Son Dakika :
recai kutan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
recai kutan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Merve Kavakçı Yıllar Sonra İlk Kez Konuştu

Gönderen: Unknown on 1 Mart 2012 Perşembe | 02:44



Programın moderatörlerinden Sevilay Yükselir, eski milletvekili Merve Kavakçı'ya "Hem Recai Kutan hem de Masum Türker diyorlarki biz aslında Merve Kavakçı'nın meclise getiriliş saatinde anlaşmıştık ve herşey tamamdı. Geliş saati değişince ister istemez bir gümbürtü koptu mecliste. Sizce gerçekten bir anlaşma var mıydı?" sorusunu yöneltti.

O ZİHNİYET SORGULANMALIDIR

Söylenenlerin biraz ilginç olduğunu ifade eden Kavakçı; Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Söylediklerinizde ilginç gelen diğer milletvekillerinin hakkına sahip olan ve hukuk çerçevesinde seçilen bir insan yemin edemiyor. Sayın Türker'in söylediği aslında Kemalizmin geldiği noktadır. Öncelikle o gece beni oraya gelmeye mecbur bırakan zihniyeti sorgulamalyız.

RECAİ KUTAN YANLIŞ HATIRLIYOR


Recai Kutan yanlış hatırlıyor o zaman hiçbir strateji belirlenmedi ve bana ulaşan böyle bir bilgi olmadı. Fazilet Partisi'ni beni o gece suçlu gibi sokmak zorunda bırakan zihniyeti sorgulamalıyız. Diğerleri seçiliyor fakat iyi bir backgroundu olan Merve Kavakçı başörtüsü var diye protesto ediliyor.

BENİ ODAYA KİLİTLEDİLER

2 mayıs gecesi Meclis'te hazır bulundum adım 2 kere okunduktan sonra beni odaya kilitlediler. Adımın okunmasını odanın içinde seyrettim ve gerekli tepkiyi de Recai Bey'e verdim. Aradan 2 yıl geçti. Küba'da yapılan bir parlamenter toplantısında Fahri Zengin'le karşılaştım.

DEMİREL VASITASIYLA MESAJ

O günlere dair şu bilgiyi aldım. Askeri cenahtan ve tam olarak emin değilim ama Genelkurmay'dan Demirel vasıtasıyla Genel Başkanlığa bir uyarı yollanmış ve "Eğer yemin ederse müdahale ederiz" denmiş. Bunun üzerine parti beni yanlız bırakmış oldu.

28 ŞUBAT BİTMEDİ

Bütün bu gerceklerin ve partinin hatalarının bedelini de ben kendi başıma ödedim. 28 Şubat bitmedi devam ediyor ama bir miktar yol aldık. Ama biz başörtülü kadınlar tarafından bu süreç bitmedi.

Erbakan: O maddeleri çöpe at paşa!

Gönderen: Unknown on 28 Şubat 2012 Salı | 08:15



MGK kararlarını imzalatmaya gelen MGK Genel Sekreteri’ne Erbakan’ın cevabı: "Paşa bırak bu kararları. Ahiretini kurtarmaya bak. Bunların doğru olduğuna inanırsan imanını zedelersin."

Recai Kutan, tam 62 yıl Erbakan Hoca ile yol arkadaşı. En zor günlerde O’nun yanında oldu. Refah kapatılınca FP’ye Genel Başkanlık yaptı. 28 Şubat sürecini en yakından yaşayan duayen bir siyasetçi. İşte Kutan’ın o dönemi ilişkin anlattıkları: “Hoca’nın hiç kimsede görülmeyen muhteşem bir moral yapısı vardı. Bir güne bir gün yıkıldığını, demoralize olduğunu hiç görmedim. Bizim de moralimizi yüksek tutmak bakımından orda yaşananları geldi anlattı. “Ama bunlardan bir şey çıkacağı yok” dedi. Diyordu ki; “Cuntacılar ordumuzu temsil etmez. Görevim milletle orduyu karşı karşıya getirmemek.”

MGK’da alınan kararlar sizi şaşırttı mı?

Aşağı yukarı böyle bir durum olacağını tahmin ediyorduk. Hatta ‘Hoca orada yapa yalnız kalacak’ diyorduk, çünkü orada Hoca’nın dışındakilerin tamamı DYP’li idi. Tansu Çiller hanımın yapısını, düşüncesini de gayet iyi biliyorduk. Koalisyon olmadan evvel hiçbir parti liderinin söylemediklerini bize söylemişti. Biz Demirel’in de onlarla birlikte olduğunu biliyorduk. Endişeliydik. Bazı arkadaşlar, Hoca bunları kabul etmediği taktirde 12 Mart gibi bir durum olur mu olmaz mı diye endişeliydi. Ancak çoğunluk bir askeri müdahale olamayacağını düşünüyordu.

