Son Dakika :
Hocalı Katliamı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hocalı Katliamı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

BDP'li Vekil, 'Kemalist Diktatörlük' Dedi, Meclis Karıştı (Galeri)

Gönderen: Unknown on 1 Mart 2012 Perşembe | 03:36



TBMM Genel Kurulunda, BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın sözleri gerginliğe neden oldu. Altan Tan, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın tümü üzerinde grubu adına yaptığı konuşmada, tasarıda yer alan düzenlemelerin intibak olmadığını, kısmi bir iyileştirmeden öteye geçemediğini savundu.

Hocalı ve Saraybosna’daki katliamların aynı vicdanla kınanması gerektiğini belirten Tan, şu ifadeleri kullandı:

”Hiçbir şekilde ırkçılığın bataklığına saplanmamız lazım. İskilipli Atıf Hoca ile ilgili bir iki cümle söylemek istiyorum. Dün çok şanssız bir konuşma oldu burada. Bir arkadaşımız rahmetli İskilipli Atıf Hoca’yı İngiliz ajanlığıyla ve vatan hainliğiyle suçlamaya kalktı. Bunu esefle kınıyorum. İskilipli Atıf Hoca, mazlum ve mağdur bir Müslümandır. Kemalist diktatörlüğün katlettiği on binlerce insandan sadece biridir. Onun da anısı önünde rahmet eğiliyorum, Allah’tan rahmet diliyorum. Kemalist diktatörlüğün bir huyu var; öldürüyor, asıyor, işkence kuruyor ve ondan sonra da ’İngiliz ajanı’ diyor. İngilizler, bir kurşun atmadan İstanbul’dan çıktılar ve Ankara hükümetine İstanbul’u teslim ettiler. İngilizler ile ne yaptınız, siz bunları anlatın. Şeyh Said için yapılanları söylüyordunuz. Bu memlekette mağdur ve mazlumlara hiçbir şekilde hakarete izin vermeyeceğiz. Ne Şeyh Said ne de İskilipli Atıf Hoca hakkında. Gönüllüyseniz bir komisyon kuralım, İstiklal Mahkemesi zabıtlarına bakalım.”

”İşbirlikçiler...”

Bu sözler üzerine ayağa kalkan çok sayıda CHP milletvekili, Tan’a tepki gösterdi. CHP İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, ”Nasıl konuşuyorsun? Sen o insanların sayesinde buradasın. Kurtuluş Savaşı’na dil uzatıyorsun” diye bağırdı.

Aslanoğlu, kendisine ”eski çamlar, bardak oldu” diyen Tan’ın üzerine yürüdü. Aslanoğlu ile Altan Tan’ın arasına CHP ve AK Parti milletvekilleri girdi.

Bu arada, bazı CHP milletvekilleri, AK Parti milletvekilleriyle de tartıştı.

Tan’ı kınadığını belirten MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da ”Bakın, görüyor musunuz? AKP ile BDP’in işbirlikçilerini burada görün” diye bağırdı.

Bunun üzerine TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam birleşime ara verdi.



İstanbul, Ankara, Adıyaman... Provokatörler Sahnede



İstanbul'da birileri ellerine tutuşturulan iğrenç pankartla (Hepiniz Ermenisiniz, Hepiniz p...) Hocalı katliamını protestosuna gölge düşürüyor. Facebook'tan organize olduğu ortaya çıkan grup çok sağa sola tepki yağdırmaktan da geri durmuyor....

Haftası geçmeden benzer bir olay Ankara'da vuku buluyor. Bu sefer, Ankara Üniversitesi'nde Hocalı katliamını protesto eden Azeri kökenli öğrenciler, Hocalı katliamını kınayan bildiriler asarken dövülüyor... Öğrdenciler, kendilerini "Türk Ermeni kardeştir" diye sloganlar atan bir grubun dövdüğünü iddia ediyor.

Öncesinde de benzer bir olayın Hacettepe Üniversitesi'nde yaşandığı öğreniyoruz.... Bu sefer de Hocalı katliamının anıldığı panelde olaylar çıkarılıyor...

Acılarımızın üzerinden oynanan tehlikeli oyunun farkında mıyız? Yine birileri bir takım hesapların peşinde koşuyor. Zaman bu oyunları bozma zamanı... Yoksa bir kez daha yazık olacak güzelim memleketimize...

"Bu kadar karamsarlığa gerek var mı üç beş kendi bilmez" diyebilirsiniz... Var beyler var... Neden mi? Adıyaman'da yaşanan tuhaf olaya bakalım... Birileri evlerin kapılarına işaretler koyuyor...

İstanbul'da, Ankara'da, Adıyaman'da... Yani provokatörler dört bir koldan sahnede...

Türkiye küresel alanda önemli bir aktör olmanın yanışını verirken, birileri de boş durmuyor... Unutmayalım beyler  hepimiz kardeşiz... Türk'ü, Azerisi, Kürt'ü, Ermenisi... Bu topraklar üzerinde yaşayan, ortak kaderi paylaşan hepimiz. kardeşiz.... Uyanık olalım ki; bu kardeşliğe zarar gelmesin... 

Çünkü Madımak'ı, Gazi olaylarını, Maraş'ı, Çorum'u yaşamış milletin çocukları herkesten daha uyanık olmak zorunda...

