Mesleki ve teknik eğitim okullarına devam eden öğrencilerin yaklaşık yüzde 20'sinin 9. sınıfta örgün eğitim dışına çıktığı, bu durumun da her iki öğrenciden birinin mezun olamaması anlamına geldiği belirlendi.
Denetim, MEB tarafından yürütülen mesleki ve teknik eğitime ilişkin ortaöğretim düzeyindeki hizmetlerin yönetimiyle ilgili çalışmaları, üretilen politikaları incelemek amacıyla yapıldı.
Raporda, sürece ilişkin elde edilen bulgulara yönelik, mesleki ve teknik eğitimden faydalanan öğrenci sayılarının OECD ülkeleri ortalamalarına göre düşük olduğu, mesleki eğitimde program esasına dayalı bir okul sisteminin olmadığı, genel ortaöğretim programlarına devam eden öğrencilerin mesleki ve teknik eğitime geçişlerini sağlamaya yönelik esnek bir yapının olmadığı ve mesleki ve teknik eğitim okullarında döner sermaye faaliyetlerinin, uygulamalı eğitim açısından yeterli düzeyde olmadığı kaydedildi.
Ortaöğretim düzeyinde verilen mesleki eğitim programları ile yükseköğretim düzeyinde verilen mesleki eğitim arasında birbirinin devamı niteliğinde tamamlayıcı bir yapının olmadığı belirtilen raporda, mesleki eğitime öğrencilerin yönlendirilmesinin, alan ve dalların seçilmesiyle ilgili mevcut uygulamaların yetersiz olduğu ifade edildi.
Beceri eğitimlerinde nitelik problemlerinin yanı sıra, öğrencilere ücret ödenmesi ve SGK ile ilgili işlemlerin yürütülmesiyle ilgili sorunların da olduğu bildirilerek, mesleki eğitimle ilgili verilen belgelerin akreditasyonuyla ilgili sorunların devam ettiğine dikkat çekildi.
Modüler yapının okullarda uygulanabilmesi için mevzuatla düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulduğu, öğretmenlerin modüler eğitim uygulamaları hususunda tam olarak hazır olmadıklarının anlaşıldığı kaydedildi.
Denetim çalışması, 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'den önce planlandığından, denetim kapsamı erkek teknik, kız teknik ve ticaret turizm okullarıyla ilgili temel süreçlerle sınırlı tutuldu.
''Sektör talepleri dikkate alınmalı''
Raporda, bakanlığın 2010-2014 stratejik planında meslek liselerine devam eden öğrencilerin genel ortaöğretim içindeki oranının yüzde 50'lere çıkarılmasına yönelik stratejilerin belirlendiği anımsatıldı.
Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğünün Aralık 2011 verilerine göre, erkek teknik öğretim okullarına 752 bin 272, ticaret turizm öğretimi okullarına 400 bin 942, kız teknik öğretim okullarına 374 bin 370 ve sağlık meslek liselerine 65 bin 679 öğrencinin devam ettiği bilgisine yer verildi.
Raporda, şu değerledirme yapıldı:
''Mesleki eğitim faaliyeti sağlayan işletme sayısının az olması ve ayrıca işgücü verimliliği açısından ortalama işgücü verimimizin gelişmiş ülkelere göre düşük olması kaliteli bir mesleki eğitim uygulamasına olan ihtiyacı artırmaktadır. Mesleki eğitim hizmetleri sektör talepleri dikkate alınarak şekillendirilmesi gerekiyor. Ancak ortaöğretim düzeyinde meslek alanlarına devam eden öğrenci oranları incelendiğinde, mevcut mesleki eğitim hizmetlerinin sektörün yapısıyla uyumlu olduğunu söyleyebilmek oldukça zor görülmektedir.''
En çok ve en az tercih edilen meslek alanları
Raporda, meslek liselerinde en çok ve en az tercih edilen meslek alanlarına da yer verildi. Buna göre, en çok tercih edilen ilk 10 alan arasında, bilişim teknolojileri, elektrik-elektronik teknolojisi, muhasebe ve finansman, çocuk gelişimi ve eğitimi, makine teknolojisi, yiyecek içecek hizmetleri, metal teknolojisi, giyim üretim teknolojisi, motorlu araçlar teknolojisi ile büro yönetimi ve sekreterlik bölümleri yer alıyor.
Meslek liselerinden en az tercih edilen ilk 10 alan arasında tarım teknolojileri, plastik teknolojisi, hayvan sağlığı, raylı sistemler teknolojisi, metalurji, seramik ve cam teknolojisi, ayakkabı ve saraciye teknolojisi, kuyumculuk teknolojisi, uçak bakım ve bahçecilik alanları bulunuyor.
''Zeki öğrenciler için cazibe merkezi haline getirilmesi...''
