Son Dakika :
Adana etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Adana etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Pozantı Çocuk Cezaevi'nde Neler Oluyor?

Gönderen: Unknown on 1 Mart 2012 Perşembe | 03:48



Adana'nın Pozantı İlçesi'ndeki 282 kişi kapasiteli Pozantı M Tipi Çocuk Cezaevi'ndeki tutuklular arasında tecavüz, taciz ve işkence iddiaları savcılıkça soruşturulurken; bu iddiaları gündeme getiren yaşları 13-17 arasındaki 7 çocuğun, cezaevinde yaşadıkları ve duyduklarını el yazılarıyla yazıp İnsah Hakları Derneği'ne verdiği ;ortaya çıktı.

Mersin'de yasadışı eylemlerde polise taş ve molotofkokteyli attıkları iddiasıyla geçen yıl ;tutuklandıktan sonra Pozantı M Tipi Çocuk Cezaevi'ne konulan ve bir süre sonra tahliye olan H.G, Y.S, E.K, H.B, H.Ç, M.D ve Ö.K, geçen yıl mayıs ayında İHD Mersin Şubesi'ne topluca başvurdu. Çocuklar, cezaevinde uğradıklarını iddia ettikleri şiddet ve tecavüz duyumlarını derneğin matbu başvuru formuna kendi el yazıları ile yazdı.

İKİ ÇOCUK TECAVÜZLERİ ANLATTI
Cezaevinde işkenceye uğradıklarını söyleyen çocuklardan Ö.K. ve M.D.'nin dernekteki el yazısıyla yazdıkları şikayetlerinde, "Cezaevinde cinsel taciz ve tecavüz olayları sürekli oluyordu. A-10 koğuşunda Ahmet D.'nin, A-3'te Kemal Y.'nin, diğer mahkumlara karşı cinsel tacizde bulunduklarını duyduk. Özellikle Mehmet T.'nin A-3 koğuşunda tecavüze uğradığını duyduk. C-7 koğuşunda Fırat M. A-3'te yattığı zamanda, Mehmet T.'ye tecavüz edildiğini söyledi" ifadeleri yer aldı.

DAYAK VE İŞKENCE İDDİALARI

Y.S. ise cezaevine girdiğinde infaz koruma memurlarının hangi suçtan geldiğini sorduğunu, 'siyasi' cevabını verince, 4-5 infaz koruma memurunun 'siz teröristsiniz' diyerek dövdüğünü, götürüldüğü müdür odasında da müdürün copunu çıkarıp tehdit ettiği iddialarına yer verdi.

Götürüldüğü koğuşta ise koğuş sorumlusunun bahçede kendisini ölümle tehdit edip dövdüğünü, koğuştan ayrılmak istediğini söylediğinde de infaz koruma memurundan dayak yediğini anlatan Y.S., işkence iddialarını şöyle sürdürüyor: "Küçük bir odaya kapatıldım, oraya gelen giden bana vuruyordu. Ayaklarımı bağlayarak sopa ile dövdüler. İki gün sonra başka bir koğuşa aldılar. Bu koğuşa geçince eski koğuş sorumlusu küçük bir kağıda, 'Bunlar terörist, bunları ez' diye yazıp yeni koğuş sorumlusuna verdi. Bu koğuşta da sürekli dayak yedim. Koğuş sorumlusu bir arkadaşımızı basketbol potasına boynundan astı, tam boğulmak üzereyken indirdiler. Bu nedenle onu arkadaşlarımla dövmeye kalktık. Bunun üzerine götürüldüğümüz müdür odasında müdür bizi dövüp, koğuşa gönderdi. Koğuşta da sürekli dayak ve kötü muamele sürdü."

İHD Mersin Şubesi'ne başvuran diğer çocuklar H.G, E.K, H.B, H.Ç de cezaevinde kaldıkları süre içinde sürekli dayak yediklerini, kötü muamele gördüklerini, paralarının zorla alındığını içeren iddiaları yazılı şikayetlerinde dile getiriyor.

VAKIF DEVREYE GİRDİ
Çocukların yazılı başvuruları üzerine İHD Mersin Şubesi yöneticileri, o tarihte konuyu Türkiye İnsan Hakları Vakfı Adana Bölge Temsilciliği'ne bildirdi. Bunun üzerine Dr. Alev Aksungur başkanlığında 3 kişilik heyet Mersin'e giderek incelemelerde bulundu.

Üçü derneğe yazılı başvuruda bulunan 7 çocukla görüşen heyet, görüşmelerin ardından ilk değerlendirmelerini 30 Haziran 2011'de rapor haline getirdi. Raporda şu iddialara yer verildi: "Çocuklar, özellikle Pozantı Cezaevi'nde oldukları süreçte, çırılçıplak soyunma, hakaret, aşağılama, öldürme tehdidi, anlamsız itaat etmeye zorlanma, dayak, elbiselerinin ellerinden zorla alınması, geceleri uyurken üzerlerine soğuk su dökme, 8 kişilik koğuşlarda 11-12 kişi tutulma işkencelerini görmüşlerdir. Bu işkenceler hem cezaevi görevlileri tarafından, hem de görevlilerin talimatı ile koğuş sorumluları 'adli tutuklular' tarafından gerçekleştiriliyormuş. İki başvuru tarafından, B-3 koğuşu sorumlusu adli tutuklu Zeki K.'nin koğuştaki siyasi tutuklulara dayak, elbiselerinin ellerinden alınması ve aynı koğuşta bulunan 14 yaşlarında 'Mehmet' adlı bir çocuğa cinsel taciz/tecavüzde bulunma gibi eylemlerde bulunduğu, bunun idare tarafından bilindiği, ama göz yumulduğu ifade edilmiştir."

DERNEK SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
İHD Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi, çocukların el yazıları ve vakfın hazırladığı raporla birlikte hazırladığı suç duyurusunu 12 Temmuz 2011'de Ceza ve Tevkif Genel Müdürlüğü, TBMM İnsan Hakları İnceleme ve Araştırma Komisyonu ile Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Aynı suç duyurusu, bilgi amaçlı olarak İHD Genel Merkezi, Adana Baro Başkanlığı, İHD Adana Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve İnsan Hakları Ortak Platformu genel merkezlerine de ulaştırıldı.

