Son Dakika :
disk ve tesk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
disk ve tesk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Şubat'ın ekonomiye maliyeti!

Gönderen: Unknown on 28 Şubat 2012 Salı | 18:43



Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, 28 Şubat sürecinde hatırlamak dahi istemedikleri olaylar silsilesinin sonuçlarını bu ülke insanının her alanda çok pahalı ödediğini belirterek, ''Yıllar sonra, o günlerde yapılanların yavaş yavaş sorgulanmaya başladığı, eski defterlerin açıldığı, karanlık dosyaların aydınlığa kavuşturulmaya başlandığı günümüzde, gerçeklerin çok kısa zamanda tüm halkımızla paylaşılmasını ümit ediyorum'' dedi.

Vardan, 28 Şubat sürecinde yaşananlara ilişkin yaptığı değerlendirmede, üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen, hala hafızalarda tazeliğini muhafaza eden ve Türkiye tarihinde kara bir leke olarak yerleşen 28 Şubat sürecinin ''dini olmaktan çok, ekonomik, politik ve sosyal temelli'' olduğunu bugün hemen herkesin anladığını ve sürecin de sorgulanmaya başladığını belirtti.

O dönem ülkede yıllardır ekonomide, bürokraside, askeriyede, yargıda, finans sisteminde ve hatta medyada hakim olmuş düzen sahiplerinin, yeni bir dönemin başlangıcının kendi mevcut durumlarını kaybettireceği endişesiyle topluma hayal ürünü korku saldıklarını dile getiren Vardan, ''Sözde bir tehdit havası oluşturularak, ülkenin geleceğinin kararacağı mesajını vermeye çalışmışlardır'' dedi.

Vardan, oysa dönemin hükümeti, 18 Haziran 1997'de istifa edene kadar ekonomide toparlanmanın başladığını, iş dünyasında da olumlu bir gelişmenin söz konusu olduğunu, ancak buna tahammül edemeyenler ve iktidarlarının ellerinden gideceğini düşünenler tarafından başlatılan süreç marifetiyle, her an bir ''darbe oldu-olacak'' korkutmaları ve paranoyası ile toplumda bir teyakkuz hali yerleştirilmeye çalışıldığını kaydetti.

Özellikle medya tarafından kasti olarak uygulanan dezenformasyon sonucunda, insanlarda bir korku hali oluşturulduğunu, bilahare, bir gazetede çıkan 'Ordudan yeşil sermayeye ambargo' haberinin özellikle iş dünyası üzerine bir baskı oluşturulmaya başladığının net göstergesi olduğunu ifade eden Vardan, akabinde, bazı şirketlere bankaların teminat mektubu veya çek defteri vermeme gibi adımlara kadar uzanan yıldırma harekatı ile karşı karşıya kalındığını belirtti.

''Üye sayımız 2823'den 1800'e düştü''

Vardan, sermayenin renklere boyandığı, bunlar içinde de ''yeşil sermaye'' diye adlandırılan kesimin gazetelerde boy boy isimleri verilerek boykota davet edildiği o günlerin, ülke adına talihsiz günler olduğunu, sadece 9-10 dindar arkadaşın bir araya gelip şirket kurmalarının ardından 'gizli hesapları var' denilerek gecenin 2'sinde 3'ünde evlerine çilingir marifetiyle girilerek yataklarından kaldırılıp sorgulamaya götürüldüğü ve günlerce kimsenin haber almasının engellendiği utanç dolu günlerin hala hafızalarda olduğunu dile getirerek, değerlendirmesinde şu görüşlere yer verdi:

''Hatırlamak dahi istemediğimiz bu olaylar silsilesinin sonuçlarını bu ülke insanı her alanda çok pahalı ödedi. 28 Şubat sürecinde, ülkemizin yarınlarını ipotek altına alacak, hatta karartacak birçok karara imza atıldı.

Öyle ki, banka hortumlamaları, iş hayatında bazı kesimin önü kesilmesi, imtiyazlı kesime sağlanan özel iltimaslar, okullarda dindar insan yetişmesinin veya dindar kesimin okumasının engellenmesi gibi atılan adımlar ülkeyi, 2001'deki büyük ekonomik krize sürükledi.

Sadece bir kesimin önünü kesmek adına 'katsayı' garabeti icat edilerek, tüm meslek liselerinin neredeyse kapılarına kilit vuruldu. Bu ve benzeri olaylarla MÜSİAD üyesi ya da dindar bir müteşebbisin, iş hayatında var olamayacağı gibi bir algı oluşturularak firma sahipleri ürkütüldü.

O dönemde MÜSİAD üyeliğinden istifa eden iş adamları da oldu. 1997 ortalarında 2823 üyeyle dönemin en yüksek üye sayısına ulaşmışken, istifaların ardından üye sayımız 1800'e kadar düşmüştü.

Ancak, MÜSİAD'ın 28 Şubat döneminde sayısal olarak küçülmesi esasında üyeleri kenetledi ve derneği güçlendirdi, bu süreç üyeler nezdindeki dayanışma ruhunu, mücadele gücünü artırdı.''