İŞTE ANKARA ÜNİVERSİTESİ'NDE YAŞANAN O PROVOKASYONUN DETAYLARI
Ankara Üniversitesi'nde Hocalı katliamını astıkları afişlerle protesto etmek isteyen öğrencilere karşıt görüşlü bir grup saldırdı. Azeri kökenli olduğu öğrenilen 2 kişi yaralanarak hastaneye kaldırıldı.

Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü'nde Hocalı katliamının yıl dönümü dolayısıyla afiş asmak isteyen iki öğrenciye karşıt görüşlü bir grup saldırdı. Saldırı sonrası isimleri henüz belirlenemeyen iki öğrenci yaralandı. Yaralı öğrenciler ambulanslarla Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Arkadaşlarının yaralandığını öğrenen çok sayıda genç kampüsün önünde toplanmaya başladı. Karşıt grup ise ellerine aldıkları uzun sopalarla kampüsün bahçesinde bekledi. Karşılıklı atışmaların yaşandığı yere çok sayıda çevik kuvvet ekibi sevk edildi.

Çoğu Azeri kökenli olduğu öğrenilen 40-50 kişilik grup kampüsün karşısında bekleyerek arkadaşlarına yapılanları protesto etti. İki grup arasındaki kavga bir amatör kamera tarafından da çekildi. Görüntü de karşıt grubun öğrencileri tartaklaması ve kovalaması dikkat çekiyor.

Dün de aynı olayın Hacettepe Üniversitesi'nde düzenledikleri konferansta meydana geldiğini ve bazı şahısların konferansı bastığını aktaran Azeri kökenli bir öğrenci, bugün de arkadaşlarının Azeri soykırımını protesto eden afişleri asarken Türk-Ermeni kardeştir diyen bir grup tarafından dövüldüğünü söyledi. Azeri kökenli olduğu öğrenilen genç, arkadaşlarının dayak yiyip yaralanmasına rağmen polisin karşı tarafa müdahale etmemesinden yakındı.

Bu arada polis olayın daha büyümemesi için grubun dağılmasını istedi. Arkadaşlarının dayak yediğini diğer gruba müdahale edilmesi gerektiğini savunan grubu polis yaptıklarının yasal olmadığını anons ederek dağılmaları yönünde uyardı. Polis dağılmakta direnen bazı gençlere gaz sıkmak zorunda kaldı. Grup polisin kontrolünde kampüsün önünden uzaklaştırıldı.

Hocalı protestosundaki ırkçı pankartlar için savcılar göreve çağrıldı

Gönderen: Unknown on 28 Şubat 2012 Salı | 17:18



TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı, AK Parti Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün, İstanbul'daki Hocalı Katliamı Mitingi sırasında, ''Gazeteci Hrant Dink cinayetine'' ilişkin açılan pankartları değerlendirirken, ''(Türkiye, içinde her türlü rengi barındıracak) diyoruz ama hala bu tür ırkçı söylemlerin olması, başkasına hakaret edilmesi kabul edilebilir durum değildir'' dedi.Üstün, komisyon toplantı salonunda, gazetecilerle bir araya geldi. Bir gazetecinin, ''İstanbul'daki Hocalı Katliamı Mitingi'' sırasında, ''Gazeteci Hrant Dink cinayetine'' ilişkin açılan pankartlara yönelik görüşlerini sorması üzerine, ''Pankartlar, tamamen ırkçı, ayrımcı ve nefret uyandıran ifadeler içermektedir'' dedi.Üstün, 2005 yılında Türk Ceza Kanunda değişiklik yapıldığını anımsatarak, ''Orada çok açık yazıyor, ayrımcılık yapanların hangi cezaya maruz kalacağı. Fakat savcılar bu maddeleri henüz tatbik etmedikleri için bu ayrımcı, ırkçı söylemler devam ediyor'' diye konuştu.Kendilerinden nefret suçları için bir kanun çıkarılmasının istendiğini anımsatan Üstün, şöyle devam etti: ''Evet, bu kanunu çıkaralım ama öncelikle mevcut kanunları tatbik edelim. Mevcut kanunlarda var bu. Derhal savcılar orada takibat yapmalı yoksa elbette anma töreni yapılmalı. Çok daha büyüğü yapılmalı. Hatta Ermenistan'ın oradan çekilmesi için ne yapılması gerekiyorsa yapılsın ama o topluluk, o söylemleri yapanları içinde barındırmamalıydı. Yapılan işin değerini sıfıra indirdi. Ben de görünce üzüldüm pankartları. 'Türkiye büyük bir devlet olacak', 'içinde her türlü rengi barındıracak', 'birlikte yaşamak ideali oluşturacağız' diyoruz ama hala bu tür ırkçı söylemlerin olması, başkasına hakaret edilmesi, kabul edilebilir durum değildir.''

AA

Hocalı yürüyüşüne 'ırkçı' tepki



TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı, AK Parti Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün, İstanbul'daki Hocalı Katliamı Mitingi sırasında, ''Gazeteci Hrant Dink cinayetine'' ilişkin açılan pankartları değerlendirirken, ''(Türkiye, içinde her türlü rengi barındıracak) diyoruz ama hala bu tür ırkçı söylemlerin olması, başkasına hakaret edilmesi kabul edilebilir durum değildir'' dedi.

Üstün, komisyon toplantı salonunda, gazetecilerle bir araya geldi.

