Son Dakika :
dünya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dünya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

O skandalda Murdoch'ın oğlu da gitti

Gönderen: Unknown on 1 Mart 2012 Perşembe | 05:54



İngiltere'de telekulak skandalı nedeniyle eleştirilen 'News International' şirketinin yöneticisi James Murdoch görevinden istifa etti
News Corp.'tan yapılan açıklamada, medya devi Rupert Murdoch'ın oğlu James'in News Corp.'un İngiltere'deki gazete bölümünün yönetim kurulu başkanlığından istifa ettiği belirtilerek, istifaya, James'in şirketin uluslararası televizyon operasyonlarına odaklanmak istemesi gerekçe gösterildi.
İstifa eden 39 yaşındaki James Murdoch yayınladığı açıklamada, kamuoyunu yorulmadan bilgilendirmeye çalışan meslektaşlarına teşekkür ederek, şirketin İngiltere'de yeni çıkarmaya başladığı The Sun on Sunday gazetesini övdü.
News International şirketinin icra kurulu başkanı Tom Mockridge'in görevini sürdüreceği ve News Corp. Başkanı ve İcra Kurulu Başkanı olarak atanan Chase Carey'ye bağlı olacağı açıklandı.
İngiltere'de News International şirketine ait News of the World, The Sun, The Times gibi gazetelerinin karıştığı telefon dinleme skandalında, James Murdoch ve News International şirketi eleştirilmişti.
Murdoch, telekulak skandalının ardından geçen yıl kapatılan, 168 yıllık pazar gazetesi "News of the World"ün ünlülerin telefonlarını dinlediği konusunda bilgisi olmadığını savunmuş, ancak eski çalışanları bu açıklamayı yalanlamıştı.
News Corporation şirketinin sahibi 80 yaşındaki Murdoch, geçen yıl sahibi olduğu News of the World gazetesinin telekulak skandalına karıştığının ortaya çıkmasının ardından İngiliz Parlamentosu'nda oğlu James Murdoch'la birlikte ifade vermişti.

Le Monde'dan Sarkozy'ye tokat!



Le Monde gazetesinin yarınki başmakalesinde, 'parlamentoların tarih mahkemesi olmadığı' belirtilerek, Anayasa Konseyi'nin dünkü kararına destek verildi
Fransa'da yayınlanan Le Monde gazetesinin yarınki başmakalesinde, ''parlamentoların tarih mahkemesi olmadığı'' belirtilerek, Anayasa Konseyi'nin dünkü kararına destek verildi.
Başmakalede, ''Anayasa Konseyi'nin üstlendiği rolünü tamamen yerine getirdiği'' yorumu yapıldı. Anayasa Konseyi'nin gerekçeli kararı hakkında ayrıntılı bilgi verilen başmakalede, özellikle yasanın ifade özgürlüğüne karşı olması nedeniyle iptal edilmesine dikkat çekildi.
Başmakalede, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin sadece seçim kaygısıyla bu yasanın geçmesine öncülük etmesi de eleştirildi.
Başmakalede, ''gereksiz ve faydasız'' olarak tanımlanan, ayrıca gelecekte tehlikeli de olabileceği kaydedilen yasanın Anayasa Konseyi'nin iptal kararıyla yanış yoldan dönüldüğü ifade edildi.

Direnişin kalesine büyük operasyon



Suriye güvenlik güçleri direnişin kalesi sayılan Baba Amr'da büyük bir operasyon düzenliyor
Suriye güvenlik güçlerinin, Humus kentinde geniş çaplı bir operasyon düzenlediği ve muhaliflerin kalesi konumundaki Baba Amr semtindeki direnişi kırma noktasına geldiği bildirildi.
AFP'ye konuşan bir güvenlik kaynağı, "Baba Amr şu an kontrol altında. Ordu, bölgeyi bina bina, ev ev arıyor. Şu an askerler, teröristleri ve silahları bulmak için tüm bodrum katlarını ve tünelleri araştırıyorlar" dedi. Kaynak, "Çok az bir direniş kaldı" ifadesini kullandı.
İsminin açıklanmasının istemeyen Suriyeli bir yetkili, daha erken saatlerde Associated Press'e yaptığı açıklamada, güvenlik güçlerinin Baba Amr'a ilerlediklerini belirterek, semtin kısa süre içinde "temizleneceğini" söylemişti.

Ermeni diasporası çıldırdı!



