Son Dakika :
Türkiye'nin en zengini Hüsnü Özyeğin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türkiye'nin en zengini Hüsnü Özyeğin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Türkiye'nin En Zengin Adamının En Büyük Hatası

Gönderen: Unknown on 1 Mart 2012 Perşembe | 03:41



Özyeğin, Rusya’nın başkenti Moskova’da Türk Rus İşadamları Birliği (RTİB) tarafından Ritz Carlton Oteli'nde düzenlenen "Zirve Sohbetleri" toplantısına katılarak kendisini anlattı, iş adamlarına tavsiyelerde bulundu.

FİBA Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, Türk ekonomisinin bu yıl yüzde 4 oranında büyümesini beklediğini belirterek, Rusya'nın 15-20 yıl içinde İngiltere'den sonra Avrupa'nın en büyük ikinci ekonomisine sahip olacağını bildirdi.

İş hayatına 6 yaşında dedesinin manifaturacı dükkanında çığırtkan olarak başladığını belirten Özyeğin, Rusya'ya gelen ilk işadamlarından olduğunu ve Rusya'ya ilk olarak merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile 1984 yılında geldiğini kaydeden anlattı. Özyeğin, "Özel uçakla Moskova'ya geldik. Buradan da iç hat uçağıyla Semerkand, Taşkent ve sonra St. Petersburg'a gittik. Bildiğiniz gibi Ruslarla yapılan meşhur gaz anlaşması bu ziyarette planlandı" dedi.

ÖZAL İLE DÜNYAYI GEZDİK

Özyeğin, Rusya'ya son derece kalabalık bir işadamı grubuyla geldiklerini belirterek, şunları söyledi:

"Özal ile dünyayı gezdik diyebiliriz. Buraya 1986 yılında bir daha Özal ile geldim. Heyet olarak kalabalık geldiğimiz için o zaman tek bir otel vardı ve o otelde de bir odada 3 kişi kaldık. Aşağıda sadece tavuk kızartan bir yer vardı ve yiyeceği de uzun kuyruklar halinde oradan alıyorduk. Tüm bunları gördükten sonra Rusya'nın bugünkü hali inanılmaz. Avrupa'ya gittiğinizde 30 yıl önce nasılsa şimdi de pek fazla bir değişiklik göremezsiniz."

Moskova'ya yine Özal ile birlikte 1986 yılında yaptığı ikinci ziyaretin dönüşünde burada bir banka şubesi açmak istediğini uçakta ziyaret dönüşü her zaman olduğu gibi işadamlarının yanına giderek tek tek sohbet eden Özal'a aktardığını söyleyen Özyeğin, "Rahmetli Özal hemen Merkez Bankası Başkanı Yavuz Canevi'yi çağırarak Moskova'da temsilcilik açmak istediğimi ve bunun için hemen izin verilmesini söyledi. 1988'de Yapı Kredi'nin Moskova'da şubesini açtık" dedi.

GİMA HAYATIMDAKİ EN BÜYÜK HATAM

Özyeğin bir soru üzerine, GİMA'nın hayatındaki en büyük hatalardan birini oluşturduğunu belirterek, GİMA'yı özelleştirmeden alan birinden satın aldığında çok yatırım yaptığını ve satın aldığı 1996 yılından sattığı 2005 yılına kadar her yıl zarar ettiğini söyledi.

Ancak GİMA sayesinde Finansbank'ın kredi kartlarını çok sayıda arttırdığını ve bunun da bankanın değerini artırdığını ifade eden Özyeğin, GİMA'dan tam olarak çok yakın bir zamanda kurtulduğunu ve bunun için de hemen bir kurban kestirdiğini söyledi.

KRİZDEN AZ ZARAR GÖRDÜK

Rusya'da 1994 yılında kendi kurduğu Finansbank'ın bir şubesini açtıklarını ve 1998 yılında moratoryum ilan edilen Rusya'nın en büyük ekonomik krizine yakalandıklarını söyleyen Özyeğin, "Çok şükür buradaki Finansbank o zaman çok küçüktü. Zarar gördük ama çok az oldu. O zaman bütün özel bankalar battı. Sonra 2003 yılında bireysel bankacılığa başladık. Şu an Rusya'daki operasyonumuzda, 7 bine yakın bordrolu personelimiz var. Türkiye'de Finans Bank'ı sattıktan sonra en fazla bordrolu personelimizi Ruslar oluşturuyor. Ruslardan sonra Türk personel ikinci sırada yer alıyor. Rusya'daki Credit Europe Bank'ta 5 bin 500, buradaki GAP tekstil ve Marks and Spencer mağazalarında da bin 500 ve diğer sektörlerdeki yatırımlarımızda da bir kaç yüz kişi istihdam etmekteyiz" dedi.

