Son Dakika :
çocuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çocuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Çocuğunuzda Uyku Bozukluğu Var mı?

Gönderen: Unknown on 1 Mart 2012 Perşembe | 01:12



Diyarbakır Yenişehir 14 nolu ASM aile hekimi Dr. Muzaffer Polat, yaptığı açıklamada, uyku bozukluğu olan çocukların okuma, yazma ve birçok yeteneklerinin bozulduğunu, fakat buna karşın sıhhatli bir şekilde uyuyanların okullarındaki derslerinde de başarılı olduklarını söyledi. Çocukların devamlı uyku bozukluğu çektiklerinde günlük yaşamlarında psikolojik davranışlarının bozulabileceğini söyleyen Polat, "Anaokulu ile ilköğretim yaşındaki çoçukların beyinleri henüz hızlı bir gelişim içinde. Yeterli uyku, fiziksel gelişimi sağlar.

Beynimiz uyku sırasında kesinlikle dinlenmez, bunun aksine uyanık olduğumuz zamanki kadar çalışır. Çocuklarda uyku çok önemlidir. Eğer düzensizlik süregeliyorsa uzmanlara gösterilmesi gerekmektedir" dedi.

"Her yaşın kendine göre ideal uyku süresi vardır" diyen Polat, "Kişiye göre değişen süreler insanı etkiler. Bu durumlar genetik faktörler ve alışkanlıklara bağlı değişiklikler gösterir. Bizler ilkokul öncesi çocukların 11-12 saat, ilk ve orta okul dönemindeki çocukların ise 10-11 saat uyamalarını istiyoruz. Diğer yaşlar için ise vucudumuza 8 saat uyumak yeterlidir. Anneler çoçuklarının uykularını devamlı kontrol altında tutmalıdır" şeklinde konuştu.

Çocuklara Uzun Süre TV İzletmeyin

Gönderen: Unknown on 28 Şubat 2012 Salı | 19:08



Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Psikologlarından Veysi Saçak, televizyonun özellikle çocuklar ve gençler üzerinde olumsuz etkileri olduğunu söyledi.

Her çocuğun aile yapısı, genetik özellikleri, kişilik yapısı, duygusal yapısı farklı olduğundan televizyondan farklı şekilde etkilendiğini vurgulayan Saçak, şöyle devam etti: “Televizyonu izleme sıklığı ve süresi, izlerken ailelerin vermiş olduğu tepkiler, çocuğun içinde bulunduğu duygusal durum gibi etkenler çocuğun televizyondan etkilenme şeklini belirlemektedir. Araştırmalar çocukların, haftada ortalama 18 saatini TV karşısında geçirdiklerini ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle TV’yi yasaklamak çözüm değil. Günümüzde TV’nin çocukların hayatında yadsınamaz bir etkisi bulunmaktadır. Çocuğun TV karşısında geçirdiği zamanı ve izlediği programları kontrol edebilirsek TV’yi olumlu yönde kullanmış oluruz. Geçmişte evlerde tek televizyon ve sınırlı sayıda TV programı ve kanalı varken günümüzde sayısız TV kanalı ve evlerimizde neredeyse her odada TV bulunmaktadır. Bu durum da TV’nin yanlış kullanımı olasılığını arttırmaktadır. Ne yazık ki bu yanlış kullanım özellikle çocuklar ve gençler üzerinde sayısız olumsuz etkiye yol açmaktadır”

0-6 YAŞ ARASI ÇOCUKLARA UZUN SÜRE TV İZLETMEYİN
Psikolog Veysi Saçak, çocukların sağlıklı TV izlemeleri için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
"Bu aralıktaki çocuklarla konuşulmadığında, onların yaptıkları ve söylediklerine tepki verilmediğinde, dokunmalarına ve oyun oynamalarına fırsat verilmediğinde beyin gerektiği gibi sağlıklı gelişmeyebilir. TV tek yönlü bir iletişim aracı olduğundan karşılıklı bir ilişki söz konusu değildir. Bu aralıktaki çocuklar 3 boyutlu objelerle ilgilenirler. Oysaki TV’deki görüntüler 2 boyutludur. Yani bu yaş aralığı için öğrenme süreçlerinde TV kullanımı yeterince anlamlı değildir. Özellikle 0-6 yaş grubu çocuklarda TV başında geçirilen süreyi en aza indirerek, çocukla birlikte onun istediği aktiviteleri yaparak vakit geçirmek, çocuğun gelişimi için en yararlı yol olacaktır.

