Çeşitli işlerde çalıştıktan sonra 1992 yılında emekli olan İnci Peker, AA muhabirine, emekli olduktan sonra da eve kapanmak yerine sosyal hayatla bağlarını koparmamak için sürekli çaba harcadığını söyledi.
Emekli olduktan sonra bir süre resim yaptığını, zaman zaman değişik hobiler edinerek kendisini çeşitli alanlarda geliştirdiğini ifade eden Peker, günlük hayattaki tüm işlerin artık bilgisayar ve internet üzerinden yapıldığını, dolayısıyla gelişen teknolojiye ayak uydurmak için bilgisayar öğrenmeye karar verdiğini anlattı.
Bilgisayar kursuna gitme fikrini ilk kızıyla paylaştığını, ancak kızının ''Bu yaşta öğrenip de ne yapacaksın'', ''67 yaşında bilgisayara öğrenemezsin'' şeklindeki tepkisiyle karşılaştığını aktaran Peker, bu tepkilerin ''gururuna dokunduğunu'' söyledi.
Yakın çevresinin de tepkilerine rağmen bilgisayar öğrenmek için Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Meslek Edindirme Kursları'na (KO-MEK) başvurduğunu ifade eden Peker, ''Bugün 3 yaşındaki çocuk bile bilgisayar kullanıyor. 'Herkes gibi ben de kullanabilirim' dedim. Leyla Atakan Kültür Merkezi'ndeki bilgisayar kursuna başladım ve 5 aylık eğitimin ardından kursu başarı ile tamamladım'' dedi.
İngilizce sınıfının İnci'si
Yurt dışına da çok kez gittiğini ve İngilizce bilmediği için insanlarla iletişim kurmakta çok zorlandığını vurgulayan Peker, şöyle konuştu:
''Ben seyahat etmeyi çok seven bir insanım. Bu nedenle de gezmek için zaman zaman yurt dışına çıkıyordum. Ancak İngilizcem olmadığı için çok zorluk çekiyordum. Bu nedenle de bilgisayar kursunun ardından İngilizce kursuna gitmeye karar verdim. Bu isteğimi yine ilk kızıma söyledim. Kızım bilgisayar kursu için gösterdiği olumsuz tepkiyi bu sefer göstermedi. Çünkü artık başarılı olacağımı biliyordu. Kızım İngilizce öğretmeni ancak ben kızımdan öğrenmek yerine yeniden KO-MEK'e başvurmayı tercih ettim. Geçen yılın aralık ayında İngilizce kursuna başladım.''
Haftada 8 saat olmak üzere 2 gün İngilizce kursuna gittiğini ifade eden Peker, ''Burada benden 40 yaş küçük kursiyerlerle beraber İngilizce öğreniyorum. İngilizce öğretmenimiz benim kızımdan küçük. Aramızda öğrenci-öğretmen ilişkisi yok. Çok tatlı bir ortamımız var. Tabi bu tatlı ortamdan oradaki çocuklar, gençler de faydalanıyor. Biz bir aile gibi olduk. Birbirimizi görmezsek özlüyoruz. Burası bir sınıf değil, sevgi ve saygı içerisindeki bir aile ortamıdır. Ailede bile kavga olur ama burada olmuyor. Bütün derslerimiz gülerek geçiyor. Bana 'İnci abla, İnci teyze' diyorlar. Öğretmenimiz ise bana 'sınıfın İncisi' diye hitap ediyor'' dedi.
''Her gün yeni şeyler öğreniyorum''
İnci Peker, ''Her şeyden evvel, insan kendine bakıyor, güzelce giyiniyor, dışarıya çıkıyor. Sosyal oluyorsunuz. Gündüzleri ben asla televizyon seyretmem. Ben hayatımın hiç bir evresinde boş bir iş yapmadım. Her gün yeni bir şeyler öğrenmek için çalışıyorum. 67 de olsa, 107 de olsa öğrenmenin yaşı yok'' diye konuştu.
Gençlerle birlikte olmanın kendisini gençleştirdiğini dile getiren Peker, ''İnsan kendini dinlemiyor, hastalığı, yaşlılığı kendisine yakıştırmıyor. Bir süre sonra onlar gibi davranmaya başlıyor. Enerjin ve dinamiğin artıyor. Hepimiz birbirimize yardımcı oluyoruz'' dedi.
Peker, kursun bitmesinin ardından İngilizce'de bir üst düzey kursu da almak istediğini sözlerine ekledi.AA