Bir gazetecinin, ''İstanbul'daki Hocalı Katliamı Mitingi'' sırasında, ''Gazeteci Hrant Dink cinayetine'' ilişkin açılan pankartlara yönelik görüşlerini sorması üzerine, ''Pankartlar, tamamen ırkçı, ayrımcı ve nefret uyandıran ifadeler içermektedir'' dedi.

Üstün, 2005 yılında Türk Ceza Kanunda değişiklik yapıldığını anımsatarak, ''Orada çok açık yazıyor, ayrımcılık yapanların hangi cezaya maruz kalacağı. Fakat savcılar bu maddeleri henüz tatbik etmedikleri için bu ayrımcı, ırkçı söylemler devam ediyor'' diye konuştu.

Kendilerinden nefret suçları için bir kanun çıkarılmasının istendiğini anımsatan Üstün, şöyle devam etti:

''Evet, bu kanunu çıkaralım ama öncelikle mevcut kanunları tatbik edelim. Mevcut kanunlarda var bu. Derhal savcılar orada takibat yapmalı yoksa elbette anma töreni yapılmalı. Çok daha büyüğü yapılmalı. Hatta Ermenistan'ın oradan çekilmesi için ne yapılması gerekiyorsa yapılsın ama o topluluk, o söylemleri yapanları içinde barındırmamalıydı. Yapılan işin değerini sıfıra indirdi. Ben de görünce üzüldüm pankartları. 'Türkiye büyük bir devlet olacak', 'içinde her türlü rengi barındıracak', 'birlikte yaşamak ideali oluşturacağız' diyoruz ama hala bu tür ırkçı söylemlerin olması, başkasına hakaret edilmesi, kabul edilebilir durum değildir.''

Pozantı Cezaevine ilişkin iddialarÜstün, bir başka gazetecinin, bugün Pozantı Cezaevi ile ilgili basında yer alan haberleri anımsatması üzerine, ''Bu konuları resen gündemimize alacağız. Bakacağız, ilgileneceğiz. Böyle bir şey inşallah çıkmaz. Herşeyin üzerine gitmeye çalışıyoruz. Askeri cezaevleri, kadın cezaevleri, sivil cezaevleri... Seçmece denetimler yapıyoruz. Rastgele girdiğimiz koğuşların hiçbirinde, 'bize kötü muamele yapılıyor' diye şikayet gelmedi. Ancak cezaevlerimizin temel sorunu sıkışıklık'' diye konuştu.

Haberlerde yer alan olayın ne kadar doğru olduğunu bilmediklerini ifade eden Üstün, ''Üzerine gidiyoruz, olay bazen gerçek dışı çıkıyor. İnşallah gerçek dışı çıkar. Kayıtsız kalamayız bu olaya'' dedi.

Almanya'daki ırkçı cinayetler

Üstün, bazı komisyon üyeleriyle yaptıkları Almanya ziyaretine de ilişkin gazetecilere bilgi verdi.

Ziyaretin genelinde bu ülkede gerçekleşen, ''ırkçı terörün'' konu edildiğini anlatan Üstün, ziyaret sırasında yaptıkları görüşmeleri anlattı.

Irkçı cinayetlere ilişkin Almanya Federal Parlamentosunda güzel bir önerge hazırlandığını belirten Üstün, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sayın Merkel ile de görüştük. Kendisine, 'siz karizmatik bir lidersiniz. Bu cinayetlerin sona ermesi için siyasi irade gerekiyor' dedik. Basın da orada ilkesiz ve seviyesiz davranmış. 'Dönerci cinayeti' diye lanse ediyorlar, cinayetleri. Oysa orada sadece 1'i dönerci cinayeti. Cinayetleri küçümsemişler adeta. Biz orada, 'bu işlerin sonunda Almanya'yı vuracağını' açıkça ifade ettik.

Yargı bu cinayetlerde tetiği çekeni mutlaka cezalandırmalı. Biz de çok sıkı takipçisi olacağız. Gidip orada birebir yargılanmaları izleyeceğiz. Konuya ilişkin hazırlanan raporu, Türkiye ve Avrupa kamuoyunun dikkatine sunacağız. Bu işin peşini bırakmayacağız.''

Üstün, ziyaret sırasında, ''İlişkilerin tamir edilmesi ve olayların arkasındakilerinin çıkarılmasına yönelik bir refleks algıladıklarını'' ifade etti.

AA

TBMM'de Hocalı sergisi açılacak



TBMM Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Başkanlığından yapılan açıklamada, sanatçı Funda İyce Tuncel'in resimlerinden oluşan 'Karabağ-Hocalı' konulu serginin Tören Salonu'nda yarın açılacağı bildirildi. Açıklamada, sergi açılışının TBMM Başkanı Cemil Çiçek tarafından yapılacağı belirtildi.AA

'Hepimiz Ermeniyiz' Pankartından 'Hepiniz P....''e

Gönderen: Maykıl on 27 Şubat 2012 Pazartesi | 17:37



Geçen hafta Hocalı Katliamı üzerine kaleme aldığımız bir yazıda Hrant Dink'in katillerine tepki gösterirken kullanılan 'Hepimiz Ermeniyiz' sloganı yerine 'Hepimiz insanız'ı kullanmanın daha doğru olduğuna vurgu yapmıştık. Bugün gördük ki; bu sloganın yol açacağı kutuplaşmaya yaptığımız vurgu oldukça yerindeymiş. Bugün Taksim'de Hocalı Katliamı anılırken açılan pankart da gösterdi ki; her zaman tehlikeli kutuplaşmalara açık bir toplumuz.