CİNSEL VE ŞİDDET İÇERİKLİ GÖRÜNTÜLERE DİKKAT
Nasıl sunulduğuna bağlı olarak değişmekle birlikte TV’deki cinsellik, özellikle şiddetle birlikte yer aldığında küçük çocukların cinselliği yanlış yorumlamalarına yol açabilmektedir. Çocukların izledikleri yetişkin cinsel davranışları huzursuzluk duymalarına ve utanmalarına yol açabilmekte, gençler için bu davranışları sergileyenler rol modeli olabilmektedir. Eğer cinsellik, diğer tüm davranışlarımız gibi, sorumlulukları ve riskleri olan bir davranış biçiminde sunulmazsa, bu tür programlar çocukların cinsellikle ilgili uygun olmayan tutumlar geliştirmelerine yol açabilir.

7 yaş ve üstü çocuklarda özellikle şiddet içerikli görüntüler, korku, kaygı, gerilim yaratabilir. Bu tarz program ve görüntüleri anlamlandırmada zorlanan çocuk, dış dünyayı korkutucu olarak algılayabilir. Bu durum ebeveynden ayrılma zorluğu, yalnız kalmak istememe, anne aşırı düşkünlük ve okula gitmek istememe gibi davranışların oluşmasına neden olabilir. Düşünmeyi, hayal gücünü ve problem çözme becerilerini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca ders çalışma konusunda da isteksizlik yaratabilir.

• Anne ve baba olarak olaylara ve görüntülere karşı abartılı tepkiler verilmemeli ve özellikle şiddet içeren haberler başka kanallarda aranarak tekrar tekrar izlenmemelidir.
• Özellikle ergenlik öncesi dönemde çocuğun tek başına TV izlemesine ve TV programları seçmesine izin verilmemeli, anne-baba çocuklara birlikte seçtikleri programları izlemeli ve çocuğun anlamlandıramadığı konularda rehberlik etmelidir.
• Çocuğa uyumadan önce TV seyrettirilmesi, uykuya TV karşısında geçilmesi önerilmemektedir.
• TV karşısında çocuğu beslemek daha sonraki yıllarda çocuklarda yeme bozukluklarına neden olabileceği için önerilmemektedir.

TV’NİN OLUMLU ETKİLERİ NELERDİR?
Bilinçli ve sınırlandırılmış olarak kullanıldığında bazı çocuklarda TV:
• Çocukların kelime haznesini zenginleştirebilir.
• Hayal gücünü geliştirebilir.
• Belgeseller; doğa, hayvanlar, bitkiler, farklı kültürler gibi konularla ilgili çocuğun genel bilgisi artar. Eğitim amaçlı çocuk programları okul-öncesi çocukların şekilleri, renkleri, sayıları öğrenmesi konusunda çok yararlıdır.
• Bazı konulara karşı merak duymasına ve kitaplardan bunu araştırmasına neden olabilir. Bunun sonucunda televizyon çocuğu okumaya teşvik edebilir.
• Televizyon izlemek bir anlamda çocuğun olumsuz duygularını boşaltma yolu olabilir.
• Sosyal ortamlarda konuşulacak ortak konular sağlar dolayısıyla arkadaşlarıyla iletişimi kolaylaştırabilir.

NASIL TV İZLEMEK GEREKİR?
• Çocuğun yaşına ve kavrama düzeyine uygun programlar seçilmeli.
• Anne-baba veya bir başkasıyla beraber TV izlenmeli ve izlenen olaylarla ilgili konuşulmalı ve tartışılmalı.
• TV seyrederken ışık açık olmalı: Gözlerin daha fazla yorulmaması için aydınlık bir ortamda TV izlemek daha uygundur.
• Yemek yerken TV kapalı olmalı: Yemek ortamında aile bireylerinin birbiriyle iletişim içinde olması daha sağlıklıdır.
• Ortalama TV’den 2 metre mesafe uzaklıktan seyredilmeli.
• Günde ortalama aralıksız en fazla 1 saat izlenmelidir.