Ermeni diasporası inkâr yasasının iptalini 'kabul edilemez Türk lobisi' olarak değerlendirdi
Fransa Anayasa Konseyi'nin, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddedilmesini suç sayan yasayı iptal etmesi, Fransa'daki Ermeni diasporasını kızdırdı.
Fransa'daki Ermeni dernekleri koordinasyon komitesi, Anayasa Konseyi kararını ''kapitülasyon'' olarak değerlendirdi. Komite tarafından yapılan açıklamada, ''Türkiye'nin müdahalesi sonucu, Anayasa Konseyi kapitülasyon imzaladı'' ifadesi kullanıldı.
"KABUL EDİLEMEZ TÜRK LOBİSİ"
Türkiye'ye sert eleştiriler yöneltilen açıklamada ayrıca ''Türkiye'nin kabul edilemez lobisi, kurumlarımızın bağımsızlığına gölge düşürdü'' denildi.
Anayasa Konseyi kararının tamamen siyasi olduğu öne sürülen açıklamada, Konsey üyelerinin tarafsız olmadığı iddia edildi.
ERMENİ BASINI UMUTLU
Ermenistan basını ise Fransa Anayasa Konseyi'nin aldığı karar üzerine Sarkozy'nin konuyu tekrar gündeme getireceği yönündeki açıklamalarına geniş yer verdi.
Yasanın iptalinden sonra Sarkozy yeni bir tasarı hazırlanması için hükümete talimat vermiş, cumhurbaşkanlığı seçiminin favorisi sosyalist Francois Hollande da, cumhurbaşkanı seçildiği taktirde, sayan yasayı tekrar gündeme getireceğini söylemişti.
Basında yer alan haberlerde "Türk baskısı bu raundu kazandı" yorumları dikkat çekti.
FRANSIZ BASINI GENİŞ YER VERDİ
Yasanın iptali bugün Fransız basınında da geniş yer aldı. Cumhurbaşkanına yakınlığıyla bilinen Le Figaro, ''Sarkozy'nin yakın çevresine, tepki vermeden önce Anayasa Konseyi'nin kararını inceleme ihtiyacım var'' dediğini duyurdu.
Sol eğilimli Liberation, parlamentonun 6 Mart'ta seçimler öncesi kapandığını hatırlatarak, Sarkozy'nin yeni bir yasa hazırlamak için zamanı olmadığı yorumunu yaptı. Sarkozy'nin son yasayı seçimler dolayısıyla gündeme getirdiğini ifade eden gazete, ''Sarkozy, hem Ermeni seçmenlerden oy toplamak hem de Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğunu kararlılıkla göstermek için bu yasayı gündeme getirmişti'' ifadesini kullandı.
Liberation, yasanın Anayasa Konseyi tarafından iptal edileceği konusunda, tarihçi, hukukçu ve birçok parlamenterin uyarılarda bulunduğuna dikkati çekti.
Le Parisien gazetesi de Anayasa Konseyi'nin kararını bugün geniş ve ayrıntılı bir şekilde okuyucularına duyurdu.
AZERBAYCAN MEMNUN
İnkâr yasasının iptali Azerbaycan'da ise memnuniyetle karşılandı. Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı basın sözcülüğünden yapılan açıklamada, alınan kararın Aliyev tarafından söz ve düşünce özgürlüğünün bir yansıması olarak değerlendirdiği belirtilerek, "Fransa'da meclis ve senato tarafından kabul edilen sözkonusu yasanın Anayasa Konseyi'ne ve Fransa toplumunun gündemine taşınmasına büyük önem verdiği, bu düzenlemeye karşı çıkan herkese şükranlarını sunduğu" ifade edildi.
Açıklamada, "Fransa Anayasa Konseyi kararının Ermeni lobilerinin utanmazlığı karşısında bir set olduğu ve bu lobi faaliyetlerinin iflasını gösteren bir örnek olduğu" ifade edildi.