“Günde 200 otomobil kredisi veriyoruz"

Özyeğin, Rusya'daki Credit Europe Bank'ın sermayesinin 10 milyon dolar ile başladığını ve bugün sermayesinin 500 milyon dolar civarında olduğunu belirterek, "140 şubemiz var ve 1 milyondan fazla kredi kartı verdik. Günde 200 otomobil kredisi veriyoruz ve Rusya'da en fazla otomobil kredisi veren 5'nci, kredi kartı veren 10'uncu bankayız. Ayrıca Türkiye'de anlaşmalı olduğumuz bir mağazadaki herhangi bir ürünü beğenen ancak paraları yetmeyen Rus vatandaşlarına da o mağazalarda 15 dakika içinde tüketici kredisi veriyoruz" dedi.

AVRUPA’NIN İKİNCİ BÜYÜK EKONOMİSİ

Rus ekonomisine son derece inandığını ve Rusya'nın daha da gelişeceğine ifade eden Özyeğin, "Rusya'nın çok yakında ekonomik büyüklük açısından İtalya'yı geçeceğini, 15-20 yıl içinde de İngiltere'den sonra Avrupa'nın en büyük ikinci büyük ekonomisi olacağına inanıyorum" diye konuştu.

Avrupa'daki nüfusun giderek yaşlandığını ve sosyal hakların da Avrupa'yı Amerika ve diğer ülkelerle rekabette dezavantajlı konuma getirdiğini ifade eden Özyeğin, "Türkiye bugün çok şanslı. Türkiye 30-35 yıl kaybetti. Siyasi istikrar bir türlü son 10 yıldaki kadar olamadı. Daha önceki dönemlerde partiler tütün fiyatı konusunda bile anlaşamıyorlardı. Enflasyon yüzde 40 ve yüzde 90'lar arasında seyrediyordu. Böyle bir ülkeye yabancı yatırımcı da gelmez, iyi koşullarda kimse borç da vermez" dedi.

TÜRKİYE'NİN GELDİĞİ NOKTAYA BEN BİLE İNANAMIYORUM

Türkiye'nin bugün geldiği noktaya kendisinin bile inanamadığını söyleyen Özyeğin, "Eskiden İsviçre bankalarından 1 milyon frank kredi aldığımızda bayram ederdik. Şimdi Avrupa'ya yüzde 5, 5.5 ve 6 ile 5 yıllık bono çıkarıyoruz. Türkiye'de muazzam bir mali disiplin uygulanmakta. Avrupa'da bütçe açığı yüzde 5, bizde geçen yıl bu yüzde 1 oldu. bu yıl da yüzde 1 öngörülüyor" diye konuştu.

TÜRKİYE’NİN YÜZÜ DIŞA DÖNMELİ


Türk işadamlarının iş yapmak için Hindistan, Rusya, Çin gibi gelişen ülkelere yönelmesi gerektiğini ifade eden Özyeği n şöyle devam etti:

"Gelişmekte olan ülkelere yatırım yaparak Türkiye'yi geliştirebiliriz. Türkiye'nin yüzü dışa dönmeli. Türkiye sadece iç kaynaklarla ülkemizde her yıl ihtiyacı olan 700-800 bin istihdamı sağlayamaz. Sürdürülebilir bir büyüme için de eğitime daha fazla önem vermeliyiz. Çin, Kore ve Japonya'da bugün herkes en az lise mezunuyken, Türkiye'de eğitim oranı 6.5 yıl oranında. Son zamanlarda çok çaba harcanmasına rağmen o kadar geriden geliyoruz ki hala yeterli değil yapılanlar. Durumu iyi olan her işadamı eğitime mutlaka destek olmalı."

PANİKLEYEBİLİRSİNİZ AMA YANSITMAMALISINIZ
Özyeğin, bir soru üzerine her zaman sade bir vatandaş olduğunu ve ABD'de yarı burslu olarak eğitime gittiğinde cebinde sadece 100 dolar parasının olduğunu, bir yandan okurken diğer yandan akşamları lüks bir balık restoranında komilik yaptığını belirterek, "İş hayatında paniklediğim anlar oldu. 2001 yılındaki krizde bir çok işadamı panikledi. Bir şirketin başındaysanız sizin paniklemeniz önemli değil. İçinizdeki paniği dışa vurmamalısınız. 1994 ve 2001 krizlerinde resmen maske takarak dolaştım. Bu dönem işyerlerinde en neşeli gezdiğim dönemlerdi. Ancak eve geldiğimizde endişemi eşim anlıyordu. 2001'de 22 özel bankaya el kondu" diye konuştu.