Yine geçen hafta "Hocalı'da yaşananları izledikten sonra, 'Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hrant'ız' diyenler ve Ermeniler'in yaptığı katliama hakkâniyet kazandırmak isteyenlere atıfta bulunarak sormak istiyorum; ''Hepiniz hala Ermeni, hepiniz hala Hrant mısınız?" demişti anlı şanlı profesörlerimizden biri...

Biz de sormuştuk, "Hocalı Katliamı'nı anarken konuyu götürüp 2007'de katledilen Hrant Dink'le ilişkilendirmek, buradan da "Senin katilin daha kötü" sonucuna varacak genellemeler yapmak; fikri yoksunluktan başka nedir ki? Bir de bunu sokaktaki insan değil de, üniversitedeki hoca yaparsa..." diye...

Maalesef, sokaktaki insanın bunun daha da ötesine geçebileceğini hiç düşünmemiştik. Ama düşünemediğimiz başımıza geldi. Bugün şunu sormalıyız galiba: Hepimiz neden insan olamıyoruz?... Aslında sorunun cevabı, eğitim sistemimizin ta kendisinde saklı...

Saygıyı, sevgiyi, birarada yaşamayı öğrenemedik, öğretemedik... 'Büyüklerimizi saydık, küçüklerimizi koruduk" ama etnik kimliği, milleti farklı olmamak kaydıyla... Öncelikle öğretilmesi gereken, büyükleri saymak küçükleri korumak değilmiş; insanı saymak insanı sevmekmiş meğer. Böyle olsaydı gerisi kendiliğinden gelirdi belki...

Türk toplumunun arasına en kolay ekilebilen şeydir kin ve nefret... Ne kadar da kolay ne de çabuk filiz verir... Çünkü sloganlarla yaşarız, başka türlü anlatamayız derdimizi... Ezberdir hayatımız... En iyi ezberi yapanın, en iyi sloganı atanındır; en iyi diplomalar hep okullarımızda... Biz sevgi saygı öğrettiğimizi zannederiz... Bu iki  kelimeyi öğretirken kullandığımız ifadeler bile slogandan öte geçmez... Böylesi zamanlarda ansızın çıkıverir karşımıza ektiğimizin ne olduğu...

Üzerine bir kez daha düşünelim; hepimiz neyiz?!.. 

Taksim'deki 'Hocalı' eylemi sona erdi



Farklı görüş ve kesimlerden binlerce kişinin katıldığı törene bazı Türk ve Azeri sanatçılar da destek verdi.

Taksim’de düzenlenen törende kalabalığa seslenen Zarife Guliyeva, duygusal bir konuşma yaptı. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’den sonra kürsüye çıkan 20 yaşındaki Guliyeva, katliamla ile aynı yaşta olduğunu söyledi. Katliam günü annesinin karnında olduğunu belirten Guliyeva, “Anneme 4 kurşun isabet etti. Ben şanslıydım annem ölmedi ve ben doğdum. Hamile kadınların karınları kesilerek çocukları çıkarıldı. Vahşice öldürüldüler. O çocuklar için buradayım. Ey dünya adaletin nerede, Sarkozy ve Sarkisyan’a yazdığım mektuplarda da bildirdim. Hocalı soykırımını tanıyın mektubumda da bildirdim. Adaletiniz nerede daha doğmadan öldürülen bu çocukların kanları yerde mi kalacak?” diye konuştu.

Törne destek için gelen sanatçı Murat Kekilli, “Keşke bu amaçla toplanmamış olsaydık” şeklinde konuştu. Mustafa Yıldızdoğan, Alişan da Taksim’e gelenler arasındaydı.

Konuşmaların ardından tören sona erdi ve kalabalık dağılmaya başladı. Azerbaycan bayrağı taşıyan küçük bir grup anıt önündeki bekleyişi devam ediyor.AA

Hoca katliamı kurbanları anıldı



Hocalı Katliamı'nın 20. yıl dönümü anma etkinlikleri kapsamında, bugün Azatlık Meydanı önünde 60 bin Azeri sabah saatlerinde bir araya geldi. Resmi kaynaklardan verilen bilgilere göre, Azatlık Meydanı'nda başlayarak Bakü'nün Hatai semtinde bulunan ''Hocalı Soykırımı'' anıtı önüne kadar devam eden yürüyüşe aralarında Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve devlet yetkililerinin de bulunduğu 60 bin kişinin katıldığı bildirildi. Yürüyüş sırasında bazı vatandaşların ellerinde Hocalı Katliamı'nda hayatını kaybedenlerin acısının unutulmadığı, Ermeni askerlerini kınayan ve katliamın insanlık açısında bir vahşet olduğunu ifade eden pankartlar taşıdıkları görüldü.

ALİYEV'DEN ÇELENK

Cumhurbaşkanı Aliyev ve beraberindeki devlet yetkilileri, Hocalı Katliamı kurbanlarını anmak için yapılan yürüyüşün sonunda, soykırım anıtının önüne askeri törenle gül ve çelenk bıraktı. Aliyev'in katıldığı törenden sonra soykırım anıtı vatandaşların ziyaretine açıldı.Yürüyüşten sonra muhalefet partileri temsilcileri de soykırım anıtını ziyaret ederek çelenk bıraktı.''Hocalı Soykırımı'' anıtını ziyaret eden Azatlık Teşkilatı Başkanı Akif Nagı, Ermenilerin dünyayı, söyledikleri yalanlarla kandırmak istediğini ifade ederek, ''Biz dünyaya Ermenilerin vahşi bir millet olduğunu göstermek istiyoruz. Ermenilerin cinayetlerini görsünler ve tanısınlar. Onların sözlerine inanmasınlar'' dedi.