Yeni yüzüyle ilk kez ekranda



Türkiye son günlerde yüz nakliyle ilgili haberlere yoğunlaşmışken aynı konu ABD'de de gündeme geldi
Bir şempanzenin saldırması sonucu yüzünün büyük bir bölümünü kaybeden Charla Nash geçirdiği ameliyatların ardından bir TV kanalına konuk oldu.
ABD'nin Connecticut eyaletinde yaşayan Charla Nash arkadaşının evinde beslediği şempanzenin saldırısı sonucunda yüzünün büyük bir bölümünü, gözlerini ve ellerini kaybetti.
Nash 3 yıl önce arkadaşı Sandra Herrold'un evine gittiğini ve Herrold'un şempanzesi Travis'i kafesine sokmaya çalışırken saldırıya uğradığını belirtti. Nash şunları söyledi: "Yüzüme saldırdı ve saçlarımı yolmaya başladı. Sandra 911'i aradı ve şempanzenin beni yediğini söyledi."
6 ay önce içlerinde cerrahlar, hemşireler ve anestezi uzmanlarının olduğu 30 kişilik bir ekip tarafından ameliyat edilen 58 yaşındaki Nash 20 saat süren operasyonla yeni bir yüze sahip oldu. Nash'a aynı ameliyatta protez göz ve el de takıldı. Fakat kan dolaşımıyla ilgili sorun yaşanınca doktorlar elleri geri almak zorunda kaldı.
YENİDEN KOKU ALABİLİYORUM
WABC televizyonunda bir programa konuk olan Nash 90 kiloluk şempanzenin saldırısını ve ameliyattan sonra yaşadıklarını izleyicilerle paylaştı. Nash şöyle konuştu:
"Ellerimin geri alınmasına üzüldüm ama şimdi yeniden koku alabiliyorum ve yemek yiyebiliyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. Bana yeni bir yüz veren aileye nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Onlar sayesinde tekrar hayata döndüm. İleride aynadaki yansımamı tekrar görmek istiyorum"

Binlerce süngeri afiyetle yedi



Nadir görülen hastalığa yakalanan kadın tam 4000 adet bulaşık süngerini mideye indirdi
21 yaşındaki Kerry Trebilcock Pica adı verilen hastalığa yakalandı. Hastalık kişinin yenilmemesi gereken şeyleri yeme isteğine yol açıyor.
Bu hastalık Trebilcock'a 4000 sünger ve 100 kalıp sabun yedirdi.
Bir diş hastanesinde hemşire olarak görev yapan Trebilcock The Sun gazetesine "bir gün bu huyumu yeneceğim ve açlık hissetmeden duşa gireceğim" diye konuştu.

Polis kendi silahını kendi alacak!



Hükümet yeterince tabanca temin edemediği için 27 binden fazla polis kendi tabancasını kendisi temin ediyor.
Filipinler Bütçe Bakanı Florencio Abad, emniyet gücünün yaklaşık beşte birinin kendi tabancasını taşımak zorunda kaldığını, hükümetin 13 bin yeni tabanca alabilmek için bu yıl bütçeden 5,7 milyon dolar ayırdığını belirtti.
Abad, ülke genelinde suçla mücadeleyi artırmak için gerekli yatırımların yapılması gerektiğini söyledi.
Ulusal Emniyet sözcüsü Agrimero Cruz Jr. da bütçe sıkıntısının pek çok polisi suçla mücadelede kendi silahlarını kullanmak zorunda bıraktığını kaydetti.

Clinton: İfadeyi Suç Saymak Tehlikeli



Temsilciler Meclisi Tahsisatlar Komitesi'nde düzenlenen oturum, Clinton ile Ermeni lobisinin güçlü destekçilerinden milletvekili Adam Schiff arasında 1915 olayları konusunda karşılıklı diyaloğa sahne oldu.

Schiff, oturumda, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni tezlerini dile getirdikten sonra, Clinton'a, ''Bu olayların 'soykırım' olarak nitelenebileceği hususunda kafanızda bir soru işareti var mı- Senatörken bu konuda takındığınız tutumda şimdi bir değişiklik bulunmakta mı-'' yönünde bir soru yöneltti. Schiff'in, Clinton'ın cevabı sırasında da ara ara bakanın sözünü kestiği gözlendi.

Clinton, Fransız meclisi ve senatosunda 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını suç sayma yönündeki girişime karşı bir süre önce yaptığı açıklamaya atıfta bulunan Schiff'e, o açıklamasındaki sözlerini tekrar ederek, ''İfadeyi suç saymanın tehlikeli bir yolu açacağını düşünüyorum. Gerçekten de anladığım kadarıyla, Fransız mahkemeleri yasanın Fransız anayasasına uygun düşmediğini ilan etti'' diye konuştu.

ABD'nin, 1915 olaylarını ''20'nci yüzyılın en kötü katliamlarından biri olarak kabul ettiğini ve her 24 Nisan'da Başkanın, kurbanları onurlandırdığını ve ABD'nin Ermeni halkıyla dayanışmasını ifade ettiğini'' belirten Clinton, ''Başkan Barack Obama'nın, 24 Nisan açıklamasında, neler olduğuna dair gerçeklerin tam, samimi ve adil biçimde tanınmasının sağlanmasının herkesin çıkarına olduğunu söylediğini'' de vurguladı.
Clinton, Obama'nın ayrıca, ''Bu hedef doğrultusunda ilerlemenin en iyi yolunun, Türk ve Ermeni halklarının, ilişkilerinde ilerleme sağlamalarının bir parçası olarak geçmişin gerçeklerini ele almaları olduğunu'' da ortaya koyduğuna dikkati çekerek, ''Obama da önceki başkanlar gibi, Türkiye ve Ermenistan'ın, aralarındaki ikili ilişkileri normale döndürme çabalarına güçlü destek veriyor. 1915'teki korkunç olayları tam biçimde yansıtan, aynı zamanda da bu iki halk ve ülkenin birlikte ilerleme katedebileceği pozisyonun bu olduğuna inanıyoruz'' dedi.

