Türkiye'nin İlk Kürtçe Dizisi Başlıyor

1650-1707 tarihleri arasında yaşayan Kürt şair Ahmed-i Hani'nin ünlü aşk destanı 'Mem û Zîn'den esinlenilerek televizyona uyarlanan 'Siya Mem û Zîn' (Mem-u Zin'in gölgesinde) adlı dizi bu akşam TRT 6'da başlıyor.

Türkiye'de çekilen ilk Kürtçe Drama dizisi olan Siya Mem-u Zin'in galası bu akşam 19.30'da Ankara Rixos Grand Otel'de yapılacak. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin'in ev sahipliği yapacağı Gala'ya Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Kalkınma Bakanı Dr. Cevdet Yılmaz'ın yanı sıra çok sayıda milletvekili, işadamının da aralarında bulunduğu geniş bir katılım bekleniyor.

DİZİNİN HİKAYESİ NE?

Siya Mem-u Zin feodalitenin kıskacında bir aşkın hikâyesini anlatıyor. Hani'nin 1694 yılında tamamladığı eser, adını 1450'de Cizre'de yaşanmış aşk hikâyesinin erkek kahramanı olan Mem ve onun sevgilisi olan Zîn'in isimlerinden alıyor. Hani, eserinde dönemin sosyo kültürel, siyasi ve günlük yaşamına, gelenek ve göreneklerine dair motifler de barındırıyor.

TÜRKÇESİ DE YAYIMLANDI

Ahmet Hani'nin ünlü eseri Mem-u Zin Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Kürtçe'den Türkçe'ye çevirtip yayınladığı ilk eser olma özelliğine de sahip. Günümüze uyarlanan dizinin yapımcılığını Aytekin Mert, yönetmenliğini ise Yusuf Güven yapıyor.

Başrollerini Cem Kurtoğlu, Süleyman Karadağ, Bilal Yörük ve Yaprak Durmaz'ın paylaştığı dizi de Mem İstanbul'da mühendislik okuyan bir genç, Zin ise eğitimli ve çok iyi at binebilen bir kızı canlandırıyor.

Seyirci bu dizi de Mem'de; doğruluğu, dürüstlüğü, aşkı, Zin'de; şefkati, fedakarlığı, asiliği, Tacdin'de; dostluğu, mertliği, kardeşliği, Siti'de; yardımseverliği, iyiliği ve merhameti bulacak.

Pozantı Cezaevi'ne müfettiş gönderildi

Adalet Bakanlığı, Pozantı Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ile ilgili basına yansıyan iddialara ilişkin ''12 Temmuz 2011'de gündeme taşınan iddiaların dışında, yeni bir iddia söz konusu değildir. Bu iddiaların yeniden gündeme gelmesi üzerine, Pozantı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen adli soruşturmanın yanı sıra, olayların yerinde araştırılması için cezaevine Bakanlığımızca bir denetim elemanı da (cezaevi müfettişi) gönderilmiştir'' denildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

''1- Pozantı Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu; 282 kapasiteli olup, kurumda halen 201 çocuk hükümlü ve tutuklu barındırılmaktadır. Kurumun doluluk oranı yüzde 71,2'dir. Dolayısıyla kurumda kapasite fazlalığı olduğu hususu ve 'bir yatakta iki üç kişinin yatırıldığı' iddiası doğru değildir.

2- Pozantı Ceza İnfaz Kurumu'nda bulunan çocuk hükümlü ve tutukluların, yaş ve fiziki gelişim durumlarına göre 32 ayrı odada barınmaları sağlanmaktadır. Çocukların, kasıtlı olarak, birer ikişer koğuşlara dağıtıldığına yönelik iddialar da gerçeği yansıtmamaktadır.

3- Pozantı Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ile ilgili olarak, son günlerde, basına yansıyan bu iddialar yeni değildir. Söz konusu iddialar İnsan Hakları Derneği Mersin Şubesi tarafından 12 Temmuz 2011 tarihinde Adana Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmiştir. İlgili başvurunun ekinde sunulan ve çocukların el yazılarıyla yazdıkları dilekçelerin sadece birinde, 'taciz iddiasını duydum' ifadesi yer almaktadır. Bu konu kapsamında, Pozantı Cumhuriyet Başsavcılığının açmış olduğu adli soruşturma, halen devam etmektedir.

4- 12 Temmuz 2011'de gündeme taşınan iddiaların dışında, yeni bir iddia söz konusu değildir. Bu iddiaların yeniden gündeme gelmesi üzerine, Pozantı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen adli soruşturmanın yanı sıra, olayların yerinde araştırılması için cezaevine Bakanlığımızca bir denetim elemanı da (cezaevi müfettişi) gönderilmiştir.