GİZLİ MESAJ 'BU İYİ ÇOCUKTUR, SİZE TESLİMDİR'
İHD Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi cezaevinde 32 koğuş olduğunu, siyasi suçtan giren çocukların bir arada kalmak istemelerine rağmen cezaevi idaresinin bu çocukları adli tutukluların bulunduğu koğuşlara dağıtıldığını anlattıklarını ifade edip, şunları söyledi: "Çocuklar adli tutukluların kaldığı koğuşlara teslim edilirken, infaz koruma memurları koğuş temsilcilerine 'Bu iyi çocuktur, size teslimdir. Bu çocuklara iyi bakın' şeklinde gizli bir mesaj veriyormuş. Bu mesajı alan koğuş sorumluları, çocuklara çeşitli eziyetler yapmış."

İHD HEYETİ SUÇ DUYURUSUNDAN 6 AY SONRA CEZAEVİNE GİTTİ
Suç duyurusun takipçisi olduklarını, dilekçeyi verdikten 6 ay sonra savcılığın soruşturmanın sürdüğü bilgisini verdiğini, bu süreçte benzer şikayetlerin devam ettiğini anlatan Tanrıverdi, bunun üzerine Adalet Bakanlığı'nın izniyle bir heyet halinde cezaevine gittiklerini anlattı. Ali Tanrıverdi, şunları söyledi: "Ziyaretimizde o cezaevinin çocuklara uygun olmadığı, büyüklere göre yapıldığı, fiziki altyapısının hiç uygun olmadığı gerçeğini gördük. İki kez telefonla görüştüğümüz Adalet Bakanlığı Müsteşarı'na taleplerimizi ilettik. Sayın Müsteşar, bu konuyla ilgili olarak 2 bakanlık müfettişini görevlendirdiği, bu müfettişlerin çok yönlü bir araştırma yaparak kimsenin gözün yaşına bakmayacaklarını, kimin ihmali varsa gerekli müeyyideyi uygulayacaklarını söyledi. Ama şu ana kadar iyileştirici somut bir adımın atıldığını söylemek mümkün değildir."

'POLİS İFADELERİNİ GERİ ÇEKMEK İÇİN ZORLADI'
Ali Tanrıverdi, iddiaları ortaya atan çocukların savcılık soruşturması sürecinde polisler tarafından karakola çağrıldığını, burada kendileri ve ailelerinin 'ifadelerini geri çekmesi için' tehdit edildiğine dair de başvuruda bulunulduğunu söyledi. Tanrıverdi soruşturma sürecinde yaşananlara ilişkin şu iddialarda bulundu: "Adı geçen çocuklardan biri baskıya dayanamayarak ifadesini geri çektiğini bize bildirdi. Ancak daha sonra her ne kadar ifadesini geri çektiğini söylediyse de bize ikinci bir başvuruda bulundu. Bu da gösteriyor ki, bizim başvurumuzla başlatılan soruşturmanın bugüne kadar sağlıklı yürütülmediğidir. Bir takım yetkililer tarafından üzerinin kapatılmak istendiği de kendiliğinden ortaya çıkıyor zaten"

SAVCILIK VE MÜFETTİŞ İNCELİYOR
Tahliye olan çocukların bu ifadeleri ve İHD'nin başvurusundan sonra Pozantı Cumhuriyet Savcılığı'nın başlattığı soruşturma sürerken, ifadesi alınacak iddia sahiplerinin adreslerine ulaşmada güçlük yaşanması nedeniyle dosyanın tamamlanamadığı öğrenildi.

Bu arada geçen hafta iddialar yeniden gündeme gelip, 'soruşturmanın savsaklandığı' öne sürülünce Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü ilçeye yeniden müfettiş gönderdi. Pazar günü Pozantı'ya ulaşan müfettiş, incelemelerini bugün de sürdürdü. Bu arada Adalet Bakanlığı'nca yapılan açıklamada, iddiaların kanıtlanamadığı duyuruldu.

CHP MİLLETVEKİLİ CEZAEVİNİ İNCELEDİ
Milletvekillerinden oluşan 5 kişilik CHP heyeti, dün Pozantı M Tipi Çocuk Cezaevi'ni ziyaret edip, yetkililerle görüştü, cezaevini gezdi. Adana Milletvekili Ümit Özgümüş, Malatya Milletvekili Veli Ağababa, ;Manisa Milletvekili Özgür Özel, İstanbul Milletvekili Melda Onur ve Muğla Milletvekili Nurettin Demir'den oluşan heyete Adana'nın Merkez Çukurova İlçe Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan da eşlik etti.

Meteoroloji'den yoğun kar yağışı uyarısı!

Gönderen: Unknown on 28 Şubat 2012 Salı | 20:51



Türkiye genelinde yağış görülecek. Hava sıcaklığının batı bölgelerde 8 ila 10 derece azalacağı tahmin ediliyor. Ankara'da kar yağışının öğle saatlerinden itibaren kuvvetlenerek özellikle öğleden sonra ve akşam saatlerinde etkili olması bekleniyor.

Baraj faciasının suçlusu belli oldu



Adana'nın Kozan İlçesi'ndeki Gökdere Köprü Barajı Derivasyon Tüneli'nin kapağının patlaması sonucu suya kapılan işçilerden, 5.günde birinin daha cesedine ulaşıldı. İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi, Adana Kozan'daki Gökdere Köprü Barajı inşaatında 24 Şubat'ta meydana gelen faciayı yerinde inceleyerek, bir ön rapor hazırladı.

Ön rapora göre suçlu DSİ.Kaymakam İzzettin Sevgili, kazı çalışmasında bir işçinin toprak altında ayağının görüldüğünü ve bölgede cesedi çıkartmak için ince çalışma yapıldığını söyledi. Diğer 7 işçiye ulaşılması için çalışmalar da sürüyor. Gökdere Köprü Barajı ve Hidroelektrik Santrali'nin Derivasyon Tüneli'nin kapağı 24 Şubat'ta saat 13.30 sıralarında patlamış, baraj göledinde tutulan yaklaşık 80 milyon metreküp suyun boşalmasıyla işçilerden Zakir Erdemli ile Mehmet Aksoy yaralı olarak kurtulmuş Eyüp Altıntaş ile Cumali Değirmenci'nin ise cesetleri bulunmuştu.