Konuşması sırasında defalarca Clinton'ın sözünü kesmeye çalışarak, ''Bu ülkede ifadenin suç sayılmasını kimse savunmuyor'' diyen Schiff'e, Clinton, ''Ama sizin atıf yaptığınız cevap da zaten bu anlama geliyordu. Dolayısıyla bunu net ifade etmek istiyorum'' diye yanıt verdi.
Schiff ise bu sefer, California'daki 9'uncu Temyiz Mahkemesinin, 1915 olaylarında ölen Ermenilerin mirasçılarının, kendilerine ödeme yapılması için sigorta şirketlerine dava açamayacağı yönündeki kararını eleştirerek, ''ABD Dışişleri Bakanlığının pozisyonu, eyaletlere 'soykırımın' kurbanlarına tazminat ödeme imkan tanınmasını engelleme yönünde mi-'' şeklinde bir soru yöneltti.

Clinton, bu soruya da şöyle yanıt verdi:
''9'uncu Temyiz Mahkemesinin kararından haberim var. Size sadece şunu yineleyebilir ve altını çizebilirim ki bu yönetimin politikası, barışçıl, verimli ve bereketli bir ilişkinin nasıl yaratılacağı konusunda Türk ve Ermeni halkları ve hükümetleri arasında adımlar atılması gerektiği yönünde. Bu nokta, Türkler ve Ermenilerin gelecek nesilleri için ilişkilerin normalizasyonu, bizim görüşümüze göre çok önemli bir hedef.''

Köpeklere Canlı Canlı İşkence



Bulgar Haber Ajansı Novinite'in haberine göre, her yıl bahar aylarının yaklaşmasıyla yapılan ayinde, köpekler bir akarsu üzerine gerilen ipe bağlanıp hızla çevriliyor.

Hayvanlar uzun bir süre çevrildikten sonra ip gevşetilerek köpek suya bırakılıyor. Birçok köpek baş dönmesi yüzünden yüzemeyerek boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.

MECBUREN BOYUN EĞMİŞLER
Kuduzun yayılmasını önlemek için yapılan pagan ayini hayvan hakları kuruluşlarının tepkisine yol açtı. Sofya Hayvan Hakları Örgütü bu yıl Brodilovo'ya baskın yaparak sözde kuduz ayinlerini engelledi. Ayinciler de bunun üzerine hayvanları sadece suya atmakla yetindi. Brodilivo Belediye Başkanı Petko Arnavudov, yarım yapılan ayinin kuduzu kovup kovmayacağını yakın zamanda göreceklerini belirterek, hayvan hakları kuruluşlarına mecburen boyun eğdiklerini söyledi.

Benzini Su Diye İçti, Yanarak Öldü



ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinde şehrinde yaşayan 43 yaşındaki Gary Allen Banning arkadaşının evinde su zannedip yanlışlıkla benzin içti. Banning benzinin tadını alınca sıvıyı tükürdü. Bu sıra üzerine sıçrayan damlar sigara yaktığı anda alev aldı.

Hastaneye kaldırılan Baning kurtarılamadı.

Castro'nun Kızkardeşi Öldü



Castro kardeşlerden Juanita Castro, Associated Press'e yaptığı açıklamada, yıllardır Alzheimer hastası olan Angela Castro'nun Havana'da 88 yaşında yaşama veda ettiğini söyledi.
Küba hükümeti ise konuyla ilgili olarak henüz açıklama yapmadı.


Putin: Kimseden Korkmuyorum



Putin, gaz patlamasının meydana geldiği ve 10 kişinin hayatını kaybettiği olay yerini incelerken, bir gazetecinin kendisine yönelik suikast haberlerini hatırlatması üzerine, "Gördüğünüz gibi benim pozisyonuma sahip insanların bununla yaşaması lazım. Bu tip şeyler sizi işinizi yapmaktan alıkoyamaz. Suikast tehditleri benim için hiç bir zaman bir engel olmadı ve bundan sonra da asla olmayacak. Ben bununla 1999 yılından beri yaşıyorum. Bu konuda ne yapabilirsiniz ki?" dedi.