Türkiye'nin en zengin adamı olarak ne hissettiği yolundaki bir soru üzerine Özyeğin, "Bu konuda konuşmayı pek sevmem ama yaptığım en önemli işlerden biri bir madde bağımlılığı tedavi merkezi kurmamdır. Tinerci çocuklardan 70'i burada tedavi oldu. Yaptığım okullar ve yurtlar ve verdiğim burslar sayesinde 30 bin öğrenci okuyor. Benim yaptığım okulları ve yurtları göremezsiniz çünkü bunları en fazla ihtiyacın olduğu en ücra yerlerde yaptım" dedi.

KRİZ OLASILIĞI GERİDE KALDI

Özyeğin bir soru üzerine, ABD'de finansal krizden yavaş yavaş çıkıldığı ve ABD ekonomisinin hafif büyüme gösterdiğini belirterek, "ABD ekonomisi ufak tefek canlanma gösteriyor. Avrupa ülkeleri de Sarkozy ve Merkel'in uzun görüşmelerinin sonunda finans kuruluşlarını kurtarma kararı aldı. Bankalara 500 milyar avro 3 yıl için yüzde 1 faizle borç verildi. Yarın 500 milyar avroluk bir ihale daha var. Kriz ihtimali bana göre geride kaldı" diye konuştu.

TÜRKİYE EKONOMİK OLARAK YÜZDE 4 BÜYÜYECEK

Hüsnü Özyeğin, Türk ekonomisiyle ilgili bir soru üzerine de, şunları söyledi:

"Türkiye'de çok iyi bir ekonomi yönetimi var. Kaptan köşkünde oturan yöneticiler sürekli her şeyi yakından izliyor ve ve amaca yönelik anında müdahalede bulunuyorlar. Aralık ayında kurdaki spekülatif artışları doğru müdahaleyle hem ihracatçıları memnun edecek hem de iyi bir düzeyde tuttular. Çok çabuk kararlar alınabiliyor. Bu güzel bir şey. Dünyadaki kredilerin yüzde 50'sini Avrupa'daki bankalar veriyor. Bu yüzden bir takım özelleştirmeler yapılamadı. Türkiye'nin bu yıl ekonomik olarak yüzde 4 oranında büyüyeceğini tahmin ediyorum."

HUSUMETTEN ORTAKLIĞA

Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Aydın Sezgin de sohbet toplantısının başında yaptığı açılış konuşmasında, Rusya ve Türkiye arasındaki ikili ticaret hacminin geçen yıl yeniden 30 milyar dolar seviyesine çıktığını belirtti.

Büyükelçi Sezgin, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerinin başta ekonomi olmak üzere enerji ve diğer tüm alanlarda son derece iyi durumda olduğunu belirterek, "İlişkilerimiz husumetten rekabete, rekabetten ortaklığa geçiyor. Buraya yapacağımız doğrudan yatırımlarda çok dikkatli olmamız gerekiyor. Hangi sektörde hangi vadede yatırım yapılmasına yol gösterecek bir çalışmaya ihtiyaç var. Rus ekonomisinin hukuki altyapısı tam tam olarak sağlanmış değil. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) üyeliğinin bu açıdan çok önemli olduğunu düşünüyorum" dedi.

Türkiye'nin en zengini Hüsnü Özyeğin

Gönderen: Unknown on 28 Şubat 2012 Salı | 18:31



Forbes'un ''En zengin 100 Türk'' sıralamasına göre, Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin 3 milyar dolarlık servetiyle ilk sırada yer aldı. Listede Çukurova Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet 2,9 milyar dolarlık servetiyle ikinci, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker 2,8 milyar dolar ile üçüncü oldu. Sıralamada Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk ile Koç Holding'den Semahat Arsel 2,6'şar milyar dolarlık servetleriyle dördüncülüğü paylaşırken, Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç 2,5 milyar dolarlık servetiyle altıncı sırada yer aldı. En Zengin 100 Türk'' listesinin ilk 10'u sırasıyla 2,4 milyar dolar ile Filiz Şahenk, 2,3 milyar dolar ile Şarık Tara, 2,2 milyar dolar ile Suna Kıraç ve 2,1 milyar dolar ile Ali Ağaoğlu şeklinde sıralandı.