Aranızda istifayı hiç konuştunuz mu?

Niye istifa edelim. Adamların İstedikleri o zaten. Biz ayrılalım istiyorlar zaten. Ekmeğine niye yağ sürelim. Samimi olarak inanıyorduk ki bu hükümet Türkiye’ye hayırlı hizmetler yapacak bir hükümet. Nitekim ülke düzelmeye başlamıştı.

28 Şubat MGK’sında alınan kararları Erbakan Hoca yaklaşık bir hafta imzalamadı. O süreçte MGK Genel Sekreteri İlhan Kılınç Başbakan Erbakan’a kararlar için gelip gidiyordu. Aralarında nasıl bir diyalog yaşandı acaba?

İlhan Kılınç gidip geliyordu. Hatta Hoca ona bir nasihatte de bulundu. Dedi ki; ‘otur şu karşıma, ben senin abin yaşındayım. ‘Bak sen gidip geliyorsun. Sana git şunları şunları söyle diyorlar. Sen de gidip geliyorsun. Bu işin dünyası var ahireti var. Bırak bu maddeleri, onları çöpe at ahiretini kurtarmaya bak. Elbette görevin, yapacağını yap da, ancak bu işin doğru olduğuna inanma. Aksi halde bu senin imanını büyük ölçüde zedeler. Bunu da sana tevsiye ediyorum’ diye nasihatte de bulunmuştu Hoca.

Tepkisi ne olmuştu İlhan Kılınç’ın?

Hiçbir cevap yok tabi.. Yalnız saygılıydı adam.

Asker niye istemedi sizi?

Sebebi gayet basit. Bir defa farklıyız. Mevcut olan partiler zihniyet olarak birbirlerine çok yakınlar. Biz onlardan farklı bazı değerlere sahibiz. Maddi ve manevi kalkınmanın atbaşı olmasından yahayız. İttihat ve Terakki’den beri ‘irtica’ diye kavram ortaya atılmış. Hakikaten bizden ne istediklerini anlamak mümkün değil.

Arda arda dört parti niçin kapatıldı? Erbakan ve arkadaşları niye hapis yattı? Bu sorulara cevap bulamıyoruz. Yürüyen Ergenekon davasına bakınca, o dönemle bir bağlantı kurduğunuz oluyor mu?

Puzzle parçaları gibi parçaları birleştirdiğim oluyor. 28 Şubat’ı yapanların önemli bir kısmı bu olayların içinde. Bir kısmı da mutlaka olacak. 28 Şubat daha inceleme noktasına gelmedi. Ama gelecek. Öyle görünüyor. O zaman görülecek ki bunlar hem 28 Şubat’ta hem Balyoz’da olan kimseler. AK Parti’ye de karşılar çünkü ‘bunların geçmişini biliyoruz. Hocanın talebeleri’ anlayışındalar..

Kavakçı’yı Meclis’e kim getirdi hala bilmiyorum

FP’nin Genel Başkanıydınız. Merve Kavakçı Meclis’e geldi. Siz mi istediniz Kavakçı’nın Meclis’e gelmesini?

O zaman en yaşlı üye Ali Rıza Septioğlu Meclis’i o açacak.. Görüştük, ‘Hemşehrim’ dedik. ‘Biz Merve’yi gündüz Meclis’e getirmeyeceğiz bu aşağı yukarı gece yarısına kadar sürer. Halk Partililer dağılır. Biz o zaman Merve’yi getiririz. Yemin eder” dedik. Mutabık kaldık. Sonra ne oldu bitti, ne bitti bilmiyorum, ara bir yerde baktık Nazlı Ilıcak’la geldiler. Meclis’e geldiklerinden bizim haberimiz yoktu. O saatte geleceklerini bilmiyorduk. Önceden sıkık sıkı tenbih ettik ki, ‘gece geleceksin’ diye. O da ‘tamam’ demişti. Ondan sonra da hanımcağızın başına gelmedik kalmadı.

Asker Türkiye’den sonra ülkeleri de ‘ irtica yanlısı’ diye ikiye bölmüş

28 Şubat sürecinde Genelkurmay Karargahı’nda yüksek yargı mensuplarına verilen ‘İrtica brifingleri’nde, Türkiye’deki riskli iller ayrımından sonra, ‘İrticai örgütlere dış destek’ başlığı altında ‘irtica yanlısı devletler’ haritası yapıldığı da ortaya çıktı.