"BU TÖREN MESAJDIR"

Ermeniler ile yapılacak olası savaşta kesin zafer kazanacaklarını söyleyen Nagı, ''Bu yürüyüşler, anma törenleri, bütün dünyaya mesajdır. Azerbaycan halkı işgali kabul etmeyecek, Azerbaycan topraklarını işgalden kurtaracak ve Hocalı'da, diğerler yerlerde katledilen insanların intikamını alacaktır'' diye konuştu.Mehemmed Aliyev adlı Azeri vatandaşı da yaptığı açıklamada, Hocalı Katliamı'nın sorumlusunun Rusya olduğunu savunarak, Rusya'nın ayakta durması durumunda Hocalı gibi benzer faciaların diğer halkların da yaşayacağını söyledi.Soykırım anıtının önünde bazı Azeri kadınların üzüntüleri belirtmek amacıyla ağladıkları ve ağıt yaktıkları görülürken, bazı vatandaşların ise kameralar önünde kurbanlar için şiir okudukları dikkati çekti.Bu arada Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Hulusi Kılıç ve büyükelçilik personeli de soykırım anıtını ziyaret ederek çelenk ve gül bıraktı.AA

Bakan Şahin: Utanılacak tarihimiz yok



Şahin, Taksim Meydanı'nda Hocalı Katliamını protesto etmek amacıyla düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Türk milletinin inancıyla, kültürüyle ve örfüyle her zaman zulmün karşısında, mazlumun yanında olan bir millet olduğunu belirterek, Türk milletinin insanlığa ders vermiş bir millet olduğunu dile getirdi.

''Türk milleti olarak, ne Kazakistan'da, ne Azerbaycan'da, ne Türkiye'de, ne Balkanlar'da, dünyanın hiçbir yerinde insanlık adına utanılacak bir tarihimiz, bir geçmişimiz yoktur'' diyen Bakan Şahin, yeryüzünde insanlık için adaletin temsilcisi olması bakımından Türk milletinin her zaman gücünü koruduğunu, güçlü olduğunu, en büyük gücünün birlik ve beraberlik olduğunu kaydetti.

Tür milletinin gönlünün, kalbinin sevgiyle dolu olduğunu dile getiren Bakan Şahin, ''Cephedeki düşmanına su ikram etme erdemine gösteren sadece Türk askeri ve milletidir. Türk milletinin yüreği ve gönlü sevgi doludur, ama yüreği bir olan Türk milletinin aynı zamanda gerektiğinde yumruğu da birdir. Yeryüzünde herhangi bir zulüm, herhangi bir haksızlık Türk milletine yapılmış gibidir. Afrika'da, Asya'da, Balkanlar'da da olsa bu Türk milletini ilgilendirir. Çünkü biz sadece kendimiz için değil, yeryüzündeki tüm canlılar ve tüm insanlık için çalışan, onları seven ve kabul eden milletiz. İnancımız, kültürümüz, yolumuz, aşkımız ve sevdamız bir. Azerbaycan'da akıtılan kan bizim kanımızdır'' şeklinde konuştu.

21. yüzyıl Türk milletinin yüzyılı20 yıl önce bugün kan içicilerin, katillerin, acımasızların ve merhametsizlerin, yüreksizlerin, korkakların Hocalı'da 613 insanın, kadın, çocuk ve yaşlı, haklı ve haksız demeden kanını içtiğini anımsatan Bakan Şahin, bu kanın o günden bu yana yerde kalmadığını ve yerde kalmayacağını söyledi.

Bakan Şahin, ''O kan o gün akmıştır, ama hesabı bitmemiştir. Türk milleti yaşadıkça, o kanın hesabı yapılacaktır ve sorulacaktır adaletle, insafla, hukukla bu kanın mücadelesini hep beraber İstanbul'da, Bakü'de yeryüzünde hak ve adalet davasına kim inanıyorsa hep birlikte takip edeceğiz'' dedi.

21. yüzyılın yani içinde yaşanılan yüzyılın Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Cumhuriyeti, topyekun Türk dünyası ve dünya açısından geçen değişik bir yüzyıl olduğuna dikkati çeken Bakan Şahin, bu yüzyılın adaletin, hakkaniyetin, insanı değerlerin ve hukukun üstünlüğünün yüzyılı olacağını, bu değerlerin de takipçisinin topyekun Türk milleti ve Türk dünyası olacağını söyledi.

Azerbaycan'daki her olay ve gelişmenin hem Türkiye'yi ve hem Türk milletini yakından ilgilendirdiğini dile getiren Bakan Şahin, Azerbaycan'ın sevincinin de Türk milletinin ve Türk dünyasının acısı ve sevinci olduğunu anlattı.