MİLYARDER SAYISI 35'E DÜŞTÜ

Listeye göre, rekor yılı olan 2011 Forbes 100'de toplam serveti 64,7 milyar dolar olan 39 dolar milyarderi sayısı, 2012 yılında toplam serveti 55,3 milyar dolar olan 35 dolar milyarderine düştü. Forbes 100'de yer alan ''en zengin Türklerin'' toplam serveti ise 104 milyar dolardan 95 milyar dolara inerek yüzde 8,6 civarında azaldı. Bu yıl 95 milyar dolar olan toplam servetin 37 milyar doları halka açık şirketlerden geldi. Bu yıl Forbes 100'de zirvede yer alan ilk 10 isimle, sıralamanın son 10'unda yer alanlar arasındaki servet farkı 6,4 kattan 7,2 kata yükseldi. Bu, listenin zirvesiyle dibi arasındaki uçurumun daha da büyüdüğü anlamına geliyor. İlk 50 ile son 50 arasındaki uçurumsa küçük bir artışla 2,6 kattan 2,7 kata yükseldi.

MİLYARDER AİLE SAYISI 20'YE GERİLEDİ




Listenin ilk 10 sırasında yer alan isimlerin toplam serveti 25,4 milyar doları buldu. Toplam servetin yüzde 73'ünü, listenin zirvesinde yer alan 50 isim, kalan yüzde 27'yi ise listenin son 50 sırasında yer alanlar paylaştı. Forbes 100'de toplam servetin yüzde 49,5'i, 50'li ve 60'lı yaşlardaki 51 kişide toplandı. 2011 yılında 25 olan milyarder aile sayısı bu yıl 20'ye gerilerken, geçen yıl milyarder aileler arasında bulunan Çebi, Öztürk, Yamantürk, Konukloğlu ve Keleş ailelerinin toplam servetleri 2012'de milyar dolar sınırını aşamadı.

ENERJİ, EN BÜYÜK SERVET KAYNAĞI

Forbes 100'de yer alan isimlerin yarısından çoğu enerji, gayrimenkul ve turizm sektöründe faaliyet gösterirken, Türkiye'nin en zengini Hüsnü Özyeğin'in servetinin yarısı finanstan geliyor. Enerji, zenginlerin en sevdiği yatırım alanı olurken, listede yer alan Mahmut Çevik, servetinin tamamını madencilikten ediniyor. Bu yıl tarım ve hayvancılık yatırımlarından kaynaklı servet de dikkati çekerken, Ali Metin Kazancı, Ethem Sancak ve Necati Kurmel'in toplam 35 bin ineği bulunuyor. Milyarderler listesinde yer alan Tuncay Özilhan, geçen yıl ile aynı seviyede olan 1,4 milyar dolarlık servetiyle Mustafa Latif Topbaş ile 14. sırayı paylaşırken, sıralamada yükseldi. Serveti 1,4 milyar dolardan 1,2 milyar dolara inen Bülent Eczacıbaşı ile 1,3 milyar dolardan 1,1 milyar dolara düşen Faruk Eczacıbaşı, sıralamada da gerileyen iş adamları arasında yer aldı.