Meslek liselerine devam eden öğrencilerin yükseköğrenime geçiş oranlarının düşük olduğunun belirtildiği raporda, meslek liselerinin yetenekli ve zeki öğrencilerin cazibe merkezleri haline getirilebilmesi için yükseköğrenime kazandıracağı öğrenci sayılarının artırılmasına yönelik yeni politikalara ihtiyaç olduğu kaydedildi.
Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı okullarda 60 alanda açılan 226 dalda mesleki eğitim hizmeti verildiği belirtilen raporda, mesleki eğitimin uluslararası genel kabul görmüş düzeyde yürütülmesinin, mezuniyet sonrası uluslararası geçerliliği olan belgeler verilebilmesinin oldukça önemli bir konu olduğuna dikkat çekildi.
Meslek edinenlerin yurt dışında istihdam edilebilmeleri için alınan eğitimler ve öğrencilere verilen belgelerin akreditasyonu çalışmalarının henüz tamamlanamadığı belirtilerek, 2006 yılında kurulan Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından mesleklerle ilgili standartların belirlenmesi ve akreditasyonuna yönelik çalışmaların yapıldığı kaydedildi.
Türkiye'de Aralık 2011 itibarıyla Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı okullardaki öğrenci sayısının ortaöğretim içindeki oranının yüzde 42'ler düzeyinde olduğu, 2010-2011 öğretim yılında meslek liselerinin okul sayısının 4 bin 547, öğrenci sayısının 1 milyon 594 bin 263, öğretmen sayısının 86 bin 71, derslik sayısının 39 bin 273 olduğu ifade edildi.
''Eğitim programı gözden geçirilmeli''
Raporda, mesleki ve teknik eğitim okullarına devam eden öğrencilerin yaklaşık yüzde 20'sinin 9. sınıfta örgün eğitim dışına çıktığı, diğer sınıflarda ise bu oranın yüzde 10'lar civarında olduğu belirtildi.
Bu durumun, meslek lisesine kaydolan her iki öğrenciden birinin mezun olamaması anlamına geldiği ifade edilerek, meslek lisesini tercih eden öğrencilerin bu okulları seçme nedenleri de dikkate alınarak, eğitim programlarının gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Ortaöğretimde 9. sınıfların ortak olmasından dolayı mesleki ve teknik eğitim okullarından, genel liselere, genel liselerden de mesleki ve teknik eğitim okullarına nakil yapılabildiği anımsatılarak, 2011 yılı verilerine göre toplam nakillerin yüzde 52'sinin mesleki ve teknik eğitim okullarından genel ortaöğretim okullarına yapılan geçişlerin oluşturduğu belirtildi.
Genel ortaöğretimden mesleki ve teknik eğitim okullarına gerçekleşen nakillerin yüzde 11 olduğu ifade edilerek, meslek liselerinin 9. sınıfına kayıt yaptıran öğrencilerden 101 bin 434'ünün daha sonra meslek liselerinden ayrılma nedenlerinin sorgulanması gerektiğine işaret edildi.
Meslek liselerinde teorik eğitimlere ağırlık verilmesinin öğrencileri zorladığına dikkat çekilerek, ''Yine yükseköğretime geçiş kaygısı nedeniyle meslek liselerinin programlarında genel kültür derslerinin arttığı meslek derslerinin azalmaya başladığı görülmektedir'' denildi.
Raporda, ayrıca çok sayıda olmasa da kaynaştırmalı eğitim kapsamında da öğrencilerin meslek liselerine kabul edildiği hatırlatılarak, bu öğrencilerin eğitimleriyle ilgili uygulamada sıkıntılar yaşandığı kaydedildi.
''100 milyon TL talep ediliyor, 36 milyon TL'si karşılanıyor''
Meslek liselerine devam ederken çeşitli nedenlerle okuldan ilişiği kesilen öğrenci sayılarının oldukça yüksek olduğu bildirilen raporda, meslek liselerinden ilişiği kesilen öğrencilerin sınıflar düzeyinde dağılımına da yer verildi.
Buna göre, öğrencilerin çoğunlukla ''okuma hakkı bittiği için örgün eğitim dışına çıkma'' ve ''beklemeli olma'' nedenleriyle okuldan ilişiği kesiliyor. Okuma hakkı bittiği için örgün eğitim dışına çıkan öğrenci sayısı 9, 10 ve 11. sınıflarda yüksek iken, beklemeli olduğu için ilişiği kesilen öğrenciler ise yoğunlukla 12. sınıfta bulunuyor.
Mesleki ve teknik eğitim okullarında kullanılacak araç, gereç, makine ve teçhizatla ilgili olarak standartlar olmasına karşılık, ülke genelinde mevcut durumun kullanım alanlarına göre istatistiki olarak tespitine yönelik net bir veri bulunmadığı kaydedildi.