10 Nisan 1994'te rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Bosnalıların acısı ve bağımsızlığı için bu meydanda olduğunu anımsatan Bakan Şahin, ''Rahmetli Özal, '21. yüzyıl Türk milletinin Türk dünyasının yüzyılı olmalıdır' hedefini bize göstermişti. 21. yüzyıl Türkiye'sinin içeride ve dışarıda başarıyla, dirayetle, milletinden aldığı güç ve sevgiyle, destekle, birlikte idare eden hükümetimizin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte 21. yüzyılı inşallah Türkiye'nin ve Türk milletinin ve dünyasının yüzyılı yapacağız. 21. yüzyıl Türk milletinin yüzyılı olunca 22. yüzyılı bizim yüzyılımızı olacaktır inşallah'' ifadelerini kullandı.AA

'Hocalı' için İstiklal Caddesi'nde toplandılar



Hocalı Katliamını Anma Gönüllüleri Komitesi tarafından düzenlenen anma etkinliği 14.00'da başlayacak. Etkinlik öncesi yüzlerce vatandaş Taksim ve İstiklal Caddesi'nde toplanmaya başladı. Ellerinde Türk ve Azeri bayrakları bulunan vatandaşlar Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde toplanarak sık sık slogan attı. 'Tek millet iki devlet' yazılı pankartlar açan grubun sayısı giderek artıyor. Polis ekipleri de olası bir provokasyona karşı sıkı önlem aldı. Özellikle İstiklal Caddesi'nde bulunan Fransa Başkonsolosluğu önüne bariyer yerleştiren polisler konsolosluk binası önünde geniş güvenlik önlemi aldı. Bazı esnafların da etkinliğe destek vermek için kapılarına Türk ve Azeri bayrakları astığı gözlendi. Etkinliğe katılmak için Ardahan'dan geldiğini anlatan bir vatandaş, "Azeri kardeşlerimizle empati yapmak için bugün buraya geldim." dedi.CİHAN

Hocalı için gelip konsolosluğu yumurtaladılar



Protestocu grup ardından konsolosluğa ayakkabı ve yumurta attı.

Azerbaycan'ın Azerbaycan'ın Yukarı Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında 26 Şubat 1992 tarihinde Ermeni güçleri tarafından katledilen Azerbaycanlılar Taksim'de anılıyor. Anma programına gelenler, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiasının inkarını suç sayan yasa tasarısını kabul eden Fransa'ya tepki gösterdi. Fransa'nın İstiklal Caddesi'ndeki İstanbul Başkonsolosluğu tepkilerden nasibini aldı.

Galatasaray Lisesi önünde buluşan ve Taksim Meydanı’na yürüyen vatandaş grubu Fransız Konsolosluğu önüne geldiklerinde siyah çelenk bıraktı. Bir süre Fransa'yı protesto eden grup, ardından konsolosluğa yumurta ve ayakkabılı protesto yaptı. Gruptakiler konsolosluğa ayakkabı ve yumurta fırlattı. Gruptan bazı kişiler çevredeki bir restorana asılı olan ABD bayrağı yerine Türk ve Azerbaycan bayrakları astığı görüldü.

Bu arada soykırım yürüyüşüne Mehter Takımı’da eşlik etti. Bazı vatandaşların çocuklarını omuzlarına alarak yürüyüşe katıldıkları görüldü.CİHAN

Hocalı katliamı Hollanda'da da anıldı



Lahey'de "Hocalı Soykırım Anıtı" önünde düzenlenen anma programına Azerbaycan'ın Lahey Büyükelçisi Fuat İskenderov, Türkiye'nin Lahey Büyükelçiliği Müsteşarı Bleda Kacar, turne için Hollanda'da bulunan tiyatro sanatçı Ahmet Yenilmez ve Hollanda Azerbaycan Türk Kültür Derneği Başkanı İlhan Aşkın'ın yanı sıra çok sayıda Türk ve Azeri vatandaşı katıldı.

Ellerinde Türk ve Azerbaycan bayraklarıyla yürüyen katılımcılar, anıta karanfiller bırakarak saygı duruşunda bulundu. Kuran-ı Kerim'in okunmasının ardından yapılan konuşmalarda, Hocalı'da 20 yıl önce hayatını kaybedenler rahmetle anılırken, katliamı yapanlar lanetlendi.

Anma programında konuşan Azerbaycan'ın Lahey Büyükelçisi Fuat İskenderov, Hollanda'nın yanı sıra Azerbaycan ve Türkiye'de düzenlenen bu tür anma programlarının insanlarını birleştirdiğini söyledi.

Hocalı soykırımını tüm dünyaya hakkıyla anlatarak, parlamentolarda kabul edilmesi için mücadele edilmesi gerektiği üzerinde duran İskenderov, "Gördüğüm o ki tüm Türkleri Hocalı benzeri sorunlara çekmek istiyorlar. Hepimiz yandaş olmak zorundayız. Birlik olmak ve bir birimize destek olmak durumundayız. Yeni yetişen nesillerimize Hocalı'yı unutturmayıp onların zihinlerinde canlı tutmalıyız" diye konuştu.

Hocalı'da 20 yıl önce işkence edilerek hayatlarını kaybedenlerin cephede değil evlerinde canice öldürüldüğünü belirten Hollanda Azerbaycan Türk Kültür Derneği Başkanı İlhan Aşkın da, bu acıyı asla unutmayacaklarını söyledi.

Türkiye ve Azerbaycan dahil dünyanın bir çok ülkesinin parlamentolarında bu soykırımın kabul edilmesi için mücadele edeceklerine değinen Aşkın, "Artık ağlamanın faydası yok, harekete geçmemiz lazım. Yaşanan insanlık dışı acıları herkese anlatmalıyız. Bize düşen insanların acılarını yüreğimizde hissetmek" dedi.