Belgelerde İran, Libya, Suudi Arabistan ve Sudan’ın Türkiye’de ‘şeriat esaslarına dayalı rejim kurmak için maddi, manevi her türlü yardım’ yaptıkları, İran’ın Türkiye’de ‘savaş çıkarabileceği’, Türkiye’nin ise bu ‘müdahalelere sessiz kaldığı’ öne sürülüyor. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir ve Genelkurmay Adli Müşaviri Erdal Şenel’in öncülüğünde Haziran ayında, Genelkurmay Karargahı Orbay Salonu’nda verilen ‘irtica brifingleri’nde, Suudi Arabistan’ın “İrtica eğilimi olan milletvekilleri ve bürokratlara ilave hac imkanı sağladığı” iddiası bile var.

BÇG’nin hedefi dindarlar

‘İrtica brifingi’ belgesinde 28 Şubat 1997 tarihde yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında alınan kararlar doğrultusunda, “ülke gündeminde öncelik alan ‘irtica’ tehdidinin takibi için başlangıçta Genelkurmay Başkanlığı’nda bir ‘Batı Kriz Masası’ teşkil edildiği belirtilyor. Belgede Batı Çalışma Grubu’nun yürüteceği Batı Hareket Konsepti kapsamında şu faaliyetlerin yürütüleceği belirtiliyor:

TÜRKİYE İYİ YOLDA

Türkiye sizce iyi yolda mı, Hükümet başarılı mı?

Türkiye’nin genel gidişinin iyi istikamette olduğuna dair benim kanaatim var. Bakanlar kurulunda iyi niyetle gayret gösteren bir kısımı da bizim eski arkadaşlarımız var. Benim için mühim olan bunların başarılı olmalarıdır. Ülkenin buna ihtiyacı var. Elbette başarılı oldukları çok mesele var. Erbakan Hoca da, tabii haklarını helal etti bu kardeşlerimize, ben şahidim..

HOCA RÜYALARIMA GİRİYOR

Merhum Necmettin Erbakan’sız geçen bir yılda ne gibi boşluklar hissettiniz, rüyanızda gördünüz mü?

Hoca’yla hukukum 1947’de başlıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi(İTÜ)’ne girdiğimde Hoca son sınıftaydı. Ondan sonra vefatına kadar hep yanındaydım. Devlet hizmetinde iken de yakın ilişkideydim. Tutukevinde iken de beraber kaldım.

Elbette her vesileyle yokluğunu hissediyorum. Bazan ölmemiş gibi davranıyorum. Bundan bir süre önce yine enteresan bir rüya gördüm. Çocuklarıyla ilgili konuştu. Tabii çocukları özellikle Fatih bize emanet. O vesileyle ilgili çocukların durumuyla ilgilensen diyordu. Bazen de hiç ölmemiş gibi yine uzun yolculuklara çıkıyoruz tıpkı eski günlerdeki gibi.

Refah olarak MGK sonrası pes etmeme kararı aldık

Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk, Erbakan Hoca ile 1954’de İTÜ’’ye girince tanıştıklarını belirterek,”O zaman genç bir doçentti. Bir mescidde buluşurduk. Cumartesi akşamları toplanır sohbet yapardık. Sonra yollarımız ayrılmadı” diyor.

28 Şubat MGK’sı yapılırken siz dışardaydınız. Kendi aranızda ne düşünüyordunuz?

Toplantı uzadıkça, bir çok kimse inanmaz ama biz Erbakan Hoca’nın bunların üstesinden geleceğine inanıyorduk. Biliyorduk ki, Hoca hiçbir zaman pes etmez. Bizde toplandık ve ‘Bunlardan birşey çıkmaz, aynen devam’ kararı aldık. Ne olursa olsun. Meral Akşener, ‘büyük bir ter basmıştı. Hoca konuştukça öyle bir rahatladım ki’ diye anlatmıştı.

Hiç ‘bırakalım hükümeti’ dediğiniz oldu mu?

Biz onu diyemeyiz. Biz Allah’a inanmış bir topluluğuz. Yunus Peygambere. Bize yapılandan çok daha ağırı yapılmıştı. Kavmini bırakıp gitti. Görevini bıraktı. Gemiden denize düştü, balık yuttu. Dua etti, pişman oldu, tekrar kavmine gönderildi. Bir topluluk isterse yanlış iş yapsın, ‘görevli kimse sonuna kadar görevini yapması gerekir’ diye inanıyoruz. Hoca, çok metin bir şekilde ‘Biz görevimizi yaparız, sonrası Allah’ın takdiri’ dedi.