Bir gazetecinin "Hiç endişe duyuyor musunuz?" şeklindeki sorusu üzerine de Putin, "Bu tehditle yaşarsanız ve her zaman korkarsanız o zaman en basit tabiriyle hayatınıza devam edemezsiniz. Asıl onlar bizden korksun" karşılığını verdi.

Sözkonusu suikastın seçim kampanyasıyla ilgili bir kurgu olduğu yolundaki iddiaların hatırlatılması üzerine Putin, "Bu ilk defa olmuyor. 1999 yılından beri tekrar edilen şey bu. Bu tip suikast komplolarıyla mücadele için özel bir birim oluşturuldu. Komplocular artık etrafta yoklar ve bunun için de aynı şeyi tekrarlamak istiyorum: Asıl onlar bizden korksun" dedi.


Mica Ertegün'den Oxford'a Rekor Bağış



Dünyaca ünlü Oxford Üniversitesi, 900 yıllık tarihinin en büyük bağışlarından birini Ertegün ailesinden aldı.

2006'da hayatını kaybeden müzik yapımcısı Ahmet Ertegün'ün eşi Mica Ertegün, üniversiteye 41 milyon dolar bağışladı.Oxford Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, bağışlanan parayla yüksek lisans öğrencilerine burs verilecek.

Eşinin, sanata ve beşeri bilimlere değer verdiğini vurgulayan Mica Ertegün, dünyada bu kadar fazla çatışma varken, bu bilimlerin potansiyelini zenginleştirmenin önemli olduğunu vurguladı.

Mica ve Ahmet Ertegün Yüksel Lisan Burs Programı kapsamında edebiyat, tarih, müzik, sanat tarihi, Asya çalışmaları, Ortadoğu çalışmaları ve arkeoloji alanında yüksek lisans yapacak öğrencilere destek verilecek.


T-Rex'in Bir Isırığı 6 Ton



Biology Letters dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, T-Rex’in kemikleri un ufak eden ısırığına yaklaşabilen başka bir canlı yok. T-Rex’in ısırık gücünü ölçmek isteyen İngiliz bilim insanları, dinozorun Manchester Müzesi’ndeki iskeletinden yararlanarak dijital modelini çıkardı. Kas dokusunun da modele tam olarak yerleştirilmesinin ardından, T-Rex’in çenesinin ısırırken ortaya koyduğu güç ölçüldü.

Araştırma, Liverpool Üniversitesi’nden Karl Bates ile Manchester Üniversitesi’nden Peter Falkingham’ın başında olduğu ekip tarafından yapıldı. Bates, “lazer tarayıcı ile T-rex’in kafatasına ait 3 boyutlu modeli billgisayara aktardıkdıklarını” belirtti.

T-rex’in ısırma gücü hakkında geçmişte yapılan araştırmalar, dinozorun 13,400 Newton (1364 kg) civarında olduğunu göstermişti. Ancak dinozorun kas yapısı üzerinde daha kapsamlı bir çalışma yürüten İngiliz ekip, T-rex’in tek bir ısırışta 35 ile 57 bin Newton (3564 ile 5804 kg) arasında güç uygulayabildiğini tespit etti.

Bates, “Bu üzerinize orta boy bir filin oturması gibi bir şey” dedi. İnsanların ısırma gücü ise yaklaşık 100 kg civarında.

Bilim insanları, bugüne kadar T-rex’in çenesinin hareket özelliği hakkında kesin bir yargıya varamıştı. Bazıları, dev dinozorun sadece ölü dinozorların bedenlerini yiyebildiğini öne sürüyordu. En son araştırmayla t-rex’lerin sanıldığından çok daha güçlü bir çeneye sahip olduğu anlaşıldı. Gövde uzunluğu 12.8, boyu 4 metreye varabilen T-rex'ler, 7.5 ton ağırlığa ulaşabiliyordu.

Vatikan'ın Gizli Arşivi Açılıyor



Vatikan'ın gizli arşivi yüzyıllardır komplo teorilerine ve kitaplara ilham kaynağı oluyor. Bu belgeler ilk ve muhtemelen de son kez halka açılıyor.

Katolik Kilisesi, kurulduğundan beri büyük bir özenle belgelerini saklıyor. Bu belgeler 1621 yılında, bugün saklandığı Papalık Sarayı'ndaki özel bölüme taşınmıştı. Bu taşınmanın 400'üncü yıl dönümü nedeniyle, Vatikan özel bir sergi düzenleme kararı aldı. Eylül ayı sonuna kadar Capitoline Müzesi'nde sürecek sergide 100'den fazla belge açılacak.