''Anadolu sermayesi artık daha güçlü ve özgüven kazandı''

Vardan, 28 Şubat lafzı gündeme geldiğinde, üzerinde konuşmak ve o günleri hatırlamak dahi istemediğini ve birçok kişi gibi kendisinin de ülkede tekrar yaşanmasını istemediği olaylar zinciri olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

''Yıllar sonra, o günlerde yapılanların yavaş yavaş sorgulanmaya başladığı, eski defterlerin açıldığı, karanlık dosyaların aydınlığa kavuşturulmaya başlandığı günümüzde, gerçeklerin çok kısa zamanda tüm halkımızla paylaşılmasını ümit ediyorum.

Bahsettiğim bu olaylar ve buna benzer yüzlerce konunun yeni nesil tarafından çok iyi bilinmesi gerekir.

Bugün, Türkiye'de ekonomiden siyasete, sosyal hayattan hukuksal alana kadar birçok reform hayata geçirildi. Anadolu sermayesi artık daha güçlü, tüm dünyaya açılmış ve özgüvenini kazanmış durumda.

İşte bu özgüven, Türkiye'nin artık on yıllık, on beş yıllık büyük hedefler koymasını sağlıyor. Umarım artık herkes aynı hedefe kilitlenir ve Türkiye çoktandır hak ettiği seviyelere kısa zamanda gelir.''

****

'Yeşil sermaye' yakıştırmasıyla Anadolu sermayesinin büyümesi önlenirken, bakkalından kebapçısına varıncaya kadar çok sayıda esnaf fişlendi.

28 Şubat süreci siyasi yapıyı olumsuz yönde etkilediği için 2001 ekonomik krizine de zemin oluşturdu. Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Başkanı Mustafa Koca, antidemokratik muhtıranın yatırım, ihracat, büyüme gibi kalemleri olumsuz yönde etkilediğini; faturanın 300 milyar doları bulduğunu söyledi.

Anadolu sermayesinin büyümesinin engellendiğini vurgulayan Koca, "28 Şubat'ı yapanlar işin ekonomik boyutunu, sosyal olayları düşünmeden bir antidemokratik bir muhtıra verdiler.

O zamanki değerler ve saptamalar çerçevesinde tahmini 300 milyar dolar civarında bir fatura ortaya çıktı. O gün antidemokratik uygulamalar olmasaydı Türkiye'nin bugünkü borç stoku da olmazdı. Türkiye ekonomisi daha borçsuz olarak 2023 hedeflerine daha erken ulaşabilirdi." dedi.

Anadolu Aslanları olarak adlandırılan işletmelerin 28 Şubat sebebiyle küresel şirketler haline gelemediğine dikkat çeken ASKON Başkanı, insanların fişlenmesi ve sermayenin renklere göre ayrılmasının ekonominin yanı sıra sosyal boyutlu yansımalara da yol açtığını vurguladı.

Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral de, Türkiye'nin milli gelirinin Avrupa Birliği ülkelerinin milli gelirinin dörtte biri kadar olmasının 28 Şubat ve benzeri demokrasi dışı müdahalelerin sebep olduğuna işaret etti.

Meral, atılım hamlesine girilen her 10 yılda bir yapılan askerî müdahalelerle Türkiye'nin dengesinin bozulduğunu kaydetti. Darbenin yaptığı tahribatı toparlamanın yıllar aldığını vurgulayan Meral, şöyle konuştu:

"Türkiye bir atılım hamlesine girdiği anda iktidardakileri beğenmeyenler siyasete, hükümete, siyasi partilere müdahale ederek Türkiye'nin dengelerini altüst ediyorlar. Türkiye'nin AB'den geri olmasının en önemli sebebi budur. Bundan sonra önümüzde önemli bir şans var. Tekrar gelişmiş ülkeler seviyesine çıkmamız lazım. Demokrasimize sahip çıkmamız, sıkı sıkıya sarılmamız lazım. Hedeflenen on ekonomi arasına ancak böyle girebiliriz."

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç ise 28 Şubat ile Türkiye ekonomisine darbe vurulduğunu kaydetti. Bazı kesimlerin kendi menfaatleri için halkı uçuruma sürüklediğini vurgulayan Özgenç, sermayenin ikiye ayrıldığını kaydetti.

Yeşil sermaye yakıştırmasının yanı sıra esnaf kesiminin de fişlendiğini aktaran Özgenç, "Türkiye, bugün dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasında olamamışsa bunun en büyük sebebi de 28 Şubat postmodern darbesidir. O büyük yıkımı üzerimizden attık, ancak kalıntıları hâlâ görülmekte." dedi.

Özgenç, 28 Şubat sürecinde TOBB, Türk-İş, TİSK, DİSK ve TESK'in demokrasi dışı hareketin içerisinde yer aldığı için 'beşli çete' olarak hatırlandığını belirterek, bu kuruluşların şimdiki yöneticilerinin halktan özür dilemesini istedi.

Özgenç, "Bazı sivil toplum kuruluşları antidemokratik oluşumların dolaylı veya açıktan içerisinde bulundu. Bunlardan bazıları işi pişkinliğe verip kendilerini beşli çete olarak tanımladılar. Hâlâ daha yapılanın yanlış olduğuna dair resmi açıklama yapmadılar. O dönem adına bugün bu kuruluşların yöneticileri halktan özür dilemeli." ifadelerini kullandı.

Ajanslar

Olay Haberler

olayhaberler.com

Diğer Haberler

Spor

Copyright © 2012. Fiber Haber - All Rights Reserved. Blogger tarafından desteklenmektedir.
 
Copyright © 2012. Fiber Haber - Tüm Hakları Saklıdır
Powered by Blogger | Sitemap | Ping | Olay Haber | Spor