Kayıp olduğu belirlenen 8 işçi aranırken Kozan Cumhuriyet Savcılığı'nın başlattığı soruşturma kapsamında ise Şantiye sorumlusu Proje Müdürü Erdal Nakas ile şantiye şefi Öncü Polat tutuklanmıştı.24 Şubat'tan bu yana bölgede Adana Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı 50 dalgıç polis, jandarma, Ulusal Medikal Kurtarma ve İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ekipleri de Göksun Irmağı ve baraj çevresinde kayıp işçiler Erkan Yeğen, Latif Değirmenci, Erdal Demirelli, Mehmet Yılmaz, Hasan Bolat, Veli Damaksız, Selahattin Aral ve Necmettin Karayiğit'i bulmaya çalışıyor.Kozan Kaymakamı İzzettin Sevgili'nin bizzat takip ettiği arama kurtarma çalışmaları bu sabah günün ilk ışıklarıyla yeniden başladı. İşçi yakınlarının umutlu bekleyişi sürerken saat 09.00 sıralarında Derivasyon Tüneli'nin kapağının önünde şiddetli tazyikle oluşan ve çamurla dolan alanda toprak altında bir kepçe ve iş makinesinin içinde bir cesede rastlandı.

İşçinin ayağının görülmesi üzerine alanda arama kurtarma ekipleri, kazma ve kürekle ince bir çalışma yapmaya başladı.Ayağı görülen cesedin çıkartılmaya çalışıldığını belirten Kaymakam İzzettin Sevgili, havanın yağışlı olduğunu belirterek, Gökdere Köprü Barajı'nın henüz üstünde bulunan ve su oranı üst sınıra ulaştığı ileri sürülen Menge Barajı'ndan su bırakılmasının da planladığını, ancak bunun yağış durumuna göre kesinlik kazanacağını söyledi. Sevgili, bu barajdan bırakılan suyun Gökdere Köprü Barajı'nda toplanacağını, arama kurtarma çalışmasını etkilemeyeceğini kaydetti.

AİLELER TARAFSIZ BİLİRKİŞİ İSTİYOR

Kayıp baraj işçilerinin aileleri adına konuşan Erkan Yeğen'in ağabeyi Ayhan Yeğen, savcılıkça oluşturulan bilirkişi heyetinin üniversitelerdeki öğretim üyelerinden oluşmasını isteyerek, "Yapılmakta olan kovuşturma aşamasında olaya yol açan özel veya kamusal güvenlik denetimi makamlarında çalışanların, bilirkişi olarak tayin edilmemelerini; Bilirkişi Komisyonu'nun başta ODTÜ olmak üzere üniversitelerin uzman kadrolarından bilim adamlarıyla bağımsız meslek odalarınca bildirilecek listelerde yer alacak uzmanlar arasından seçilerek oluşturulmasını ve sanıklar hakkında cezalandırılmaları için kamu davası açılmasını talep ediyoruz" dedi.Ağabey Yeğen ayrıca şu iddialarda bulundu: "Olay sonrası eldeki ilk bulgulara göre söz konusu felaket, teorik ve teknolojik bilgi yetersizliği ve mühendislik hatası olarak kendini göstermektedir. Medya haberlerine göre kum torbalarıyla sızıntı durdurulmaya çalışılmıştır. Zaman varken başta işçiler ve yöre halkı uyarılmamış ilkel önlemlerle yetinilmiştir.

Olay, teknik açıdan değerlendirildiğinde ise ya projede bir hata olduğu ya da kapak imalatının yanlışlık, belki de eksik yapıldığı gündeme gelmektedir. Örneğin, kaynak işlemleri eksik ya da yanlış yapılmış, daha da kötüsü bozuk malzeme kullanılmış olabilir. Bütün bunlar belli bir mühendislik hatasının göstergesi olarak değerlendirilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Bu nedenle öncelikle proje hesaplarının doğru yapılıp yapılmadığı, buna bağlı olarak söz konusu kapakların projeye uygun yapılıp yapılmadığının saptanabilmesi için inşaat ve imalat projelerine el konularak güvenceye alınmalıdır. Projede yanlışlık yoksa kapaklar hatalı üretilmiştir; kapaklar doğru üretilmişse projeler hatalıdır. Söz konusu olayda bunun ikisi dışında bir başka olasılık görülememektedir. Barajda sızıntı, kapakta çatlak gündeme geldiğinde işçiler inşaat sahasındaki risk bölgesine gerekli güvenlik önlemleri alınmadan sokulmuştur. Böylesine büyük tehdit karşısında işçiler neden risk bölgesine sokulmuştur? Basına yansıyan fotoğraflarından görüleceği gibi inşaat şantiyesi ve işçilik üniteleri barajın tahliye ve taşkın alanı içine konuşlandırılmıştır."

SUÇLU DENETİM YAPMAYAN DSİ

İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi, Adana Kozan'daki Gökdere Köprü Barajı inşaatında 24 Şubat'ta meydana gelen faciayı yerinde inceleyerek, bir ön rapor hazırladı. İnşaat Mühendisleri Odası, ön rapora dayanarak bir açıklama yaptı. İnşaatta çalışan iki işçinin öldüğü (sekizi de hala kayıp) olaya ilişkin söz açıklama şöyle: - Gökdere Köprü Barajı'nın dolu hacminin 93 milyon m3 olduğu, barajda su tutulmaya başlandığı, su hacmi 87 milyon m3 ulaştığında derivasyon tünelindeki mekanik kapağın basınca dayanamayarak koptuğu anlaşılmıştır.

Baraj inşaatı tamamlanmadan gövdede su tutulmaya başlanmış olması, barajın mansap kısmında ve tünelde işçilerin çalışmaya devam etmesi, kaza anında işçi kayıplarını ciddi boyutlara taşımıştır.- Ayrıca, mekanik tünel kapağını destekleyen betonarme yapıda kopmalar olduğu ve kapak arkası tıkaç betonlarının yapılmamış olduğu görülmüştür.Şubemizin hazırladığı ön raporda, olayın tünel kapağının ve bağlantı elemanlarının maksimum su basıncına dayanıklı bir şekilde tasarlanmamış olmasından kaynaklandığına yer verilmiştir.Bir baraj inşaatında böylesi bir ihmalin yaşanmasının iki nedeni vardır.