En eskisi 8'inci yüzyıla ait olan belgelerin tam listesi henüz yayınlanmadı ancak sergilenecek belgeler hakkında pek çok bilgi basına sızdı. Bu belgeler arasında Türkiye'yi en çok ilgilendiren Ermeni iddiaları ile ilgili olanlar olacak.

ERMENİ İDDİALARINA DAİR EVRAKLAR
Geçtiğimiz aylarda Vatikan Gizli Arşivleri Müdürü Sergio Pagano, Ermeni iddiaları ile ilgili belgelerin de sergi kapsamında yer alacağını duyurmuştu. "Türk askerlerinin yaptığı işkencelerin belgeler de yer alacak" diye konuşan Pagano, "Eğer inancım olmasaydı, gördüğüm tek şey karanlık olurdu” demişti.

GALİLEO'NUN İMZASI
Açıklanacak belgelerden göze çarpanlardan arasında, Dünya'nın Güneş'in etrafında döndüğünü kanıtladığı için Engizisyon tarafından sorgulanıp, ölüme mahkum edilen ünlü bilimadamı Galileo Galilei hakkında tutulan evraklar var. Evraklar arasında, yargılanma sonrasında iddialarını geri alan Galileo'nun imzasının bulunduğu bir evrak da yer alıyor.

HRİSTİYANLIĞA GEÇEN ÇİN PRENSESİ
En ilginç belgelerden biri de 1650 yılında ipek üzerine yazılan bir mektup. O dönemki Papa'ya gönderilen mektup, Hristiyan olarak Helena adını alan Çin İmparatoriçesi Wang'a ait.

HOLOKOST'A GÖZ YUMAN PAPA
Yakın tarihe ait evraklar içinde, 2. Dünya Savaşı sırasında Yahudi soykırımına ses çıkarmamakla eleştirilen Papa 12. Pius'a ait evraklar bulunuyor.

İngiltere Kraliçesi 1. Elizabeth tarafından öldürülen İskoçlar'ın Katolik Kraliçesi Mary'den Papa'ya yazılan bir mektup ile İngiliz Parlamentosu'nun Kral 8. Henry ile Aragon Kraliçesi Catherine arasındaki evliliği onaylamamasına yöneelik talep de sergilenecek gizli evrak arasında yer alıyor.

75 KiLOMETRELİK RAF

Vatikan'ın gizli arşivi, yeraltına inşa edilen ve özel havalandırma şartları bulunan bir bölmede saklanıyor. Arşivi barındıran rafların toplam uzunluğu 75 kilometreyi buluyor.

Charla Yüz Nakli Sonrası İlk Kez Tv'de



ABD’nin Connecticut eyaletinde yaşayan Charla Nash arkadaşının evinde beslediği şempanzenin saldırısı sonucunda yüzünün büyük bir bölümünü, gözlerini ve ellerini kaybetti.

Nash 3 yıl önce arkadaşı Sandra Herrold'un evine gittiğini ve Herrold'un şempanzesi Travis'i kafesine sokmaya çalışırken saldırıya uğradığını belirtti. Nash şunları söyledi: "Yüzüme saldırdı ve saçlarımı yolmaya başladı. Sandra 911'i aradı ve şempanzenin beni yediğini söyledi."

6 ay önce içlerinde cerrahlar, hemşireler ve anestezi uzmanlarının olduğu 30 kişilik bir ekip tarafından ameliyat edilen 58 yaşındaki Nash 20 saat süren operasyonla yeni bir yüze sahip oldu. Nash’a aynı ameliyatta protez göz ve el de takıldı. Fakat kan dolaşımıyla ilgili sorun yaşanınca doktorlar elleri geri almak zorunda kaldı.

WABC televizyonunda bir programa konuk olan Nash 90 kiloluk şempanzenin saldırısını ve ameliyattan sonra yaşadıklarını izleyicilerle paylaştı. Nash şöyle konuştu:

“Ellerimin geri alınmasına üzüldüm ama şimdi yeniden koku alabiliyorum ve yemek yiyebiliyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. Bana yeni bir yüz veren aileye nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Onlar sayesinde tekrar hayata döndüm. İleride aynadaki yansımamı tekrar görmek istiyorum”

İsrail'den Televizyon Baskını



Ortadoğu'da İsrail gerilimi sürüyor.

Filistin Yönetimi’nin egemen olduğu Ramallah’ta yayın yapan El Vatan televizyonunun yöneticisi Muammer Ureybi, 30 İsrail askerinin baskına katıldığını ifade etti.