5- Bakanlığımız, yeniden gündeme getirilen bu iddiaların araştırılması ve gerçeğin ortaya çıkması için ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla irtibata geçmiştir. Gündeme getirilen tüm iddialar titizlikle araştırılacak ve konunun üzerine ciddiyetle gidilecektir.''AA

Savcı Hakan Kılıç'la ilgili iddialara cevap

Adalet Bakanlığı, Doğubeyazıt'ta uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden Cumhuriyet Savcısı Hakan Kılıç'a devletin sahip çıkmadığı iddialarıyla ilgili, ''şehit Cumhuriyet Savcısı'nın ailesiyle irtibat halinde olunduğu, sürecin Bakanlık ve HSYK'ca takip edildiğini'' bildirdi.
Adalet Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğinden yapılan yazılı açıklamada, bazı basın yayın organlarında ''Savcı Hakan Kılıç, devlet için canını feda etti ama devlet savcısına sahip çıkmadı'' şeklinde haberler çıktığı ifade edildi.
Açıklamada, Doğubeyazıt Cumhuriyet Savcısı Kılıç'ın eşi ve çocuğunun ilk etapta ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Yönetim Kurulu'nca 15 Şubat'ta en üst seviyeden toplam 66 bin 381 lira sosyal yardımın yapılmasına karar verildiğini, söz konusu yardımın savcının eşine ait banka hesabına aktarıldığı belirtildi.
HSYK'ca 10 Şubat'ta savcının eş ve çocuğuna yardım amacıyla bir kampanya başlatıldığı, HSYK'nın internet sitesinden de duyurusu yapılan iki bankada hesap açıldığı ve altı ay süreyle devam edecek kampanyada dün itibariyle 387 bin 985 lira biriktiği kaydedildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
''Şehit Cumhuriyet Savcımızın geride kalan eş ve çocuğuna dul ve yetim aylığı bağlanması ile ilgili olarak çalışmalar devam etmektedir. Bu kapsamda, ölüm olayının, 'vazife malullüğü' kapsamında değerlendirilerek şehit olan Cumhuriyet Savcımızın eş ve çocuğuna en üst dereceden maaş bağlanması amacıyla çalışmalar devam etmektedir.
HSYK'ca Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığıyla yapılan görüşmeler neticesinde SGK tarafından ilgilini vazife malulü sayılarak bu doğrultuda işlem yapılma için soruşturmanın tamamlanarak dava açılması veya en azından iddianamenin düzenlenmesi gerektiği bildirildiğinden bu sürecin tamamlanmasına kadar Cumhuriyet Savcımızın ailesine normal statüde dul ve yetim aylığı bağlanması ve ailenin tekrar sağlık güvencesine kavuşması amacıyla gerekli evrak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına teslim edilmiştir.
Vazife malullüğüne ilişkin işlemlerin neticelenmesini müteakip gerek bağlanan aylık, gerekse diğer tazminat ve ödemeler açısından geriye yönelik olarak farkların aileye ödenmesi mümkün olacaktır.
Şehit Cumhuriyet Savcımızın ailesiyle irtibat halinde süreç gerek Bakanlığımız, gerekse HSYK'ca takip edilmektedir.
AA

Hapishaneler doldu taştı

Adalet Bakanlığı'nın son verilerine göre cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısı 131 bin 798'e ulaştı. 14 bini bulan kapasite eksiliğine karşı hükümet çare arıyor.

Birbiri ardına gelen operasyonlar ve tutuklamalar, cezaevlerindeki nüfusu da patlattı. Son bir yılda 8 bin 868 kişinin daha tutuklanmasıyla sıkıntının arttığı cezaevlerinde, 14 bin kişi kapasite fazlası görünüyor.

Demir parmaklıklar ardında tutulan insan sayısı 131 bin 317 kişiyle rekor rakama ulaştı. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'nin son verilerine göre; Bayburt'un yaklaşık 77 bin, Tunceli'nin 85 bin, Ardahan'ın 107 bin, Kilis'in 124 bin nüfusu bulunuyor. Bu illeri aylar önce geçen cezaevi nüfusu, 132 binlik Gümüşhane'nin nüfusuna da ulaşmak üzere.

Verilere göre cezaevi nüfusu bir yıl içinde 8 bin 868 kişi birden arttı. Bu artışta özellikle Ocak ayındaki tutuklamalar da etkili oldu. Sadece 1-31 Ocak 2012 tarihleri arasında cezaevlerindeki mevcudun 2 bin 713 kişi arttığı kaydedildi.

KAPASİTE ZORLANIYOR
Tablonun dikkat çekici yönlerinden biri de, cezaevlerinin kapasitesi ile mahkum sayısının fazlalığı. Tüm ceza infaz kurumlarında kapasite 13 bin 798 kişi aşılmış durumda. Sıkıntının büyük kısmı ise kapalı ceza infaz kurumlarında yaşanıyor. Adalet Bakanlığı da, gelen şikayetler çerçevesinde düzenleme yapmaya çalışıyor.

HÜKÜMLÜLER TUTUKLULARI KATLADI
Geçen yıla kadar Balyoz, Ergenekon, Andıç, KCK gibi davalar nedeniyle birbiri ardına gelen tutuklamalar, cezaevlerindeki tutuklu sayısının, hükümlü sayısını geçmesine yol açmıştı. Aradan geçen süreçte tablo değişti. Yargılamaların da hızlanmasıyla birlikte hükümlülerin toplamı 76 bini buldu. Cezaevlerinde 37 bine yakın tutuklu, 18 bin 540 da hükmen tutuklu bulunuyor.
Bu rakamlara karşın, 'terör' ve 'çıkar amaçlı suç örgütü mensubu' tutukluların sayısı ise hükümlüleri geçiyor.