O günlerde yaşananlar, tankların yürümüsi eşlerinize, çocuklarınıza nasıl anlattınız gelişmeleri?

Bizim için hiç zerre kadar önemi yoktu. Tank mı gelmiş, başka şeymiş.. Taktir böylese, ne yapabiliriz.. O MGK ve yaşananları evdekileri korkutacak şekilde anlatmadık tabii. Ölçülü hareket ederiz. Bize eşimiz ve çocuklarımız gazetelerden daha çok inanır.

Ergenekon’dan içeri alınan subaylar için ‘ABD karşıtı oldukları için alındılar’ diyorsunuz. Oysa aynı isimler size de karşı değil miydi?

Ben ‘bu susaylar bize karşı değil’ demiyorum ki. Bize karşı olan ABD’ye de karşı olamaz mı? Bunu söyleyince bir çok kimse ‘Ergenekonu savunuyor’ diyor. Oysa bunlar bizim dört defa partimizi kapattılar, bunları ben niye savunacağım. Bu mahkemede bunlar ceza alırsa ‘suçlu’ derim. İyi ama ‘balans ayarı yaptık’ diyenler niye alınmıyor içeri. Ben buna dikkat çekiyorum. Daha büyük tehlike var, ‘İran’a saldırı için Amerikan karşıtları alınıyor’ diyorum. 28 Şubat Türkiye’ye 50 yılını kaybettirdi. Ardında ise ABD var. ABD ise tamamen Siyonizmin kontrolündedir.

BÇG'NİN HAREKAT KONSEPTİ

BRİFİNGLERLE ANLATILANLAR

İrtica ile mücadeleye öncelik verilecek.

Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde irticai unsurlara yaşam hakkı tanınmayacak.

Demokratik kitle örgütleri ile Atatürkçü kurum, kuruluş, dernek, basın ve yayın organlarının organize olmaları sağlanacak ve kamuoyu bilinçlendirilecek.

Laik kesime herşeyi Türk Silahlı Kuvvetlerinden beklememeleri mesajı verilecek.

Devlet organlarındaki köktendinci kadrolaşma takip edilecek ve yasal takibat yapılması sağlanacak

Er, erbaş ve yedek subayların bu konuda eğitilmesi sağlanacak.

Psikolojik harekat planları geliştirilecek ve uygulanacak

EMASYA ve Sıkıyönetim planları bu tehdide göre tekrar gözden geçirilecek

İrticaya karşı güvenilir bir istihbarat ağı oluşturulacak

Batı Harekat Konsepti esaslarının tahakkuku maksadıyla Batı Eylem Planı hazırlanmış ve kuvvet komutanlıkları Jandarma Genel Komutanlığı ile koordineli olark uygulanmaktadır.

STAR GAZETESİ

Kutan: Erdoğan ayrılmakla doğru yaptı

Gönderen: Maykıl on 27 Şubat 2012 Pazartesi | 05:54



Burcu Bulut'un röportajıEski Başbakan Necmettin Erbakan'ın yakın arkadaşı Recai Kutan, 28 Şubat dönemiyle ilgili Yeni Şafak'a önemli açıklamalarda bulundu. Erbakan'ın hayata geçirdiği ekonomik programın Türk-İş, TESK, TİSK, TOBB ve DİSK gibi sendikalarca temsil edilen işçi-memur kesimini memnun ettiğini belirten Kutan, "Fakat en büyük darbeyi de memnun ettiğimiz bu 5'li çeteden yedik" dedi

28 Şubat daha fazla mı konuşulmaya başlandı?

Bu yıl kamuoyunda 28 Şubat'a çok daha büyük bir ilgi var. Geçmiş yıllarda bu kadar ilgi yoktu. Bunun en önemli sebeplerinden biri Necmettin Erbakan'ın 27 Şubat'ta vefat etmesidir. Erbakan'ın vefatı kamuoyunda o kadar yankı uyandırdı ki, ister istemez 28 Şubat enine boyuna incelenmeye başlandı.

Sizce 28 Şubat'ın amacı neydi?

28 Şubat'ı sadece Milli Güvenlik Kurulu'nda alınmış kararlar olarak görmek yanlış olur. Öncesi ve sonrasını da düşünmek, bunları bir bütün olarak ele almak gerekir. 28 Şubat önceden dikkatlice planlanmış ve adım adım uygulanmış bir oyundu. Bu tür müdahalelerin olabilmesi için gerekli psikolojik ortamın hazırlanması şarttır. İşte bu oyunu planlayanlar gerekli ortamı da hazırladılar.