Ureybi, bir İsrailli askerin kanal çalışanlarına "Haydar Adnan’a selam söyleyin" dediğini bildirdi.

Filistinli tutuklu Haydar Adnan, İsrail’in hukuksuzca yaptığı tutuklamaları protesto etmek için 66 gün açlık grevi yapmış ve özgürlüğünü kazanmıştı.



11 Eylül Saldırısı İle İlgili Şok İddia



ABD'de 11 Eylül saldırısı kurbanlarından bazılarına ait kalıntıların Hava Kuvvetleri ile anlaşmalı müteahhit şirket tarafından yakılıp çöp alanına gönderildiği ortaya çıktı.

Şaşırtan açıklama, Delaware'deki Dover Hava Kuvvetleri morgunda yapılan idari hataları araştıran bağımsız bir heyet tarafından hazırlanan raporda kısaca ve ayrıntıya girilmeden yapıldı.

Hava Kuvvetleri yetkilileri, henüz olayla ilgili bilgileri olmadığını ileri sürerek gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtsız bıraktı.

Beyaz Saray ise, Başkan Barack Obama'nın Pentagon'un bu tür olayların bir daha asla yaşanmaması için gereken bütün önlemleri alma planına destek verdiği bildirildi.

Bağımsız heyetin başkanı emekli General John Abizaid tarafından hazırlanan raporda, Pentagon'a düzenlenen saldırıda ve Shanksville yakınlarında düşen uçakta yaşamını yitirenlerin kalıntıları teşhis edilemediği için anlaşmalı şirket tarafından yakıldıktan sonra çöp alanına gönderildiği belirtildi.

Pentagon'un batı kanadına çarpan yolcu uçağında 184 kişi, Shanksville yakınlarındaki bir tarlaya düşen uçakta ise 40 kişi yaşamını yitirmişti. Kurbanlara ait kalıntıların bir kısmı, saldırıdan bir yıl sonra Arlington Ulusal Mezarlığı'na ve Shanksville'deki mezarlığa defnedilmişti.

Hava Kuvvetleri politikası gereği kalıntıların anlaşmalı biyomedikal atık şirketi tarafından sağlanan mühürlü konteynerlere yerleştirilmesi ve müteahhit şirketin konteynerleri yakması gerekiyordu.

Dover'daki yetkililerin yakma işleminden sonra geriye hiçbir şey kalmadığını var saydığı belirtilen raporda, yakma işleminden sonra kalanların şirket tarafından çöp alanına gönderildiğinin belirlendiği kaydedildi.

Abizaid, gazetecilere yaptığı açıklamada, çöp alanının kullanımının Hava Kuvvetleri ile şirket arasında yapılan anlaşmada kesinlikle yer almadığına işaret etti.


Uçaktaki Anonsu Bomba Diye Duyunca Olanlar Oldu



Eylül saldırıları sonrası hava kontrol güvenliğinin paranoya derecesinde artırıldığı ABD'de, trajikomik bir olay yaşandı.

Baltimore'dan kalkan Southwest Havayolları'na ait uçağın pilotu bir arkadaşı için jest yapmak istedi.

İngiliz basınından The Telgeraph'ta yer alan habere göre; pilot, hava kontrolörü arkadaşının annesinin uçakta olduğunu söyledi ve kadının doğum gününü kutladı.

"Uçakta bir anne var" (we have a mom on the board) diyen pilotu, “uçakta bir bomba var” (we have a bomb on the board) olarak algılayan yolcular, uçakta patlayıcı bulunduğunu düşündü ve havada kısa süreli bir panik yaşandı.

Uçağın pilotu daha sonra yaptığı açıklamayla yanlış anlamayı düzeltti.

Birçok yolcunun yapılan anonsla ilgili olarak yetkililere şikayette bulunduğu da belirtilirken, Southwest Havayoları sözcüsü Brandi King, pilotun yanlış anlaşılan bir anons yaptığına dikkat çekerek, “Pilot sadece uçakta bulunan bir annenin doğum gününü kutladı” dedi.

ABD Federal Havacılık Dairesi (FAA) ise bu tür jestlerin zaman zaman uçaklarda yaşandığını, abartılacak bir şey olmadığını açıkladı.

İstanbul, Ankara, Adıyaman... Provokatörler Sahnede



İstanbul'da birileri ellerine tutuşturulan iğrenç pankartla (Hepiniz Ermenisiniz, Hepiniz p...) Hocalı katliamını protestosuna gölge düşürüyor. Facebook'tan organize olduğu ortaya çıkan grup çok sağa sola tepki yağdırmaktan da geri durmuyor....