MEHMET NAZİF GÜNAL, MİLYARDER LİSTESİNDE

MNG Holding'den Mehmet Nazif Günal, Forbes 100 listesine milyarder olarak ilk kez girdi. Bu yılki milyarderler listesine Koç Ailesi'nden Ömer Koç ve Ali Koç ile Sabancı Ailesi'nden Çiğdem Sabancı Bilen ve Serra Sabancı giremedi. Ömer ve Ali Koç, 2012 yılında milyarderler liginden düşse de Koç Ailesinin tamamı, 2009'a göre varlığını en çok artıran isimler arasında yer aldı. Aynı dönemde servetini en çok artıran 15 kişiden 14'ünün de milyarder olması dikkati çekiyor. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, bu yıl 2011'e göre 200 milyon dolar azalarak 1 milyar dolarlık servetiyle listede 26. sıraya geriledi. Forbes 100'de 6 kişi ile yer alan Koç Ailesi, 10 milyar 650 milyon dolarlık seviyeyle 10 milyar doları geçen tek milyarder aile oldu. 9 milyar 720 milyon dolarlık servete sahip Sabancı Ailesi ise listede yer alan 12 kişi ile en kalabalık milyarder ailesi olurken, fert başına düşen ortalama servetin en yüksek olduğu aile 6,3 milyar dolarlık toplam servetin 3 kişi arasında paylaşıldığı Şahenk Ailesi oldu. Türkiye'nin ''en zengin dördüncü'' ailesi olan Ülker Ailesi'nden ise 3 kişi, Forbes 100'de yer aldı. ''En Zengin 100 Türk'' listesine bu yıl 11 kişi girerken, Mehmet Ali Aydınlar, Rezan Has ve Adil Üstündağ ilk kez listeye girdi. Asım Kocabıyık, İman Çolakoğlu, Zeki Zorlu, İshak Alaton, Mehmet Çolakoğlu ile Tacettin, Necati ve Bayram Yusuf Aslan da listeye tekrar dönüş yaptı. Bu yıl 650 milyon dolarlık servetiyle listeye ilk kez giren Mehmet Ali Aydınlar, serveti sağlık sektöründen gelen ''tek isim'' olarak dikkati çekiyor.

EN ÇOK KAYBEDENLER KARAMEHMET VE SEPİL

Forbes 100'de 2012'nin en çok kaybedeni 2011'de 4 milyar dolarlık servetiyle zirvede yer alan, bu yıl ise 1,1 milyar dolarlık azalmayla 2,9 milyar dolar seviyesiyle ikinciliğe gerileyen Mehmet Emin Karamehmet oldu. Genel Enerji Kurucusu ve Ortağı Mehmet Sepil de servetindeki 550 milyon dolarlık azalmayla Karamehmet ile birlikte ''yılın en çok kaybedenleri'' listesinde ilk iki sırayı aldı. 2012 listesinde Rahmi Koç, Şarık Tara, Ahmet Nazif Zorlu ve Semahat Arsel'in varlıklarında 400'er milyon dolarlık azalma görülürken, Suna Kıraç ve Mehmet Rüştü Başaran'da 200 milyon dolarlık düşüşler dikkati çekti. Bu yıl Ahmet Çalık, 1,3 milyar dolarlık servetiyle geçen yılki servetini korurken, listede 14. sıraya yükseldi. Ünal Aysal ise 775 milyon dolar ile listede 45. sıraya çıktı.

AYDIN DOĞAN'IN EŞİ VE KIZLARI YER ALMADI

Bu yılki Forbes 100 listesinde Aydın Doğan'ın eşi ve 4 kızı yer almasa da Aydın Doğan, 2011'de 1 milyar dolar olan servetini bu yıl 1,1 milyar dolara çıkararak 35 dolar milyarderi arasında servetini artıran iki kişiden biri oldu. Milyarderler liginde servetini artıran diğer kişi ise yine 100 milyon dolarlık servet artışıyla varlık toplamını 1,4 milyar dolara çıkan BİM'in hissedarları arasında yer alan ve listede de 13. sıraya yükselen Mustafa Latif Topbaş oldu.

İSTANBUL'DAN SONRA EN ÇOK ZENGİN DOĞU KARADENİZ'DEN

Forbes 100'de minimum servet 350 milyon dolar, ortalama servet 889 milyon dolar oldu. Yaş ortalamasının 59'dan 61'e çıktığı Forbes 100'de, 80 yaş ve üstü 12 zengin yer aldı. Listenin en yaşlı zengini 88 yaşındaki Asım Kocabıyık, en genç zengini ise 25 yaşındaki İman Çolakoğlu oldu. Bu yıl 107 kişiden oluşan Forbes 100'de 6'sı milyarder olan 19 kadın bulunurken, kadınların toplam servet içindeki payı yüzde 20,1 oldu. Forbes 100'ün toplam servetinin yüzde 42,2'sini İstanbul ve Ankara doğumlu zenginler yarattı. Bunları Adana ve Kayseri izledi. Listede 81 ilin sadece 28'i temsil edilirken, bu yıl listeye iki Malatyalı eklendi. Doğu Karadeniz (Trabzon, Artvin ve Rizeli), 15 isimle İstanbul'dan sonra en çok zengin çıkaran bölge olarak dikkati çekti.

Olay Haberler

olayhaberler.com

Diğer Haberler

Spor

Copyright © 2012. Fiber Haber - All Rights Reserved. Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
Copyright © 2012. Fiber Haber - Tüm Hakları Saklıdır
Powered by Blogger | Sitemap | Ping | Olay Haber | Spor