Bunlardan ilki Türkiye'nin su kaynaklarını yangından mal kaçırırcasına özel sektöre devreden bir anlayışın iktidarda olmasıdır. Bu anlamda ülke genelinde çevresel ve sosyolojik etkileri hesaba katmadan, hiçbir kurum veya kuruluşun görüşünü almadan, bölge halkının ihtiyaçlarını yok sayarak hayata geçirilmek istenen hidroelektrik santrallere bakmak yeterli olacaktır. Suların satılmasındaki ısrar ve telaş, çevresel ve sosyolojik etkilerin gözetimini engellemektedir.

Yaşanan facianın ardından Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu tarafından yapılan açıklama, olayın ikinci nedeni olan denetim eksikliğini gözler önüne sermiştir. Bakan Eroğlu, DSİ'nin denetim yapmamasını Danıştay'ın "Su Yapıları Denetim Hizmetleri Yönetmeliğini" durdurma kararına bağlamış, sorumluluğun kendilerinde olmadığını ifade ederek kamuoyunu yanlış bilgilendirmiştir.Bakanın konuşmasında ifade edilen Yönetmelik, Su Yapıları Denetim Hizmetleri Yönetmeliği'dir. DSİ Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Yönetmelik ilk olarak 15.08.2009 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş, üst birliğimiz TMMOB'nin açtığı dava sonucunda 30.03.2010 tarihli Danıştay kararıyla yürütmesi durdurulmuştur. Danıştay'ın bu kararının ardından 13.05.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ikinci Yönetmelik hakkında ise 31.10.2011 tarihinde Danıştay tarafından ikinci kez yürütmenin durdurulması kararı verilmiştir.

Söz konusu Yönetmelik, denetim mekanizmasının özel sektöre devredilmesi koşullarını düzenlemekte ve bu da hâlihazırda DSİ'nin asli görevlerini tanımlayan 6200 Sayılı Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri hakkında Kanun'un 2. Maddesine aykırılık göstermektedir.

Kanunla münhasıran DSİ'ye verilen denetim görevi, anılan Yönetmelikle özel denetim firmalarına devredilmek istenmektedir.Danıştay'a itiraz davası açan TMMOB'nin en temel gerekçesi de, kamu kaynakları üzerindeki yatırımların denetlenmesi hususunda özel firmaların yetkilendirilmesinin doğuracağı risklerdir.Yürütmesi durdurulan Yönetmelikte, yapımcı firmaya çalışacağı yetkili denetim firmasını belirleme hakkı tanınmıştır. Bir yapımcı firmanın parasını kendi ödediği bir denetim firmasından hizmet alması uygulamada "şeklen denetimin" önünü açacaktır.

Denetim firmasının mali bağımlılığının denetimin kamusal niteliği ile çelişeceği açıktır.Yönetmeliğin yürütmesinin durdurulması DSİ'nin kanunla kendisine verilen denetleme yetkisini kullanmasına engel değildir. 6200 sayılı yasa yürürlükte olduğu sürece DSİ su yapılarını denetlemekle yükümlüdür. Bugün böylesi bir facianın yaşanmasının nedeni de söz konusu yönetmeliğin iptal edilmesi ile doğan hukuksal bir boşluk değil, DSİ'nin asli görevleri içerisinde yer alan "denetleme" görevini yerine getirmemiş olmasıdır.DHA

Adana'da vahşet!



Adana'da Seyhan Nehri kenarında başsız bir erkek cesedi bulundu. Alınan bilgiye göre, Seyhan Nehri regülatör köprü Yüreğir ayağında bir ceset olduğunu ihbarını alan Adana Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğine bağlı ekipler, olay yerine gittiklerinde başsız bir erkek cesediyle karşılaştı. Nehirden çıkarılan cesedin üzerinde Ergün Karataş'a (34) ait kimlik bulundu. Hatay'ın İskenderun ilçesi doğumlu olduğu, Adana'da Akıncılar Mahallesi'nde ikamet ettiği öğrenilen Karataş'ın Genel Bilgi Toplama (GBT) sorgulamasında ise hakkında 3 yıl kesinleşmiş hapis cezası olduğu anlaşıldı. Karataş'ın iki hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etmek, devlet malına zarar, hükümlü kaçmasına yardımcı olmak gibi 6 suçtan da poliste kaydı olduğu belirtildi. Yapılan ön incelemede yaklaşık 20 günlük olduğu belirlenen ceset Adana Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.AA

Baraj işçilerinin yakınlarından büyük tepki



AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, nehir yatağında toprak birikintileri arasında arama çalışmalarına ara verildi. Toprak ve beton setler arasındaki bölümün su tahliye çalışmaları sürüyor.

Şiddetli yağmur ve soğuk havaya karşı baraj inşaatı alanında bekleyişlerini sürdüren kayıp yakınları ise arama çalışmalarına tepki gösterdi.

Hasan Bulut'un eniştesi Yüksel Karanfil, kendisinin de 2,5 yıl burada çalıştığını, 20 Şubat tarihinde işten ayrıldığını belirtti. Karanfil, arama çalışmalarının istenilen boyutta gerçekleşmediğini, yetkililerin kendileriyle yeterince ilgilenmediğini savundu.

Gökdere Köprü Barajının üzerinde bulunan Mengen Barajında tutulan suyun da yarın boşaltılmaya başlanacağını öğrendiklerini anlatan Karanfil, ''Yarın oranın kapakları açıldığında bu kadar yapılan iş de boşa gidecek. Yapacağımız bir şey varsa bizler yapmaya hazırız. Ama, yetkililer yeterince ilgilenmiyorlar'' dedi.

Kayıp işçilerden Mehmet Yılmaz'ın kardeşi Cumali Yılmaz da en azından kayıplarının cesetlerini bulunmasını istediklerini söyledi.

Yetkililerin kendilerine bilgi vermediğini öne süren Yılmaz, ''Rica ediyoruz bir an önce bulunsun. En azından bir mezarı olsun. Yetkili kimse gelmiyor. Sabah buradaki su boşalacak dediler, aynı duruyor. Yarın da değişmeyecek'' diye konuştu.