Haftası geçmeden benzer bir olay Ankara'da vuku buluyor. Bu sefer, Ankara Üniversitesi'nde Hocalı katliamını protesto eden Azeri kökenli öğrenciler, Hocalı katliamını kınayan bildiriler asarken dövülüyor... Öğrdenciler, kendilerini "Türk Ermeni kardeştir" diye sloganlar atan bir grubun dövdüğünü iddia ediyor.

Öncesinde de benzer bir olayın Hacettepe Üniversitesi'nde yaşandığı öğreniyoruz.... Bu sefer de Hocalı katliamının anıldığı panelde olaylar çıkarılıyor...

Acılarımızın üzerinden oynanan tehlikeli oyunun farkında mıyız? Yine birileri bir takım hesapların peşinde koşuyor. Zaman bu oyunları bozma zamanı... Yoksa bir kez daha yazık olacak güzelim memleketimize...

"Bu kadar karamsarlığa gerek var mı üç beş kendi bilmez" diyebilirsiniz... Var beyler var... Neden mi? Adıyaman'da yaşanan tuhaf olaya bakalım... Birileri evlerin kapılarına işaretler koyuyor...

İstanbul'da, Ankara'da, Adıyaman'da... Yani provokatörler dört bir koldan sahnede...

Türkiye küresel alanda önemli bir aktör olmanın yanışını verirken, birileri de boş durmuyor... Unutmayalım beyler  hepimiz kardeşiz... Türk'ü, Azerisi, Kürt'ü, Ermenisi... Bu topraklar üzerinde yaşayan, ortak kaderi paylaşan hepimiz. kardeşiz.... Uyanık olalım ki; bu kardeşliğe zarar gelmesin... 

Çünkü Madımak'ı, Gazi olaylarını, Maraş'ı, Çorum'u yaşamış milletin çocukları herkesten daha uyanık olmak zorunda...

İŞTE ANKARA ÜNİVERSİTESİ'NDE YAŞANAN O PROVOKASYONUN DETAYLARI
Ankara Üniversitesi'nde Hocalı katliamını astıkları afişlerle protesto etmek isteyen öğrencilere karşıt görüşlü bir grup saldırdı. Azeri kökenli olduğu öğrenilen 2 kişi yaralanarak hastaneye kaldırıldı.

Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü'nde Hocalı katliamının yıl dönümü dolayısıyla afiş asmak isteyen iki öğrenciye karşıt görüşlü bir grup saldırdı. Saldırı sonrası isimleri henüz belirlenemeyen iki öğrenci yaralandı. Yaralı öğrenciler ambulanslarla Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Arkadaşlarının yaralandığını öğrenen çok sayıda genç kampüsün önünde toplanmaya başladı. Karşıt grup ise ellerine aldıkları uzun sopalarla kampüsün bahçesinde bekledi. Karşılıklı atışmaların yaşandığı yere çok sayıda çevik kuvvet ekibi sevk edildi.

Çoğu Azeri kökenli olduğu öğrenilen 40-50 kişilik grup kampüsün karşısında bekleyerek arkadaşlarına yapılanları protesto etti. İki grup arasındaki kavga bir amatör kamera tarafından da çekildi. Görüntü de karşıt grubun öğrencileri tartaklaması ve kovalaması dikkat çekiyor.

Dün de aynı olayın Hacettepe Üniversitesi'nde düzenledikleri konferansta meydana geldiğini ve bazı şahısların konferansı bastığını aktaran Azeri kökenli bir öğrenci, bugün de arkadaşlarının Azeri soykırımını protesto eden afişleri asarken Türk-Ermeni kardeştir diyen bir grup tarafından dövüldüğünü söyledi. Azeri kökenli olduğu öğrenilen genç, arkadaşlarının dayak yiyip yaralanmasına rağmen polisin karşı tarafa müdahale etmemesinden yakındı.

Bu arada polis olayın daha büyümemesi için grubun dağılmasını istedi. Arkadaşlarının dayak yediğini diğer gruba müdahale edilmesi gerektiğini savunan grubu polis yaptıklarının yasal olmadığını anons ederek dağılmaları yönünde uyardı. Polis dağılmakta direnen bazı gençlere gaz sıkmak zorunda kaldı. Grup polisin kontrolünde kampüsün önünden uzaklaştırıldı.

Olay Haberler

olayhaberler.com

Diğer Haberler

Spor

Copyright © 2012. Fiber Haber - All Rights Reserved. Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
Copyright © 2012. Fiber Haber - Tüm Hakları Saklıdır
Powered by Blogger | Sitemap | Ping | Olay Haber | Spor