2011 yılında okullardan bu tür işler için talep edilen ödeneğin yaklaşık yüzde 40'lık bir kısmının merkezi yönetim tarafından karşılanabildiği, mesleki ve teknik eğitim okullarından talep edilen ödenek miktarının 100 milyon 607 bin 507 TL, karşılanan ödenek miktarının ise 36 milyon TL olduğu ifade edildi.
''7 bin 559 öğretmen ihtiyacı, 2 bin 179 fazlası var''
Usta öğretici veya işletmelerde eğitim sorumluluğu yüklenen personele verilen eğitim ve sertifika çalışmalarıyla ilgili tüm okul türlerini kapsayan takip sisteminin kurulmasına ihtiyaç bulunduğuna işaret edilen raporda, 2011 yılı verilerine göre mesleki ve teknik eğitim okullarının 747'sinde döner sermaye işletmesi bulunduğu anlatıldı.
Bu işletmelerden 162'sinde öğrenci/kursiyerin yer almadığı, 585 döner sermaye işletmesinde toplam 29 bin 726 öğrencinin görev aldığı ifade edildi.
Açık mesleki eğitime devam eden öğrencilerle ilgili yüz yüze eğitim kapsamında hafta içi veya hafta sonlarında meslek dersleri ve beceri eğitimi verilmesine de değinilerek, 2011 yılı verilerine göre toplam 157 bin 690 öğrencinin açık mesleki eğitime katıldığı kaydedildi.
Raporda, 7 bin 559 çeşitli meslek dersleri branşlarından öğretmen ihtiyacı bulunduğu belirtilerek, diğer taraftan 2 bin 279 branş fazlası meslek dersleri öğretmeni olduğu bilgisine yer verildi.
En çok ihtiyacın olduğu branşlar, bin 66 öğretmenle sağlık-hemşirelik, 706 öğretmenle bilişim teknolojileri, 657 öğretmenle çocuk gelişimi ve eğitimi branşları bulunuyor. Branş fazlası olan alanlar arasında 232 öğretmen giyim üretim teknolojisi, 224 öğretmenle kimya/kimya teknolojisi, 201 öğretmenle konaklama ve seyahat hizmetleri yer alıyor.
''Kurumlar yeterince tanıtılmıyor''
Mesleki eğitim istatistik veri tabanının geliştirilmesinin yönetime değer katacağı belirtilerek, mesleki ve teknik eğitim sürecinin güçlü, zayıf yönleri ile tehditlerine yer verildi.
''Yasal ve idari düzenlemelerin varlığı, ülke genelinde yayılmış mesleki eğitim kurumları ve personelinin olması, sektörle işbirliği protokollerinin olması'' gibi bazı özellikler, sürecin güçlü yönleri olarak sıralanırken, zayıf yönler ise şöyle tespit edildi:
''Maddi kaynak yetersizliği, mesleki ve teknik eğitim kurumlarının yeterince tanıtılmaması, mezunlarının yeterli düzeyde izlenmemesi, hizmet içi eğitimin yetersizliği, modüler eğitim sistemi ile ilgili mevzuat altyapısının tamamlanmamış olması, mesleki eğitim öğrencilerine girişimcilik kültürünün yeterince kazandırılmaması, mesleki eğitimde yeterliliklerin ölçülememesi.''
Raporun bulguları
Raporun bulgular bölümünde mesleki ve teknik eğitime ilişkin tespitler yapılmış ve öneriler getirilmiş.
Türkiye'de mesleki ve teknik eğitimde okullaşma oranını yüzde 40 olduğu ve OECD ülkelerine göre düşük düzeyde olduğu belirtilerek, bu eğitime katılımın artırılması için bütüncül bir strateji geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Raporda şu önerilerde bulunuldu:
''Yükseköğretim giriş sınavlarında tüm ortaöğretim müfredatının girilecek her bölümle ilişkilendirilerek ve ağırlıklı olarak sınav konularına dahil edilmesi, genel ortaöğretim, mesleki ortaöğretim gibi suni ve sınırları belirsiz bir ayrım yerine tüm ortaöğretim programlarının belli alanlardaki ağırlığa göre şekillendirilerek isteyen öğrencinin kredi eksiklerini tamamlayarak istediği bölümden mezun olabilmesinin önünün açılması sağlanabilir.''
Mesleki eğitimde uzmanlaşmış okul sisteminin oluşturulması önerisi de getirilerek, her okulun belli bir alanla ilişkilendirilmesi sisteminin uygulanması, belirli mesafe kriterleri aşılmadıkça bölüm açılmaması gerektiği üzerinde duruldu.
Genel ortaöğretim programlarına devam eden öğrencilerin mesleki eğitime geçişlerini sağlamaya yönelik esnek bir yapının kurulması üzerinde de durulan raporda, ''Açık lise sisteminde olduğu gibi genel eğitim ve mesleki eğitim derslerini alan her iki eğitimden de diploma alabilmelidir. Modüler öğretim uygulaması ile sınıf geçme uygulamasının uyumlaştırılması gerekmektedir'' denildi.
AA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.