Evli ve bir çocuk babası kayıp işçi Erkan Yiğenoğlu'nun ağabeyi Zafer Yiğenoğlu da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan yardım istediklerini belirterek, ''Başbakanımızdan yardım istiyoruz, kimse bizimle ilgilenmiyor. Bir tane bakan gelmiyor. Başka bir yerde olsa hemen bakan gidiyor. Sayın Başbakanımız en azından cenazelerini bulmamıza yardımcı olsun. Artık ölüsünü bulduğumuza sevineceğiz'' ifadelerini kullandı.

Yiğenoğlu, askerlerle kendilerinin karşı karşıya geldiğini vurgulayarak, ''Bizimle askeri niye karşı karşıya getiriyorlar. Biz acıyla yaşarken, niye bize böyle yaklaşıyorlar. Bir tane yetkili gelip açıklama yapmıyor. Askerler bizi inşa alanına girdirmiyorlar'' iddiasında bulundu.

Kayıp yakınlarından bazıları, gözyaşlarına hakim olamadı. Bazı yakınları da nehir yatağına dinamit yerleştirildiğini, dinamit patlamasının ardından olayın gerçekleştiğini iddia etti.

Bu arada baraj inşaatında bekleyen bazı kayıp yakınları, işveren tarafını tuttuğu iddia edilen bir kişiyle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesiyle bazı yakınlar ile ismi açıklanmayan bu kişi arasında arbede yaşandı.

Kavgayı jandarma ekipleri ayırarak, bu kişiyi bir çadırın içerisine aldı. Jandarma yetkilileri, aileleri sakinleştirmeye çalıştı.AA

Adana'da Kayıp İşçileri Arama Çalışmaları Sürüyor (Galeri)

Gönderen: Maykıl on 27 Şubat 2012 Pazartesi | 17:12



Adana'nın Kozan İçesi'ndeki Gökdere Köprü Barajı Derivasyon Tüneli'nin kapağının patlaması sonucu suya kapılarak hayatını kaybeden işçiler Eyüp Altuntaş ve Cumali Değirmenci, düzenlenen törenle toprağa verildi. Cenaze törenine Adana Valisi Hüseyin Avni Coş, AK Parti Adana Milletvekili Mehmet Şükrü Erdinç, Kaymakam İzzettin Sevgili, İlçe Belediye Başkanı Kazım Özgan, İlçe Emniyet Müdürü Akın Zaimoğlu katıldı.

ÇOCUK SEVİNCİ YAŞIYORDU
Evli bir çocuk babası Değirmenci'nin toprağa verilmesi sırasında duygulu anlar yaşandı. Eşi Rüveyda Değirmenci güçlükle ayakta durabildi. Değirmenci çiftinin 4 yıl boyunca çocukları olmadığı, 3 yıl önce Semih isimli bir erkek bebekleri olduğu öğrenildi.

'NİYE DİKKAT ETMEDİNİZ?'
Altuntaş'ın kardeşi Yüksel Altuntaş ise patlamada kusur olduğunu öne sürerek Adana Valisi Hüseyin Avni Coş'a ağabeyinin barajdaki çatlaklardan bahsettiğini belirtip 'Çatlaklar kum torbasıyla kapatılarak çalışılır mı? Ağabeyim daha gencecikti' dedi. Vali Coş ise 'Savcılar el koydu gereği yapılacak. Madem böyle bir bilgi vardı, niye daha önce bize söylemediniz. Tedbir alırdık' yanıtını verdi.

KAYIPLAR İÇİN DÖRT KOLDAN ARAMA SÜRÜYOR
Baraj sularında kaybolan 8 işçiyi arama çalışmaları gün boyunca sürdü. Vali Hüseyin Avni Coş, ''Bu kayıp arkadaşlarımızın bir kısmının vefat etmiş olduğu, cenazesinin de bu çamur içinde bulunabileceği varsayımından hareketle sualtı ekiplerimizi de göreve başlattık. Mevcut ekiplerimize ilave olarak, 27 kişilik 6 ekip 3 botla su altı ve üstünde çalışmalara devam ediyor. Ayrıca, 103 afet acil, arama kurtarma teknisyeni de çalışmalara karadan destek veriyor. Havadan, karadan, sualtı ve su yüzeyinden olmak üzere 4 yönlü araştırmalara devam ediyoruz' diye konuştu.

Hayır İçin Gönderilen Lahmacunlar Zehirledi



Kozan Müftülüğü'ne bağlı yatılı Merkez Kuran Kursuna ilçedeki bir lokanta hayır amacıyla öğle yemeği için lahmacun gönderdi. Lahmacunları yiyen 27 öğrenci bir süre sonra mideleri bulanıp kusmaya başlayınca, kurs yetkileri tarafından özel araçlarla Kozan Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Acil serviste müdahale edilen öğrencilerin sağlık durumunun iyi olduğu bildirilirken, öğrenciler ifadelerine başvurulmak üzere emniyet müdürlüğüne götürüldü.

Öğrencilerin zehirlendiği öne sürülen lahmacunlardan örnek alınırken, lokantada inceleme yapıldı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

Baraj İnşaatını Yapan Firmadan İlk Açıklama

Gönderen: Maykıl on 26 Şubat 2012 Pazar | 08:07



Adana'nın Kozan ilçesindeki Gökdere Köprü Barajı Derivasyon Tüneli'nin kapağının patlaması sonucu meydana gelen olayda hayatını kaybeden ve evlilik hazırlığı yaptığı öğrenilen Eyüp Altuntaş'ın evinde yas var.

Arama kurtarma ekiplerince sabah saatlerinde cesedi bulunan Eyüp Altuntaş'ın (28), Kozan ilçesi Varsaklar Mahallesi Sarıçay Sokak'taki evine olayı duyarak gelen yakınları ve komşuları, aileye başsağlığı ziyaretinde bulunuyor.

Eyüp Altuntaş'ın amcası Hasan Altuntaş (63), AA muhabirine yaptığı açıklamada, olayı yeğeninin arkadaşlarının mahalledeki yakınlarını araması sonucu öğrendiklerini söyledi.