İlhan Aşkın, ayrıca 31 Mart'ta Ermenistan'ın Lahey Büyükelçiliği önünde bir protesto gösterisi düzenleyeceklerini de açıkladı.AA

Azerbaycan'da Hocalı kurbanları anıldı



Hocalı Katliamı'nın 20. yıl dönümü anma etkinlikleri kapsamında, bugün Azatlık Meydanı önünde 60 bin Azeri sabah saatlerinde bir araya geldi.

Resmi kaynaklardan verilen bilgilere göre, Azatlık Meydanı'nda başlayarak Bakü'nün Hatai semtinde bulunan ''Hocalı Soykırımı'' anıtı önüne kadar devam eden yürüyüşe aralarında Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve devlet yetkililerinin de bulunduğu 60 bin kişinin katıldığı bildirildi.

Yürüyüş sırasında bazı vatandaşların ellerinde Hocalı Katliamı'nda hayatını kaybedenlerin acısının unutulmadığı, Ermeni askerlerini kınayan ve katliamın insanlık açısında bir vahşet olduğunu ifade eden pankartlar taşıdıkları görüldü.

Cumhurbaşkanı Aliyev ve beraberindeki devlet yetkilileri, Hocalı Katliamı kurbanlarını anmak için yapılan yürüyüşün sonunda, soykırım anıtının önüne askeri törenle gül ve çelenk bıraktı. Aliyev'in katıldığı törenden sonra soykırım anıtı vatandaşların ziyaretine açıldı.

Yürüyüşten sonra muhalefet partileri temsilcileri de soykırım anıtını ziyaret ederek çelenk bıraktı.

''Hocalı Soykırımı'' anıtını ziyaret eden Azatlık Teşkilatı Başkanı Akif Nagı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ermenilerin dünyayı, söyledikleri yalanlarla kandırmak istediğini ifade ederek, ''Biz dünyaya Ermenilerin vahşi bir millet olduğunu göstermek istiyoruz. Ermenilerin cinayetlerini görsünler ve tanısınlar. Onların sözlerine inanmasınlar'' dedi.

Ermeniler ile yapılacak olası savaşta kesin zafer kazanacaklarını söyleyen Nagı, ''Bu yürüyüşler, anma törenleri, bütün dünyaya mesajdır. Azerbaycan halkı işgali kabul etmeyecek, Azerbaycan topraklarını işgalden kurtaracak ve Hocalı'da, diğerler yerlerde katledilen insanların intikamını alacaktır'' diye konuştu.

Mehemmed Aliyev adlı Azeri vatandaşı da yaptığı açıklamada, Hocalı Katliamı'nın sorumlusunun Rusya olduğunu savunarak, Rusya'nın ayakta durması durumunda Hocalı gibi benzer faciaların diğer halkların da yaşayacağını söyledi.

Soykırım anıtının önünde bazı Azeri kadınların üzüntüleri belirtmek amacıyla ağladıkları ve ağıt yaktıkları görülürken, bazı vatandaşların ise kameralar önünde kurbanlar için şiir okudukları dikkati çekti.

Bu arada Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Hulusi Kılıç ve büyükelçilik personeli de soykırım anıtını ziyaret ederek çelenk ve gül bıraktı.AA

Hocalı Katliamına Gözyaşı Aktı

Gönderen: Maykıl on 26 Şubat 2012 Pazar | 08:17



Türk Ocakları Denizli Şubesi tarafından Çatalçeşme Oda Tiyatrosu’nda düzenlenen konferansa çok sayıda davetli katıldı. Konferansa Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Yusuf Kılıç ve Doç. Dr. Yusuf Ziya Bildirici konuşmacı olarak katıldı. Türkiye ve Azerbaycan bayraklarının asıldığı konferans, saygı duruşunda bulunulup, iki ülkenin milli marşlarının okunmasıyla başladı. Konferans öncesi Hocalı Katliamı’nın görüntüleri sinevizyon ile davetlilere izletildi. Çoluk çocuk, genç yaşlı demeden katliama maruz kalarak hayatını kaybeden Azeriler’in görüntülerini izleyenler gözyaşlarını tutamadı. Bazı izleyiciler gözyaşlarını silerken, bazıları da katliamın görüntülerini izlemeye dayanamayıp, başını yere eğdi.

Doç. Dr. Yusuf Kılıç, Ermeniler’in yaptığı katliama dünyanın kulaklarını tıkadığı ve gözlerini de kapattığını belirterek, “Katliamın olmasından önceki zamanlarda yani 1990’lı yılların başından itibaren bölgede bulunan Ruslar, bölgedeki tüm insanları silahsızlandırmak adına kendi meclislerinde kanun çıkararak, taraflı davranıp, bölgedeki Azeri kardeşlerimizin ellerindeki çakıları bile toplamışlardır. Böylece, Azeri milletini silahsızlandıran Ruslar, aradan 2 yıl geçmeden bölgedeki Ermeni eylemcilere destek verip, bizzat Rusların 366'ncı Alayı da bu tür eylemlere katılarak bölgedeki Azeriler üzerine insan vicdanının kabul etmeyeceği, hakaretler ve katliamlarda bulunmuştur” dedi.

Hocalı beldesi’nde resmi kayıtlara göre, genç kadın, erkek, çoluk, çocuk toplam 613 kişinin katledildiğini belirten Kılıç, “Bunun yanında binin üzerinde insan esir alınmıştır. Esirlerin bir kısmı bir süre sonra serbest bırakıldı ancak 150’sinden hala haber alınamıyor. Kayıp durumdalar” dedi. Doç. Dr. Yusuf Ziya Bildirici de konferansta, Ermeni tarihi ile ilgili bilgiler verdi.

