Tekinalp, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, yasanın yürürlüğe girmeden değiştirilmesi ya da yürürlüğünün erteleneceği konusunda kendisine resmi olarak gelen bir bilgi olmadığını belirterek, ikincil düzenlemeler konusunda devamlı temas halinde olduğu Gümrük ve Ticaret Bakanlığının düzenlemenin yürürlüğüyle ilgili hazırlıkları sürdürdüğünü kaydetti.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın ''yürürlüğe girmeden evvel herhangi bir değişiklik yapılmayacağını belirtmiştir. Benim kanaatime göre Bakan'ın beyanatı Türk Ticaret Kanunu ile ilgili bütün spekülasyonları ortadan kaldıracak niteliktedir'' dedi.
Yasada değişikliği Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) istediğini ifade eden Tekinalp, ''TOBB'un önerileri tasarı görüşülürken Adalet Komisyonu ve alt komisyonunda, en son da partilerarası uzlaşma komisyonunda kabul edilmemişti. Bu herkes tarafından değerlendirilmesi lazım gelen bir olgudur. TOBB, o zaman kabul ettiremediği görüşlerini ve onlara eklediği hususları, şimdi bir hava yaratarak getirmeye çalışıyor. Bunu yaparken de bilgi kirliliği yaratıyor; yasada yer almayan hususları varmış gibi gösteriyor veya çok yanlış şekilde yorumluyorlar'' diye konuştu.
Tekinalp, yasanın, şirketin kasasını kendi kasası gibi kullanmasının yasaklandığına işaret ederek, ''Türkiye'de böyle bir alışkanlık var ve bu tipten işlem şirketin boşalması, paraların şirketin alacaklarından ve diğer ortaklarından kaçırılması gibi görülüyor. Bununla ilgili, '10 lira alsa hapse girecek' şeklinde bilgi kirliliği yaratıyorlar'' dedi.
Yasayı eleştirenlerin limited şirketlerde denetleme olmasını istemediklerini belirten Tekinalp, şöyle konuştu:
'''Yasanın esas amacı, doğru muhasebe yaratmayı sağlamaktır. Türkiye'de limited şirketlerin muhasebesi tamamen denetim dışıdır. Yasa, bunları doğru bir muhasebe yapmaya yönelik düzenleme içeriyor. Kanun, bunun için küçük-büyük şirketi düşünmemiştir. Limited şirketi denetim dışı çıkarmak istiyorlar. Şirketin denetim içi veya denetim dışı kalması değil, doğru muhasebe yapması önemlidir. Yoksa Türkiye hiçbir yere gidemez. Limited şirketler özellikle önemli. Limited şirketlerin KOBİ olması nedeniyle büyük teşvik giriyor ve bunlar bir anda buharlaşıyor. TOBB bunu bildiği halde 'biz de baskı altında kalıyoruz' diyor, oysa bu da doğru değil. Belgelere dayandırmıyorlar.
Yasanın özellikle limited şirketlerin denetlenmesine ilişkin hükümlerinin bir maliyet yaratacağı muhakkaktır. Çünkü denetlemeyi bağımsız denetçi dediğimiz, uzman kişiler yapacaktır. Bu uzman kişilere bir ücret ödeneceği de muhakkaktır. Ancak, sorun Türk işletmelerinin doğru, dürüst ve güvenilir muhasebeye sahip olmaları sorunudur. İşletmelerimiz ancak bu suretle rekabet gücünü haiz olur. Dürüst, doğru bilanço, yeni yasanın çözüm getirmeyi amaçladığı bir sorundur. Kanun bu sorunun 2-3 sene içerisinde çözülebileceği inancıyla hazırlanmış, Kanuna bu yolda hükümler ve mekanizmalar konmuştur. Sorunun Türkiye'ye getireceği yarar ve sağlayacağı değer o kadar yüksektir ki bu yolda her türlü özveriye katlanılmalıdır.
Gerçek KOBİ niteliğinde olan limited şirketlere, bu limited şirketlerin cirolarına ve bilanço büyüklüklerine göre yapılacak bir tarifeye göre tespit edilecek denetçi ücretlerini Devlet, KOBİ'lere verilecek teşvikler arasında ödemelidir. Söz konusu bedel, 200 milyon TL civarındadır, bu da Devletin karşılayamayacağı bir bedel değildir. Hele bu bedelin bir kısmına TOBB katılacak olursa, yük daha azalacaktır. Sorunun çözümü bu şekilde ele alındığı takdirde Türkiye 3 sene içerisinde 500 bine yakın işletmesinde şimdiye kadar hayal etmediği bilançolara kavuşacaktır. Ticaret Kanununun esas hedefi budur. Bu hedefin toplumsal bedeli, bu konuda sorumluluk sahibi olan kuruluşlar tarafından karşılanmalıdır.''
Tekinalp, TOBB'nin, Türkiye Muhasebe Standartları ve Türkiye Denetleme Standartları ile ilgili yazılımları yaptırıp bedava olarak denetçilere ve diğer ilgili çevrelere dağıtması gerektiğini belirterek, ''Bu TOBB'un asli görevidir, üniversite işletmekten önce gelir. Aynı yargı İstanbul ve İzmir Ticaret Odaları için de geçerlidir'' dedi.
Eleştirilen konulardan biri olan web sayfası yapma zorunluluğuna işaret eden Tekinalp, internet sitesinin maliyetinin, yılda 200 lirayı geçmeyeceğini kaydetti.
-''Mutabakat olmadan gündeme gelmeyecek''-
AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli de AA muhabirine, yasada değişiklik istenen 4 konu bulunduğuna işaret ederek, bunların ''şirket ortaklarının sorumluluğu, denetim, web sayfası zorunluluğu ve kamu bilgi havuzu'' olduğunu belirtti.
Mart ayında yasada değişiklik için çalışmalara başlayacaklarını, halen kendilerine taleplerin geldiğini anlatan Canikli, şöyle konuştu:
''Şirket ortaklarının sorumluluğu, en çok tartışılan ve bize iletilen taleplerin başında geliyor. Diğeri, yasayla bütün mali tabloların denetlenme zorunluluğu getiriliyor. Bu normal ama orada boşluk var; denetimi kim yapacak ve fiyatlandırma, ücretlendirme olacak. Özellikle belli firmalara ilave yük getirecek. Yeni kurulan firmanın zaten finansal ihtiyacı var. Mali tabloların ancak denetçi tarafından tasdik edilecek. İlave yük getirildiğinde acaba başta bunların gelişimine olumsuz etki yapar mı?
Ayrıca, bazı şirket bilgilerinin kamuoyu ile paylaşılma zorunlulu getiriliyor. Özellikle bilgi birikimi ve teknolojik katma değer üretimi yüksek olan şirketler buna itiraz ediyor. Gerekçe olarak 'bunlar bizim için know-how'dur, bilgi birikimidir, rakiplerimizin eline geçebilir ve bizi sıkıntıya düşürebilir' diye itirazlar var. Açıklanması zorunlu kılınan bilgiler... Bu hassasiyetleri giderir mi gidermez mi bunları nasıl formüle edebiliriz, bunları konuşacağız.''
Yasada yapılacak değişikliklerin ancak siyasi parti gruplarıyla sağlanacak mutabakatla gündeme gelebileceğini, ayrıca Bilim Kurulunun da görüşünü alacaklarını kaydeden Canikli, ''Ticaret Kanunu'nu yaparken gruplarla nasıl mutabakata vardıysak değişiklik önerileri de aynı şekilde gündeme gelebilir. Mutabakat olmadan kesinlikle değişiklik talebi gündeme gelmeyecek'' dedi.AA