Bekar olan Eyüp Altuntaş'ın 1989 yılında babasını kaybettiğini dile getiren Hasan Altuntaş, yeğeninin 1,5 yıl önce girdiği baraj inşaatında iş makinesi operatörü çalışarak ailesinin geçimini sağladığını ve evlilik hazırlıkları yaptığını ifade etti.

Eyüp Altuntaş'ın oğlundan farkı olmadığını vurgulayan Hasan Altuntaş, ''İşten geldiği zaman boş vakitlerde sohbet ederdik. Bir sohbetimiz anında 'Ben hep iş makinesiyle tünelin ağzında çalışıyorum. Baraj su tutmaya başladığından bu yana kapaktan su kaçırıyor. Bu kapakta bir anormallik var gibi. Biz oranın elemanıyız, bir hata var, kusur var diye mühendislere söyleyemiyoruz. Ama kapak aşırı derecede su kaçırıyor. İş makinesiyle suyun altında çalışmakta zorlanıyorum' demişti. Bunu da bir hafta, 10 gün önce söyledi. Ondan sonra bu olay oldu.''

Eşinin dayısının oğlunun da kayıplar arasında bulunduğunu belirten Hasan Altuntaş, olayla ilgili ihmal olduğunu iddia etti.

Eyüp Altuntaş'ın kardeşi Yüksel Altuntaş ise olayı cuma namazından geldikten sonra kendisine gelen bir telefonla öğrendiğini, ağabeyini aradığını, ancak ulaşamayınca baraj inşaatına gittiğini bildirdi.

Yüksel Altuntaş, can kaybına neden olan olayın tüm yönleriyle soruşturularak, sorumlularının ortaya çıkarılmasını istediklerini belirtti.

Altuntaş ailesinin komşusu kuyumcu Muhammet Çamur ise Eyüp Altuntaş'ın, kısa süre önce kardeşiyle iş yerine gelerek bir miktar altın aldığını, evlilik hazırlığı için alınan altınların kendisinde emanet olarak durduğunu söyledi.

-Şirket açıklaması-

Baraj inşaatını gerçekleştiren şirketlerden Özaltın İnşaat'in genel müdür yardımcısı Mehmet Öner, şantiye alanında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, söz konusu baraj inşaatı gibi yeni yapılarda ilk zamanlarda sızıntı meydana gelebildiğini belirtti.

Bunu azaltmak için çeşitli tedbirler alındığını dile getiren Öner, ''Kum torbasıyla kapatmak da bu tedbirlerden biridir. Kazanın sebebi bu saydığım etkenler olabilir, olmayabilir de. İncelemeden sonra ortaya çıkacaktır. Şu an soruşturma devam ediyor. Burada yaşanan sorun, teknik bir konudur. Bu olumsuzluğu ortaya çıkartacak olan bilirkişi heyetidir, mühendislerdir. Araştırmadan sonra, kusur varsa, bunlar da ortaya çıkar'' dedi.

-Arama kurtarma çalışmaları sürüyor-

Bu arada, arama kurtarma çalışmalarının sürdüğü bölgede, şantiye yakınında kurulan kriz masası çevresinde bekleyen kayıp 8 kişinin aileleri ve yakınları için 3 adet sobalı çadır kuruldu. Çadırlarda ailelerin ihtiyaçlarının giderileceği ve Kızılay tarafından kumanya dağıtılacağı öğrenildi.

Kozan Kaymakamı İzzettin Sevgili, çadırlarda incelemede bulundu ve kayıp işçilerin aileleriyle görüştü.

Sevgili, arama kurtarma çalışmalarına katılmak üzere Ankara, Mersin, Kahramanmaraş, Afyon ve Gaziantep'ten sualtı arama kurtarma ekipleri çağırdıklarını belirterek, ekiplerin nehir boyunca 24 saat esasına göre arama yapacaklarını belirtti.

-Adana'da eylem-

Öte yandan, Adana'da Türk-İş, DİSK, KESK Adana Bölge, Adana Tabip Odası ve İnsan Hakları Derneği Adana şubelerinin aralarında bulunduğu sendika ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, İnönü Parkı'nda bir araya gelerek, açıklama yaptı.

Grup adına açıklama yapan Güven Boğa, ölümün acımasız yüzünü Kozan'da gösterdiğini belirterek, şunları kaydetti:

''Vadilerimizin başına bir HES belası sardılar. Hatta bir değil, yüz değil, iki bin tane. Bir tarafta 'suyu yutmuyoruz' derken, diğer tarafta dereleri kaynağından denize kadar borulara hapsedip, vadileri kurutmaya çalışıyorlar...

Doğanın tahribatının yanı sıra, dün Gökdere Barajında yaşananlar da bu sürecin devamı olarak gerçekleşmiştir. 10 işçinin kaybolmasına neden olan bu durum yalnızca bazı teknik eksiklikler ve kullanılan malzemelerin kalitesizliğiyle açıklanamaz. İşçi sağlığı ve güvenliği alanında sürekli iyileştirmenin en temel uygulamalarından biri, etkin denetim sistemidir. Ama bu çökmüş sistem içinde denetim mekanizması nerdeyse yok denecek düzeyde. Üstüne üstlük var olan bu yapıyı da ortadan kaldırmaya dönük çabaları kaygıyla izliyoruz. Sonuç ortadır. Kozan'da yaşananlar bize acı ve gözyaşını yeniden tattırdı.''


Yurdum İnsanının Bebek Hikayeleri...

Gönderen: Maykıl on 25 Şubat 2012 Cumartesi | 23:49



Hadi birkaçını hatırlayalım…

2009 Yılında Bakırköy Belediyesi yeni doğan bebekler için özel bir albüm hazırlayarak ailelere hediye etti. Amaç, belediye olarak ailelerin doğum çoşkusuna katılmak, ailelerin hastaneye gelişlerinden, bebek odasının hazırlanmasına, bebeklerini ilk kucaklarına aldıkları andan itibaren yaşamındaki ilkleri ve heyecanları birleştirmekti. Albümde, anne ve babaların duygu ve düşüncelerini içeren anı defteri ile aynı zamanda bebeğin gelişimini ve sağlık durumunu takip edeceği faydalı bilgiler ve notlar da yer aldı.