'13 yaşındaki çocuğun derisini soydum'



Bu anlatılanlar bir korku filmi senaryosu değil...20 yıl önce, Hocalı'da, dünyanın gözü önünde işlenen akıl almaz bir vahşetin öyküsü...

“DİRİ DİRİ DERİSİNİ YÜZDÜLER…”

Hocalı katliamının tanıkları anlatmaya devam ediyor. Katliam sonrası Ağdam Kasabası’na giderek cesetleri inceleyen anatomi uzmanı, Profesör doktor Mubariz Allahverdiyev, gördüklerini Semanur Sönmez Yaman’a anlattı.

Ermeni meslektaşı Zori Balayan’ın 13 yaşındaki bir Azeri çocuk üzerinde gerçekleştirdiği vahşi deney, tüyler ürpertiyor.

Akıl almaz bir işkence öyküsü.

Tarih 25 Şubat 1992… Yer: Hocalı…

Ermeni doktor Zori Balayan, katliam sırasında pencereye çivilenmiş bir erkek çocuk gördü. Aklına kendince dahiyane bir fikir geldi.

Canlı bir çocuğun, derisi yüzüldükten sonra kaç dakika yaşayacağını hesaplamak için kolları sıvadı.

Küçük çocuğun çığlıklarına aldırmadan kafası dahil bütün derisini yüzdü.

Sonra karşısına geçip saat tutmaya başladı.

Çocuğun kan kaybından ölümü, 7 dakika sonra gerçekleşti.

“Doktor” ünvanlı cani, akşam bu deneyi üç çocuk üzerinde daha gerçekleştirdi. Bir süre sonra, vahşi deneyini Ruhumuzun Canlanması adlı kitabında, gururla itiraf etti.

Kırmızı bültenle aranan Zori Balayan, o işkenceyi kitabında gururla itiraf ediyor.

"Biz arkadaşımız Haçatur'la ele geçirdiğimiz eve girerken askerlerimiz 13 yaşında bir Türk çocuğunu pencereye çivilemişlerdi. Türk çocuğunun bağırış çağırışları çok duyulmasın diye, Haçatur, çocuğun annesinin kesilmiş memesini çocuğun ağzına soktu.




Daha sonra bu 13 yaşındaki Türke onların atalarının bizim çocuklara yaptıklarını yaptım. Başından, sinesinden ve karnından derisini soydum. Saate baktım, Türk çocuğu yedi dakika sonra kan kaybından öldü.

İlk mesleğim hekimlik olduğuna göre hümanist idim, bunun için de Türk çocuğuna yaptığım bu işkencelerden dolayı kendimi rahatsız hissetmedim. Ama ruhum halkımın yüzde birinin bile intikamını aldığım için sevinçten gururlanırdı.

Haçatur daha sonra ölmüş Türk çocuğunun cesedini parça parça doğradı ve bu Türkle aynı kökten olan köpeklere attı. Akşam aynı şeyi üç Türk çocuğuna daha yaptık. Ben bir ermeni vatansever olarak görevimi yerine getirdim.

Haçatur da çok terlemişti, ama ben onun gözlerinde ve diğer askerlerimizin gözlerinde intikam ve güçlü hümanizmin mücadelesini gördüm. Ertesi gün biz kiliseye giderek 1915'te ölenlerimiz ve ruhumuzun dün gördüğü kirden temizlenmesi için dua ettik."

Hocalı katliamı sırasında küçük çocukların derilerini diri diri yüzen Zori Balayanh’ın yaptıklarını, Azeri doktor, Profesör Mubariz Allahverdiyev, gazeteci Semanur Sönmez Yaman’a anlattı.

Allahverdiyev, Azerbaycan Üniversitesi Tıp Fakültese'nde anatomi uzmanı... Katliam günü bütün ailesi Hocalı'daydı. Haberi alır almaz Bakü'den Hocalı yakınındaki Ağdam'a gitti. Yaralıları, işkenceyle öldürülen 613 cesedi tek tek gözleriyle gördü. Mubariz Allahverdiyev, uzmanlığı gereği sürekli kadavralarla çalışıyordu. Ancak o gün gördüğü cesetler karşısında, o bile dehşete düştü.

Allahverdiyev, Ermeni doktorun yargılanmasını talep ediyor. Çağrısı, bütün dünyaya... Tek isteği, hayvanlara bile reva görülemeyecek bu işkencenin cezasız kalmaması...

ZORİ BALAYAN KİMDİR?

Azerbaycan’ın Hankendi şehrinde doğdu. Tıp doktoru ve gazeteci… 1989 yılında SSCB’de milletvekili oldu. 1992’de Hocalı Katliamı’na katıldı, korkunç işkencelerini kitaplarında anlattı.

1994 yılında Bakü Metrosu’na düzenlenen terör saldırılarının planlayıcısı olduğu iddiasıyla, İnterpol tarafından kırmızı bültenle aranıyor.Kanal 7

Olay Haberler

olayhaberler.com

Diğer Haberler

Spor

Copyright © 2012. Fiber Haber - All Rights Reserved. Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
Copyright © 2012. Fiber Haber - Tüm Hakları Saklıdır
Powered by Blogger | Sitemap | Ping | Olay Haber | Spor