Bu oyunu planlayanlar kimlerdi?

Ordu içinde eski geleneğe bağlı bir cunta var ve o cuntalar yakın bir zamanda yaptıklarının hesabını verecekler. Seçimde Refah Partisi'nin büyük bir başarı elde etmiş olması ve hatta içinden bir Başbakan çıkartması cuntacılar tarafından endişeyle karşılandı ve bu durumdan hiç memnun olmadılar. Mesela Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya, 28 Şubat'ın başrol oyuncularından biriydi. Tam bir cephe çalışması yapıldı.

Neler yapıldı mesela?

Cuntacılar önce dediler ki "Bu darbe silahlı değil, silahsız gerçekleşecek..." Bunun için de sivil toplum örgütlerinden, medyadan büyük ölçüde destek gördüler. Öyle ki Erbakan Hükümeti'nin en başarılı olduğu alanlarda bile darbe görmesine neden oldular.

MEMNUN ETTİKLERİMİZ DARBE VURDU

Sizce hangi konuda başarılıydınız? Bu başarıyı nasıl gölgelemek istediler?

Başbakan Erbakan o dönem farklı bir ekonomik model uyguladı. Buradan temin edilenler memura, çiftçiye, emekliye verildi. Ama gelin görün ki darbe gördüğümüz kesim memnun ettiğimiz kesim oldu. Türk-İş, DİSK, TESK, TİSK, TOBB basında 'BEŞLİ ÇETE' diye tanımlananlar ve gazeteciler oyunun parçası oldular. MGK'da oyunlarını icra ettiler, Erbakan Hoca tek başına kaldı.

O günlerde ekonomide nasıl bir dengesizlik vardı?

O dönem hazinenin imkânları öncelikle İstanbul, İzmir gibi büyük sermaye gruplarının olduğu şehirlere aktarılıyordu. Anadolu sermayesi denen bir şey yoktu. Erbakan Hükümeti buna "Hayır, Türkiye'nin her yeri kalkınacak" dedi. Bunu belli çevreler istemediler. Sonra İsrail, Amerika ve AB üyesi ülkeler de durumdan rahatsız oldular.

ERBAKAN'LA BİRLİKTE D8'E İMZA ATANLARIN BAŞINA GELMEDİK KALMADI

Batılı güçler tam olarak neden rahatsız oldu?

D8 projesini sevmediler. Erbakan 8 tane İslam ülkesini biraraya getirdi. "Bundan sonra siyasette ekonomide kültürel faaliyetlerde birlikte hareket edeceğiz" dedi. Batılı güçler de "Türkiye bizim elimizden kaçıyor, bu adamı mutlaka işbaşından uzaklaştırmalıyız" dediler. O dönemde sadece Erbakan'ın değil, D8'e imza koyanların hepsinin başına gelmedik kalmadı. Cuntacılar ABD'nin talimatıyla hareket etti demiyorum ama batılı güçler de etkili unsurlardı.

SORUN NE LAİKLİKTİ NE DE İRTİCA

Koalisyon ortağınız DYP ile ilişkiniz nasıldı?

Koalisyona en büyük tahribat DYP'nin etkili isimlerinden Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna ve Yalım Erez'in "Türkiye laiklikten vazgeçmeyecektir, irtica hortluyor" açıklamalarıyla oldu. Sonrasında bu koalisyonun yerine Mesut Yılmaz'ın hükümeti geldi. Madem MGK'da kabul edilen 18 madde yüzünden istifa etmemiz istendi, neden yerimize geçen Yılmaz hükümeti 8 yılık zorunlu eğitim dışında hiçbir şey yapmadı? Demek ki bu meseleyi gündeme getirenlerin derdi ne laiklik ne de irticaydı. Öyle olsaydı bu yönde tedbirler alınırdı.

'OLMASI GEREKEN OLDU'

Peki eli kolu bağlı oturdunuz mu? Ne yaptınız?

Dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'ya gittim ve "Bizi ite kaka istifa ettirdiniz. Darbe geliyor dediniz. Biz de inandık. Ama zaman içinde baktık ki esas dert ne laiklik ne de irtica... Sizi, bizi gaza mı getirdiler paşa" dedim. O da, "Olması gereken oldu" dedi.

Olay Haberler

olayhaberler.com

Diğer Haberler

Spor

Copyright © 2012. Fiber Haber - All Rights Reserved. Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
Copyright © 2012. Fiber Haber - Tüm Hakları Saklıdır
Powered by Blogger | Sitemap | Ping | Olay Haber | Spor