Yaklaşık 2.5 Yıl önce, Konya’da Karatay Belediyesi yine bir ilke imza atarak başlatmış olduğu yeni bir uygulamayla yeni doğan bebeklere evinde sağlık kontrolünün yapılmasının ardından aileye hediye ve plaket verdi. Uygulamada Karatay Sağlık Grup Başkanlığından alınan yeni doğan bebek listelerine göre bebekler evlerinde ziyaret edilip sağlık kontrolünden geçiriliyor ve ardından bebeğin ailesine, aralarına yeni katılan bebeklerinin hayırlı ve uzun ömürlü olması dileklerinin bulunduğu ve ailenin bu mutluluğunun paylaşıldığı plaket ve hediyesi takdim edildi.

Ve bu yıl Adana’nın Yüreğir İlçe Belediyesi, yeni doğan bebeklere yönelik bir proje başlattı. Belediye Başkanı eşiyle birlikte ailelere ziyarete gitti ve çeşitli hediyeler verdi. Yeni doğan bebekler konusunda eğitim almış bayan personeller ise ailelere bilgiler vererek onların bilinçlenmesini sağladılar.

Bir aile bebek sahibi olacağını öğrendiği andan itibaren büyük bir coşkuyla hazırlıklar yaparken, eş dostla beraber bebek için isim düşünülür.
Aile büyüklerinden birinin ismini vermek ya da günün moda isimlerinden birini seçmek çok yaygındır ama belediyeler burada da hizmette sınır tanımadı.

Arsin Belediyesi, çocuklarına Temel, İdris, Dursun ya da Fadime adını veren ailelere, 1 adet Cumhuriyet altını hediye edeceğini açıklayınca basında geniş yer aldı.
Amaç, unutulmaya yüz tutmuş bu dört ismin daha sık kullanılmasını sağlamak olarak açıklandı. Örnekler de verildi konuyla ilgili: 2011 Yılında Trabzon’da doğmuş hiçbir çocuğa Temel ve Fadime isimleri verilmemiş. 2001-2007 yılları arasında ise Türkiye'de sadece 10 aile bebeğine Temel ismini koymuş.

Doğru sanırım.
Bu isimlerde tanıdığınız kişilerin en genci kaç yaşında?
Temel denilince bile kundaktaki bebeği düşünmediğimize göre… Sadece fıkralardan, dizi ve filmlerden bildigimiz bir isim olduğuna göre…
Neyse, ‘Çocuğumun adına karışamazlar.’ Diyenler olduğu gibi ‘Acaba bebeğimiz olmadan biz de buraya mı taşınsak’ diye aralarında şakalaşanlar oldu haberi duyunca.

Burada değinmediğim pek çok kampanya daha yürütüldü ve yürütülüyor ama hala aklımdan çıkmayan biri var ki…

Yıl 2010…
Ankara’nın Beypazarı İlçesi'ne bağlı Uruş Belde Belediyesi, belde nüfusunu artırmak ve gençleştirmek için çocuk sahibi olmayı teşvik etmeye başladı.
Belediye Başkanı, eşi hamile olan ailelerden bir yıl, yeni çocuğu olan ailelerden doğum belgesi getirenlerden iki yıl su parası alınmayacağını açıkladı.
Belediye hoparlöründen ‘Bebek yapana su bedava’ diye vatandaşa duyuruldu.
Yaş ortalaması 60- 80 arasında olan beldede yaşayan erkekler ise bu uygulamaya, “Bu yaştan sonra zor, nasıl yapacağız çocuğu” diye espriyle yaklaşmıştı.
60 Yaşındaki bir amca “Başkanımız, ‘çocuk yapandan su parası almayacağız’ dedi ama, beldede çocuk yapacak kişi kalmadı” derken, 73 yaşındaki diğer amca “Ben bu yaştan sonra yaparsam 2 tane yaparım” demişti.

Bu ülkeyi de, Yurdum insanını da çok seviyorum…

Ve Yurdum insanının bebek hikayelerini de.(Haber365)

Baraj kapağı patladı



Adana'nın Kozan ilçesinde Gökdere Barajı inşaatında patlama meydana geldi. Olayla ilgili yapılan açıklamada 10 işçinin kayıp olduğu bildirildi. Patlama, Kozan ilçesine bağlı Ergenuşağı köyü yakınındaki Göksu Irmağı üzerinde özel bir firma tarafından yürütülen baraj inşaatında oldu. Galeri için tıklayınız...Köprü barajının gövdesinde çatlaklar oluşması nedeniyle suyun boşaltılması için kapaklar açılınca, barajın ana gövdesindeki tünel kapağı aşırı basınca dayanamayarak patladı. Adana Valisi Hüseyin Avni Coş, Kozan ilçesindeki Gökdere Köprü Barajı Derivasyon Tüneli'nin kapağının patlamasının ardından yapılan sayımda 10 işçinin kayıp olduğunun anlaşıldığını bildirdi.Coş, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, ilçeye bağlı Ergen Uşağı Köyü yakınlarındaki Gökdere Köprü Barajı şantiyesinde işçi sayımı yapıldığını söyledi. Sayımda 10 işçinin kayıp olduğunun belirlendiğini ifade eden Coş, ''Bu işçiler suya mı kapıldılar, yoksa bir yerlere mi sığındılar henüz bir şey söylemek mümkün değil. Adana'dan giden arama kurtarma ekipleri çalışmalarını sürdürüyor'' dedi.Coş, kayıpların bulunması için havadan bir askeri helikopterin de aramalara destek verdiğini sözlerine ekledi.Bölgede kayıp işçileri arama çalışmaları sürerken, çevredeki köyler de sele karşı uyarıldığı bildirildi.

Arama Çalışmalarına Yarın Devam Edilecek



Adana'nın Kozan Kaymakamı İzzettin Sevgili, ilçedeki Gökdere Köprü Barajı Derivasyon Tüneli'nin kapağının patlamasının ardından başlatılan arama kurtarma çalışmalarının gece yapılamayacağını, sabah saatlerinde yeniden çalışmalara başlayacaklarını söyledi.
Sevgili, gazetecilere yaptığı açıklamada, Köprü Barajı'nın derivasyon tünel kapağında saat 13.00-13.30 arasında patlama meydana geldiğini, kısa süre sonra buraya intikal ettiklerini belirtti.