TV İZLEMEYİ AZALTMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
• Haftalık program listesi yapılması ve bu listeye göre TV’nin açılması, diğer zamanlarda TV’nin kapalı tutulması,
• Haftada bir veya birkaç gün “TV seyretmeme günleri” belirlemesi ve çocuğa TV izlemek yerine birlikte ya da yaşıtlarıyla yapılabilecek etkinlikler sunulması,
• Mümkün olduğunca TV açılmamalı. Örneğin sadece müzik dinlemek için televizyon yerine müzik seti kullanılması,
• Çocuğun odasına TV konulmaması,
• Televizyonun ceza veya ödül olarak kullanılmaması, (Çünkü bu şekilde TV’nin değerini daha da arttırmış oluruz.)
• Fazla ve uygun olmayan programları seyretmenin ne gibi sakıncaları olabileceğinin çocuğa anlatılması,
• TV izlemenin dışında yapılabilecek farklı etkinliklerin çocuklara önerilmesi. (Beraber alışverişe gitmek, kek pişirmek, arabayı yıkamak, çiçekleri sulamak, tamir yapmak, yürüyüş yapmak, bisiklete binmek, kitap okumak gibi.) Bütün bu önlemler televizyon izlemeyi azaltma açısından yararlı olacaktır.”



Pınar Altuğ'dan tartışma yaratan sözler!

Gönderen: Maykıl on 25 Şubat 2012 Cumartesi | 06:59

Üç sene önce kızı Su'yu dünyaya getiren Pınar Altuğ: "İlginin dağılmaması için kızımıza kardeş yapmayacağız"Bu açıklama üzerine aile psikolojisi uzmanı pedagoglar bu görüşün olumlu ve olumsuz tarafları hakkında görüş bildirdi.

SAHİP ÇIKMAK ZOR

Uzman Pedagog Belgin Temur, Altuğ'un sözlerini destekleyen açıklamalar yaparken; Uzman Pedagog Sevil Yavuz ise kardeşsiz büyümenin insanı yalnızlığa ittiğini belirtti. Sabah'ın haberine göre: Altuğ, eşi Yağmur Atacan ile birlikte Su ile ilgili kararlarda uzmanları dikkate aldıklarını söylerken sözlerini şöyle sürdürdü; "Kızımla daha yakından ilgilenebilmek için ikinci bir çocuk istemiyorum. Çünkü iki tane olsa, ailece bu kadar bir arada olmamız mümkün değil. İki taneye sahip çıkmak çok zor" dedi.


UZMAN DESTEĞİ

Üç senelik anne olduğunu ve günden güne tecrübe kazandığını ifade eden ünlü oyuncu ayrıca; "Her anne kendi çocuğu için en doğrusunu bilir. Aslında bu durum içgüdüsel bir şey. Ancak mümkün olduğu kadarı kızım Su hakkında uzmanları dinlemeye de dikkat ediyorum. Bir sıkıntı olduğunda okulundaki rehberlik öğretmenleri ile konuşuyorum. Uzmanların söylediklerini yerine getirmeye çalışıyoruz" dedi.

EN DOĞRUSUNU ANNELER BİLİR

Anneliğin içgüdüsel bir şey olduğunu belirten Pınar Altuğ, "Her anne çocuğu için en doğrusunu bilir. Ben de eşim Yağmur ile uzmanların söylediklerini dikkatlice dinleyip yerine getirmeye çalışıyoruz" dedi.

Olay Haberler

olayhaberler.com

Diğer Haberler

Spor

Copyright © 2012. Fiber Haber - All Rights Reserved. Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
Copyright © 2012. Fiber Haber - Tüm Hakları Saklıdır
Powered by Blogger | Sitemap | Ping | Olay Haber | Spor