Powered by Blogger | Sitemap | Ping | Olay Haber | Spor