Yapılan tespit ve sayımlarda 10 kişinin kayıp olduğunu belirlediklerini ifade eden Sevgili, ''Olayda 2 kişi yaralı kurtarıldı. Şu anda devlet hastanesinde tedavi görüyorlar. Hayati tehlike yok'' dedi.

Arama-kurtarma çalışmalarının gece devam edemeyeceğini belirten Sevgili, şöyle devam etti:
''Takdir edersiniz ki gece olması nedeniyle su debisi çok yüksek. Tahminimize göre yarın sabah itibarıyla su debisi düşecek, şafak vaktiyle arama kurtarma çalışmaları devam edecek. Arama kurtarma çalışmalarına UMKE, sualtı polisi, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ekipleri ile Konya'dan bir helikopter geldi. Helikopter, ileri düzey tekniğe sahip, su üstünde araştırma yapıyor. Sabah yine gelecek. Herkesle koordinasyonlu çalışıyoruz. Firma yetkilileriyle görüşme halindeyiz. Kayıpların yakınlarıyla irtibatımızı kuruyoruz. Bilgilendiriyoruz.''
Sevgili, patlama nedeniyle ilgili araştırmaların ileri aşamada gerçekleşeceğini, nedeninin şimdiden söylenmesinin mümkün olmadığını belirtti.

-Bekleyiş sürüyor-

Bu arada, kayıp kişilerden bazılarının ailelerinin şantiye yakınlarında beklediği görüldü. Kayıp operatör Necmettin Karayiğit'in eşi, çocukları ve ağabeyi de bekleyenler arasında bulunuyor.

Karayiğit'in ağabeyi Ahmet Karayiğit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, olay karşısında büyük şaşkınlık ve üzüntü yaşadıklarını belirtti.
Kardeşinin yaklaşık 1 yıldır inşaatta çalıştığını dile getiren Karayiğit, ''Firmadan bir arkadaşımızdan telefon geldi, onun aracılığıyla öğrendik. Biz de hemen olay yerine geldik. Bekleyişimiz sürüyor. Ama ne olacağını biz de bilmiyoruz. Bizim gibi bekleyen aileler var. Herkesin yüreği yandı. Yetkililerin daha fazla çaba göstermesini istiyoruz'' dedi.

Baraj Kazasıyla İlgili Bakandan Açıklama



Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Kozan ilçesindeki Gökdere Köprü Barajı Derivasyon Tüneli'nin kapağının patlamasıyla ilgili, ''Herhangi bir taşkın riski yok. Ama kaybolan eleman var mı, yok mu o netleşmiş değil'' dedi.

Bakan Erdoğlu, Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu'nu makamında ziyaret ederek, bir süre görüştü.

Erdoğlu, gazetecilerin, Adana'nın Kozan ilçesinde, Gökdere Köprü Barajı Derivasyon Tüneli'nin kapağının patlaması sonucu yaşanan olayla ilgili son durumu sormaları üzerine, şunları söyledi:

''Az önce Adana Valisi ile görüştüm. Baraj, özel sektörün yaptığı bir baraj. Aslında denetimin ne kadar önemli olduğu anlaşılıyor. Bir derivasyon tünelinde kapağın sıyrılması neticesinde suyun boşalması vuku buldu. Üç elemanın kaybolduğu söyleniyor, bu konuda Vali ile DSİ Bölge Müdürü ile görüştüm. Ama şöyle bir sevindirici husus var, oradan boşalan sular hemen akabinde Yedigöze Barajı var, o barajda toplanıyor. Herhangi bir taşkın riski yok. Ama kaybolan eleman var mı, yok mu o netleşmiş değil. Daha sonra Valilikle, DSİ ile temas kuracağız. O konuda net bir bilgi alacağız.''

Bakan Eroğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın da bulunduğu ziyaret sırasında, Rize'de yapılan çalışmalar ve HES'lerle ilgili bilgi verdi.

Bakan Eroğlu'nun Rize Belediye Başkanlığı ve AK Parti Rize İl Başkanlığına yapacağı ziyaretler iptal edildi.

Aşk mesajı cinayetine tahrik indirimi

Gönderen: Maykıl on 21 Şubat 2012 Salı | 21:27

Adana’da, karısına cep telefonundan aşk mesajı gönderdiği için komşusunu öldüren sanık, "tahrik" ve "iyi hal" indirimi sonucu 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın duruşmasında, 7 Şubat 2011 tarihinde, eşi İlkay Kablan’a (32) "Buluşalım", "Anlaştık mı?" şeklinde mesajlar gönderdiği gerekçesiyle komşusu Zekeriya Yavuz’u (30) pompalı av tüfeğiyle vurarak öldürdüğü iddia edilen tutuklu sanık Zekeriye Kablan (42) ve müşteki Ümüş Yavuz hazır bulundu.

Adana Cumhuriyet Savcısının verdiği mütalaaya göre, Mithatpaşa Mahallesi 58114 Sokak’ta oturan Zekeriye Kablan, evde olduğu sırada, eşi İlkay Kablan’ın kullandığı cep telefonuna SMS geldi.

Mesajda "Müsaitsen yarın buluşalım, evet dersen çağrı at" şeklindeki yazıyı gören Zekeriye Kablan, durumu sorduğu eşinin mesaj gönderen kişiyi tanımadığını söylemesi üzerine, mesajın gönderildiği telefon numarasını aradı.

Karşısındaki sesin komşuları Zekeriya Yavuz’a ait olduğunu anlayan Zekeriye Kablan "Zekeriya sen misin?" diye sordu, ancak telefon karşı taraftan kapatıldı. Sanık Kablan, konuşmak için buluştuğu Zekeriya Yavuz’u av tüfeğiyle vurarak, öldürdü.

Cumhuriyet Savcısı, sanık Kablan hakkında "kasten adam öldürmek" suçundan müebbet hapis cezası istedi. (iha)

Olay Haberler

olayhaberler.com

Diğer Haberler

Spor

Copyright © 2012. Fiber Haber - All Rights Reserved. Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
Copyright © 2012. Fiber Haber - Tüm Hakları Saklıdır
Powered by Blogger | Sitemap | Ping | Olay Haber | Spor