Diksiyonu düzgün iddianame!

Türkiye’nin gündemindeki Balyoz, Poyrazköy, Odatv ve Şike davalarının iddianamelerini mahkeme salonunda TRT spikerleri okuyor. Spikerler en çok tapelerdeki diyaloglarda zorlandıklarını söylüyor.

Türkiye gündeminde yer alan Balyoz Planı, Odatv, Poyrazköy ve Şike davalarının iddianamelerini TRT spikerleri Hakan Kıra, Ömer Faruk Zora, Muammer Demiröz, Ömer Ersöz ve Saadet Baykal okudu.

TRT spikerlerinden Ömer Ersöz birinci ‘Balyoz’, ‘Odatv’ iddianamelerinin okunmasında görev yaparken, Hakan Kıra, Ömer Faruk Zora ve Muammer Demiröz ‘Şike’ iddianamesinin okunmasında da görevlendirildi. Spikerlerden Hakan Kıra, telefon tapelerinin okuma açısından zor olduğunu söyledi.

Balyoz’da tehditkar bakışlar ve sözler

“İstediğiniz kadar hazırlık yapın hiçbir şey ifade etmez. O kadar çok tape vardı ki. Bir tekini aklınızda tutmanız mümkün değil’’ diyen Kıra şöyle devam etti? “Diyalogları okumanın yanı sıra diyalogların kendisi zordu.

Biz de ‘Yaptım’, ‘Tamam’, ‘Hı’, ‘Oldu’ gibi çok enteresan sesler çıkarıyorduk’’ dedi. İddianameyi okurken zaman zaman sanıklarla göz göze geldiklerini, bazı manidar bakışların olduğunu belirten Kıra, “Balyoz’’ iddianamesinde “Niye siz okuyorsunuz, görürsünüz” gibi tepkiler geldiği için mahkemece görevlendirildiklerine dair kağıtları her zaman yanlarında taşıdıklarını anlattı.

Balanlı bana ‘bunlar yalan bilyorsun’ dedi

Ömer F. Zora da duruşma aralarında bazen sanıklarla da sohbet ettiklerini belirterek, Balyoz davasında yaşadığı bir anısını şöyle anlattı: “Org. Bilgin Balanlı, ‘Bu okuduklarının hepsi yalan biliyorsun değil mi?’ dedi.

Tebessüm ederek sustum. Savcı da neden bir şey demediğimi sordu. ‘70 milyon gibi ben de sonucunu bekliyorum’ dedim. Ne diyebilirim?’’

2 bin 500 sayfalık KCK iddianamesini bekliyorlar

İddianame okumanın haber okumaktan daha zor olduğunu anlatan Demiröz, ‘’Umarım iddianame okumak için bir daha çağrılmayız. Böyle şeyler ülkemizde olmaz. Ancak çağrılırsak da elimizden geleni, bize verilen görevi yapmaya çalışırız.

Umarım gerçekler hızlı bir şekilde ortaya çıkar. Adil bir yargılamayla ne olduğu ortaya çıkar. Artık top yargıda’’ diye konuştu. Spikerler, iddianame okumanın yanında Silivri’ye gidip gelmenin de zorluğuna değinirken, yakın zamanda 2 bin 500 sayfa olarak hazırlanması beklenen KCK iddianamesini de yakından takip ediyor.

Bunu okumak için de yine görevlendirme yapılacağını beklediklerini ifade eden spikerler, bu iddianamenin yaklaşık 1,5 ayda okunabileceğini belirtirken, yolun uzun olması nedeniyle kendileri için yorucu olacağını kaydettiler.AA

"AK Parti-cemaat ittifakı sona erdi"

Akşam Raporu programında Ece Üner'in sorularını yanıtlayan Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Ali Bayramoğlu, iktidar ile cemaat arasındaki "ittifak"ın bittiğini öne sürdü.MİT yöneticilerinin ifadeye çağrılmasıyla başlayan krizin öncesini ve sonrasını yorumlayan Bayramoğlu, şöyle konuştu: Video için tıklayınız..."Türkiye'de değişim sürecinde özel yetkili mahkemeler çerçevesinde 3 dizi politik nitelikli dava var: Ergenekon, Balyoz ve KCK. Bu operasyonları yürüten emniyet birimleri hemen hemen 6-7 yıldır aynı kadrolar. Yetki kullanımında ve operasyonların çapının belirlenmesinde bir yargı ve emniyet mekanizmasını görmek lazım. Bu yapının özerk bir şekilde çalıştığını ifade ettim. Bu yapı kendi güçlenmesinin pekişmesini sağlamak için yetki gaspına giden bir yol izlemeye başladı. KCK soruşturması gibi siyaset alanını baskı altına alan geniş kapsam tanımı... Ergenekon soruşturmasında, Nedim Şener ve Ahmet Şık gibi isimlerin hukuki takibata eleştiri yaptıkları için hapse girmeleri... Balyoz ve Kafes'te karşımıza çıkan kimi şüpheli deliller davaların üzerine gölge düşürdü. Bütün bunlar otonom yapının kendi gücünü ve alanını genişletme refleksinin ortaya koyduğu durumdur.Ergenekon Davası demokratikleşme sürecinin çok önemli parçasıyken hukuk ihlallleri ve gazeteci tutuklamalarını eklediğiniz zaman iktidar kavgası halini alıyor. Ben bu davaların hala önemli olduğunu düşünüyorum ama hukuki eksiklikler bu yapı ile alakalı.Bu yapının içinde savcılar var. Sosyolojik olarak bakarsak orta sınıftan, mütedeyyin ailelerden gelen, özgürlük fikrine yatkın olan, dünün sıkıntılarıyla bugünün imkanları arasında bağlantı kuran reflekse sahipler. İkincisi bu kişilerin büyük çoğunluğu aynı camiadan gelen kişilerden oluşuyor. Bunu Ergenekon Davası, Odatv Davası ve Balyoz Davasını takip eden polis yapısından biliyoruz. AK Parti'nin sivilleşme ve değişim politikalarının uygulanmasında otonom bir yapı aynı zamanda cemaatin de itici güç olduğu yapı ortaya çıkıyor. Bunlar arasında süregiden ittifak bu otonom yapının daha çok genişleme eğlimiyle, daha çok iktidar talebiyle ve iktidar alanına müdahelesiyle bitmiş görünüyor. Ak Parti ile o camia aynı istikamette yürüyen ama ayrı güçler. Ortak bir hedefte buluştular. AK Parti'nin askerle mücadele ederken, yargıyı, üniversiteleri karşısına almışken el atabileceği tek alet kutusu emniyet ve emniyet içindeki kendisini korumak, askerle mücadeleye girmek için yapılanmış camiaydı. Bu ikisinin ittifakı bozuldu. Yarın ne olur? Ben bu olayın hükümet tarafından çok ciddi algılandığını düşünüyorum. 27 Nisan'dan daha ciddi algılandığını yazdım. İktidar bundan böyle kendi alanına müdahele edecek hiçbir girişime izin vermeyecektir. Böyle bir müdahale imkanı olmaması için gerekli önlemleri alacaktır. Bunun karşılığı tasfiyedir. Önce çeşitli polisler alındı. Üst düzey müdürler alındı. Muhtemelen devamı da gelecektir. Kendisine karşı kalkışan gruplarla hükümetin çalışması mümkün değildir. Kavga gürültüsü verilmek istenmiyor. Ama burada inisiyatif hükümettedir ve hükümet alan temizliği yapmaktadır ve bir ittifak sona ermiştir"